Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, hükümet üyeleri ve kimi siyaset ‘’uzmanı’’ köşe yazarları, hep bir agızdan barış’tan ve ‘’sınav’’dan söz ediyorlarlar.

Son günlerin moda sözcüğü  barış oldu.

Hükümet ‘’barış’’ta kararlı( !) ama, bakalım BDP ne yapacak ?

BDP, ‘’sınav’’ı geçebilecek mi? deniliyordu. Diyarbakır mitingi ile ‘’sınav’’ı geçtiğine karar verdiler.

Nasıl bir barış? Bilen yok, tam bir belirsizlik…

Belirsizlik bir yana, ilk günkü  iyimserlik, son günlerde yerini ciddi bir karamsarlığa da bırakıyor.

Paris katliamı, zaten var olan kuşku ve karamsarlık havasını daha da pekiştirecek gibi gözüküyor.

Katliamın hemen ardında, hükümet kanadından yapıllan ilk açıklamanın, ‘’cinayetin örgüt içi infaz ‘’ olarak ılan edilmesi, sürecin daha ilk adımında, karşı tarafa bir gol atmak olduğunu aklı başında herkes farkettti.

Öyle ki, katliam yerinden 3000 km uzakta, Paris’te, üstelikte  katledilen kişilerin henüz cesetleri bile alınmamışken  yapılan bu açıklama da neyin nesi oluyordu?

Olay’ın meydana geldiği yerin istihbarat birimler, henüz  inceleme dahi yapmamışken  Türk devlet yetkililererin  ‘’örgüt-içi infaz’’ olduguna karar vererek açıklamalar yapmış olmaları, sürecin ahlaki yönü ile uyuşmuyordu.

Türk medyasının bu konudaki tutumunu söylemeye bile gerek yok.

Henüz hiç bir şeyden haberdar olmamalarına  rağmen, hep bir ağızdan  ‘’sahibinin sesi’’ oluverdiler.

‘’Örgüt içi infaz’’ söylemini dillerine dolayarak günlerce bunu tartıştılar. Kafaların karışması, at izi’nin it izine karışması yolunu tercih ettiler.

Bugün Paris’te yapılan açıklama ise, bir başka açıdan kafaların daha da karışmasına neden oldu.

Cinayetin işleniş biçimi, yakalandığı söylenen zanlı’nın  çelişkilerle dolu ifadesi, delil olarak belirtilen kimi kanıtlar vb.vb…

Olaya ilişkin söylenenleri alt alta koydugumuz zaman, herşeyin karmakarışık bir hal aldığını rahatlıkla görebilirsiniz.

Yapılan resmi açıklamanın tutarsızlıkları çoğu yerde sırıtarak inandırıcılıgı konusunda ciddi kuşkular yaratıyor.

Katil zanlısının Türk yada Kürt kökenli olmasının burada hiç bir önemi olmaması gerekirken, bu konu, özellikle önemliymiş gibi sunulmak isteniyor . Zanlı’nın PKK içerisinde olup olmaması da önemli değil.

Burada üzerinde durulması gereken asıl sorun, cinayetin kim yada kimler tarafından organize edildiği ve hanği amaçla yapılmış oldugudur.

Zanlı’nın örgüt içerisinde bulunuyor olması, (öyleyse bile) güvenlik zaafiyeti ile ilgili bir sorundur.

Asıl olan eylemin amacı ve perde gerisindeki karanlık odaklardır.

Bu günkü açıklamada, bu konuya ilişkin en küçük bir ayrıntıya dahi yer verilmemiştir. Hal böyle olunca, yapılan resmi açıklama (eğer olayın üstü örtülmek istenmiyorsa) soruşturmanın asıl bundan sonra  devam edeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bu ilk resmi açıklama, olayın asli faillerini rahatlatıp daha kolay yakalanmalarına yönelik hedef şaşırtma amaçlı bir açıklamada olabilir. Mümkündür. Neden olmasın ki ?

Henüz çok erken.

Kesin bir yargıya varmamız için asıl şimdi başlayan soruşturmanın sonucunu beklemek gerekiyor.

Benim asıl kanaatim, bugünkü resmi açıklamada, Fransız polisinin elinde bulunan asıl belgelerin kamuoyuna  bilinçli olarak  yansıtılmadıgı yönündedir.

Tek bir kişinin (her kim olursa olsun) üç kişiyi, üçer dörder kurşunla, üstelik de, hiç bir boğuşma olmaksızın öldürebileceğine beni kimse ikna edemez.

Bu cinayet, milyonda bir ihtimal dahilinde bile,  ani bir refleksle işlenmiş dahi olsa, olay yerinde hiçbir arbedenin yaşanmamış olması, katil zanlısının en az iki kişi olmasını gerektiriyor.

Fransız polisinin, soruşturmanın ileri safhalarında da, katilin bir kişi olduğunda israr etmesi durumunda, katliama, bir değil birden cok karanlık gücün karışmış olduğu şüphesini daha da güçlendireceği gibi, kendi istihbaratını töhmet altında bırakacaktır.

Cinayetin işlendiği oda’da hiç bir arbede izine rastlanmamış olduğu gerçeği, sadece polis’in yaptıgı açıklama ile değil, olay yerine ilk gelen kişilerin de gözlemleri ile sabit olması, bende bu kanıyı uyandırıyor.

Ayrıca, katillerin profesyonel olup olmadıkları da o kadar önemli değil. Akli dengesi yerinde olmayan bir kaç kişi de olabilirler. Önemi yoktur.

Önemli olan olayın kendisidir, hedef alınan kişilerin konumları ve zamanlaması son derece profesyoneldir.

Bekleyip göreceğiz. Soruşturma asıl şimdi başlıyor…

Yapılan ilk açıklamanın inandırıcı olması olası gözükmüyor…