Şuanda 93 konuk çevrimiçi
BugünBugün1943
DünDün3402
Bu haftaBu hafta9667
Bu ayBu ay9667
ToplamToplam10478091
mihrac ural hesap soruyor! PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Çarşamba, 07 Temmuz 2010 16:15


Kimden mi? Tabii ki garsondan… Zaten başka kimden sorabilir ki!

Paris’e gittiğimde Mehmet Koç’u ziyaret etmenin yanı sıra değişik arkadaşları da gördüm.                 

Dediklerine göre, Mihrac Ural’ın yine krizi tutmuş, tehditler savurmaya başlamış.

1988’deki operasyonunu hatırlatıyormuş insanlara…

Ne idi bu operasyon?

Hasan Cabir, Muhabarat’ın birkaç adamı tarafından kaçırılıyor ve kendisine Mihrac Ural’ın da bulunduğu yerde işkence yapılıyor!

Mihrac Ural, “aynısını yaparım ha!” diyormuş…

Yani adam bağıra çağıra bir kere daha “Ben Muhabaratım” diyor…

1988’de daha sonra ne oldu derseniz, Mihrac Ural’ın hemşehrileri kendisini ihbar ederler. Nedeni, herkesi tehdit etmesi ve para istemesi…

Fransız polisi kendisinin ve Muhabarat’tan öteki kişilerin tepesine biner.

Biraz gözaltında kalırlar, sonra kıçlarına vurulan tekmeyle sınırdışı edilirler.

Gel bakalım Mihrac Ural, bekliyoruz…

Hala anlamadın mı!

Senin hiçbir korkutuculuğun kalmadı.

Bütün marifetinin yaygara, gözdağı ve demogojiden ibaret olduğu anlaşıldı.

Suni denge bozuldu…

Sen ancak garsondan hesap sorarsın…

Fransız polisi seni gözaltına aldığında neden tir tir titriyordun, anlatsana aslan parçası?

Seninle birlikte gözaltına alınanlardan birisi, “korkma, burada işkence yapmazlar” demedi mi sana…

Polisten neden bu kadar korkuyorsun Mihrac?

İnsanı her zaman bir gören bulunuyor.

Hatırla, İstanbul’da polis sorgusunun ardından savcılığa, oradan da Sağmalcılar’a götürülürken de seni görenler vardı.

“İşkenceden her tarafım parçalanmıştı” diyorsun, ama seni görenler “turp gibiydi” diyorlar.

İstanbul’da olduğu gibi Paris’te de insanı mutlaka bir gören oluyor…

Bu arada yeni bazı öğrendiklerimle eskiden bildiklerimi birleştirince önemli bir sonuca daha ulaşmam mümkün oldu: Senin MİT ile ilişkin sadece eskiden olmadı. Bugün denilebilecek kadar yakın bir zamanda da var.

PKK hakkında Suriye’de bilgi toplamaktan, senin de rol aldığın Abdullah Öcalan’a yönelik suikast teşebbüsünden söz etmiyorum.

MİT ile başka bir ilişkin daha varmış…

Bu gece uyuyamadan kabuslar içinde bekle bakalım…