Şuanda 370 konuk çevrimiçi
BugünBugün2715
DünDün3402
Bu haftaBu hafta10439
Bu ayBu ay10439
ToplamToplam10478863
hasan balcı anlatıyor... PDF Yazdır e-Posta
Hasan Balcı vd. tarafından yazıldı   
Pazartesi, 26 Eylül 2011 11:22


Önce aşağıdaki iki bölümlük yazıyı okuyunuz.

İlk bölüm, Cahit Çelik’in isteği üzerine burada yer almaktadır. Daha önemli olan ikinci bölüm ise, Hasan Balcı’nın blogunda yayınlanmıştır ve Adana’da yargılandığı mahkemeye verdiği metindir.

Engin Erkiner merhaba,

Miro Masalı dün 280 bölüm oldu. Bitti diye sevindim. O sevinçle, Hasan Balcı bloguna gittim. Savunma yazısını gördüm. Dikkatle okudum. İştahım açıldı. 20 bölüm masal daha yazayım bari, dedim. Utanmadan sıkılmadan yalan yazmış. Nebil'in mezar yerini benden başka kimse bilmiyor, demiş. 22 Ocak 2011 günü Yüksel'in mezarını birlikte ziyaret ettik. Mezarlık çıkışında ayrıldık. Hasan ile Hüseyin ve bir de Hasan'ın kızı Nebil'in ziyaretine gitti. Kız fotoğraf çekmiş, Hasan ile Hüseyin artistlik yapmış. Bu fotoğraflar Yüksel Eriş facebook sayfasında var. Mehmet Yavuz geçen yıl "Nebil'i aradım taradım bulamadım!.." diye yazınca, ben de Miro Masalı'na "Adam gibi arasaydın bulurdun, Hasan aradı buldu sen bulamadın!.." dedikten sonra, "Nebil diye aramayacaksın, Nabit diye arayacaksın!.." uyarısı yapmıştım. Hasan'ın adını masaldan çıkartırken, "Nebil diye aramayacaksın, Nabit diye arayacaksın!.." bölümünü gözden kaçırmışım. Yani bu bilgi en az yedi sekiz aydır Miro Masalı'nda vardı. Demek oluyor ki, Nebil'in mezar yeri sır değil. Bu bir.

 

İkincisi, Hasan Balcı'nın Verdiğim Savunma dediği yazının noktasına virgülüne siyahına italikine rengine dokunmadan bazı bölümlerini aldım. Bu yazıyı yazabilmek için manyak olmak yetmez. Aynı zamanda, Sahibinin Sesi Köpek Marka "devrimci" olmak gerekir. Ben de zaten bir ay önce bu yargıya varmıştım:  http://citilkitap.blogspot.com/2011/09/uc-kofte-bes-kurus-icin_2494.html

 

İyilik sağlık dileklerimle...  CAHİT ÇELİK

 

 

 

Adana özel yetkili mahkemesinde yargılandığım davaya verdiğim savunma

 

Adana Özel CMK .250. Madde ile Yetkili, görevli 6. Ağır Ceza mahkemesine

 

Soruşturma No: 2010/634

Esas No            : 2011/373

İddianame No   : 2011/139

 

İtirafçılar zaten bu suç duyurularını yapıp internetten ne olur bunları tutukla sayın savcım bunlar pis acilci biz geçmişte devletimize hizmet ettik temiz acilciyiz diye adeta yalvarıyorlar.

 

Acilciler örgütü 1974 tarihinde İlker akman Yüksel eriş  ve engin erkiner tarafından kuruldu. 

 

Devrimci yolun öncüleri silahlı propagandaya başlanabilmesi için geniş bir örgütlenmenin varlığının gerekli görürken, Acilciler ise asgari örgütlenmenin kapsamını daha dar olarak düşünüyorlardı. Silahlı propaganda temel mücadale olarak uygulanmadan geniş ve daha sonra savaşabilecek bir örgütlenme kurulabiliyorsa silahlı propgandaya ne gerek var bağlamında düşünüyorlardı.

 

1975 yılında engin erkiner ve yahutta Yüksel Erişin kaleme aldığı Türkiye devriminin acil sorunları kısa adı ile TDAS yayınlandı.

 

1976 yılında ilk çıkışını yapan bu örgüt Bu sırada yazımı İlker akman tarafından tamamlanmış ancak henüz basılmamış olan mevcut durum ve devrimci taktiğimiz adlı broşürde  MHP in yeni rölüne dikkat çekmekte idi.MHP ve güvenlik güçlerine karşı Sivas, Malatya, ve Maraşta eylemler yapmak üzere harekete geçen Hasan basri temizalp, İlker akman, ve y.ziya güneş daha sonra beyler deresindeki çatışmada hayatlarını yitirmişlerdir. İlgili internet sitelerinde beylerderesinde öldürülen bu üç insanı o bölgeyi ihbar edenin Engin erkiner olduğu yazıldı.

