Şuanda 112 konuk çevrimiçi
BugünBugün2564
DünDün3402
Bu haftaBu hafta10288
Bu ayBu ay10288
ToplamToplam10478712
Miro masalı mahkemede - 3 PDF Yazdır e-Posta
Cahit Çelik tarafından yazıldı   
Pazartesi, 29 Nisan 2013 20:08


Engin Erkiner merhaba, 

 

1) Bugün yine Mahkeme'ye gittim. Yazılı ifade verdim. Mahkeme'den avukat istedim. İsteğimi kabul edildi. 

 

« İstanbul 13. Sulh Ceza Mahkemesi'ne,

 

2013/73 Talimat yazısı gereği 15 Nisan 2013 günü verdiğim ifade Duruşma Tunanağı'na "Daha önce ayrıntılı savunma vermiştim, tekrar ederim, dedi" biçiminde yazılmış. Ben böyle bir söz söylemedim. Yargılama konusu yapılan Miro Masalı'nın dava dosyasına konulması gerektiğini söyledim. Mersin'deki Mahkeme'nin ikinci defa gönderdiği İddianame'yi incelemek ve yeniden değerlendirmek için süre istedim. İddaname’de yine hiçbir şahit ispat delil yoktur. İddianame'yi okumadan kabul eden yargıç, 12 Kasım 2012 günü yaptığım açıklamayı Savunma saymıştır ve Ek Savunma istemiştir. Anlaşılan, "Savcı suçlama yapar. Şüpheli suçlamayı kabul etmez. Ben de şüphelinin suçlu olduğunu anlarım ve basarım cezayı!.." demiştir. Buradan, şahit ispat delil olmadan hüküm kuracağı belli olmuştur. Yargıcın da Savcı gibi ayarlanmış kurgulanmış önyargılı olduğu açığa çıkmıştır. Bu durumda bana bir avukat şarttır. Ben emekli öğretmenim, emekli aylığımdan başka gelirim ve avukat tutacak param yoktur. O yüzden, mahkemenizden bir avukat istiyorum. Ayrıca, bu yazının da bugün verdiğim ifade ile birlikte Mersin'deki mahkemeye gönderilmesini istiyorum. 29 Nisan 2013 Cahit Çelik »

 

2) Mersin'deki Mahkeme için verdiğim yazılı ifade aynen şöyledir.

 

« Sayın Yargıç,

 

12 Kasım 2012 günü yazılı olarak verdiğim ifadeyi okumadığınız, Ek Savunma isteyişinizden bellidir. O ifade Savunma değildir. İddianame'de şahit ispat delil yoksa, Savunma yapılır mı? Savunma yapılmamışsa, Ek Savunma istenir mi? İstenmiş ise, bu durum önyargılı olmak anlamına gelmez mi? 

 

Şahit ispat delil olmadan çarşıda pazarda mahallede kahvede handa hamamda iddiacılık yapmak, yalan yanlış dedikodu kapsamına girer. Aynı dedikodular mahkemede yapılmış ise suç olur. Doğaldır ki, suç işleyen kişi kim olursa olsun işlediği suçun hesabı sorulur. Mersin'de 2012/3788 sayılı İddianame'yi yazan Cumhuriyet Savcısı, Savcı olmakla suç işlemez kişi kapsamına girdiğini sanmıştır. Daha önemlisi, kendi yazdığı “iddia”yı ve “şüpheli" kişinin yapacağı "savunma"yı "delil" saymakla yanlış yapmıştır. Sizi de töhmet altında bırakmıştır. 

 

Yapılan yanlışı görmek için, "İddianame"yi baştan sona gözden geçirmek gerekir. "Soruşturma Evrakı İncelendi" başlığı altında,

 

İddia-1] "Miro Masalı isimli yazı incelendiğinde," denilmiş. 

 

Yanıt-1] Savcı "incelendiği"ni iddia ettiği yazıyı bile İddianame’de “delil” olarak yazmamış ve dava dosyasına koymamış. Ama buna rağmen, delil dosyasında öyle bir yazı varmış gibi giriş yapmış. "Miro Masalı isimli yazı" incelenmiş ise, öyle bir yazı var ise, o yazının dava dosyasına konulması gerekmez mi ? Miro Masalı, Keloğlan masallarına benzemez. Soran sorgulayan ve okuduğunu anlayan uyanık insanlar için yazılmış 1.000 sayfalık masaldır. Öyle kıytırık bir "yazı" değildir? 

 

İddia-2] şüphelinin müştekiyi Memo ismiyle tabir ettiği,

 

Yanıt-2] Miro Masalı'nın ilk bölümünde, "Miro Masalı baştan sona uydurmadır. Gerçek kişi ve olaylarla ilgisi yoktur." denildiği halde, İddia Makamı masal kahramanı Memo'nun "müşteki" Mehmet Yavuz olduğunu anlamış. Ama nasıl anladığını açıklamamış. Açıklasaydı, belki biz de anlardık. 

