Şuanda 486 konuk çevrimiçi
BugünBugün2780
DünDün3402
Bu haftaBu hafta10504
Bu ayBu ay10504
ToplamToplam10478928
zerdüştün torunları olmaktan ancak gurur duyarız PDF Yazdır e-Posta
İrfan Dayıoğlu tarafından yazıldı   
Pazar, 23 Ekim 2011 18:23


BDP  türbanın serbest bırakılması için meclise  önerge verince Tayyip Erdoğan pervasızca meşru temsilcileri nezdinde Kürt halkına  hakarete  yöneldi. Her türlü değişim ve dönüşüm önerisinin kendi tekelinde olduğunu düşünen Erdoğan ; Kürt milletvekillerinin böylesi « hassas » ! bir konuda önerge verme haklarının olmadığını  düşünmüş olmalı ki hemen aklına Kürtlerin Zerdüştlüğü geliverdi. Kürtlere Zerdüşt diyerek aşağıladığını zannetti. Cahil Erdoğan Zerdüşt olmayı hakaret sayıyor olmalı. Ama tarih bilgisinden yoksun olduğu için, yazarın deyişi ile « İsevilerin, Musevilerin ve Müslümanların, Zerdüştün yolunu şaşırmış çocukları » olduğunu bilmiyor.  Bilse hakaret etmek için kimseyi Zerdüşt olmakla suçlamaz( !)

Evet  aynı zamanda Zerdüştlüğün ilk tek tanrılı din olduğunu, ve bugünkü  kitaplı dinlere örnek teşkil ettiğini de bilmiyordur. Mezopotamyada yaşayan kadim halkların bir dönem Zerdüşte ve kitabı Avesta’ya inandığını da bilmiyordur. Oysa tarih bilgisi olanlar bunun söylediğimiz gibi olduğunu biliyorlar. Dünyanın bugünkü  rezil haline gelişinin sebebinin de Zerdüştün adil ve doğru yolunun şaşırılmasından kaynaklandığını biliyorlar. Erdoğan ve etrafında cahiller gürühu bilmelidir ki ; Biz Kürtler tarihin bir döneminde Zerdüşt olmaktan utanmak bir yana, tersine onur duyarız.

Bugün Müslümanıyla, Kızılbaş Alivisiyle, Ezididisiyle tüm Kürt halkı  her zaman ateşin ve güneşin çocukları olduklarının bilincinde oldular. Bugün inançları ne kadar farklılaşmışta olsa Kürt halkının geçmişinde Zerdüşt olmaktan gelen bir çok ortak değeri vardır.  Bu ortak diğerler sayesinde Kürt halkı tüm bölme oyunlarına, birbirine düşürme provakasyonlarına karşı durarak, özgürlük hareketi   etrafında bütünlüğünü sağladı. Erdoğanın ve benzerlerinin çekemediği işte bu zalimler düzenine karşı  kararlılığımız ve baş eğmez duruşumuzdur.

Simdi tüm Kürtlerin Zerdüşte sahiplenme zamanıdır. Bugün neye inanırsak inanalım, geçmişimizin ortak değerlerine yapılan saldırılara karşı kararlıca tutum almamız gerektiği son gelişmelerle bir kez daha elzem hale gelmiştir. AKP’nin kontrol ettiği TC devleti seçimlerden sonra, önceden verdiği tüm sözleri unutarak, halkımıza, kurumlarına, kazanımlarına pervasızca saldırmaya başladı. Kürt özgürlük hareketi şahsında tüm halkımıza bir kez daha imha ve inkar dayatıldı. Kürt halkının kahraman evlatları bu saldırılara karşı kendisini ve halkını savunmaya başlayınca da, yüzlerine taktıkları demokratlık maskesini bir kenara bırakan AKP ve diğer düzen partileri ortamı gererek Kürtlere karşı ülke sathında linç kampanyası başlattılar. Son olarak ta, Elazığda, dinci ve ırkçı faşistler kol kola Dersim kökenli kızılbaş Kürtlerin ev ve işyerlerine karşı saldırıya geçtiler.