 

Politik çıkışları sırasında büyük kayıplar verdiler.Yüksel eriş Trabzonda bomba yapımı esnasında patlama sonucu hayatını kaybetti.

 

Halkın devrimci öncüleri HDÖ adıyla devam edecek kesim halk savaşını savunurken Acilciler adını alacak kesim silahlı propagandanın ayaklanmaya yol açacağı görüşündeydi.Acilciler ağırlıkla Adana,Hatay, İstanbul, kayseri de HDÖ ise adana, Balıkesir, çorum İstanbul ve karsta devrimci savaş ise Maraş da örgütlüydü.

 

Acilcilerin 12 eylül sonrasındaki tarihinin Mihraç Uralın başını çektiği bölümü Suriyenin istihbaharat örgütü el muhabarat ile fazla içli dışlı olduğu iddiasıyla çok sayıda militan tarafından benimsenmiyordu. Acilciler 1982 de büyük bir ayrılık daha yaşayarak örgütten ayrılan engin erkiner liderliğindeki grup TKEP Türkiye komunist partisi emek partisine katıldı. İlk kongrenin ardından bir benzeri ayrılık 1987 sonunda yapılan kongrenin ardından 1988 yaşandı ve acil hareketi tarihe karıştı.

 

Savunmam da işlediğim konuların hiçbirisi benim bulgum araştırmam sonucu elde edilmiş belge bilgi değil bizatihi biri avrupadan bir diğeri suriyeden yayın yapan internet sitelerinin sanal şeflerinin ortaya saçtıkları itiraflardır. Bu itiraflar hala devam etmektedir. Bu davayı bu itirafçılardan ayrı tutamayız. Çünkü ne oldu ise bu itirafçıların itiraflarından sanki bugün yapılmış gibi suçlanıyoruz. Devlet bu tür itirafçıları her dönem kullanmıştır. Kullandıktan sonra bir kenara attığı itirafçılar daha sonra devletin başının belası olmuştur. 

 

Demek ki yargı önüne getirdiğiniz bizlerin bu geçmiş kayıkçı kavgası ile zerre alakası yoktur. Bizler ile olan merhabalarını kalabalık olarak kullandılar ve ortalığa örgüt havası yaydılar.  Bu itirafçı kayıkçılara selam un aleyküm diyenden onlarla yazışanlara ve bunlarla ticari ilişkiler içinde olanlar dahil, olmayan bir örgütün Üyesi olma iddiası ile karşı karşıya bırakılmışlardır. 

 

Bu internet sitelerinde birinde suriyede devletin kırmızı bültenle aradığı şahıs devletin büroksasısı ve milletvekilleri ile ilişkilerinin olduğu hatta ankaraya girip çıktığı da belgeleri tanıkları ile yazıldı. 

 

Davaya sanık olmuş sanıkların önemli bir bölümü komisyonlardan söz ediyor ihale komisyonlarından üstelik yüzdelikleri bile verilmiş.

 

Suriye de yaşayan olmayan örgütün varmış gibi pazarlayan eski örgüt arkadaşlarının deyimi ile milyonlarca doların üzerine çöken  lideri Suriye devleti ve o devletin başkanı ile olan akrabalığı ile Suriye iş hayatının bürokrasisine hakimdir.

 

Mihraç ural ile nasıl tanıştım.

Bu zat ile internet üzerinden tanıştım. 600 sayfalık karşılıklı teati ve tartışma sonucunda bir harf üzerinden bile teorikte olsa ortaklaşamayacağım biridir. Çünkü liberaldir, çünkü ümmetçidir, Çünkü Nusayricidir. Çünkü devrimci değildir. Çünkü sosyalist değildir. Çünkü kendi arkadaşlarının deyimi ile devrimcilerin katilidir. vs vs.

 

 Kapıları kıra kıra operasyon yapan devlet benim ölümü dirimden hastamdan acımdan sızımdan anlamaz deyip mahkemeye geldim duruşmaya çıktım. İşimden atıldım. İşsiz kaldım.  Kendi adım altında kurduğum internet bloğum her yazı yazmam sonrasında bir el tarafından sürekli kapatılıyor.

 

Allah devletimizden bin kere razı olsun 50 yaşındaki insanları 20 yaşındaki polislere dövdürmedi.

