Şuanda 492 konuk çevrimiçi
BugünBugün2180
DünDün3402
Bu haftaBu hafta9904
Bu ayBu ay9904
ToplamToplam10478328
ben söylemiyorum, konuşturuyorum PDF Yazdır e-Posta
İbrahim Yalçın tarafından yazıldı   
Salı, 29 Mart 2011 21:22


BEN SÖYLEMİYORUM, BEN KONUŞTURUYORUM(!)

Kimden bahsettiğimi, kimi konuşturduğumu anlamışsınızdır.

Mihrac Ural adlı Suriye’liden bahsediyorum. Suriye’li olduğunu ben söylemiyorum kendisi söylüyor.

Bugün, kendi blog’unda çıkan ve benim bir önceki yazıma cevaben yazdıgı yazıda var.

Yazı başlığını da söyleyeyim.

’’ Engin Erkiner-İbrahim Yalçın polis şebekesi ve doğal saflaşma 228.dosya’’

Yazı içersindeki bize yapılan küfürleri çıkarttım ve önemli alıntıları oldugu gibi aktarıyorum.

Önce onu okuyun, bakın ne diyor.

Yarın, 29 Mart 2011 Salı günü itibariyle Suriye halkı yönetimine ve alınan reform kararlarına verdiği desteği meydanlarda on milyonların haykırışıyla gösterecektir. Bu, ülkemiz üzerine oynanmak istenen tüm oyanlara bir cevap olacaktır. Uydu kanallarından bu gösterileri canlı yayından izlemek zor değil. Uluslararası tekellerin medya haberlerini değil, canlı yayından gerçekleri görmek, gerçek belge ve kanıtlara dayanmaktır”( Mihrac URAL)

Okudunuz mu ?

Ne diyor ?

’Bu, ülkemiz üzerinde oynanmak istenen tüm oyunlara bir cevap olacaktır’’ diyor.

‘’Bu’’ dediği şeyle de, 29 Mart( yani bugün) Suriye’de, Beşar ESAD lehine yapılacak olan gösterileri kastediyor.

Kimi kastederse etsin, bunun önemi yok. Benim belirtmek istediğim, ‘’Ülkemiz üzerinde oynanmak istenen tüm oyunlar’’ cümlesidir.

Bugüne kadar hiç bu kadar açık konuşmamıştı. Nihayet baklayı ağzından çıkarttı ve yıllardır adına çalıştığı halde iki yüzlülük yaptıgını da bu şekilde teyit etmiş oldu.

İşte bu kadar…

Bu bir itiraf değil de nedir ?

Bu soytarı, bu arsız adamın, hala, ACİLCİ’lik adına söz söylemesi de neyin nesi oluyor peki?

Kendisi itiraf ediyor. ‘’Benim ülkem SURİYE’’dir diyor. O halde, hala THKP-C ACİLCİLER adını ağzına alması, bugüne kadar ihanet ettiği ACİLCİLER için bir zul değil midir?

Acilciler bu dili kesmezler mi?

Bu saatten sonra, bu adamla arkadaşlık yapmayı bir yana bırakıyorum. Bu adama selam verenin bile ‘’devrimciler katili, yabancı bir ülkenin ajanı ve devrimci hareketimizin hırsız soytarısı’’ ile suç ortaklıgı içersinde olduğunu Kabul etmiş olmaz mı?

Bu saatten sonra, bu adamın blog’unda yazı yazan her kim olursa olsun, devrimci hareketimizin dışkısı konumuna düşmeyeceğini söyleyebilecek birisi bulunur mu?

Bu saatten sonra, Mihrac URAL için, Muhabarat ajanı söyleminin de bir anlamı kalmamıştır.

Mihrac URAL, kendi ülkesinin gizli servis elemanıdır. Ben bunu son derece doğal karşılıyorum. Benim ilgim, bu soytarının aynı zamanda Türkiye İstihbaratı adına da çalışmış olması ce ACİLCİLER örgütümüzün komünist militanlarını tasfiye ettirerek örgütü Suriye’nin kuklası haline getirmesidir.

Bu durumu daha önce (1987 yılında) farkettim. O günden bugüne bunu anlatıyorum. ‘’Benim ülkem Suriye’’dir dediğini ilk  defa duyuyorum. Biliyordum. Söylüyordum ama yalanladığı için ispat edemiyordum ve yer yer başarılı da olamıyordum.

Bugün bu sorun da kapanmıştır artık.

Adamı öyle bir köşeye sıkıştırdık ki, kımıldayacak hali kalmadı ve parça parça çözülüyor.

Ülkemiz devrimci hareketinde bir ilke imza attık derken abartmıyorduk. Bu yapılanlar bir ilktir. Türkiye devrimci hareketi tarihi içersinde, yabancı bir ülke ajanının, içersine sızarak, ülke içi( Türkiye) ve kendi ülkesi( suriye) adına, bir örgütü (Acilciler) ele geçirmesine karşın, yıllar sonra yakalandığına ilk kez tanıklık ediyoruz. Bu bizim başarımızdır. Bu başarı tüm Acilciler’in başarısıdır. Bu başarı, bu site’de yazı yazarak olayları ve yaşadıkları ihanetleri, bir tarih sırasına göre yeniden gözden geçiren ve değerlendiren miltanların başarısıdır.

Bu başarı, bu siteye yazı yazan arkadaşlara, özel konumlarından dolayı( ülke içersinde olmaları ve birçoğunun infaz kanunu sorunları nedeniyle) kendileri yazamayıp, yazan arkadaşlara bilgi aktarmaları nedeyle katkı sunan arkadaşların başarısıdır.

