Şuanda 221 konuk çevrimiçi
BugünBugün1541
DünDün6244
Bu haftaBu hafta15509
Bu ayBu ay15509
ToplamToplam10483933
Müslümanlıkta kıvraklık kültürü PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Salı, 20 Aralık 2016 21:46


Orta ve Güney Asya Etnolojisine Giriş başlıklı bir ders aldığımı daha önce belirtmiştim. Derste bölgenin genel tarihsel ve kültürel yapısının yanı sıra bazı ülkeler üzerinde de ayrıntılı olarak duruluyor. Bunlar Hindistan, Kırgızistan ve Türkmenistan. Hindistan üzerinde ne kadar dursanız konuyu bitiremezsiniz çünkü sadece kalabalık değil aynı zamanda çok kültürlü bir ülke… Ders de adı üzerinde konuya girişi içeriyor.

Kırgızlar da Türkler gibi Müslüman, Sünni ve Hanefi… Müslüman olmak ulusal kimliğin önemli bir bileşeni, Kırgız dedin mi aynı zamanda Müslüman anlaşılıyor. Bizimle başka benzerlikleri de bulunuyor:

Kırgızlar Arapça bilmiyorlar ama Arapça sureleri okumaktan hoşlanıyorlar. Ne denildiğini anlamasalar da hoşlarına gidiyor.

İslamiyet Orta Asya’da yayıldığında sadece eski dinlerin yerini almamış, eski inançların bir bölümünü de alıp bünyesine katmış. Bu nedenle İslam’ın adı İslam ama gerçekte farklı bir İslam…

Üzerinde çalıştığımız yaklaşık 30 sayfalık metindeki en ilginç fotoğraf başkent Bişkek’te çekilmiş: büyük bir Lenin heykelinin önünde onu sol taraflarına alarak namaz kılan çok sayıda Kırgız…

Din, Kırgızistan’da aynen bizde olduğu gibi günlük hayatın önemli bir parçası. Namaza, özellikle de Cuma namazına gidilir. Herkes birbirini kontrol ettiği için hemen herkes bu namaza gidiyor. Bizdeki adıyla “mahalle baskısı”…

Kırgızların İslam yorumlarını öğrenince birbirinden farklı İslamlar bulunduğunu ve birisi gerçektir ötekiler sahtedir demenin mümkün olmadığını görebiliyorsunuz. Bütün dinlerde olduğu gibi islamda da gelişmiş bir yorum kültürü bulunuyor. İslamda biraz fazla gelişmiş de denilebilir.

Kırgızlar SSCB döneminde Hacca gidemezmiş. Şimdi de mesafe uzak olduğu için pek gidemiyorlar ama çaresini bulmuşlar. Hemen güneydeki Hindistan’da İslamiyet’in gelişmesine büyük katkısı olmuş Babür Han’ın dua ettiği bir dağ varmış, orasını kutsal yer ilan etmişler. Her yıl buraya gidip, dua edip hacı oluyorlar.

Yorum meselesi ve kişinin yoruma inanıp kendisini rahat hissetmesi…

Burada doğru ya da yanlış yoktur, önemli olan kişinin neye inandığıdır.

“Burada hacı olunur” diye inanılıyorsa, durum bundan ibarettir!

Bir başka ilginç konu içkiyle ilgilidir.

İslam’da alkol yasaktır, özellikle de şarap daha bir yasaktır. Bunu Kırgızlar da biliyor ama votka dışındakileri alkolden saymıyorlar.

Hafif alkollü kımız zaten değerlendirme dışıdır, su gibi içiliyor.

Bira, şarap ve hatta konyak bile alkollü içki sayılmıyor. Sadece votka bu kategoride değerlendiriliyor.

Bu değerlendirmenin temelinin ülke tarihinde olduğu söylenebilir.

Votka Rus içkisidir ve SSCB döneminde Kırgızların Ruslarla arasının iyi olduğu söylenemez. Votka Rusların dolayısıyla da Hıristiyan Ortodoksların içkisidir. Kırgızlar da bunu değil içkiden saymadıkları başka alkollü içecekleri tüketirler.

Kırgızistan’daki Sovyet yönetimi yıllarında gelenekleri açıkça olmasa da yürütmek için şöyle bir yol bulunmuş: devletin herhangi bir kurumunda çalışan, yetkileri olan ama gizlice de olsa ülke geleneklerine inanan insanları bulmak ve bunlar vasıtasıyla işini yürütmek…

Kırgızlarda sözlü gelenek güçlü, manas adlı uzun manileri bulunuyor ve bu manide ülke tarihi de anlatılıyor. Sovyet döneminde tarih duruma göre farklı şekillerde anlatılabiliyor.

Bizde içki içenlere iyi gözle bakmayanlar bulunuyor ama bu anlayış kendilerinin İslam anlayışıyla sınırlıdır. Kırgızlar da Müslüman ama sadece votkayı alkollü içecek olarak görüyorlar.

“Onlar Müslüman değil, hakiki Müslüman biziz” diyecek olanlara “haydi ordan” demek gerekir.

İslam Devleti, El Kaide, El Nusra yandaşları da Müslüman ama dinle bağı çok da sıkı olmayan Türkleri Müslümandan saymazlar.

Gerçek Müslüman kimdir, sahteleri kimlerdir; hepsi yoruma bağlıdır.

Her dinde farklı yorumlar bulunmakla birlikte bu durum Müslümanlıkta oldukça fazladır.

Yorum bolluğunun bir nedeni de Arapçanın yoruma fazlasıyla açık bir dil olmasıdır.

Diyelim Almancada bu yorum bolluğunu bulamazsınız.

Müslümanlıkta kıvraklık ya da kıvırma kültürü oldukça gelişmiştir.

İslam Devleti’nden Kırgızlara kadar hepsi Müslüman; hepsi aynı Tanrı ve peygambere inanır ama birbirlerinden epeyce uzaktalar…