 

Her dönem aynı olan takdiri ilahisinden sual olunmaz yüce devletimiz ve onun yüce savcılığı beni bu davaya dahil etti. Mehmet yavuzun samimi ikrarına rağmen yani hasan balcı nebil rahuma çalışmasına sonradan dahil oldu. Biz temsili mezarı erkan ulaşan ile birlikte yaptık demesine karşın Hasan balcı gözaltına alındı Erkan ulaşan isimle ilgili mahkeme tanık olarak bile işlem yapmadı.

 

Kanada da yaşayan Haydar kılıç isimli şahıs Öner yada ömer ödemiş ile ilgili Ali çakmaklıyı öldüren silah onun üzerinde yakalanmıştır diye bilgi verdi. Ben bunu bir makalemde yayımladım.

 

Sonradan bu haydar kılıç isimli şahsın da 12 eylül de itirafçı olduğunu çorumda bir çok devrimciyi mağdur ettiği iddiasını  ilgili internet sitelerinin yayınlarından öğrendim.

 

Tarih önünde birkez daha söylüyorum Ali çakmaklıyı vuran silah öner ödemişin üzerinde yakalanmış ve bundan dolayı yargı önüne çıkmıştır. Bunu bizatihi öner ödemişin kendi yazdığı benim hain olarak resmimi koyduğu siteden okudum.

 

Ali Çakmaklını  nasıl ve kimler tarafından öldürüldüğünü adananın kocavezir mahallesinde devrimci olmuş orada yaşayan herkes bilir.

 

Bu davada gizli tanık varmı?  Önce mihraç uralın yanına yerleştirilen onunla gönül ilişkisi kuran sonra bana gönderilen oradan engin erkiner ve İbrahim yalçına gönderilen bu aradaki internet sitelerini düzenleyen Bursa’da gazetecik yapan Önüne her gelene aşık olan bayanın bu operasyonda etkisi dahili nedir?  

 

Dava dosyamıza başında gizlilik kaydı düşen savcılık ne ile yargılandığımızı ve diğer sanıkların ifadesini içeren belge bilgi taleplerimizi geri çevirirken bu itirafçı sitelerde bu davada yargılanan insanların emniyet ifadeleri şantaj amaçlı yayınlanmaya başladı. Birkaç gün önce Mehmet yavuz ve şimdi öner ödemiş isimli arkadaşın ifadeleri yayınlanacağı duyurumu yapıldı.

 

Sn. mahkeme heyeti sn. Başkan bu internet sitelerinin kişisel haklarımızı yok sayarak toplum önünde bizleri teşhir eden , rencide eden ve can güvenliğimizi tehdit eden bu internet siteleri ile ilgili yasal sürecin başlatılması için buradan suç duyurusunda bulunuyorum.

 

Nebil rahumanın katilleri yargılandıkları davadan beraat etmişlerdir. Ama katillerinin kimler olduğu nasıl öldürüldüğü neden öldürüldüğü bu itirafçı sitelerden yayımlanmıştır. Aynı zaman diliminde adana da kendi arkadaşları tarafından öldürülen katlinden sonra karanlık adamdı bu yüzden öldürdük diye bildiri dağıtılan Ali çakmaklı olayı da bu itirafçılar sayesinde anlaşılmıştır.

 

Tarih öncesi TKP/B dan dan gözaltına alınmış ceza almış hapislerde yatmış çıkmış bir insanı hemen acilciler örgütüne iki uydur kaydır kopyala yapıştır evrak ve bir iki itirafçının muhbirliği ile bu davaya örgüt üyesi zannı ile ekleyiveriyor. Üstelik özelikle 1986 sonrası hiçbir örgütsel faaliyeti konusunda gözaltı olmamış bir iki kıytırık polis soruşturması haricinde devletle bu tür adli sorunu olmamış birini örgütle ilişkilendirmenin mantığını kurmak için hayal dünyasını zorlamak lazım.

 

12 eylül bakiyesi mevcut örgütlere inancım, güvenim yoktur . Bu örgütlerin bir kaçı Yanlış kavradığı Marksizm ve sosyalizm algısı ile sağa sola  ulusalcı milliyetçi çizgiye gelerek devletin derin tezgâhlarının ham bezi olmuşlardır. Renkleri eqrudur

 

Bin yıldır kürt kimliğini yok sayan türk devleti ektiği rüzgarların fırtınasını son otuz yılda 50.000 insanının öldürülmesi olarak biçmiştir. Bu kirli savaş Hala aynı gazla devam ettirilmektedir.Dolayısı ile Kürtler sosyalistler için bir meseledir. Kürtlerle sorunu olan devlettir. Kürt halkının özgürleşmesi palyatif burjuva demokratik , burjuva devletini kutsayan ona elimine olmaya alternatif özerklik, fedarasyon gibi çözümler ile değil bu coğrafya halklarının ortak iradesi ile üreteceği sonuç ile çözülebilecek bir meseledir.

