Şuanda 239 konuk çevrimiçi
BugünBugün1550
DünDün6244
Bu haftaBu hafta15518
Bu ayBu ay15518
ToplamToplam10483942
100. Yıl Yazıları (10): Sosyalist ülkelerde burjuvazinin hızla gelişmesi PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Cumartesi, 06 Mayıs 2017 19:40


100. Yıl yazılarında sondan bir önceki bu yazıda yazmaktan çok referans vermekle yetineceğim. Bu konuyu fazlasıyla anlattım, yeniden yazmak istemiyorum.

Sosyalist ülkelerde burjuvazi nasıl ortaya çıktı, sorusunu internete verdiğiniz zaman www.enginerkiner.blogspot.com ile Bianet’te konuyla ilgili yazılara ulaşabilirsiniz. Ek olarak, www.enginerkineryazilar.wordpress.com adresindeki “Sosyal emperyalizme ne oldu?” başlıklı birkaç bölümlük yazıyı da okumalısınız.

Bu konuda en eski yazım, hatırladığım kadarıyla 2009 yılındadır.

Konuyla ilgili olarak ana fikir aynıdır: sosyalist ülkelerde burjuvazi dışarıdan gelmedi, ek olarak Macaristan gibi ülkelerde tarımda ve hizmet sektöründe de bulunan küçük üretimden de gelişmedi; komünist partisinden doğdu ve büyük hızla gelişti.

Birkaç soruyla konuyu kısaca özetlemeye çalışacağım, ayrıntılı değerlendirmeyi kaynak verilen adreslerde bulabilirsiniz.

BURJUVAZİ NEDEN ORTAYA ÇIKTI?

Sosyalist ülkelerin büyük iddiası üretici güçlerin geliştirilmesinde kapitalizme yetişmek ve onu geçmekti. 1980’li yıllarda bunun başarılamayacağı anlaşıldı ve yönetici kademe artık geliyorum diyen yeni düzende konumunu garantiye almaya yöneldi. Bunun yolu zenginleşmekti. Kamu mülkiyetinin egemen olduğu bir ülkede zenginleşmenin yolu devleti soymaktır. Onlar da böyle yaptılar.

BURJUVAZİ NASIL BU KADAR HIZLI GELİŞTİ?

Sosyalist ülkelerde burjuvazi yavaş değil büyük hızla gelişti ve doğrudan büyük tekel oldu. Oligark da denilen ultra zenginler –çevreleriyle birlikte- devletin zenginliklerine el koyarak hızla zenginleştiler.

BURJUVAZİ NEREDEN NEREYE DOĞRU GELİŞTİ?

Sosyalist ülkelerde burjuvazi tepeden gelişti. Önce devleti, kurumlarını ve yasaları düzenledi. Bunlar olmadan burjuvazinin gelişmesi mümkün değildi. Mesela miras hakkının bulunmadığı ülkede burjuvazi gelişemez. Bu nedenle öncelikle miras hakkı, özel mülkiyet hakkı, ek olarak bankalar ve kredi kanunları düzenlendi. Yol açıldıktan sonra hızlı gelişme görüldü.

Sosyalist ülkelerde burjuvazinin gelişmesi, kapitalist ülkelerdekinden farklıdır.

NEDEN KAYDA DEĞER DİRENİŞ OLMADI?

Sosyalist ülkelerin hiç birisinde halkın kapitalizme geçişe karşı dikkate değer direniş göstermesi gerçekleşmedi. Çok az ülkede çatışma oldu. SSCB’deki darbe teşebbüsünü halk direnişi olarak görmemek gerekir. Keza Romanya’da silahlı çatışma da esas olarak Çavuşesku’ya yönelikti.

Halk komünist partisi yöneticilerinin yıllardan beri gerçekleşmeyen vaatlerinden ve yalanlarından bıkmıştı. İnandırıcılığını kaybetmek bir partinin başına gelebilecek en kötü şeydir. Reel sosyalizmde müthiş bir yalan mekanizması vardır. Benim de buna inanmam zor oldu ama yapılanları öğrendikçe başka bir sonuca ulaşmanın mümkün olmadığını gördüm.

İki örnek vermekle yetineceğim:

Romanya dışında sosyalist ülkelerde yabancı bankalardan alınan büyük dış borç vardı ve bu borç halktan gizli yapılmıştı. Sosyalist ülkeler içinde üretici güçlerin en gelişmiş olduğu Demokratik Almanya Cumhuriyeti’nde artık yabancı bankalardan borç alınamadığı için Federal Almanya Cumhuriyeti’nin sağcı bir politikacısı aracılığıyla bu ülkeden iki kere yüksek miktarda borç alınmıştı. Bu durumu 1989 Berlin Duvarı kitabında kaynak vererek açıklamıştım.

Yalan konusunda bir başka örnek Bulgaristan’daki çevre kirliliğidir. Ülkenin Pilovdi gibi sanayi merkezlerinde hava kirliliği dayanılmaz derecedeydi ama resmi rakamlara göre hava kirliliği yoktu, değerler normaldi. Gerçek rakamlar “devlet sırrı” kategorisine giriyordu. 1989 Kasım’ında bu ülkede komünist partisine karşı gösterilerin uluslar arası çevre konferansı ardından başlaması bu nedenle ilginçtir.

Başka bir örnek Çernobil’dir. SBKP uzun süre gerçek durumu açıklamamıştır.

Bu nedenle reel sosyalizmin bu ülkeler tarafından yayınlanan kitaplardan öğreneceğiniz tarihi “resmi tarih”tir. Gerçek ise başkadır.

Referans verdiğim yazılarda Küba’da komünist partisinden burjuvazinin neden doğamayacağını da açıklamıştım. Devrimden sonra adadan kaçmak zorunda kalan Küba burjuvazisi Florida’da oturuyor ve yıllardan beri adadaki rejimin yıkılmasını bekliyor. Küba burjuvazisi zaten var ama adada egemen değildir.

Bu dizinin son yazısı olacak olan gelecek yazıda 20. yüzyıl sosyalizminden geleceğin sosyalizmine yönelik hangi sonuçlar çıkarılabilir? konusu üzerinde durulacaktır.