Şuanda 340 konuk çevrimiçi
BugünBugün2699
DünDün3402
Bu haftaBu hafta10423
Bu ayBu ay10423
ToplamToplam10478847
Türkiye'de sol örgütler ve bölüne bölüne büyümek PDF Yazdır e-Posta
İbrahim Yalçın tarafından yazıldı   
Salı, 20 Kasım 2012 18:40


Phoenix Yayınevi tarafından 2005 yılında yayınlanan bu kitabın yazarı Hüseyin AYKOL..

Kitap, adından da anlaşılacağı gibi Türkiye solunu anlatıyor. Kim kimden ayrıldı, hangi örgüt ne diyor? Kim tarafından kuruldu vb.  Kitap elime yeni geçti. Tamamını okumadım şöyle bir göz attım ve ‘’ACİLCİLER’’ bölümünü okumakla yetindim.

Kitaptaki ACİLCİLER bölümü son derece ilginç. İlginçlik ACİLCİLER’in anlatımıyla sınırlı değil. Daha da ötesi, iki baskı yapan Kitabın birinci baskıdaki Acilciler bölümü tamamen kaldırılmış ve yerine ikinci baskı’da yepyeni bir ACİLCİLER bölümü eklenmiş. Bu durum, kitapta anlatılan sol örgütlerin hiç birinde yok. Sadece ACİLCİLER bölümünde var.

Nedenine geçmeden önce, kitabı birinci baskısındaki Acilciler’le hiç bir ilgisi olmayan ‘’ACİLCİLER’’bölümünü olduğu gibi aşağıya alıyorum.

 

‘’Birinci baskıdaki metin

 

ACİLCİLER

Acilciler 1974’te THKP-C/HDÖ adıyla kuruldu. Örgütün lideri İlker Akman’dı. 1975’te “Türkiye Devriminin Acil Sorunları” adıyla bir broşür yayınladı. Bu broşür, Mahir Çayan’ın “Bütün Yazılar-Kesintisizler” kitabından sonra aynı doğrultuda siyasal tespitler içerdiği için Türkiye sol yelpazesinde genişçe tartışıldı. Broşür, küçük ama savaşçı bir örgüt oluşturulmasını, şehir ve kır gerillasının örgütlendirilmesini, Mahir Çayan’ın Politikleştirilmiş Askeri Savaş Stratejisi’nin bir an önce pratiğe geçirilmesini, öncü savaşın başlatılmasını istiyordu.

Bu broşürün isminden yola çıkarak örgüt, hem devrimciler arasında, hem de basında “Acilciler” olarak anılmaya başladı. Acilciler, özellikle Hatay’daki Arap Aleviler içerisinde yaygın olarak örgütlenmişti. 26 Ocak 1976’da Malatya-Beylerderesi’nde yaşanan çatışmada örgütün liderlerinden İlker Akman, Yusuf Ziya Güneş ve Hasan Basri Temizalp öldürüldüler. İlker Akman’dan sonra örgüt liderliğini Yüksel Eriş yürüttü. Yüksel Eriş’in 21 Ocak 1977’de Trabzon’da öldürülmesi üzerine, örgüt liderliğine Mihrac Ural getirildi.

1976-1980 arası THKP-C (Acilciler) yoğun eylemlilikler içerisinde oldu. 19 Ağustos 1977 yılında İstanbul’da örgüte karşı ir operasyon yürütüldü. 1977’de örgütten Hamdullah Erbil liderliğinde “Devrimci Savaş“ adıyla bir ayrışma yaşandı. 1978’de ise THKP-C/HDÖ ile THKP-C (Acilciler) ayrışması yaşandı. Örgüt, Kasım 1986 yılında 1. Kongreyi yaptı.‘‘

 

Tamamen uydurma ve Acilciler tarihini zerre kadar bilmeyen bir kalem tarafından ele alınmış bir ACİL anlatımıdır.

Kitap yazarı bu yanlışı nasıl yaptı bilemem. Yönlendirilmiş olduğu anlaşılıyor.

Buna karşın kitap yayınlandıktan bir süre sonra yazara yönelik tepkiler olmalı ki ikinci baskıdaki bu yanlışlık düzeltilerek ACİLCİLER bölümü yeni baştan yazılmıştır.

 

Hüseyin AYKOL tarafından kaleme alınan, ‚‘ TÜRKİYE’DE SOL ÖRGÜTLER VE BÖLÜNE BÖLÜNE BÜYÜMEK‘‘ adlı kitap’ın ikinci baskısındaki ACİLCİLER bölümü olması gerektiği gibi aşağıdaki gibi yazılmıştır.