 

Şimdi soruyorum bu Örgütler hakkında düşünceye sahip olan ve bu düşüncelerini her ortamda dile getiren yazılı hale getiren insandan örgüt üyesi olurmu?

 

 Sabah akşam kendi dağlarını bombalayan türk devletinin ve onun vurucu unsuru Türk silahlı kuvvetlerinin ve polisinin  kuruluş felsefesinde de  türkün türkten başka dostu yoktur. Öyleyse türkten olmayan bütün ağaçları buda kes gitsin 

 

Kendi emniyetçisi Hanefi avcıyı devrimci karargâh örgütünün merkezi komite üyesi yapan bu hukuk anlayışı bizleri ne yapmaz.

 

Acilciler diye bir örgüt yoktur diye internet sitelerine yazdığımda bu dava sanıklarından biri ismime hakaret ederek al sana örgüt programı deyip eski püskü 1980 lardan kalma bir örgüt programını gözüme sokmaya çalışmıştı.

 

vereceğim cevap: acilciler diye bir örgüt vardır. Ama sanaldır. İnternetin sanalına sıkışmış a- sosyal yalnızlaşmış sol ve sosyalistler tarafından tecrit edilmiş insanların örgüt isimlerini kullanarak itibar arama girişimlerinden başka bir şey değildir.

 

Biz sosyalistler: Bir devrimci Eğer devletin karşısında kendine bir iddianame edinemediyse o insanı fazla ciddiye almayız. Bunların içinde keskin olanlarında güvenmeyiz.

 

Özellikle 12 Eylül sürecinde bu tür yüzlerce insanı tanıdım. Kendi yol arkadaşına polisler ile birlikte işkence edenleri gözlerimle gördüm.

 

Mahkeme karşısında devrimci tavır dik durmaktır,

 

Devrimci karargâh davasında ilgili alakasız insanların yan yana getirilmesi ve buna bir dönemler işkenceleri ile meşhur Hanefi avcının eklenmesi, toplumda yaratılan kafa karışıklığı yeni derin devletin eski bilindik bir taktiğidir.

 

Zaman gazetesinde çıkan bir haber ile Herkesin bildiği gibi olmayan acilciler örgütünün alevi önderlerine saldıracak haberi

Haber Bugün ve Zaman gazetesinin 31 Ağustos 2011 tarihli gazetelerinde aynen şu haberle yayınlandı : Eylem emrini Terörist başı apdullah öcalana “değerli Dostum”. Başkan diye hitap eden ve örgütü suriye’den yöneten Mihraç Ural’ın verdiği öne sürüldü. Emniyet müdürlüğünün istihbaharat daire başkanlığının verdiği bilgi üzerine İş işleri bakanlığının 81 ilin valiliğini uyardı. Emniyet Raporuna göre suikastler alevi vatandaşlarının yoğun yaşadığı Şehirlerde gerçekleştirilecek.

 

Bu haberleri okurken Acaba devletin yeni derinlerinin yeni bir operasyonu ile karşı karşıkarşıyamıyız endişesine kapıldım. Ne de olsa aslı astarı olmayan internet gerillası bir örgütün üyesi olmaktan yargı önündeyim.

 

Bu operasyonla gözaltına alınıp yargının önüne getirilmeme neden olan şey Kendi arkadaşları tarafından katledilen Arkadaşım nebil rahumanın aradan otuz yıl geçmesine karşın adeta iğne ile kuyu kazarak kendi imkânlarımla yürüttüğüm 12 Eylülde katledilen ve kör kuyulara atılan ve bu kör kuyulardan biri olan kimsesizler mezarlığında nebil rahumanın kemiklerini mezarını bulduğum içindir.

 

Nebil rahumanın mezarını ortaya çıkarırken solun kendi içinde besleyip büyüttüğü ve her ihtiyaç döneminde tasfiyenin en önemli argümanı olarak dönem ortaya çıkardığı şiddet duygusu ve onun sonuçlarını ortaya saçılan pislikleri yazıp çizdiğim için yargılanıyorum. 

 

Nebil rahuma arkadaşıma olan vefa borcumun bu coğrafyada yaşayan ve değerleri ile ayakta benim gibi namuslu sosyalistlerin sosyalizm mücadelesinde yitirdiğimiz bütün yol arkadaşlarımıza saygımızın gereği için ortak amaçtır. Bunun dışında Devrimci örgüt olma dışında adeta çeteleşmiş tarikat olmuş işe güce esnaflığa soyunmuş tarihin derinliğine itilmesine rağmen varmış gibi gösterilen onun geçmiş mirasından beslenen  bu internet bozuntusu örgütle ismimin yan yana anılması bile benim utanç verici bir olaydır.

