Şuanda 367 konuk çevrimiçi
BugünBugün2102
DünDün3402
Bu haftaBu hafta9826
Bu ayBu ay9826
ToplamToplam10478250
MIVVEL PDF Yazdır e-Posta
Erkan Ulaşan tarafından yazıldı   
Pazartesi, 20 Aralık 2010 23:24


MIVVEL“Polisiye örgüsü olan, Ankara’dan Antakya’ya, Suriye’den İstanbul’a uzanan politik bir roman MIVVEL. Bedi Gümüşlü’ye İlk Roman Ödülünü öğretim üyesi NEBİL’in kimliği belirsiz bir kişi tarafından Ankara’da öldürülmesiyle başlıyor. Bir yandan NEBİL’in gençliğindeki sol bir örgütle ilişkisi, 70’li yılların eylemci gençliği irdelenirken, bir yandan da gizemli cinayetin nedenine doğru adım adım yaklaşılıyor.” Telefondaki arkadaş Remzi Kitapevinde bir kitaba rastladığını, kitabın arka kapağındaki tanıtıcı yazıyı okuduğunda hemen beni aradığını söyledi. Ardından, her yıl Everest yayınlarınca ilk roman yazarları arasından yapılan değerlendirme sonucu bu yılki İLK ROMAN Ödülünün Antakya’lı Bedi GÜMÜŞLÜ’ye verilen MIVVEL adlı romanın arka kapağındaki yukarıdaki satırları okudu. Son yıllardaki Nebil ile ilgili, benimde içinde bulunduğum gelişmeleri takip eden arkadaşım doğal olarak romandaki kişinin Nebil olayı ile ilişkisi olabileceğini düşünerek söz konusu kitabı bana iletti.Bilindiği gibi hemen hemen her roman, bir kurmacadır. Başlangıçtaki hikâye, kaba hatları ile tasarladığı kurgu sırları içinde kalmak kaydıyla, yazarın hayal gücü, yazarı alır kendi labirentleri içinde önceden kendisinin de bilmediği bir âleme götürür. Ancak bilinen; verilen emek sonucu ortaya çıkan eserin kendisidir.Kurmaca, kendisine esin veren gerçeklerden ne kadar kopuk olabilir? Yazar Bedi GÜMÜŞLÜ’nün memleketi olan doğup büyüdüğü Antakya’dan ve Antakya tarihinde önemli bir yeri olan, silahlı mücadeleyi temel alan sol bir illegal yapılanmanın yaşadıklarından hareketle kurguladığı romanı, bu tarihi bilenlere hiçte yabancı değil. Bu gün artık olmayan bir silahlı örgüt içinde yaşanan iç hesaplaşma, sol içi şiddet, örgütsel ayrılıklar, ihanet, ihanetle suçlanarak öldürülen devrimciler, parasal kaynakların şahsi çıkarlar için yıllarca kullanımı, Suriye’de kaza sonucu öldürülen militanlar, kumpaslar…Her ne kadar romanda adı geçenler ve karakterler gerçekte yaşayan karakterlerle bire bir aynı kişiler olmasa da söz konusu karakterler, bu tarihe aşina olan okura çok tanıdık gelecektir. Romanda salt hikayenin kendisi değil, Antakya’nın kendisi, bildik tanıdık sokakları, yemekleri, evleri, ağaçları, meyveleri, kiliseleri camileri, havraları, Harbiye’si, şelaleleri, mezarlıkları, eski ve yeni otogarı, Topboğazı, Arsuz’u, Samandağı, Suriye’nin Lazkiye’si, Beyrut’u, Ankara’nın Eskişehir yolu, Konya yolu, Ulus’u Yüksel caddesi, Konur sokağı, Cebecisi, Kurtuluş parkı, Tunalı Hilmi’si, İstanbul’un Beyazıt’ı Topkapı’sı da okura tanıdık gelecektir…Bu yazılanlardan sonra şunu söyleyebilirim; merak edenler en kısa sürede edinip okusunlar..Yazarın ilk romanı için sanatsal bir eleştiri yapabilecek yetkinlikte değilim. Oysaki duygularını, anlatmak istediklerini hangi sıcaklık ve akıcılıkla okura aktarabildiği konusunda bir şeyler söylemek isterdim. Kitabı okurken benim özelimde öne çıkan doğal olarak kitabın konusu oldu. Bu nedenle yazarı, bu ilk kitabında daha da cesaretlendirecek birkaç şey söylemek isteği ile ancak ele aldığı, işlediği konu için şunu söyleyebilirim;MIVVEL, bizleri anlatan bir roman. Eline sağlık Bedi Gümüşlü…

 

özgür medya’dan alınmıştır.