Şuanda 156 konuk çevrimiçi
BugünBugün1513
DünDün6244
Bu haftaBu hafta15481
Bu ayBu ay15481
ToplamToplam10483905
Aptallaşan insan PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Çarşamba, 15 Şubat 2017 17:38


Türkiye insanının pek akıllı olduğu zaten söylenemezdi. Aksini iddia edecek olanların Türklerden ve Kürtlerden kaç tane tanınmış edebiyatçı, bilim insanı, müzisyen, mimar çıktığını saymaları gerekir. Yok değil, var ama epeyce az. Dahası bizden tanınmış din bilgini de çıkmamış. Bakmayın çok kişinin dini bütün geçindiğine, din konusunda bile ciddi bir eğitim eksikliğine sahipler. Ali Şeriati, Mevdudi, Seyyid Kutub gibi yakın dönemin tanınmış İslam teorisyenlerinin hepsi başka ülkelerdendir. Bizde bilgiden çok kurnazlık geçerlidir. İş yapmaktan çok başkasının yaptığını bir şekilde sahiplenmek ya da üstüne oturmaya kalkmak geçerlidir.

Bunlar eskiden de vardı ama şimdi iyice artmış durumdadır.

Aziz Nesin yaklaşık 25 yıl önce insanımız için “yüzde 60’ı aptaldır” demiş, önce tepki görmüş, ardından da oranı eksik verdiği için eleştirilmişti.

Son olarak “hayır-evet” kampanyasına şöyle bir bakın, insanımızın algı düzeyinin ne kadar geri olduğunu görebilirsiniz.

Konya’da “sigaraya hayır” afişleri “yanlış anlaşılabilir” gerekçesiyle kaldırılmış!

Sanki “sigaraya hayır” ile “referandumda hayır” arasında bağlantı varmış gibi düşünülmüş.

Böyle düşünenin zeka düzeyinden şüphe etmek hakkına sahibiz. Normal aklı olan bir insan hem sigaraya hayır diyebilir hem de referandumda evet diyebilir. Normalde iki konunun birbiriyle ilgisi yoktur ama kelimelerle düşünen, basit bağlantıları bile göremeyen insanlar için ne söylense yeridir.

Bir AKP milletvekili Kılıçdaroğlu’da “evet dediğin için evlenebildin” demiş!

Yahu nikahta “evet” ile referandumda “evet”in ne ilgisi var!

Kafa bu kadar çalışıyor ve dahası sayıca az olmayan insanın bu şekilde etkilenebileceğini düşünüyorlar.

Yanıldıklarını sanmıyorum.

AKP’nin bu ülkeye yaptığı en büyük kötülük insanları kültürsüzleştirmek ve aptallaştırmak oldu.

Yukarda sadece iki örnek verdim ama şöyle bir haberleri tarayın, çok sayıda örnek bulabilirsiniz.

Hitap ettiğimiz insanlara yönelik olarak mümkün olduğu kadar basit konuşmak zorundayız. Sigaraya hayır ile referandumda hayır demeyi birbirine karıştırabilecek insanla mümkün olduğu kadar basit konuşmak gerekir.

Hayır için çok sayıda yöntem bulunmakla birlikte bence en önemlisi hayır konusunu Erdoğan’a hayır demekten çıkarmaktır. AKP özellikle bunun üzerine gidecektir. Gerçekte ise sorun Erdoğan’a evet veya hayır demenin çok ilerisindedir. Sultanlık gelmektedir ve Erdoğan da bir gün bu dünyadan ayrılacaktır. Yerine de sultanlık gereği oğlu geçerse şaşmamak gerekir. Üstelik bunun için seçim de yapılabilir.

Referanduma sunulan yeni anayasanın Suriye anayasasına benzediğinden söz ediliyor. Orada da devlet başkanlığı baba Hafız’dan oğul Beşar Esad’a geçti. Üstelik de bu geçiş için seçim de yapıldı. Bizde neden olmasın?

Yeni anayasa ile devlet başkanına verilen yetkilerin normalde hiç kimseye verilmemesi gerekir. Ahmet, Mehmet, Erdoğan ya da bir başkası; fark etmez. Hiç kimseye verilmemesi gerekir.

“Hayırcı cumalar” ya da “hayırlara vesile olsun” veya “hayırda hayır vardır” söylemine itibar etmememiz gerekir. Biz dini söylem kullanmamalıyız. Basit ifadelerle insanlara sultanlığın ne demek olduğunu, Türkiye’nin bu yeni anayasa ile Arap ülkelerinden farkının kalmayacağını anlatmaya çalışmalıyız.

 

Cahillik ve aptallık birlikte gidiyor, maalesef böyle…