 

Nebil rahumayı 1980 öncesi tanıyan insanlardan biriyim. Kendi arkadaşlar tarafından öldürüldüğünü daha sonra duydum. Aradan otuz yıl geçmiş olmasına karşın Onun namuslu, yiğitliği dost kişiliği onu unutmamamızı sağlamıştır. Bugün nebil rahuma diye ağlayan timsah gözyaşı dökenler onun katilinin birinci derecede sorumlularıdır

 

Ali çakmaklı, müntecep kesici Gökhan saç Yusuf zihni alan ve hana maptunoğlu gibi insanlar yine bu örgüt içinde infaz edildiklerini bu örgütün eski itirafçılarının internet üzerindeki itiraflarından okuyoruz bunlar herkesin okuyabileceği bir alanda yazılıyor.

 

http://enginerkiner.org/,http:/www.mirural.blogspot.com/,http:/tarihselhainler.blogspot.com/,http:/acilciler-thkpc.blogspot.com/, http://thkp-c-acilciler.blogspot.com/ internet bu tür itirafçı acilciler siteleri ile dolu. Sözde tarih konuşmaları altında bir sürü pis işlerini utanmadan itiraf ediyorlar. Devrimcilerin geleneğinde bu tür işlerin hiçbiri olamaz. Birkaç örgütün dışında sol içi çatışmaya ve öldürmeye varan şeyler münferittir.

 

Antakya kültür derneği bir dizi anmalar yapacaklarını ve şehitler haftası etkinliklerini düzenleyeceklerini gerek yazılı medyadan gerek internet üzerinden insanlara duyurarak buraya insanların katılmaları konusunda davetler çağırılar yaptı. Bu etkinliklere konuşmacı panelist olarak beni de davet ettiler kabul ettim. Antakya’ya geldim.  Etkinliklere katıldım. Mezar anmalarına katıldım.

 

Nebil rahuma ailesinin boş mezar karşısındaki çaresizliğine karşı bende bir konuşma yaparak Nebil rahumayı hep birlikte arayabiliriz. Bu konu ile ilgili bir çalışmayı ortaklaşa yapma önerimi mezar başında yaptım. Antakya etkinliklerinde tanıdığım daha önce ömrü hayatımda yüz yüze gelmediğim hatta tanımadığım insanlardan sadece öner ya da Ömer ödemiş Mehmet güzelin dışında hiçbir kimse ile bir temasım olmamıştır.

 

Nebil rahumayı öldürdüklerini itiraf edenlerin savunmaları ilginçti. Nebil rahumanı ajan olduğu üzerinden savunma yapılmıştı. Davada Bir başka dikkat çekici unsur ise nebil rahumanın katledilmesinde kullanılan silah önce Ankara’da MHP ilçelerinin taranması sonra nebil rahumanın öldürülmesi ardından azılı bir MHP'linin üzerinde bu silahın yakalandığı emniyetçe tespit ediliyor. Yani silah önce solda sonra sağa geçiyor.

 

 

Nebil rahumanın da mezar yerini kimseye vermeyeceğimi onun katillerine onun mezarını vermenin önce nebile sonra ailesine saygısızlık olacağı düşüncesi ile mezar yerini kimseye söylemedim.  Hala bende sırdır. 

 

Bütün bu duyurumlar için nebil rahuma adına bir internet bloğu yaptım duyururları buradan yaptım. Nebil rahumanın mezarını bulduktan sonra nebil rahuma çalışması bitmiştir diye sonlandırıp bu internet bloğunu da kapattım. Dolayısı ile iddia edilen suçlama ile ilgili olarak örgüt adına yaptığım yada terör örgütü propagandası adı altında yaptığım suçlamasını ret ediyorum.

 

Mahkemeniz önüne getirilen ve ifadelerinde eski arkadaşlık ilişkilerinin bugün ticari alış veriş ve esnaflığa evirildiğini ve diğer bütün sanıkların ifadelerini acilciler diye bir örgüt yoktur üzerinden yaptıkları da bunun başka bir göstergesidir. Bütün sanıkların ve avukatlarınının ortak iradesi acilciler diye bir örgüt yoktur.

 

Milli istihbarata teşkilatı polis istihbaratına Acilciler örgütü hakkında ve bu örgütün özellikle 1988 sonrası faaliyetleri konusunda yazı yazılmalı ve sorulmalıdır.

 

İnternette acilciler diye iki site mevcuttur. İki sanal site bir örgüt yaparmı? Bilmiyorum. Türkiye solunun komik halleri dediğim bu durum yani gülünecek olan durum üstelik ağır cezada mahkeme konusu olmuştur.

