Şuanda 275 konuk çevrimiçi
BugünBugün1563
DünDün6244
Bu haftaBu hafta15531
Bu ayBu ay15531
ToplamToplam10483955
Alt kimlik ve gelecek PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Çarşamba, 08 Şubat 2017 02:33


 

 

Sosyal hareketler kendilerine uygun kimliklerle birlikte varolabildiklerinde daha sürekli olurlar. Her sosyal hareketin kendisini dışındakilerden ayıran bir dünya görüşü, buna uygun bir hayat tarzı bulunur. Dünya görüşüyle hayat tarzının çakışması ya da yaklaşık aynı olması pek görülen bir durum değildir. Bu durumdaki çevreler ki sosyal hareketin büyük bölümünü oluştururlar, sözde bir türlü hayatta ise başka türlüdürler. Alt kimlik dünya görüşüyle hayat tarzının yaklaşık çakışması durumunda ortaya çıkar.

Eskiden örnek olarak neredeyse tek sosyal hareket olarak bilinen işçi hareketinden örnek verilirdi. Kendi gazeteleri, eğlenme anlayışları, toplandıkları yerler kısacası ayrı bir kültürleri vardı. 1970’li yıllara kadar süren bu özellik giderek neredeyse ortadan kalktı. Kapitalizmin gelişen iletişim teknolojisiyle insanların boş zamanlarını da doldurması, çalışanların kapitalizmle esas olarak işyerlerinde değil hayatın her alanında neredeyse her dakikalarında muhatap olmaları sonucu farklı kesimlerin hayat tarzlarında aynılaşma arttı.

Alt kimliğin güncelleşmesi, işçi hareketinden ayrı bir hareket olan, sınıf esasına dayanmayan 1968 hareketinden sonra ortaya çıkar. 68 hareketi ardından yeni hareketler de ortaya çıktı: kadın hareketinin yeniden doğuşu, çevre hareketi, barış hareketinin değişik bir zeminde şekillenmesi gibi…

Alt kimliğin önemli özelliği, politik olanla kişisel olanın birleşmesidir. Bu birleşme sadece kişi değil aynı zamanda küçük ya da büyük grup düzeyindedir. Bu kimliğin kendisini başkalarından ayıran düşünceleri, davranış tarzı ve hatta farklı giyimi vardır.

Bunu militan çevrecilerde görmek mümkündür. Mümkün olduğu kadar az enerji harcarlar. Paraları olduğu oranda bio denilen farklı ürünlerle beslenirler. Otomobil yerine toplu taşıma aracı veya bisiklet kullanırlar. Politik yönelim olarak genellikle Yeşilcidirler.

Bu insanların arasında yakın ilişkiler, toplandıkları ayrı mekanlar bulunur.

Benzer bir saptama anarşistler için de yapılabilir. Belirli bir giyim tarzları ve kendi aralarında toplumda alışılmış olandan farklı ilişkileri vardır.

Bizde 1960’lı yılların ikinci yarısında ve 1970’lerin başlarında sosyalistlerin bir kesiminde de benzeri bir durum yaşanmıştı. Düzenle bağlarını koparmak ya da olabilecek en aza indirmek, farklı iç ilişkilere hatta değişik bir giyim tarzına, tüketim alışkanlıklarına sahip olmak bu kesimin belirgin özellikleriydi. Burada politik olanla kişisel olan birleşmiştir. Dünya görüşü hayat tarzında ifadesini bulur.

Bunun için mutlaka sosyalist olmak da gerekli değildir. Mesela nükleer enerji kullanımına karşı olanlara bakıyorsunuz. Bu hareket de 1968 sonrasında ortaya çıkmıştır. Farklı bir hayat ve eylem tarzları bulunan, kendi yayınlarına sahip olan bu kesim sayıca fazla olmasa bile birlikte ve etkin olarak harekete geçebilmektedir.

Alt kimlik toplumsal değişim için olmazsa olmazdır. Böyle bir alt kimlik hazır değilse en uygun zamanda bile düşünülen yönde toplumsal değişim olmaz. Bu kesim uygun zamanda hızla büyüyerek toplumsal değişimi başarır veya başaramaz ama bu kesimin bulunmadığı durumlarda böyle bir değişim de mümkün olmaz.

Alt kimliklerin bir bölümü yıllarca dar bir çevre olarak yaşar ama dışarıya kapalıdır. Dünyada ne olup bittiğiyle ilgilenmez ya da ilgilense bile onu anlayabilecek düzeyde değildir. Kendi içinde kastlaşır ve bunlardan bir şey olmaz.

Başka bir çeşit alt kimlik ise dünyaya açıktır, kendisini bu açıklık temelinde sürekli kılmıştır. Dardır ama büyüme potansiyelini içinde taşır. Süreklidir ve bu süreklilik çok önemlidir. Gelecekte farklı bir gelişme düzeyini yakalayabilir veya bunu yapmakta başarılı olmayabilir ama dışarıya açık ve sürekli alt kimliğin bulunmadığı yerde geleceği potansiyel olarak bile etkileme imkanı yoktur.

Tarikatların örgütlenme tarzında bu alt kimliğin bütün özelliklerini görebilirsiniz.

Dünya anlayışları çok farklıdır ama kendi içinde bunun sürekliliğinin zeminini kurmuştur. Gün gelir, dünya değişir, fırsatlar çıkar ve bu kesim topluma hakim olmaya, kendi anlayışını dayatmaya başlar. Söz konusu alt kimlik yıllardan beri bulunmasaydı, fırsat çıktığında bile böyle bir gelişme olamazdı.

Yıllardan beri süren ve bütün hayatı şekillendiren kimlikleşmiş bir gelenek yoksa başka bir deyişle politik olanla özel olanın birleşmesi söz konusu olmamışsa, dışarıdan destekle fazla bir şey olmaz.

Kadın-erkek ilişkisi, aile hayatı, eğitim anlayışı, giyim tarzı ve toplumsal örgütlenme gibi konularda yıllardan beri olandan tümüyle farklı bir hayat ve bu çerçevede yıllardan beri yetişen kadrolar… Uygun ortamda bu kesimin yayılması ardından gelir.

Bu kesim kapitalizme karşı değildir ama ona kendi rengini verir ve zaten derdi de budur.

Denilebilir ki, emperyalizmin desteği de söz konusudur. Evet, böyledir ama yıllardan beri oluşmuş ve gelişmeye hazır bir nüve olmasaydı, bu destek herhangi bir anlam taşımazdı.

 

Birbirinden çok farklı alt kimlikler olabilir ama tamamında genel kural aynıdır: politik olanla özel olanın birleşmesi ve bunun sürekli duruma getirilmesi…

Son Güncelleme: Çarşamba, 08 Şubat 2017 02:35