 

 

’İkinci baskıdaki metin

 

THKP-C (Acilciler)

 

Sonraki yıllarda kısaca Acilciler olarak anılacak olan örgüt, 1974’te İlker Akman, Yüksel Eriş ve Engin Erkiner tarafından kuruldu. Örgütün kuruluş gerekçesi, 1974 affıyla hapisten çıkan eski THKP-C’lilerden daha sonra Devrimci Yol adını alacak kesimle, Mahir Çayan’ın ülkede devrim stratejisini ortaya koyduğu Kesintisiz Devrim II-III yazısının yorumu konusunda ortaya çıkan farklılıklardı. İlk kesim, silahlı propagandaya başlanabilmesi için geniş bir ön örgütlenmenin varlığını gerekli görürken, Acilciler, asgari örgütlenmenin kapsamını daha dar olarak düşünüyorlardı. “Silahlı propaganda temel mücadele olarak uygulanmadan geniş ve daha sonra savaşabilecek bir örgütlenme kurulabiliyorsa, silahlı propagandaya ne gerek var?” bağlamında düşünüyorlardı.

            Örgütün o yıllarda adı yoktu ve doğrudan THKP-C adının alınması tartışılıyordu.

            1975 yılında Türkiye Devriminin Acil Sorunları (TDAS) yazıldı (E. Erkiner). Bu broşür daha sonra örgütün temel belgesi olacak ve mahir Çayan’ın görüşlerinden hareket etmekle birlikte emperyalizm ve öncü savaşı konularındaki farklı tezleriyle de geniş olarak tartışılacaktı.

            1976 başında grup, ilk çıkışını yapmaya karar verir. Bu sırada yazımı (İ. Akman) tamamlanmış ancak henüz basılmamış olan “Mevcut Durum ve Devrimci Taktiğimiz” adlı broşürde, MHP’nin yeni rolüne dikkat çekilmekteydi. MHP ve güvenlik güçlerine karşı Sivas, Malatya ve Maraş’ta eylemler yapmak üzere harekete geçen Hasan Basri Temizalp, İlker Akman ve Yusuf Ziya Güneş, daha sonra Beylerderesi’ndeki çatışmada hayatlarını kaybederler.

            Örgüt kendini toparlamasının ardından 1976 sonunda Halkın Devrimci Öncüleri (HDÖ) adıyla çıkış yapmak kararı alır. Çıkışın biçimi olarak 13 yerleşim biriminde aynı gece MHP ve tekelci burjuvazinin kurumlarına yönelik bombalama ile büyük bir eylem olarak saptanır. Bu dönemde daha sonra Devrim Savaşçıları (DS) adını alacak grup ile ilk örgütsel ayrılık yaşanır. Ayrılığın gerekçesi, örgütün politik çıkış yapabilmek için gerekli örgütlenmeye sahip olup olmadığı noktasında odaklaşır. DS grubunun bilinen ismi, uzun hapislik yıllarından sonra kanserden hayatını kaybeden Hamdullah Erbil’dir.

            Politik çıkış sırasında önemli kayıplar veriler. Yüksel Eriş, Trabzon’da bomba yapımı sırasında patlama sonucu hayatını kaybeder. Yakalanmalar olur. HDÖ adının rağbet bulmadığı ve Acilciler olarak anılan örgüt eylemlerini sürdürür.

            1979’da örgüt yeni bir ayrılık yaşar. Gerekçe, halk savaşı konusudur. HDÖ adıyla devam edecek kesim halk savaşını savunurken, Acilciler adını alacak kesim, silahlı propagandanın ayaklanmaya yol açacağı görüşündedir.

            Acilciler ağırlıkla Adana, Hatay, İstanbul, Kayseri’de, HDÖ ise Adana, Balıkesir, Çorum, İstanbul, Kars’ta, DS ise Maraş’ta örgütlüydü.  

            Acilciler’in 12 Eylül sonrasındaki tarihinin –Mihrac Ural’ın başını çektiği bölümü-, Suriye’nin istihbarat örgütü Muhabarat ile fazla içli dışlı olunduğu iddiasıyla çok sayıda militan tarafından benimsenmiyor. Acilciler, 1982’de büyük bir ayrılık daha yaşadı ve örgütten ayrılan kesim –kısa süre önce ittifak bildirgesi imzalanmış olan- TKEP’e katıldı. Benzer bir ayrılık, 1987 sonunda yapılan ilk kongrenin ardından, 1988 yılında da yaşandı.’’

 

Tarihimizi yanlış anlatımlardan ve çarpıtmalardan kurtararak objektif bir değerlendirme ile Türkiye devrimci hareketi tarihinde olması gerektiği yere oturtulması için çabalarımız devam edecektir. Bu konuda epeyce yol almış durumdayız. Daha da ileriye gideceğiz.

Bu tarih bir avuç hırsız ve Muhabarat ajanının eline bırakılamayacak kadar onurludur. Bu böyle biline...

 

Son Güncelleme: Salı, 20 Kasım 2012 18:46