 

Nebil rahumanın akıbetini ortaya çıkardıktan sonra devrimcilerin tarihine hesap vermesi gereken bu insanların hiçbiri ile ilişkimi sürdürmedim. Nebil rahumayı bulmak için bu insanların hepsinin bilgilerini adeta kullandım. Ve onlardan çaldığım aldığım bilgilerle nebil rahumayı buldum. Nebil rahumanın mezarını ve kemiklerini ve yazacakları kitaba destek olmadığım kendilerini bir kuklası olmadığım kendimi kullandırmadığım için internet sitelerinde adıma hain, görevli polis, ajan diye olmadık hakaretler ile yazılar yazan saldırıda bulunan bir örgütün bugün üyesi ve o örgütün propagandasını yapmaktan mahkemeniz önüne çıkarıldım.

 

İtirafçıların, mit ajanlarının, devrimci katillerinin içinde cirit attığı bu örgüt asıl örgüt olamamanın hesabını devrimcilere, emekçilere ve mağdur ettiği insanlara elbette bir gün verecektir. Acilcilere 1977 öncesi bu hareketin içine Miti koyup kimi eylemlerde bu örgütü yönlendirip kontrolünde tutan devlet Daha sonra bu harekete büyük bir darbe vurarak kurucu ve fikri önderlerini yakalayarak kimini itirafçı kimini bir tokat yemeden istediği gibi tasfiye ediyor. 77 sonrası tekrar bu siyasal hareket Toparlanmaya başlayınca bu hareketin içine 80 sonrası kendi içine daha önce yerleştirilenler mit ile yazılı antlaşma yapıp hareketi tekrar devletin eline teslim ediyor.

 

Arkadaşlarının tanımı ile

Mihraç ural: Suriye ajanı, devrimcilerin katili milli istihbaharat ve Suriye ajanı Suriye gizli istihbaratının sırtlan kod adını verdiği bugün Suriye de yaşayan zat: Bu kişinin emniyet kayıtları henüz internet sitelerinden yayımlanmadı bu da yayımlanırsa muhtemel odu ki yüce devletimize aşağıdaki gibi insanların hizmetleri gibi hizmeti esirgemediği görülecektir. Arkadaşlarının internet üzerinden mihraç ural kimdir:

Mihrac Ural; Muhaberat elemanı, kod adı Sırtlan. THKP-C Acilciler örgütünü polise satan adamsız. İnsanlık düşmanı eroin kaçakçılarının ‘numune’ taşıyıcısı. Nebil Rahuma yoldaşımızı polise veren Soysuz. Ali Çakmaklı, Müntecep Kesici, Gökhan Saç(sami) Zihni Alan(Yusuf), Hanna Maptunoglu adlı yoldaşlarımızı öldürten Katil. Lübnan’da (Trablus) Filistinlilerin kendi aralarındaki savaşta, Suriye yanlısı Ebu Nidal örgütü saflarında yer alarak, yoldaşlarımızın, Yaser Arafat’ın el-fetih örgütü tarafından öldürülmesine neden olan İşbirlikçi. Süleyman Kılıç, Vedat Erdal, Selahattin Kaya ve Kuvvettin Külekci adlı yoldaşlar, Türkiyeli hiçbir devrimci örgütün taraf olmadığı bu çatışmada öldürülmüştür. Mihrac Ural adlı soysuz, öldürülen yoldaşlarımızın her biri için Ebu-nidal örgütünden 50’şer bin dolar kan parası almış, her ay düzenli olarak belli bir miktar para almaya da devam ediyor.

 

Engin erkiner: itirafçı, Bir tokat yemeden örgütünü ve yoldaşlarına ihanet eden ve Türkiye sosyalistlerinin bu yönü ile tanığıdığı zat: Yakalandığı 1977 da:

Emniyet kuvvetlerine yardım maksadıyla yakalandığım günün akşamı ve onu takip eden günde aşağıda sıralayacağım evleri bulmaları bakımından polise yardım ettim” (Engin Erkiner Polis İfadesi, s:16)

Daha sonra TKEP e katılarak TKEP in dağıtılmasında itirafçı Teslim töre kadar önemli rol oynamıştır. Teslim töre yakalandığında polislerle rakı içerken beraberinde yakalandığı yoldaşlarını işkencede bağırtırıyorlardı

 

İbrahim yalçın: Mit ajanı kendi el yazma ifadesi ile mit ile işbirliği içinde olan zat. Bu zatın eski arkadaşları İbrahim yalçının milli istihbaratta görevine devam ettiği yazıyor. İbrahim yalçın Mit ile olan ilişiği: Bir hafta sonraya gün kestik. (28 Ağustos 1986) ben, o günü MİT’e bildirdim. Çok sevindiler, başarılar vs. diyerek 150 bin TL’da paralarını alarak vedalaştık… Örgüt bittiği zaman, benim işim de bitecek. Artık devlet arkamda olacak hiçbir sıkıntım olmayacak. " (İbrahim Yalçın el yazısı İtirafnamesi s:9-10)

 

Bu ajan takımına ilaveten iki isim daha vardır. Ve bunlarında görevli olduklarını Tespit ettim. Bunlardan biri Ankara da bir diğeri bursa da yaşayan bir kadındır. Bu operasyonun organik birer yürütücü unsurlarıdırlar.

