Şuanda 77 konuk çevrimiçi
BugünBugün2074
DünDün6244
Bu haftaBu hafta16042
Bu ayBu ay16042
ToplamToplam10484466
Bağımsızlık referandumu PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Pazartesi, 18 Eylül 2017 20:45


İspanya’da Katalonya ile ilgili olandan değil, Kuzey Irak Federe Kürt Bölgesi’ndekinden söz edeceğim. Öncelikle belirtmek gerekir, her halk bağımsızlık ilan edebilir, devlet kurmaya çalışabilir ama buradaki durumu doğru görebilmek gerekir. Diyelim ki referandum yapıldı ve bağımsızlık ya da devlet kuruluşu için evet denildi. Bu bölgede Kürtlerin azınlığı yaşıyor ve bu durumda bir Kürt devleti kurulacaktır. Ancak unutulmasın, bu durum başkalarının da kurulmayacağı anlamına gelmez. Nasıl birden fazla Arap devleti varsa, birden fazla Kürt devleti de pekala olabilir. Kimsenin kimseye, “biz kurduk, gelin bize katılın” demek hakkı olmadığına göre, neden olmasın?

Farklı ilişkilere ve devlet anlayışlarına sahip olan Kürtler pekala ayrı devletler kurabilirler ve yakın gelecekte olmasa bile böyle bir gelişmeyi muhtemel olarak görüyorum.

Bölgeyle ilgili başlıca ülkeler bağımsızlık referandumuna itiraz ediyorlar. Irak merkezi yönetimi karşı, Türkiye ve İran da karşı, ABD ertelenmesini istiyor, Suriye’nin de karşı olduğu kolayca tahmin edilebilir; sadece İsrail savunuyor. Rusya’nın herhangi bir tutum belirlediğini duymadım. Muhtemelen bekliyor ve gelişmelere göre tavır belirleyecektir.

Bölgedeki Kürtler –ister Barzani, ister PKK, isterse başkası olsun- yıllardan beri devletler arasında oynamanın gereğini biliyorlar. Son birkaç yılda da bunun yeni örneklerini gördük. İslam Devleti’nin Kobane’ye girmesi ABD’nin bombardımanıyla engellendi. Rusya, Türkiye’nin Rojava’ya yönelik operasyonlarının önünde ciddi engel oluşturuyor. Esad yönetimi merkezi yönetimini yeniden kurabilmek için fırsat kolluyor. Kürtler bütün bu güçler arasında iyi oynayarak yollarını çizmek zorundadırlar. Bu nedenle her şeyin zamanı vardır.

Rojava’da özerk yönetim ancak Suriye’de merkezi yönetim zayıfladığında ilan edilebilirdi, daha önce edilseydi kesinlikle ezilirdi. Esad’ın gücünün zayıflamasına katkıda bulunan Türkiye, bu nedenle, Rojava’nın kurulmasına giden yolu açanlardan birisi sayılır.

Rojava, Türkiye’ye karşı ABD ile işbirliği yapıyor, ondan ağır silahlar alıyor.

Başka ne yapmasını bekliyordunuz, azıcık nüfusuyla Türkiye ile yalnız başına kalmasını mı?

Barzani’nin bölgede ülkeler arasındaki dengeleri gözetmek gerektiğini bildiği tartışılmaz bir gerçektir. Bu durumda Türkiye, ve İran’ın açık tepkisine ve ABD’nin de olumsuz tutumuna rağmen bağımsızlık referandumunun neden gündeme getirildiği sorulabilir.

Bölgede bir şeyler döndüğü açık…

Barzani ile Türkiye anlaşma mı yaptılar; mümkündür. Türkiye bölgede Barzani’nin yükselmesini ve PKK’nin gerilemesini ister. Referandum da bu yönde bir adım olabilir mi?

Politikada görüneni değil görünenin arkasını okuyabilmek gerekir.

Irak Kürdistanı olarak da bilinen bölgenin bağımsızlığı İran için pek de kötü olmaz. Bu durum İran’ın Irak’taki çoğunluğu oluşturan Şii nüfus üzerindeki etkinliğinin artmasını getirebilir.

Irak’ın bu bölgesindeki federe yönetimin bağımsız devlet olmasının Türkiye ve İran’daki Kürtleri çok etkileyeceğini düşünmüyorum. Etkiler ama sanıldığı kadar fazla etkilemez. PKK, Kürdistan’ın dört parçasında da etkindir ve değişik konulardaki anlayışı Barzani’den oldukça farklıdır. Kürt halkının bu etkiden sıyrılıp büyük oranda bağımsızlığın etkisine gireceğini hiç sanmıyorum.

Genellemeci düşünmemek gerekir. Hiçbir örgüt Kürt halkını kendi başına temsil etmiyor. Barzani bir bölümünü, PKK bir bölümünü, AKP başka bir bölümünü temsil ediyor. Kürt halkı içindeki bu keskin ayrılığı görmeden sanki bütünlüklü bir halk varmış gibi değerlendirme yapmak yanlıştır.

Barzani yönetimi zaten yıllardan beri devlet gibi davranıyor. PKK derseniz adı olmayan devlet gibidir. Buna AKP’nin devletini de katarsanız fiiliyatta adıyla veya adsız üç ayrı devletin bulunduğu görülür.

Bakalım ne olur? Yakında durum daha açıklığa kavuşur…