Şuanda 273 konuk çevrimiçi
BugünBugün3337
DünDün3402
Bu haftaBu hafta11061
Bu ayBu ay11061
ToplamToplam10479485
fransa'da seçim, sarkozy'nin son günleri PDF Yazdır e-Posta
İbrahim Yalçın tarafından yazıldı   
Çarşamba, 25 Nisan 2012 17:38


22 Nisan 2012 Pazar günü yapılan Fransa cumhurbaşkanlığı seçim sonuçları, seçime katılan 10 aday arasında, hiçbir adayın yüzde elli’nin üzerinde oy alamaması nedeniyle, en fazla oyu alan iki aday arasında  6 Mayıs’ta yapılacak olan ikinci tur oylamaya kaldı.

Birinci tur oylama sonuçlarına göre, Sosyalist Parti’nin adayı Francois Hollande oyların yüzde 28.63’nü (10.273.583 oy) alarak ilk sıraya yerleşti.

UMP(union pour un mouvement populaire) Halk Hareketi Birliği’nin adayı cumhurbaşkanı Nikolas Sarkozy,oyların yüzde 27.18’ni (9.753.844) alarak 2.sıradan ikinci tura katılmayı garantiledi.

Bu sonuçla, Fransa cumhurbaşkanlığı seçim tarihinde bir ilk yaşandı. Mevcut cumhurbaşkanının ilk turda birinci değil ikinci sırada seçimlere katılıyor.

Arada ciddi bir oy farkı olmasa bile bu sonucun, Sarkozy açısından psikolojik üstünlüğün daha şimdiden kaybedilmiş olduğu anlamına geldiği açıktır.

Seçim sonuçlarının açıklanmasından hemen sonra, taraftarlarının karşısına çıkan Sarkozy’nin yüz ifadesinden de görülen buydu.

Sarkozy, kendi taraftarları önünde  yaptığı kısa konuşmada, kendisine olan güveni kaybetmemiş gibi gözükmeye çalışsa da, halkın kendisine  güven duymadığının farkındaydı.  Son bir hamle yaparak, Sosyalist aday F.Hollande’yi televizyon’da üç kez halkın karşısına çıkarak tartışmaya davet etmesi  geceye damga vuran en önemli gelişme oldu.

Sosyalist aday F.Hollande’nin bu teklifi reddetmesinin hemen ardından, Sarkozy kurmayları tarafından ‘’Korkuyor’’ suçlaması, 6 mayıs’a kadar  seçim propagandalarının ana teması olacak gibi...

22 Nisan seçimi, Marine le Pen liderliğindeki faşist parti, Ulusal Cephe’nin yüzde 17.9 oy oranı ile (6.421.844 oy) üçüncü sıraya yerleşmesi bu seçimin  dikkat çeken bir başka yönü oldu. Parti liderliğini Fransız aşırı sağının simge ismi Baba Le  Pen’den devralan ve ilk kez seçime katılan bayan le Pen, Seçim sonuçları açıklanır açıklanmaz yaptığı kısa konuşmada ‘’Bundan böyle Fransa’da hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’’ diyerek hem sosyalist partiye, hem de Sarkozy’nin partisine meydan okuyarak 1 Mayıs’ta taraftarları ile yapacağı geleneksel mitingde, her zaman oldugu gibi ikinci tur seçimlerinde hiçbir adayı desteklemeyeceğini, seçime katılacak olan her iki adaya da aynı mesafede olduğunun sinyalini daha ilk günden vermiş oldu.

22 Nisan’da yapılan ilk tur seçimleri öncesinde olduğu gibi, seçim sonuçlarının açıklanmasına dakikalar kalıncaya kadar yapılan tüm kamuoyu yoklamalarında Sol Cephe adayı Jean Luc Melaenchon’un, Faşit parti ulusal Cephe ile başa baş gittiği ve üçüncülük için yarıştığı tahmin edilmesi karşın Fransız Komünist Partisi ( FKP) tarafından desteklenen Melenchon, oyların yüzde 11.11 ‘ni alarak 3.985,298 oy)

Yarışı 4.sırada bitirdi. 2007 cumhurbaşkanığı seçimlerinde yüzde 5 civarında oy alabilen Fransız Komünist Partisi’nin oyları göz önüne alındığında bu oranın son derece başarılı olduğu tüm gözlemciler tarafından kabul edilmektedir.’’6. cumhuriyet’’ sloganı ile aktif bir seçim propagandası gerçekleştiren Sol Cephe acısından alınan bu oy oranının son derece başarılı olduğunu söylemek mümkündür.

