Şuanda 174 konuk çevrimiçi
BugünBugün1997
DünDün3402
Bu haftaBu hafta9721
Bu ayBu ay9721
ToplamToplam10478145
mihrac ural ayrı varlık'tır PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Pazartesi, 06 Eylül 2010 06:29


 

Ayrı varlık, Mihrac Ural’ın Hatay için kullandığı bir terim…

Hatay Türkiye’den ayrı bir varlıktır. Gerçekte Suriye’ye aittir.

Kendisi şimdi bunu doğrudan savunamadığı için –önceki yıllarda savunurdu- Hatay halkının kendi kaderini belirlemesi gerektiğinden (yani Suriye’ye bağlanması gerektiğinden) ve Arap halkının kimlik sorunlarından söz eder.

Burada sorun herkesin kimliğini rahatça ifade edebilmesi için gerekli koşulların oluşturulması değil, Türkiye’deki Arap aklının kimlik sorununun Mihrac Ural ve arkasındaki Muhabarat tarafından kendi pis amaçlarına alet edilmesi amacıyla kullanılmasıdır.

Fazlasıyla biliniyor, Türkiye’de şu anda mevcut olan demokrasi, bütün eksik ve aksak yanlarına karşın, Suriye’de var olan ve babadan oğla geçen padişahlık rejimi yanında Batı demokrasisi sayılır.

Türkiye sınırları içindeki Kürtlerin durumu, Suriye’deki Kürtlerden fazlasıyla iyidir.

Suriye yaklaşık 200 bin Kürde nüfus kağıdı bile vermiyor.

Ve Türkiye’deki Arapların kimlik haklarının sözde savunucusu Mihrac Ural, Suriye’deki Kürtlerin bırakın kimlik hakkını, yaşam hakkını bile savunmuyor.

Sonuçta devlet elemanıdır, Muhabarattır.

Böyle olunca tabii ki savunamazsınız.

Mihrac Ural kendisini sembolize etmek için iyi isim bulmuş: ayrı varlık.

MİHRAC URAL BİZDEN AYRI BİR VARLIKTIR.

Mihrac Ural, bu örgüte 1976 yılının yaz aylarında sızmış bir Muhabarat elemanıdır.

Mihrac Ural baştan beri ayrı bir varlıktır.

Hiçbir zaman bizden olmamıştır.

Eleman tek başına değil tabii…

Bir de Tacettin Sarı var…

Mihrac Ural tarafından “Türkiye sorumlusu” olarak atanan bu şahısın, her ne hikmetse asıl kimliği polis tarafından açıklanmıyor.

Niğde Cezaevi’nde tutuklu bulunan Mihrac Ural’ı ziyaret eden herkes izleniyor. Kayseri örgütlenmesi böyle çöküyor.

Mihrac Ural da durumu biliyor üstelik. Sürekli herkesi yanına çağırıyor.

Tacettin Sarı da sık sık ziyarete gidenlerden.

Ne ki, sadece “kod adı Savaş olan kişi” diye iddianamelerde geçiyor.

Polis tarafından bilinçli olarak gizleniyor.

Herkes yakalanıyor, o yakalanmıyor!

Tacettin Sarı daha sonra ne yapıyor?

12 Eylül’den önce Suriye’ye gidiyor ve orada resmi polis olarak çalışmaya başlıyor.

Olacak şey değil, ama böyle…

Daha sonra Muhabarat’a geçiyor ve subaylığa kadar yükseliyor.

Mihrac Ural’ın Ağustos 1980’de Suriye’ye gitmesinden altı ay sonra bu ülkenin vatandaşı yapılması da bundan farklı bir durum değil.

Her şey –bir deyimle- kabak gibi ortada.

Yeterince açık olmayan, sadece tahminlerle bulabildiğimiz bir ilişki var:

MİT-MUHABARAT İLİŞKİSİ NEDİR?           

Bu ilişki kesin olarak var.

MİHRAC URAL İKİ GİZLİ İSTİHBARAT ÖRGÜTÜYLE BİRLİKTE ÇALIŞIYOR.

Asıl örgütü MUHABARAT, ama MİT ile de ilişkisi var.

Polis tarafından düzenlenen ifadesinin kaybolmasından tutun da, cezaevinden cezaevine esrarengiz sevklerine, ziyaretine gelenlerin izlenmesine, Suriye’den Türkiye’ye giden ve Mihrac Ural’ın politikasına karşı olan herkesin yakalanmasına kadar, MİT ilişkisi bağıra bağıra “ben varım” diyor.

MİT’in MUHABARAT içinde iyi bir örgütlenmesi olduğunu biliyoruz.

Hepsi bu kadar mı, yoksa MİT-MUHABARAT-MİHRAC URAL üçlüsünün başka ilişkileri de mi var?

Bakalım, yine bilgi bekliyoruz…

 

 

Son Güncelleme: Pazartesi, 06 Eylül 2010 06:30