Şuanda 266 konuk çevrimiçi
BugünBugün2170
DünDün6244
Bu haftaBu hafta16138
Bu ayBu ay16138
ToplamToplam10484562
Filistin ve efsane üretmek... PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Cumartesi, 09 Aralık 2017 11:15


Devrimciler Filistin’e Neden Gitti? başlıklı iki bölüm yazıda konuyu daha önce incelemiştim. Yazı başlığını internete vererek bulabilirsiniz.

Türkiyeli devrimciler Filistin’e 1960’lı ve 1980’li yıllarda Filistinlilerle birlikte İsrail’e karşı savaşmak için gitmediler. İlkinde –Deniz Gezmiş de gidenler arasındadır- eğitim için, ikincisinde ise 12 Eylül 1980 darbesinden sonra zorunluluk sonucu gittiler. Orada bulundukları sırada İsrail saldırısı gerçekleştiğinde savaştılar ama asıl amaçları Filistin hareketiyle dayanışma ve birlikte savaşmak değildi.

Eskiye yönelik uydurma güzellemeler yapmanın anlamı bulunmuyor.

Filistin’de askeri eğitim görmek THKO’lulara özgü değildi, İtalya’dan Kızıl Tugaylar ve Almanya’dan Kızıl Ordu Fraksiyonu’ndan militanlar da askeri eğitim amacıyla Filistin’e gittiler.

1980’li yıllarda ise ülkeyi terk etmek zorunda kalan çok sayıda devrimci Filistin kamplarında kaldı. Bu kamplarda kalıp nöbet tuttuklarında kendilerine kişi başına ödeme yapılıyordu. Ek olarak barınma ve beslenme sorunları da hallediliyordu.

Yüzlerce insan… Nerede kalacaklar, nasıl beslenecekler? FKÖ (Filistin Kurtuluş Örgütü) bu sorunları çözdüğü gibi sosyalist örgütlerin o yıllarda çok ihtiyaç duyduğu ekonomik destek konusunda da büyük katkı yaptı.

Kamplarda kalan çok kişi bekar olduğu halde kendisini evli ve çocuklu olarak beyan eder ve böylece daha fazla aylık alırdı. Bu aylıklar sosyalist örgütler için büyük destek oldu.

1982’deki İsrail saldırısına karşı kamplarda bulunanlar da Filistinlilerle birlikte direndiler, hayatını kaybedenler oldu. Savaş kaybedildi, kamplar boşaldı, Türk ve Kürt devrimciler başka yerlere gittiler.

1960’lı yıllarda Filistin’e eğitim amacıyla giden THKO’lulardan bir bölümünü tanıyorum. Neredeyse hepimiz aynı üniversitedendik (ODTÜ). 1980’li yıllarda ise 1981 Ocak-Nisan ayları dışında Ortadoğu’da sürekli kalmadım, Filistin’e de hiç gitmedim. Yazılarda aktardığım bilgiye sahip olmak için gitmek de gerekmiyordu. Filistin’deki savaşta yer aldıklarını iddia edenlerin bazılarının durumunun böyle olmadığını da biliyorum. Bir yerde savaşta bulunmuş iseniz, bunu tek başınıza yapmayacağınıza göre çok sayıda kişi sizi görmüştür. Görmemişlerse orada yoktunuz demektir.

Bu da kişinin kendisi hakkında efsane üretmesinin bir başka çeşididir.

Filistin halkı İsrail’den daha fazla Araplardan çekti.

Ürdün ve Suriye gibi ülkeler Filistin hareketini sürekli bölmeye çalıştılar ve bazen da mülteci kamplarına saldırıp katliam yaptılar, yüzlerce kişiyi öldürdüler.

Hamas’ın güçlenmesinde İsrail’in önemli payı bulunur. Filistin hareketini bölmek, FKÖ’yü zayıflatmak için bunu yaptılar ve başarısız oldukları da söylenemez.

Filistinliler Arap devletlerinden yarardan daha fazla zarar görmüştür.

Gelelim bize…

Filistin’de şu veya bu oranda çatışma başlayınca bizdeki Müslümanlar sokaklara dökülür, İsrail ve ABD’yi protesto ederler.

Sosyalistler her zaman Filistin halkının yanında oldular ve bu halka verdiklerinden çok daha fazlasını aldılar. Bir bölümü Filistinlilerle birlikte çalışırken hayatını kaybetti.

Türkiye’deki Müslümanlar Filistin halkı için bağırıp çağırmanın ötesinde ne yapmıştır?

Bu ülkeden binlerce insan İslam Devleti’ne ve El Kaide’ye katıldı.

Müslümanlardan kaç kişi Filistin hareketinin şu veya bu örgütüne katıldı acaba?

İstiyorsanız eğer katılmak hiç zor değildir, yeter ki niyetiniz olsun, ama yoktur.

Bağırıp çağırırlar, protesto ederler ama somut adım atmazlar.

Filistin ile ilgili gelişmeleri protesto eden Müslümanlara söylenecek en iyi söz şudur: bugüne kadar Filistin halkı için ne yaptınız, siz gösteriş yapmaktan başka ne işe yararsınız?