Şuanda 60 konuk çevrimiçi
BugünBugün1920
DünDün3402
Bu haftaBu hafta9644
Bu ayBu ay9644
ToplamToplam10478068
FKBDC kurucu üyesi mi! Haydi ordan... PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Cuma, 06 Ağustos 2010 19:58


“Örgütümü FKBDC kurucu üyesi yaptım” diye buyurmuş Mihrac Ural… (Bkz. Mihrac Ural dosyası tamamlanıyor (6))

Allah Allah… Demek FKBDC’nin kurucu üyeleri de varmış!

Hiç haberim yoktu doğrusu!

Önce FKBDC ile ilgili biraz bilgi vereyim.

Faşizme Karşı Birleşik Direniş Cephesi 1982’nin yaz aylarında kuruldu (sanırım Haziran ayıydı). 8 örgütten oluşuyordu: PKK, Devrimci Yol, TKEP, İşçinin Sesi, SVP, TEP, Acilciler ve Devrimci Savaş.

Okurlar arasında TEP’i bilmeyenler olabilir. Türkiye Emekçi Partisi ya da kısaca Mihriciler diye bilinirdi.

FKBDC, “cuntaya karşı mücadelenin amacı devrimdir” cümlesiyle başlayan kuruluş ilkeleri üzerinde anlaştı.

Sol içi şiddetin verdiği büyük zarar metinde özellikle vurgulanmış, buna artık son verilmesi gerektiği kesin bir dille belirtilmişti.

Bu örgütün Avrupa kolu olarak BİRKOM (Birlik Komitesi) kuruldu.

FKBDC’nin “kurucu üyeleri” gibi bir statü yoktu. Girmek isteyen ve kuruluş ilkelerinde anlaşma sağlanabilen herkes bu cepheye girdi. O sırada Suriye’de başka örgütler de vardı ama değişik nedenlerle FKBDC’ye girmediler.

Belli kişiler konuyu daha önce aralarında konuşmuş olabilirler. Mümkündür. Böyle bir durum bütün ittifaklarda kendini gösterir, ama buradan hareketle “kurucu üyelik” diye bir statü ne Acilciler ne de başka bir örgüt için söz konusu olmamıştır.

Mihrac Ural, huyu olduğu üzere, resmen yalan söylemekte, uydurmaktadır.

Bu kadar uydurukçuluk olur mu? derseniz, oluyor!

Mihrac Ural bu, yalan onun karakteridir.

Başka bir eski iddiası, “Devrimci Yol, bizim FKBDC’ye girmemizi istemiyordu” şeklindedir ve tümüyle yalandır.

1982-1985 arasında FKBDC’nin Avrupa örgütünde temsilci olarak bulundum. BİRKOM’da da çalıştım ve DY’nin (Avrupa örgütleri Devrimci İşçi’nin) hiç kimseye karşı dışlayıcı bir tutum içinde bulunduğunu görmedim. Tersine, ister sürekli ister geçici olsun herkesle eylem birliğinden yanaydılar.

FKBDC’nin üç örgütten oluşan bir Yürütme Komitesi vardı (PKK, Devrimci Yol, TKEP).

FKBDC’nin fazla işlevli olabildiği söylenemez. Bunun da başlıca nedeni, faaliyetinin ülke içine taşınamamasıydı. FKBDC adlı iki özel sayı dergi Almanya’da basıldı. Ek olarak Türkiye’ye sokulabilmesi için küçük formatta da basıldı. Birkaç panel düzenlendi. TKP’nin Kasım 1982’de Köln’de yaptığı Anayasa Konferansı’na konuşmacı olarak katıldı.

Devrimci Yol kısa süre sonra bölündü ve FKBDC faaliyetinden önemli oranda çekildi.

Devrimci Savaş’ın Avrupa toplantılarına katıldığını hiç görmedim. İşçinin Sesi’nin derdi de ne yapıp edip TKP’yi tecrit etmek için FKBDC’yi kullanmaktı. Salih ve Zafer bir kere FKBDC-Avrupa toplantısına katıldılar, bir daha katıldıklarını da görmedim.

Sonuçta ara ara görülen sonuçsuz canlanma belirtilerinden sonra FKBDC fazla bir işlev gösteremeden tarihe karıştı.

“Ya yapabileceğini söyle ya da söylediğini yap” denir. Böyle olmadı mı, iz bırakmadan kaybolmak da kaçınılmaz oluyor.

Bir iki tane dikkate değer iş yapılabilseydi, bugüne en azından bunların hatırlanması kalırdı.

Hatırlanabilecek bir konu, FKBDC kurulduktan kısa süre sonra üyelerinden birisinin sol içi cinayet işlemesidir: Müntecep Kesici öldürüldü.

Mihrac Ural suçunu örtebilmek için örgütten ayrılmak üzere olan iki kişiyi kaçırıp, öldürmeyi onlara yıkmaya çalıştı. FKBDC’nin müdahalesiyle serbest bırakıldılar. FKBDC, Acilciler’e uyarı cezası verdi.

Türkiye devriminin önderi olmaya heveslenen (Muhabarat’ın desteğiyle tabii) Mihrac Ural’ın da işi bitti.

Yine aynı dönemin önemli bir başka olayı da, FKBDC içindeki bir örgütten ötekine önemli bir geçişin olmasıydı. (Acilciler’den TKEP’e). 12 Eylül 1980 sonrasının devrimci hareket içindeki ilk büyük ayrılığıydı söz konusu olan…

Bunu daha önce ana hatlarıyla anlatmıştım. Gelecek yazıda ayrıntılarına gireceğim…