Seçim sonuçlarını Place de Stalingrad ( Stalingrad Meydanı)’da değerlendieren Melenchon, ‘’ 2. Tur için hiç bir parti ile pazarlık yapmayacaklarını, ama Sarkozi’nin devrilmesi için seferber olacaklarını’’ söyleyerek, 6 Mayıs’ta yapılacak olan 2.tur seçimlerinde, sol oyların, sosyalist parti adayı için kullanılması gerektiğinin de da üstü kapalı da olsa  işaretini vermiş oldu.  Kaldı ki yapılan kamuoyu yoklamaları, 2.tur’da Melenchon’un oylarının yüzde 85’inin sosyalist parti adayına yönelecegini gösteriyor.

22 Nisan 2012 seçimi’nin en çok oy kaybeden partisi Merkez sağın Francoıs Bayrou liderliğindeki MoDem( Mouvenet Democrate) partisi oldu. 2007 seçimlerinde yüzde 18 oy oranı ile 3.sırada yer alan F.Bayrou, bu seçimlerde yüzde 9.13’le ( 3.275.349 oy)5.sıraya geriledi. Taraftarlarını her zaman oldugu gibi 2. Turda serbest bırakan F.Bayrou, aynı şekilde, bu seferde, 2.tur oyla için taraftarlarına iyi düşünerek oylarını kullanmaları tavsiyesinde bulundu. Kamu oyu yoklamaları MoDem oylarının 2. Tur’da sosyalistler ve Sarkozy arasında eşit oranda paylaşılacağını gösteriyor.

Geçtiğimiz Pazar günü yapılan seçimin bir diğer kaybeden tarafı iki troçkist parti’dir.  Sol Cephe içerisinde yer almayarak ayrı ayrı aday göstererek secime katılan, Troçkist LO (lutte ouvrier) İşçi mücadelesi ve  diğer Troçkist parti, NPA(Nouveau parti anti kapıtalıste)nin aldıkları oy oranı ise, sırasıyla  binde 56 ve yüzde 1.15 olmuştur. 2007 cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 5 civarında oy almış olan Olivier Besanceont liderliğindeki NPA’nın bu seçimlerdeki adayı Philippe Pautou yüzde 1.15’le 411.178 oy’da kalmıştır. Philippe Paouto, seçim sonu değerlendirmesinde Sarkozi’nin Cumhurbaşkanlığından defedilmesi için 2. Tur’da sosyalist parti adayı F. Holande’yi isim belirtmeden destekleyeceği söylenmektedir.

Eva JOLY liderliğinde seçime giren Yeşiller Partisi ( Europe Ecologıe les Verts) in aldıgı oy oranı ise yüzde 2.8 dir (828.451 oy) Bundan önceki seçimlerde yüzde 5 oranını rahatlıkla geçerek tüm seçim masraflarını bütçeden alabilen Yeşiller hareketi bu sefer aynı başarıyı gösterememiştir. Birinci tur seçim dönemi propaganda faaliyetleri sırasında da ikinci tur’da sosyalistleri destekleyeceklerini ilan etmiş olan yeşiller, seçim sonuçlarının hemen ardında aynı öylemlerini tekrarlayarak 6 mayıs’da sandıklara giderek sosyalist parti adayı F.Hollande için oy kullanacaklarını deklare ettiler.

6 Mayıs’ta yapılacak ikinci tur  kamuoyu yoklamalarının hemen tamamı, Sarkozy’nin Cumhurbaşkanlığını kaybettiği yönündedir. İkinci tur da sosyalist aday F. Hollande’nin oyların yüzde 53 ile 56 arasında oy alarak yarışı Sarkozy’nin önünde bitireceği yönündedir.

TÜRKİYELİ SEÇMENLERİN SEÇİM TAVRI..