ANF haber ajansının  verdiği habere göre « Erdoğan’ın  pervasızca BDP’yi hedef göstermesi sokakta karşılık bulmaya başladı. Elazığ’da İlahiyat Fakültesi Öğretim üyesi Sıddık Ünalan ile Tarih Bölümü Araştırma Görevlisi Yavuz Hayır’ın hedef göstermesi sonucu  islamo-faşistler Kürt kızılbaşların yaşadığı mahallelere saldırıya geçtiler.

Elazığ’da yaşananlar adeta Madımak ve Maraş katliamını hatırlatıyor. Çünkü Elazığ’daki saldırıları bu kez islamcılar ile ülkücüler birlikte organize ediyor.

Dersimlilerin yaşadığı mahalleleri kuşatmaya alan İslamcı faşist gruplar dün Cuma namazı sonrası İzzetpaşa Camii önünde toplandıktan sonra Türk bayraklarıyla 'Elazığ Türktür, Türk kalacak' sloganı atarak BDP il binasına yürüdü.

BDP’ye yönelik saldırı Kürtler ve devrimciler tarafından engellenince bu kez, Dersimlilerin yoğun yaşadığı Hozat Garajı bölgesinde saldırıya geçti. Dükkanlar yakıldı, yağmalandı Kürtler ve devrimci gruplar birlikte faşistlere karşı direnişi sonucu saldırganlar geri çekilmek zorunda kaldı.

Özgürlük ve Dayanışma Partisi PM Üyesi Merhamet Şahin, kentte yaşananlarla ilgili olarak ‘'Elazığ'da sabahtan itibaren öğrenciler okullarından çıkartılarak örgütlü bir şekilde Kürt ve Alevi mahallerine dönük saldırılar örgütleniyor. Ağırlıklı olarak Dersimlilerin yaşadığı mahallerde gerçekleşen saldırılarda ne kadar insanın yaralandığı konusunda net bir bilgi yok. Polis şu anda mahalleri abluka altına almış durumda. Devrimciler saldırılar karşısında bir araya gelerek devrimci dayanışma duygusuyla faşist saldırılara karşı duruyor’’ dedi.

Giriş ve çıkışlarda önlemlerin alındığı kentteki olağanüstü tedbirler ise sürerken, Hozat Garajı bölgesindeki mahalleli gençler, gece boyunca mahallelerinde nöbet tuttular »

Seçimlerden önce her konuda açılım yapacağını söyleyen, yeni bir anayasa yapma sözü veren Erdoğan şimdi tüm bu sözleri ve Kürt halkının temsilcileriyle yaptığı görüşmeleri unutarak, tam bir savaş ağası havasıyla top yekün imha saldırısına geçti. Bu kez yanında güvercin postunu bir yana bırakıp özünü ortaya koyan Cumhurbaşkanı  Gül’ü de alarak.

Ancak  kendisinden öncekilerin akibetini unutmuş görünüyor. 27 yıldır süren bu savaşta hemen her hükümet sınır ötebi harekat yaptı ve hezimete uğrayarak ilk seçimde şapkasını alarak kaçtı. Erdoğan  ve şürekasının da sonu farklı olmayacaktır. Kaldı ki, Kürt halkı dünkü halk değil, Aleviler dünkü Aleviler değil, devrimciler dünkü devrimciler değil, herkes hatalarından ders çıkardı, eksikliklerinin farkındadır. Tüm ilerici kesimler dünden daha örgütlüdür. Artık bu ülkede ötekileştirilen toplum kesimlerinin, yeni Maraşlara, yeni madımaklara tahammülü yoktur. Böylesi girişimlerin peşinde koşanlar kesinlikle hak ettikleri cevabı kendi deyişleriyle misliyle alacaklardır.