Şuanda 287 konuk çevrimiçi
BugünBugün2667
DünDün3402
Bu haftaBu hafta10391
Bu ayBu ay10391
ToplamToplam10478815
geçmiş zaman olur ki... PDF Yazdır e-Posta
Nuray Bayındır tarafından yazıldı   
Salı, 19 Şubat 2013 19:52


Bu üst başlık altında geçmişte tanıklık ettiğim olaylar, hikayeler ve siyasal gelişmelerden pasajlar sunacağım. Bu da benim emeğe ve bir emek sürecinin ürünü olduğuna inandığım insan’a hediyem olsun..sevgiyle.

 

24 Şubat 1997 PAZARTESİ / PARİS

HER TARAF TOPRAK RENGİYDİ

İZLENİM

Fransız insanlık tarihinde 22 Şubat 1997 bir dönüm noktası sayılabilir mi? İşte gazeteye haberi geçerken bu soruyu sordum kendi kendime. Neydi bu günün bizde bıraktığı iz?

Hiç düşünmeden şu söylenebilir: İnsan sıcaklığı.

Uzun zamandır, hatta denilebilir ki altmışlı yılların sonlarından bu yana Fransızlar hiç bu kadar çok sayıda ve çeşitlilikte meydanlara, caddelere ve sokaklara inmemişlerdi. Hem kendileri hem de yabancı dostlarıyla o güzel dillerini hiç bu kadar içten ve sıcak konuşmamışlardı.

Sıcak bir yaşamdı Paris...

Afrikalı kağıtsızlar yürüyüşçülerin baştacıydılar.

Dansları, müzikleri ve gülüşleriyle aramızdaydılar. Hem de günün gerçek sahipleri olarak aramızdaydılar. İnsanlık, biraz da onlar sayesinde ileriye doğru uzanıyordu.

SOS Irkçılık örgütünün Afrikalı temsilcisi akşam sekiz haberlerinde: ‘’Oh ilk kez bu gün bu ülkede yaşamaktan bu derece mutluluk duydum’’ diyordu.

Evet Fransızlar yüz bindiler ve bu kez yabancılar aralarında zor seçiliyordu.

Birkaç saatliğine de olsa Paris sokaklarında İnsanlığın gerçek bir kucaklaşması yaşandı.

İnsanlık gerçek anlamda ilerleme açlığı duyuyordu. Hiç bir güç uzun bir süre onun önünü tıkayamazdı.

Yürüyüşte Parti ya da örgüt pankartları görülmüyordu. İnsanlar ya ellerinde tuttukları panolara, ya da sırtlarına yapıştırdıkları afişle yazmıştı tepkilerini.

‘’Bu ülkede hepimiz göçmeniz’’, ‘’Birinci, ikinci, üçüncü nesil hepimiz göçmen çocuklarıyız’’, ‘’Ben evimde bir yabancı barındırıyorum’’, ‘’Faşist Debre ve Pasqua yasaları bizi yıldıramaz’’ve benzeri.

Buradaki İnsanlar Kürdistan’daki katliamların, Eski Yugoslavya’da yaşananların, Ruanda’daki soykırımların, üzerlerine birbiri ardına düşen bombaların birer sonucu olarak meydanlardaydılar.

Umut ve sevginin bitmediği ispatlandı.

Binlerce insan yek vücut olmanın kutsallığını yaşadı.

Sanki hepsiyle önceden tanışıyordum. Yakın akrabaydım. İşte öyle bir his vardı içimde. Ve inanıyorum ki orada bulunan herkes bu duygular içindeydi.

Büyük bir ses ve renk cümbüşü içerisinde dans ediyordu...

Toprak, topraklığı ile övündü Paris’te...

Eve döndüğümde birden aklıma geldi. Kendi kendime‘’ acaba bu gün yürüyüşte olduğu gibi bütün renkler bir araya gelse hangi renk tonu olur’’ diye düşündüm. Ressam İsmail’i aradım: ‘’Kahverengi olur’’dedi. ‘’Yani toprak rengi olur’’ dedim. ‘’Evet toprak rengi olur’’ dedi.

22 Şubat’ta insanlar da toprak rengini almıştı.

Çünkü bütün renkler bir araya gelip de karıştığında toprak rengi olur.