Şuanda 118 konuk çevrimiçi
BugünBugün1960
DünDün3402
Bu haftaBu hafta9684
Bu ayBu ay9684
ToplamToplam10478108
kim devrim kaçkını? PDF Yazdır e-Posta
İrfan Dayıoğlu tarafından yazıldı   
Salı, 21 Haziran 2011 17:24


Eski bir yoldaşımız, aralarında  benim de bulunduğum biz Acilci yoldaşlara, sırf şu an yurt dışında yaşadığımız için devrim kaçkını diyor. Oysa kendisi 1978 yılında yakalanıp hapse girmiş ve 1984 yılında hapisten çıkmış ve bu tarihten beri hiç bir devrimci faaliyeti olmamış biridir. Kaçkınlık budur. Kendi ödediği ağır bedele bile sahip çıkmayarak örgütlü yaşamı hemen terk  etmek  kaçkınlık olmuyor da, tek suçu hapis yatmamak, işkencelerde can vermemek ve devrimci mücadeleyi sürdürebilmek için yurt dışına çıkan olan bizlerin  tutumu devrim kaçkınlığı oluyor. Peki biz korktuk kaçtık, bre kardeşim sen hapisten çıktıktan sonra hangi devrimci mücadelenin içinde bulundun, devrim için hangi faaliyetin sahibi oldun ?

Devrimcilik lafla olmuyor, her şeyden önce bir yaşam biçimidir. Devrimci doğulmaz, devrimci olunur ve devrimci gibi yaşanır. Burjuva yaşam biçimine özenen, onlar gibi yaşamak için kırk takla atanların devrimcilikten bahsetmesi komik oluyor. Bu arkadaşımız öfke ile kalkıyor. Dikkat etmelidir, öfke ile kalkan zararla oturur. Bizi kaçkınlıkla suçladığı yetmiyor, birde aba altından sopa gösteriyor. Bizi yaslandığımız ülkelerin bile kurtaramayacağını söylüyor. Bilmiyor ki, yaşamamış ki, sürgünlük nedir ? yabancılık nedir ? Sürgün psikolojisi nedir ? bilemez ki, o zannediyor ki, bizler yan gelip yattık buralarda. O zannediyor ki, bizler kişisel yaşamımız için yoldaşlarımızı kazıkladık. Oysa bu dediklerimi yapanlar onun yakından tanıdığı ve zaman zaman da gelip buralarda ziyaret ettiği eski yoldaşlarıdır. İki defa benim olduğum ülkeye ve şehre gelen bu arkadaşım ve sevgili  eşi, örgütlü yaşamı bırakıp kişisel zenginlik peşinde koşan eski yoldaşları ziyaret etmiş, beni ve eşimi ise ziyaretten özenle kaçınmışlardır.  Cevap verebilir mi ? yanıbaşımda bulunan arkadaşların evine geleceksin, beni ise ziyaret etmeyeceksin. Veremez.

Benim alnım her konuda ve her anlamda aktır.isteyen herkes benim ile ilgili beni tanıyan tüm Türkiyeli ve kürdistanlı devrimcilere, örgütlere başvurup hakkımda bilgi alabilir. Ne kadar devrimci olduğum, nasıl bir yaşam sahibi olduğum konusunda bilgilenebilir.  Türkiye ve Kürdistanın hemen hemen tüm örgütlerinden yönetici ve militanlarla bire bir tanışmışlığım oldu. Bu ülkede kalarak devrimciliği( !)  sürdüren arkadaşımız hele bir sorsun İrfan Dayıoğlu kimdir ? nasıl yaşar ? neler yapıyor ? bilgi sahibi olacak ve inanıyorum bena hakaret ettiği için utanacaktır. Bu arkadaşımızın bir kuyruk acısı var ama hala anlamış değilim. Panik havasına kapılmasına gerek yok, bizim onunla görülecek bir hesabımız yok. Aslında kimse ile yok. Yoldaş katilleri hariç, örgüt olanaklarını gaspedenler hariç.

