Kendi blogunda yazdığı, “Alçak ikiyüzlüler” yazısına cevabımdır.

Beni hayatında hiç gördün mü Hasan efendi?  

Hayır.

Seninle telefonda veya direkt yazışmada teşriki mesai yaptık mı?  

Hayır.

Benim gerçek ismimi biliyor musun?

Hayır.

Seninle yağcılarda hiç buluştuk mu?

Hayır, çünkü ben senin gibi yağ yakmam.

Hiç bir örgütlenmede yer aldık mı?

Hayır, çünkü benimle çalışmak arka ister.

Her yerde olmak isteğim de hiç yoktur. Bu sende olağanüstü var.

Sen karıştırıcı, barıştırıcı ve ayakçısın, bu bir kaç yılda bunu gördüm sende.

Ayrıca gerek İbrahim gerek Engin benim savunacağım adamlar değiller,

kendi rüştlerini ispatlamış insanlar, sana göre onlar dev zaten,

onun için, sen oraya saldırıyorsun, sırtlanlar senin ayarında,

bunu çok iyi biliyorsun, bizi ‘it’likle itham etmişsin,

ben hayvan severim, itler sadıktırlar, sen, köpek bile olamazsın,

sadıklıktan dolayı kaybedersin.

Anadolu’da bir deyim vardır;

Öküzümün alnı sarkar, adını bana takar.