Engin Erkiner
Taşınma | |
Yeni adres yazinverlag.org | |
Diğer Yazıları |
En yeni yazılar
Bugün | 817 | |
Dün | 3587 | |
Bu hafta | 11967 | |
Bu ay | 100000 | |
Toplam | 10835244 |
Konuk Yazılar
İrfan Dayıoğlu - Seçme Yazılar | |
https://drive.google.com/file/d/1Dyw__ 2qmorBMYKu19I4bQPDmwSYpqzPZ/view?usp= drive_link | |
Bütün Yazılar |
Kitap bitti! |
Engin Erkiner tarafından yazıldı |
Cumartesi, 20 Temmuz 2024 10:07 |
Adı şimdilik Firar olan ince kitap bitti. Gözden geçirilecek, muhtemelen küçük eklemeler yapılacak, sayfa düzeni vb. derken E Kitap olarak yayınlanması uzun sürmez. Yaklaşık Kamboçya-Kendini Yıkan Devrim uzunluğunda oldu. Hiç bu kadar hızlı kitap yazmamıştım, bir haftada esas iş bitti. Aşağıda kitabın giriş bölümünü yayınlıyorum.
GİRİŞ
Hapishanelerden firarlarla ilgili çok sayıda film izlemiş, kitap okumuşsunuzdur. Burada okuyacağınız ilki başarısız ikincisi başarılı iki firar anlatımı bildiklerinizden önemli farklılıklar taşımasaydı anlatmamayı tercih ederdim. Yaşadığımız bilinenlerin farklı bir çeşidiyse eğer anlatılmasa da olur. Anlatacağım başarılı ve başarısız iki firarın başka firar anlatımlarından ayrılan iki önemli özelliği bulunuyor. Birincisi; bu firarlarda lümpen olarak yanlış adlandırılan adli mahkumların önemli rolünün bulunmasıdır. Okur politik mahkumların firarları hakkında okumuştur ve okunanlarda adlilere hemen hiç yer yoktur. Hapishanelerde politik mahkumlar kendi aralarında yaşarlar, adlilerle bağları azdır hatta hiç yoktur. 12 Eylül öncesinde yaklaşık iki yıl dokuz aylık mahpusluk hayatımda sekiz hapishane gezdim, Konya ve Selimiye Askeri Hapishanesi dışında adli mahkumlarla sürekli bağlantım oldu. Onlardan çok şey öğrendim. Bunların bir bölümü de firar hakkındaydı. Adli mahkum hapishaneyi siyasilerle karşılaştırılamayacak kadar iyi bilir. Gardiyanları ve hapishane yönetimini de iyi tanır. Okur başarısız ve başarılı firarların yıllarına dikkat etmelidir. Bunlar 1979 ve 1980 yıllarıdır. Hücre tipi hapishaneler yoktu, adli mahkumla ilişki kurmak zor değildi ve bazı durumlarda adlilerle aynı koğuşta kalınırdı. O günlere yönelik tespitlerin 40 yıl sonrasına genelleştirilmemeleri gerekir. İkincisi; 21 Nisan 1980 Pazartesi günü İstanbul’da gerçekleşen ve 22 kişinin kaçtığı büyük firar sadece iyi bir planlama ve şans –her firarda şans gereklidir- temelinde açıklanamaz. Birkaç örgüt arasında yakın işbirliği vardı. Bunu genellikle tünel kazılarak gerçekleştirilen başka politik firarlarda da görebilirsiniz. Bizim firarın farkı aynı zamanda örgütler arasındaki zıtlaşmayı da barındırıyor olmasıdır. Selimiye’den ya da yaklaşık sekiz ay öncesinden beri süren zıtlaşma… İki taraf birbirini tümüyle dışlamıştı; sonuçta biz kaçabildik ve diğerlerini almadık. 21 Nisan firarının anlatımı aynı zamanda dönemin sol içi ilişkilerinin de anlatımıdır. Tekrar belirteyim, kırk yıl önceki sol içi ilişkileri bugüne genellemeyin. Fazla bir şey değişmediğini ben de biliyorum ama zıtlıklar eskisi kadar keskin değildir diyebiliriz yine de…
|