 

İnternet üzerinden hesaplaşan bu eski örgüt artıkları bugün kendilerine selam veren merhaba diyen herkesi kendi pisliklerinin içlerine çekmişlerdir. Dava sanıklarının ortak ifadesi ve iradesi ne böyle kimselerle politik ilişki içinde olmak nede böyle bir örgütün olmadığı üzerinde fikir ve ifade ortaklığı içindedirler.

 

Dün devletin işini bu örgütü çözmekte kolaylaştıranlar bugün masum insanların başına çorap örmek için yine görev başında.

 

Bugün yargılandığımız bu mahkemeye dışarıdan destek veren ne olur bunları tutuklayın bunlar acilcilerdir diye adeta mahkemeye yalvaran geçmişte devletin ele geçirip itirafçı durumuna getirdiği, mitin kullandığı insanların internet üzerinden bu dava belgelerini yayımlayan ve kendine sözde devrimciyim diyen avrupada yaşayan geçmişte devlete yaptıkları hizmet karşılığı sağladıkları statüleri bu konformistlerin görevlerine devam ettiğini gözden kaçırmıyor. Bu davanın bir ihbar sonucunda açılmış olması da bunu destekliyor.

 

Bu davada gözaltına alınırken bazı isimlerin korunmuş olması dava dosyası içinde isimleri geçenlerin yasal hiçbir kovuşturmaya uğramamış olmasıda manidardır.

 

Bu davadan beraat edeceğime inancım Tamdır. Çünkü suçsuzum, Samimi olarak bir vefa borcunun ödenmesi olarak giriştiğim bu işte ne yargılanan sanıklarla ne ismi geçen internette devrimcilik yapan  sanal örgütle ne tarihsel bir ilişkim ne de tanışıklığım yoktur, Araştırmacı yazarım. 

 

Politik inancımın gereği bütün halkların kardeşliğine inanıyorum. Eline kim bir silah alıyor diğerini öldürüyor, ötekileştiriyorsa değil bir insan dağlarda bir çiçek bu kirli savaşta neslini tüketiyorsa börtü böcek ölüyorsa öldürülüyorsa insanlığı öldürüyor doğayı öldürüyor inancındayım. Bir devrimci öldürmez yaşatır. Günde 25 Kürt 25 Türk öldürülüyor kümülâtif te bu bir soykırımdır. Hiçbir insan buna göz yumamaz. Bu savaşa taraf olamaz ben barışa kardeşliğe inanan bu yönde politik mücadele veren biriyim.

 

Bilgisayarımda çıkan Örgütsel söz ve faaliyetini 1988 konferans 1989 kongresinde bittiğini medya aracılığıyla açıklamış olan TKP/B “ Türkiye komunist Partisi /Birlik belgeleri bende olmayacak da kimde olacak ; 12 eylülün sıkıyönetim mahkemelerinde Türkiye komunist partisi birlik örgütü üyesi olarak yargılandım. Üstelik bilgisayarımdaki belgelerin bir kısmı  bu davanın konusu idi Onlarca yol arkadaşımı bu siyasal hareket içinde kaybettim 20 ocak 1980 tarihinde faşist çetelerin pusu kurarak katlettiği Ağabeyim Hamza balcıda TKP/B SGB üyesi idi 

 

Emniyette savcılık önünde susma ifade hakkımı kullanmayı düşündüm ancak özel yetkili savcıların bu durum karşısında hemen tutuklama çıkardığını bildiğimden İlgi alakamın bulunmadığı bu soruşturmada Poliste ve savcılık karşısında ifade verdim. Polisin onlarca mesnedi hukuki ve teknik takibe dayalı olmayan hatta ilgisiz, alakasız saçma sapan sorularına bile yanıt verdim. 

 

Kendilerine karşı davranış Duruşuma tavırlarıma devrimci kişiliğime saygı duyan saygılı Polislerde gördüm. Abi inşallah tutuklanmazsın diye polislerde gördüm.

