Şuanda 73 konuk çevrimiçi
BugünBugün3461
DünDün6244
Bu haftaBu hafta17429
Bu ayBu ay17429
ToplamToplam10485853
Fotoğraflara bakarken... PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Cuma, 04 Eylül 2020 21:11


Değişik faaliyetlerde fotoğrafımın çekilmesini isteyip ardından da Facebook’ta yayınlamak huyum bulunmuyor. İsteyen fazlasıyla yapıyor. Bırakın faaliyeti birlikte konuşurken, yemek yerken hatta gezerken fotoğraflar yayınlanıyor. İnsanın her anını fotoğraflamasını ve yayınlamasını hiç anlamamışımdır ama bu kadar çok yapıldığına göre demek bazı insanların hoşuna gidiyor.

Bazen eski tanıdıklarımın fotoğrafları yayınlanıyor ve genellikle hayretler içinde kalıyorum. Yanlış mı görüyorum diye kişiye birkaç kere bakıyorum. Aradan yıllar geçmiş, yüzleri kırışmış, saçları beyazlamış ve bunlar normaldir ama o nasıl bir göbek! Beni hayrete düşüren de göbekler oluyor. Bu insanlar ne yiyorlar, anlamıyorum. Bazıları bana rakı göbeği gibi geliyor…

Ardından sık sık “bizim kuşak yavaştan gidiyor”, “öncelikle 78’liler gidiyor” serzenişlerini okuyorum. Doğaldır, insanlar şu veya bu zamanda gidecek tabii de yine fotoğraflara bakıyorum: yüzlerden sağlıksızlık akıyor. Fotoğraftan bile belli oluyorsa, anlayın artık…

Anladığım kadarıyla çoğu insan hayata boş vermiş, öyle gidiyor…

Bir arkadaş vardı, acayip içerdi. Doktor ona “ya rakıyı bırak ya da karaciğer seni bırakacak” dedikten sonra şaraba döndü. Yine iyi içiyor ve “bu yaştan sonra bıraksam ne olacak” diye de kendini avutuyor. Benden on yaş küçük ama bedeninin durumu iyi değil. Umarım Covid-19’dan bir şey olmaz. Beden zayıf olunca her şeye davetiye çıkarır. Güçlü ise, virüsü alsanız bile ayakta geçirirsiniz.

Sanırım Covid-19’u ilk çıktığı zaman geçirdim. Nereden nasıl aldım bilmiyorum ve bu da önemli değil zaten… Yüksek ateş ama üşütme değil ve adale ağrıları. Hayatımda hiç ağrımayan yerlerim ağrıyor. Bunlar tipik belirtiler. Bir de bedende savaş var, hissediyordum. Bedenin bütün savunma güçleri birilerine saldırıyor, savaşı hissediyorsunuz.

Sürekli olarak vitamin ve mineral alırdım, dozajı artırdım. Evde kal, dinlen ve günde iki kere etkili madde –tuzlu su değil- kullanarak gargara yap.

Birkaç gün sonra durum normale döndü, bir hafta sürmedi, bir şeyim kalmadı.

Test yaptırmadım, zaten o günlerde daha test yoktu.

İnsan kendinin doktoru olmalı ve ne olduğunu hissetmelidir.

Biraz dikkat ederseniz, ölmek o kadar kolay değildir.

Bizde virüsün kötü vurmaya başlamasının önemli nedenlerinden birisi insanların çok sigara içiyor olması gerektir. Bu virüs sonuçta ciğere iniyor ve oraya kadar inip de sağlam olmayan bir akciğerle karşılaşıyorsa, işi kolay oluyor.

Her insanın bedeninde çok sayıda mikrop ve virüs vardır. Beden güçlü ise, bunlar faaliyete geçemezler; beden zayıflayınca da hastalıklar birbirini kovalar.

Beden sağlığının önemli bir bileşeni de sağlam psikolojidir. Mesela depresyon sadece psikolojik değil aynı zamanda bedensel bir hastalıktır.

İrsiyetten gelen şizofreni olan ve tedaviyi kabul etmediği için hastalığı ilerleyen –şizofreni hastalarında sık görülen bir durummuş- bir yakınımdan biliyorum. Beyindeki sıvıların arasındaki denge değişiyor ve tedavi de uzun sürüyor.

Sokakta kendi kendine konuşan insanlar görürsünüz. Onlar aslında kendi kendilerine konuşmuyorlar, ses duyuyorlar ve ona cevap veriyorlar. Şizofreninin tipik özelliklerinden birisidir. Bu beyin neler üretiyor!

Tedavide ilaç da var ama az kullanılıyor. Kişi farklı sosyal ortamlarda terapi görüyor ve iyileşiyor. Sosyal çevre ve o çevreyle belirli ilişkiler beyni de düzeltiyor. Mekanizmayı tam bilmiyorum ve Almanya bu tür tedavide oldukça ileri bir ülkedir. Türkiye’de de varmış ama uzmanı az ve çok pahalı deniliyor.

Atatürk’ün sözüydü: sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur.

Yanlış! Şizofreni ve genel olarak değişik ruh hastalarının bedenleri sağlamdır ama kafa gitmiştir. Bazı insanlarda da tersi durum var: kafaları iyi durumda ama beden çökmüş… Bir bölümü zor yürüyor, ciddi hareket sorunları var. Bazılarında bu bedensel sorunlar zihni de etkiliyor. Bu etki kişiye göre değişiyor tabii.

Tıp eğitimi görmedim. Lisede biyoloji dersini sevmezdim, üniversitede özellikle fiziksel kimyayı severdim, biyokimyanın yanından bile geçmedim. Ama sağlık hakkında genel bilgi sahibi olmak için eğitim görmüş olmak gerekmez. Araştırıp öğrenebilirsiniz.

 

Hangi yaşta olursanız olun böyle yapmanızda yarar vardır.