Şuanda 62 konuk çevrimiçi
BugünBugün3219
DünDün3402
Bu haftaBu hafta10943
Bu ayBu ay10943
ToplamToplam10479367
nazım hikmet ve bursa PDF Yazdır e-Posta
Vicdan Kayır tarafından yazıldı   
Salı, 25 Eylül 2012 06:26


…Üç metre kadar ince

ipekli dokumalıyım

Rüzgara karşı yürüyen Adam'dı O... 20. yüzyılın ilk yarısında yaşamış, dünyanın en büyük şairleri arasında anılan Nazım Hikmet, Bursa Cezaevi'nde karısı Piraye'ye sesleniyor.

"... ve üç metre kadar ince ipekli dokumalıyım/Ve hemen.."

Şair, yazar, ressam, desinatör, devrimci-militan-komünist …Nazım Hikmet Ran... Soyadını Bursa'nın meşhur meyvesi NAR'dan alıyor. O sarı meyvenin içindeki kırmızıya tutkun. Nazım Usta'yı bir makale ile anlatmak değil amacım. Mümkün değil.

Sadece internet denilen küresel alemde Nazım'ın yüzlerce eseri çıkıveriyor.

Bursa ve Nazım Hikmet'…

Dayısı Ali Fuat Cebesoy'un etkisiyle Bursa Cezaevi'nde zaman zaman birtakım olanaklar elde ederdi. Örnekse romatizmaları için banyo tedavisi gerektiği yolunda bir rapor hazırlanır, böylece yanında jandarmasıyla her gün banyolu bir otele gitmesine izin çıkardı. Aslında bu Piraye ile buluşması için bir izindi. Çekirge'de karısının kaldığı otele gelir, birkaç saatini onunla geçirirdi. Bu arada bir sokak fotoğrafçısı denk düşerse, otelin bahçesinde, Bursa Ovası'nı, Nilüfer'i arkalarına alıp birlikte resimler de çektirirlerdi.

Bursa, 1941, sıra bekleyen hastalar, savaşa giden askerler, Bursa, tual üzerine yağlıboya birkaç resim...

http://www.nazimhikmetran.com/ykyhtml/brsceza.html

http://www.nazimhikmetran.com/turk_main.html

İşte 1941'in Bursa Ovası'nın Nilüfer'in, Çekirge'nin fotoğrafları Nazım'ın objektifinde yaşıyor.

Peki bu fotoğraflar internette şakır şakır dolaşıyor, dünyayı geziyor.

Bursa'da neden sergilenmiyor?
Belediye başkanları!!!. Şahin, Altepe, Bozbey ve Keskin hanginiz 'Nazım Hikmet'e dair bölgenizde köşe oluşturdunuz? Bir sokağa, bir kültür merkezine adını koymak aklınıza geldi?

Hatta bir ara isim sorunu bile yaşadınız!..

Yasaklı isimler... Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Uçok... Çok yazık!

***

Taha Toros'un 'Nâzım Hikmet Biyografisi' kitabı ile ilgili olarak Ataol Behramoğlu'nun röportajını okuyorum, küresel camdan.

Nâzım Hikmet'in Bursa Cezaevi dönemiyle ilgili çok ilginç bilgiler var.

Nazım Hikmet hapishanede havlu dokumacılığı yapıyor...

Fakat Bursa Valisi Haşim İşcan, hakkı olan parayı ödetmiyor ona. İşte bu noktada Taha Toros, cezaevine bakanlık görevlisi olarak bu olayı araştırmak amacıyla geliyor...

Havlu dokuma teklifi ise Şevket Süreyya Aydemir'den geliyor. Nazım Usta'nın Bursa Cezaevi'nde olması nedeniyle, dönemin Adalet Bakanı Şükrü Saracoğlu'na "havlu dokutma kooperatifimiz var, Bursa'daki hapishaneye de tek bir tezgâh verelim" diyor.

Nâzım Hikmet, Bursa hapishanesinde havlu dokumacılığına böyle başlıyor.

Acaba Bursa'mızda 'Nazım' imzalı havlular var mı?

Dokuma işçisi Nazım Usta, dokumacıların sene sonu kârlarından alacakları hisselerin, Vali Haşim İşcan'ın kurduğu 'Bursa'yı Güzelleştirme Cemiyeti'ne bağışlanması ve tezgâh adediyle hammadde ve havlu satış hesaplarında mağduriyete uğradığı gerekçesiyle dönemin valisi Haşim İşcan'dan şikâyetçi olmuş. O yıllarda bazı mahkûmlara dokuma tezgâhları ve hammadde olarak pamuk ipliği Ticaret Bakanlığı'nın emri ile verilmekteydi. Bu bakımdan Nâzım Hikmet'in dokuma işçisi ve kooperatif üyesi olarak yaptığı şikâyeti Ticaret ve İktisat Bakanlığı'na ulaşmış. Bakanlık makamı bu şikâyetin yerinde incelenmesini teftiş heyetine havale etmişti. O yıllarda bakanlık müfettişi bulunduğumdan konunun incelenmesi ve teftişi bana havale edilmişti...

'Devekuşu muyum?'

Bursa cezaevinde dokuma tezgâhlı üç mahkûm bulunuyordu. Bunların kooperatif ile ilgileri ve dokudukları havluların kesin hesapları üzerinde incelemeler yaptım. Validen izahat aldım. Bursa Bölgesi İktisat Müdürlüğü ile Bursa Havlucular Kooperatifi dosyalarında bulunan bu konu ile ilgili olayları gözden geçirdim. Nâzım Hikmet ve iki arkadaşına kooperatif üyesi sıfatıyla pamuk ipliği verilmekteydi. Şikâyetçi olduğu Vali Haşim İşcan, bunların kooperatif üyesi olamayacağını ileri sürüyordu; çünkü kooperatifin statüsünde üye olabilmek için Türk olmak ve mahkûm olmamış bulunmak kaydı vardı. Haşim İşcan buna dayanıyordu.
Nâzım Hikmet ise kooperatif üyesi olarak dokumacılık yapmasına rağmen kendisinin kooperatif üyesi olamayacağı iddiası karşısında espriler yapmaktan geri durmuyordu. Bu teftiş sırasında en çok tekrarladığı cümle şuydu: 'Ben devekuşu muyum?'

Ne acı…

O dönemde Bursa Güzelleştirme Cemiyeti varmış. Şimdilerde bu cemiyete ait bilgiler tozlu raflardan çıkıp, Bursa müzesinde yer almalı, ya da Atatürk Merinos Kültür Merkezi'nde...

Bugün Nazım Usta'ya ait Bursa'da en ufak bir tabela bile yoktur. Oysa ki, Bursa'yı şiirleriyle dünyaya tanıtan, Bursa hapishanesinde dünya sanatçısı olarak yatan Nazım Usta... Bakınız Adile Naşit Tiyatrosu var, Barış Manço Parkı vb. Olmasın demiyorum. Ancak Bursa adına bir cümle bulabilir misiniz bu sanatçılara dair.

Nazım'ın seslenişi ile 'eyyyyy' deve kuşu misali çıkarın kafanızı da, Nazım'ın o dönemin Valisi ile olan atışmalarını ve ömrünün en uzun mahpus yattığı o dönemin (12 yıl) anılarını yaşatınız. Bursa'yı anlattığı şiirleri, tabloları, fotoğraflarıyla dünyayı geziyor Nazım Usta...