Bazı ülkelerde birkaç gün süren Almanya’da sadece bugün oy verilen Avrupa Parlamentosu seçimi vardı. Oy kullandım ama bu seçimin önemli olduğunu düşünmüyorum.

Avrupa Birliği’nin asıl yönetici organı AB Komisyonu’dur ve üye ülkelerden temsilcilerden oluşur. Parlamentonun fonksiyonu geri plandadır. Bu seçimde oy kullanma oranı genellikle düşüktür ve bu da değişik ülkelerdeki halkın AB ile fazla ilgilenmediğini göstermektedir. Yine de bu seçim güçlenen ve zayıflayan eğilimleri gösterecektir.

Sağın ve özellikle de aşırı sağın güçlenmesi bekleniyor. Bu güçlenmede temel faktör göçmenlerdir. Komisyon yakın zamanda iltica yasalarını yeniden sertleştirmiştir ama bunun da çare olacağı söylenemez. İnsanlar geliyorlar, bir yol kapanırsa başka yoldan geliyorlar. Almanya en fazla iltica başvurusunun yapıldığı ülkedir ve Türkiye her zaman olduğu gibi yine ön sıralardadır. Suriye’den de çok ilticacı bulunuyor.

İngiltere ülkeye giren ve ilticaya başvuran kaçak göçmenler için bu insanları Ruanda’ya göndermeyi çözüm olarak buldu. İngiltere’yi başka ülkeler izleyecektir. Almanya’da Hıristiyan Demokratlar benzer yönelime girdiler ve ilticacıları mahkemeleri sonuçlanıncaya kadar başka bir ülkeye göndermeyi –ülke adı belirtmeden- programlarına aldılar.

İşçilerin birliği, halkların kardeşliği gibi sözlerin ne kadar boşlukta kaldığını her gelişmeyle yeniden görüyoruz. Yeni göçmenlerin gelmesini göçmenler de istemiyor. Piyasaya yeni iş gücü giriyor, kendilerine yeni rakipler çıkıyor.

Yenilerin gelmesine karşı çıkış yönetimden ziyade halkta bulunuyor.

Almanya’da çifte vatandaşlık yasası çıktı ve büyük partilerden önemli karşı çıkış da olmadı.

Almanya milli takımının kaptanı Türk kökenli bir Almandır. Yirmi yıl önce olsa kıyamet kopardı, şimdi de hoşlanmayanlar var ama sayı azdır.

Alman mahkemeleri peş peşe Almanlar arasında kökenine göre ayrım yapılamayacağı kararını veriyor.

Halktaki bazen yükselen bazen düşen hoşnutsuzluk ise sürecektir.

Yeni gelenler kültürleriyle birlikte geliyorlar ve bu kültür yıllardır bu ülkede yaşayanlara uymayabiliyor.

Bu uyumsuzluk ve ortaya çıkacak tepkiler hem kaçınılmazdır hem de normaldir.

Geleni olduğu gibi kabullenmek zorunda değilsiniz. Kültürlerinin bazı yönleri törpülenecektir, bu kaçınılmazdır ve biraz zaman alacaktır.

30 yıl önce Türkler ve Kürtler arasında namus cinayetleri fazlaydı, şimdi neredeyse duyulmuyor.

Evlenmeden önce erkek ya da kız arkadaşı olmak, evlenmeden birlikte yaşamak eskisine göre normalleşti.

Suriyeliler ve Afganlarda bunun yerleşmesi daha zor ama kaçınılmaz olarak değişeceklerdir.

Seçim sonucu iki güne kadar kesin belli olur.