Ben birçok yazımda özenle belirtmeye çalıştım. Kişi olarak her birimizin hataları, eksikleri vardır ve olmuştur. Bunlar anlaşılırdır. Ancak afedilmez olan bilinçli ihanettir. Dışındaki her tutum özeleştiri verilir ve aşılır. Ben ve diğer yoldaşlarım  defalarca örgütümüzde yaşanan olumsuzlukları, işlenen örgüt içi suçları ortaya çıkaracak bir hak ve adalet komisyonu kurulmasını istedik, bu konuda tüm eski yoldaşlara çağrılar yaptık. Çünkü bu tartışmaların son bulmasının yolunun devrimci çevrelerden katılımla oluşturulacak bir komisyonla olanaklı olduğunu biliyor ve inanıyorum.  Varsa bu eski yoldaşımın itirazları, bildikleri, gelsin bu komisyonda iddialarını ispat etsin. Şimdi yeni bir moda çıktı, bu arkadaşımız da aynı modaya uyuyor. « biz bu tartışmada iki tarafa (Engin ve  Mihraç tarafları) da karşıyız. »  Behey vicdansızlar hala ne zamana kadar susacaksınız ? bildiklerinizi mezara mı götüreceksiniz ? madem her iki tarafa karşısınız, siz de bir üçüncü taraf olarak doğru bildiklerinizi açıklayın. Çok mu zor. Söyleyin siz iki tarafta suçlusunuz deyin, doğrular şunlar şunlardır deyin. Bir çoğunuz telefonlarla, yazılarla bize söylüyor. Ama sorun açıklama aşamasına gelince yan çiziliyor.

İki taraf dediğiniz tarafın birisi (benim tarafım) yıllardır böylesi bir komisyona ihtiyaç olduğunu söylüyor, diğer taraf ise susuyor, böyle bir komisyon önerisini muhatap bile almıyor. Buyrun siz okuyucular değerlendirin. Bir kere bizim tarafımız yok, yani biz bir taraf değiliz, bir örgüt değiliz, birbiri ile insani ilişki sürdüren, eskiden aynı örgütte yer almış, şu anda da mütevazi bir biçimde devrimci yaşam sürdüren arkadaşlarız.

Benim için ölçü kişinin yaşamındaki iç tutarlılığıdır. Mevcut sisteme karşı bir mücadelenin sahibi ise, bu adaletsizliğin ortadan kaldırılması için bir çabanın sahibi ise kişi devrimcidir. Elbette düşündüğü gibi yaşaması gerekir. Yaşamı başka, fikirleri başka, inanmış gibi yaparak yaşamaya çalışanlar ise geçmişte hangi bedeli ödemiş olurlarsa olsunlar, benim için devrimci değildir. Düşüncede devrimci görüneceksin, yaşamda karşıtına özeneceksin, bu devrimcilik olamaz. Bir dönem devrim saflarında bulunmak, büyük bedel ödemek ama sonrasında kendi kişisel yaşamı için her yolu mübah sayarak, emek vermeden varlık sahibi olmaya çalışmak, en büyük devrim kaçkınlığıdır.

Ben 32 yıldır ülke özlemi ile, vatan özlemi ile, yoldaş özlemi ile sürgünde yaşıyorum. Ama her türlü zorluğa rağmen bir devrimci gibi, örgütlü bir devrimci gibi yaşıyorum. Bulunduğum mekan benim halklarımıza ve emekçi sınıflara hizmet etmeme engel olmadı, olamaz da.  Aynı durum birlikte hareket ettiğim arkadaşlarım için de geçerlidir. Aynı arkadaşı davet ediyorum gelsin bizi yaşadığımız alanda görsün, sonra değerlendirsin. Gitsin bir de Mihracı görsün, yaşamına baksın, olanaklarını görsün ve sonra değerlendirsin. Kaçkının kim olduğuna o zaman karar verecektir. Bize iç yazışmalarında söylediklerini, açıktan da söyleme yürekliliği göstersin. Biz o zaman samimiyetine inanacağız.

Söylenecek çok şey var ancak ben ahte vefa dolayısıyla söylemekten imtina edeceğim. Tüm eski yoldaşlarımı bir kez daha ısrarla bildiklerini devrimci kamu oyuyla paylaşmaya çağırıyorum. Bir kez daha Acilcilerin bir ilke imza atmasına, örgüt içi, sol içi şiddet ile hesaplaşmaya öncülük etmeye davet ediyorum.