Üç Kadın

Üç güzel insan

Üç dağ kırlangıcı

Üç özgürlük savaşçısı

Üç yorulmaz inat...

Paris’in orta yerinde, eli kanlı karanlık güçler tarafından kurşunlandılar.

‘’Katil kimlikler bilinmiyor’’ deniliyor.

Doğru değil.

Biliniyor.

Kıllı siyah elleri,  kapkara yüzleri olduğu biliniyor.

Ödlek ve yüreksiz oldukları da...

Kimlikleri bilinmiyormuş(!)

Doğru değil.

Biliniyor.

Barış ve özgürlüğe düşman, kirli savaşın bordro’lu ayak takımıdırlar. 

Adların önemi yok,

Adresleri biliniyor.

Derin devletler mahallesinde,Taşeron’lukla iştigal ettikleri çok açık.

Alper de olabilirler, Alperen’de....

Mektepli yada Medreseli de olabilirler.

Kim oldukları değil, kime hizmet ettikleri biliniyor.

Aramaya ne gerek..

Sevinçlerini kursaklarında bırakmak

Döktükleri kanda boğmak,

Yaptıklarını yanlarına koymamak için,

Birlik olmak,

birlikte olmak,

bir arada, sırt sırta....  

Türk olmak, Kürt olmak, Arap olmak, Ermeni, Keldani, Yezidi olmak,

Alevi, Sünni,inanan,inanmayan olmak

İnsan olmak.

Bin parçaya bölünmek ama tek vücut olmak....

Üç dağ kırlangıcının,

Üç özgürlük savaşcısının, tüm özgürlük savaşçılarının düşlerine düş olmak

Bin parçayı tek bedende birleştirmek ve özgürlüğe kilitlemek...

İşte asıl sorun bu...