Mihrac URAL adlı içimizdeki köstebet nihayet kendini ele vermiş ve ‘’Benim ülkem Suriye’dir’’ sözünü söylemek zorunda kalmıştır.

‘’ Acilcileri ehlileştirdim’’

‘’İlgi alanım Hatay’la sınırlıdır’’

Söylemlerinden sonra,

‘’benim ülken Suriye’’dir İTİRAF’ını söylemesine gerek bile yoktu, bunu söylemeseydi’de biz  biliyorduk. Bu güne kadar, bilmiyordum(!) diyenlerin gözleri aydın ola….

Mihrac Ural adlı içimizdeki Suriye’liyi konuşturmaya devam edecegiz. Bu tür suç’larda zaman aşımı yoktur. Bir başka ülke vatandaşı bile olsanız, gün gelecek ve yakanıza yapışılacak ve çırıl çıplak edilip tükürüğe boğulacaksınız.

Bu sözüm sadece Mihrac Ural’a değil, Kandırılmış Beşir Kanmaz ve tabak etli kuru fasulyeye satın alınabilecek kadar kişiliksiz,dolandırıcı Kemal Bayram için de geçerlidir. Bir lokma ekmek parası için Mihrac Ural yalakalıgı yapan Ali Fuat ÇİLER de aynı kapsam içersindedir.

Mihrac Ural adlı içimizdeki Suriyeli köstebek, son günlerde, ülkesinde meydana gelen protesto gösterilerini, İsrail tarafından yönlendirilen bir avuç gösterici olarak yorumlamaya devam etsin. Kendi ülkesinin iç sorunlarını elbette istediği gibi yazmaya yorumlamaya hakkı var.

Benim sözüm, yaptıgı genellemelerin edepsizliğinedir.

Edepsizlik derken laf olsun diye söylemiyorum. Buyurun okuyun.

‘’Halkına sunduğu siyasi, ekonomik ve toplumsal reformu zaman kaybı olmadan ikame eden, demokrasi ve özgürlükleri genişleten, vatandaşı Kürt halkının haklı taleplerini teslim eden, fiilen ve ikircimsizce teslim eden, Filistin halkının yanında sürdürdüğü dayanışmada kararlılığını yitirmeyen, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ve benzer emperyalist-Siyonist planlara karşı duran ve çökmesine katkı yapan, Suriye’den yana olmak bölgenin tüm devrimci güçlerinin bir görevidir’’( Mihrac URAL

Gördünüz mü? Suriye, Kürt halkının haklı taleplerini teslim eden, üstelik de, fiilen ve ikircimsiz teslim eden bir ülkeymiş(!)

Bunun adı edepsizlik değilde nedir allah aşkına söylermisiniz?

Suriye’yi, ekonomik ve toplumsal reformu zaman kaybı olmadan ikame eden ve demokrasi ve özgürlükleri genişleten bir ülke olarak tanıtmaya kalkan bu hokkabaz nerde yaşıyor. Uzayda mı?

Adama sormazlar mı peki… Bre soytarı, sen, 30 seneden beri ’Suriye’de gerçek bir halk demokrasisi ve halk’’ iktidarı’’oldugu nu söylemiyor muydun?

Bugün ne oldu’da, ‘’zaman kaybı olmadan…’’ diyorsun. Beşar ESAD’I arkadan ‘’atlılar mı kovalıyordu’’ da  zaman kaybının olmamasından bahsediyorsun.

48 senedir bu ülkeyi sıkıyönetimle yöneten Baas rejimi’nin uygulamalarını bu ülkede senin kadar başka hangi akılsız ahmak savunuyor?

Yapacaksan adam gibi yap.

Yapacaksan eğer, hiç olmazsa en küçük ahlaki değerlere olsun dikkat etmesini öğren de öyle yap.

‘’Yüzbinlerce kürt vatandaşına kimlik dahi vermeyerek adam yerine koymayan’’ bir yönetimin, ‘’gerçek halk demokrasisi’’ olarak sunulması, örnek ülke olarak anlatılması, edepsizlik etmek değil de nedir peki?

Yüzbinlerce KÜRT’ün gözlerinin içine baka baka  edepsizliğ yapan bir kişinin insan olduğu söylenebilir mi?

Suriye’li soytarı Mihrac URAL hızını alamamış olmalı ki,’Suriye’nin “Alevi azınlığının yönetiminde bir ülke” olduğu yalan iddiası, bu ülkeyi direnme çizgisinden uzaklaştırıp yalıtma amacını taşıyor’’ diyor. Bak sen hele(!) demek bu da yalanmış öyle mi? Öyleyse, hangi azınlık yönetiyormuş ?

Bunu söyler mi? Söylemiyor elbette.

Bunun yerine bakın neyi söylüyor.

‘’…Arap gericiliğinin kendine benzetmek istediği bu ülkeyi çökertmek için ortaya atılan bu iddianın geçerli hiç bir yanı yoktur. Bölge devrimcilerinin ortak görüşü de bu yöndedir.’’

Gördünüz mü?’’ Çocuktan al haber’’(!) derler ya tam da o hesap. Haberi Mihrac Ural adlı oğlan’dan alacaksın.

Neymiş, neymişi? ‘’Bölge devrimcilernin de ortak görüşü bu yönde (miymiş)…

Yazıklar olsun sana Suriyeli Mihrac URAL…

Senin gibi bir soytarıdan ajan falan da olmaz be.. Olsa olsa, ‘’yoldaş’’ın ucuza kapatılmış kandırılmış Beşir Kanmaz gibi bir pislik, dolandırıcı Kemal Bayram gibi zavallı bir velet olur.

Nah şuraya yazıyorum.Senden hiçbir bok olmaz evladım…