Genel kanı; bireyin, dünyanın neresinde olursa olsun, siyasal, sosyal olaylar karşısında alması gereken tavrın, ideolojik duruşu ile uyum içerisinde olması gerektiği, yada, olmak zorunda olduğu yönündedir.

Meseleye bu açıdan bakıldığında, Fransız seçimleri değil, amerikan yada Alman seçimleri de olsa fark etmiyor. İçersinde yaşadığınız toplumda, siyasal sosyal olaylar karşısında almanız gereken tutumun,ideolojik bakışınızla uyumlu olmasını gerekli kılar. Türkiyeliler için de bu böyledir.  Kişi sağ eğilimli ise sağ, sol eğilimli ise sol’la işbirliği, eylem birliği yada güç birliği çabası içerisinde olmalıdır. Hal böyle olununca Fransa’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Fransız kimliği taşıyan ve oy kullanma hakkına sahip bir Türkiyelinin, seçimler karşısındaki tavrı, Türkiye’de neyse Fransa’da da aynı olur, değişmez sanılır. Oysa, Türkiye’de aşırı sağ bir parti militanının, yada kendisini hep sağ’da gören bir kişinin, Fransa’da, bırakınız sıradan bir sol partiye, yer yer komünist partisine bile oy vermesini, sol partilerin seçim başarısı için militan bir parti üyesi gibi çalışmasını nasıl izah edeceğiz?

Fransız seçimlerinde Türkiyeli seçmenlerin çok büyük bir kesimi( yaklaşık yüzde 80’i sosyalist  veya komünist partilerine oy vermektedir. sağ partilere verilen oy oranı ise yüzde 10 civarında kalmaktadır. Türkiyeli seçmenlar arasında yapılan bir kamuoyu yoklaması, Türkiye’de AKP’sine oy veren seçmenlerin yüzde 65’e varan büyük bir kesimi Fransa’da sol partilere oy vermektedir. Bu oran, Türkiye’de MHP’ne oy veren seçmenler açısından değişmemektedir.

Bir Fransız gazetesinde yayınlanmıştı. 19. Paris belediyesini kazanan sosyalist partili militanların, belediye binası önünde yaptıkları kutlamalara katılan MHP militanı bir Türk’ün, eli ile kurt işareti yaparak sosyalistlerin zafer  sarhoşluğuna ortak(!) olduğunu görmüştük.

Fransa’da sol’cu(!) ,Türkiye’de sağ(!)cı  olabilen bireyin kişilik parçalanmasını, göçmenlik psikolojisi ve bu psikolojinin bireyde yarattığı travma ile açıklamak pekala  mümkündür.

Göçmenlik psikolojisi ile hareket eden bireyin; Kendisini, bulundugu alan içerisinde kalıcı bir özne değil de, geçici bir öğe olarak görerek buna uygun bir davranış biçimi sergileyeceğinden olsa gerek, her konuda olduğu gibi politik tercih konusunda da o an için çıkarları neyi gerektiriyorsa ona uygun hareket edecektir.

Fransa’da yaşayan Türkiyelilerin büyük bir kesiminin Türkiye’de sağ partileri desteklerken, burada sol partilere oy vermesi ve sol bir iktidarı tercih etmesinin altında yatan neden de, sözünü ettiğimiz göçmenlik psikolojisini ile izah edilebilir.

Soruna bu çerçevede baktığımız zaman, Fransa’da yaşayan Türkiyeli seçmen kitlesinin büyük çoğunluğunun sol partileri destekliyor olması, kalıcı değil geçici  ve zorunlu bir tercihin sonucudur. Önemli olan, zorunlu tercihin, bilinçli ve kalıcı bir tercihe bürünmesidir.

Birey’in, göçmen psikolojisinden kurtularak, yaşadığı toplumun kalıcı bir öğesi olduğunun farkına varması sonucu yapacağı tercih de istikrarlı ve kalıcı olacaktır.

Fransa’da yaşayan Türkiyeli seçmen kitlesinin, yukarıda belirttiğimiz politik tercihleri göz önüne alındığında, büyük çoğunluğunun hala göçmenlik psikolojisi ile hareket ettiğini göstermektedir.