 

Tarih okuyucularına bu dava ve ismi geçen devrimci niteliklerini yitirmiş örgütler için tarihe not düşmek benim gibi insanların işidir. Zaten bunları kitaplardan hep birlikte okuyacaksınız.. onlarca kitaba yaptığım danışmanlık Tarihe olan yakınlığımın delilidi

 

Son olarak :

Suçsuz olduğuma bu ismi geçen insan ve olmayan örgütle ilişiğimin olmadığna dair yüzlerce delil sadece mahkeme dosyasında değil kamunun da görebileceği ulaşacağı yerlerde vardır.

 

Mahkeme önünde esas alınması gereken savunmam

1-Hakkımda yürütülen soruşturmada  Türk ceza kanunun 314/2-3713 S.Y.5/1-3713 S.K.7/2 TCK 53-63 md lerini kapsayan bir suçu işlemedim.

 

2-Mahkeme heyetiniz önünde önce sözlü sonra yazılı olarak yaptığım savunmanın mahkemeniz önünde bir propaganda olarak algılanmamasının ,samimi olarak  politik düşüncelerimin bir yansıması olan bu savunmanın sıklıkla altını çizdiğim gibi tarihe not düşmek olarak kabul edilmesini arz ederim.

 

3-Yoksul emekçilerin işçilerin emeğinden maddi imkanlarlarıyla ;Kamunun hukukunu hakimini savcısını polisini avukatını mesaisini parasını evrakını kağıdını  boşu boşuna heba eden meşgul eden ve hakkımda hiçbir hukuki suç  dayanağı olmayan Bu davada fazlası ile mağdur edildiğimi  Dolayısı ile Mahkemenizden beraatimi talep ediyorum.

 

4-Savunmamda lehime delil oluşturacak görsel olarak kayıt ettiğim belgeleri Bir cd  kayıdı ile sn mahkeme başkanı aracılığı ile mahkeme heyetinizin takdirine sunuyorum.

 

5-Dava ile ilgili savunmama ek olarak : Adana da yargı önünde getirildiğimiz mahkeme dosyamızın , iddianamenin emniyet ifadelerimizin yayınlandığı kamuoyu önünde yargı önündeki insanları teşhir eden, Hedef haline getiren mağdur eden.

 ilgili internet adresleri ilgili suç duyurumunda bulunduğum itirafçıların internet siteleri ile ilgili yasal işlemin başlatılmasını talep ettiğim  altında imzam bulunan dilekçemi de arz ederim.

 

Hasan balcı

 

http://hasanbalciogluyazilari.blogspot.com/2011/09/adana-ozel-yetkili-mahkemesinde.htmlAntwort an:

 

Benim notum: Hasan Balcı yeni bir şey söylemiyor. Söyledikleri Mihrac Ural’ın yıllardan beri söyledikleridir ve bütün çabasına karşın ne denli etkili olabildikleri de bilinmektedir. Ancak konumuz Hasan Balcı…

Hasan, sen bunları yeni öğrenmedin… O zaman üç yıldan fazla zamandır aklın neredeydi?

Bu siteye neredeyse 20 yazı yazdın (listesini çıkaracağım), bana yazdığın ve arşivde duran çok sayıda elektronik iletin var. Bunların birkaçını yayınlayacağım ki, insanlar senin ifade tarzını okusunlar diye…

Sen, başlangıçta Mihrac Ural’ın Türkiye’deki temel kadrolarından bir tanesiydin. Mihrac Ural’ın seni başkalarına örnek göstermesiyle, „Hasan gibi olun“ demesiyle öğünmüyor muydun?

Sana, „Türkiye devriminin önderi“ demiyor muydu?

Bunları ben senden öğrendim.

Sonra, Antakya’daki mezar açılılışının arkasindan göz altına alınınca, bu tarafa transfer oldun. Bunun öyküsünü de anlatacağım…

Senden ne istemişsek, yaptın. Yalan mı, değil…

Peki ne oldu sana böyle de bize fena bozuldun ve saldırmaya başladın?

Nedenini açıklayayım:

Birinci Acilciler: 1974-1988 dönemini kapsar

İkinci Acilciler: Mihrac Ural-mehmet Yavuz ve ötekilerinin örgütü, 2007’de kurulur

Üçüncü Acilciler: Bunu da sen kurmaya kalktın ve beceremedin, biz de engel olduk.

İtirafçıların genel özelliği şudur: Ceza almamak için devletle işbirliğine girerler. Kendilerini kurtarmak için inanılmaz bir suçlama kampanyasına yönelirler.

Senin davranışına çok benziyor, öyle değil mi…

Davadan ceza alacağım diye neredeyse aklını kaçırmış durumdasın…

Hasan Balcı’yı anlatalım bakalım, yakında okumaya başlarsınız…

Son Güncelleme: Pazartesi, 26 Eylül 2011 13:18