Şuanda 300 konuk çevrimiçi
BugünBugün1577
DünDün6244
Bu haftaBu hafta15545
Bu ayBu ay15545
ToplamToplam10483969
Profesyonel olmak kafada başlar PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Cumartesi, 07 Ocak 2017 23:36


Frankfurter Rundschau adlı günlük gazetede birkaç gün önce çıkan bir makalede Fransız bir uzman silahlı eylemlere giren kişilerdeki eğitim eksikliğinden söz ediyordu. Kendisine göre ilk kuşak eylemciler daha eğitimliydiler.

Burada eğitimden kastedilen bilinen anlamda askeri eğitim değildir. Çok iyi silah kullanabilirsiniz ve aynı zamanda da acemi bir eylemci de olabilirsiniz. Hiçbir eylem önceden tasarlandığı gibi gerçekleşmez. Her zaman beklenmedik durumlar ortaya çıkabilir. İyi eylemci neyi ne zaman ve nerede yapacağını bilen kişidir. Eylem önceden iyi planlanmıştır ve gereksiz yere silah kullanılmaz. Gereksiz silah kullanımı bazı durumlarda eylemin başarısını engelleyebileceği gibi aynı zamanda acemilik göstergesidir. Eylemci kendine güvenir ama silahından çok neyi nasıl yapacağını bilmesine güvenir.

Eylemlerdeki bazı silah kullanma özelliklerinin profesyonellikle ilgisi yoktur. Mesela Reina eylemcisinin kalaşnikof şarjörlerine ters olarak birbirine bağlaması profesyonelliğe örnek olarak gösteriliyor ki, ilgisi yoktur. Şarjör değiştirirken zaman kaybetmemek için böyle yapılması gerektiğini düşünmek için iyi bir askeri eğitim görmek gerekli değildir. Biraz düşünerek bulabilirsiniz.

1977’de Taksim’de Intercontinental oteline yapılan kurşunlama eyleminde iki kalaşnikofun şarjörleri de birbirine böyle bağlanmıştı. Ek olarak, iki silah aynı anda ateşe başlamamış, birisi iki saniye kadar geç başlamıştı. Neden derseniz, çünkü ilk silah şarjör değiştirirken o kalabalıkta herhangi bir saldırıyla karşılaşılırsa eğer ikinci silahta henüz mermi bulunuyor olacaktı. Gerçi gerideki bir kişide 14’lü vardı ama ateş gücünün fazla azalmaması önemliydi. İki silah aynı anda ateşe başlarsa ilk şarjörler aynı anda biteceğinden, şarjör değiştirilirken birkaç saniye için bile olsa tek 14’lüye kalınacaktı.

Katılanların hiç birisi askeri eğitim görmemişti. İyi bir planlama, hızlı hareket ve ateş gücünün en üst seviyede tutulması için askeri eğitim gerekli değildi. Ortamı tanıyan ve biraz düşünebilen herkes bunları yapabilirdi.

Geçenlerde bir televizyon kanalında adına “güvenlik uzmanı” denilen kişilerden birisini dinlemek talihsizliğine uğradım. Kendisi Reina eylemcisinin şarjörlerini ikili ve ters bağlayarak kullanmasını profesyonelliğin kanıtı olarak görüyordu. Eylemi yapanın profesyonel olduğu açık ama bu özelliği sadece iyi silah kullanmasından gelmiyor. Hele de şarjörleri bağlama tarzından hiç gelmiyor.

Adam yürüyen cephanelik gibi gece kulübünün kapısında duranları vurup içeriye giriyor. Bir kere yılbaşı günü güvenlik çemberlerini aşarak oraya gelebilmek başlı başına iyi bir planlama yapıldığını gösterir.

“Güvenlik uzmanı” denilen kişiler polise, içişleri bakanına ve hükümete yönelik “yıkama yağlama” işleriyle meşgul olduklarından eylemde polisin büyük hatasını susarak geçiştiriyorlar. Belki hatanın farkında bile değiller. Bizde “güvenlik uzmanı” dediğiniz kişi böyle oluyor!

Gazetelerin yazdığına göre içerde 15 dakika içinde 39 kişiyi öldüren eylemci silahını atıyor, üstünü değiştiriyor ve gece kulübünden çıkan ilk guruba karışıp kaçıyor. Olay üzerine gelen özel time de “Mutfakta rehineler var” deyip dikkati başka yere çekiyor. Polis bu ilk grubu dışarıya çıkarıp bırakıyor.

Buradaki vahim hatayı görmek gerekir.

Bu tür baskınlar ilk kez İstanbul’da olmuyor. Başka ülkelerde polis baskın yapılan yerden kurtulanları durum açıklığa kavuşmadan bırakmaz. Neden derseniz, eylemi yapanın kargaşalıktan yararlanarak kaçması bilinen bir yöntemdir ve ilk defa da İstanbul’da yaşanmamaktadır.

Profesyonellik başkalarının ne yaptıklarına dikkat etmeyi de içerir. Başka ülkelerde polis bu tür olaylarda farklı davranıyor.

Sosyal medyanın aynı zamanda bir yalan merkezi olduğunu sanırım bütün okurlar biliyordur. Bir örnek:

Eylem denildiğine göre 15 dakika kadar sürüyor. Bu tür eylemler için uzun bir süredir.

Eylemci üzerine değiştiriyor. Bunun için beş en fazla on dakika harcanır.

Eylemci en fazla 25 dakika sonra dışarıdadır.

Bu sırada polisle konuşuyor ve gidiyor.

Bu durumda “polis geç geldi, olaydan 40 dakika sonra geldi” denilmesi olup bitenle uyuşmuyor. Arada en az 15 dakika bulunuyor ki, bu tür eylemlerde uzun bir zamandır.

Berlin polisinin Noel pazarına giren kamyonun 12 kişiyi öldürmesi eyleminde yaptığı hata Meclis araştırmasına konu oldu. Polisin içinde de bu konuda hayli araştırma ve analiz yapılacaktır. Polis eylemin ardından yanlış kişiyi eylemci olarak yakaladığı için gerçek eylemci rahatça kaçabildi. Kişi önce Belçika’ya, oradan Fransa’ya oradan da rastlantı sonucu rastladığı polis kontrolündeki çatışmada öldürüldüğü İtalya’ya kadar geliyor. Bunun ardından sınır kontrolleri yeniden başlarsa ve özellikle de Kuzey Afrikalı ve Arap görünümlüler kontrol edilirse şaşırmamak gerekir.

Bizdeki kalitesizlik süslü terimler bulunarak ortadan kalkmıyor. “Güvenlik uzmanı” bu konudaki örneklerden bir tanesidir. Kişi bir şeyden anlamadığı gibi dikkatini sadece eylemcide yoğunlaştırıyor. Polisin hareket tarzının ne kadar doğru olduğunu dikkate almıyor ki bu bile başlı başına büyük bir hatadır.