 

İddia-3] "Memo'nun karısını kızını sattığını görmezdim", 

 

Yanıt-3] Masal kahramanı Memo'nun "müşteki" Mehmet Yavuz olduğunu anladıktan sonra, suç üretmek için tahrifat yapmak gerekiyordu. Savcı onu da yapmış. Cımbızladığı bir cümleden en önemli kelimeyi ("mezhebini") çıkarmış. Alıntı yaparken virgül değiştirmeye bile hiç kimsenin hakkı yoktur. Savcı bunu dikkate almamış. Anlam değişikliği yapmış. 

 

İddia-4] "Yavuz hırsız manyak Memo", 

 

Yanıt4] Savcı olsun veya olmasın adalet arayan kişi bir iddia yapacaksa, her şeyden önce suçladığı kişinin sözlerini olduğu gibi alır. Ekleme çıkarma değiştirme düzeltme yapmaz. Yaparsa, suç işlemiş olur. Hakaret içerdiği iddia edilen bu dört kelime, yedi kelimeden oluşan bir tamlamadan tahrifat yapılarak alınmıştır. Savcı'nın Miro Masalı'nı okumadığı anlamadığı ortaya çıkmıştır. Okusaydı anlasaydı, bir masalı yargılama konusu yapmazdı, kaldırdığı taşın altında kalmazdı. 

 

İddia-5] "Orospu puşt pezevenk yalancı dolancı hain casus cingöz paragöz çakal gibi kelimeler yazılırsa, yine anlam değişikliği olmaz", 

 

Yanıt-5] Savcı, anlam bakımından birbirini tamamlayan iki cümlenin birini diğerinden ayırmış ve suç kanıtı olarak aldığı cümleyi bile anlamsız hale getirecek kırpıntı yapmış. Yaptığı kırpıntının tahrifat olduğunu gözden kaçırmış. Savcı'nın bu iddiası hiçbir şey kanıtlamaz. Yargıç uyumuş kalmış veya ayarlanmış kurgulanmış değilse, "O sözler neyin yerine yazılırsa, anlam değişmez?.." diye sorar. 

 

İddia-6] "Manyak Memo arkadaşlarını yoldaşlarını aradı taradı bulamadı. Zoru zorbalığı görünce hepsi kaçmıştı. Resim yapmaktan satmaktan başka seçenek kalmamıştı.", 

 

Yanıt-6] Bu iddiadan hiç kimseye hakaret çıkmaz. Lakin, makaslama yoluyla yapılan tahrifattan "müşteki" Mehmet Yavuz'un "Miro'nun sanat danışmanı" olduğu ortaya çıkar. 

 

İddia-7] "Sarıçizmeli Memet Ağa oldukça cömert davrandı. "Karıyı da birlikte verirsen ben bu resmi alırım!.." dedi. Memo zor durumdaydı, karıyı da resimle birlikte sattı. Aldığı parayı sermaye yaptı. Nakliyat bakliyat işleriyle uğraştı.", 

 

Yanıt-7] Kişi kendini masal kahramanı olarak görebilir. Masalda gördüğü çıplak kadın resmini de kendi karısına benzetebilir. Yaşadıklarıyla yaptıklarıyla masal şu veya bu ölçüde örtüşebilir. Buna rağmen, manyak olmayan, "Masal yazarı beni anlatmış!.." diyemez. Demiş ise, "Allah akıl fikir şifa versin!.." demekten başka yapılacak şey yoktur.

 

İddia-8] "Mehmet Ağar'ın DYP Mersin il Başkanı Yardımcısı olmuş Mehmet Yavuz", 

 

Yanıt-8] Alıntı yapılan 25 kelimelik cümle makaslanmış, cümlenin başı sonu atılmış, ortasından 10 kelime alınmış. Buradan, hakaret olduğu iddiası çıkarılmış. Yapılan cingözlüğü görmek için, kırpıla kırpıla kuşa çevrilen cümleyi kırpılmadan önceki haliyle görmek gerekir. O cümle aynen şöyledir; «Mihrac Ural'ın temel kadro elemanı ve Mehmet Ağar'ın DYP Mersin İl Başkanı Yardımcısı olmuş Mehmet Yavuz, polis teşkilatının beyninde arşivde "Gizli" dosya görebilmiş ilk "devrimci"dir.».Görüldüğü gibi, bir cümlede masal kahramanı Mehmet Yavuz'un üç özelliği birden değerlendirilmiş. Birinci özellik, «Mihrac Ural'ın temel kadro elemanı» olmasıdır. Miro Masalı'nı okuyanlar bu özelliğin Suriye hesabına casusluk ve teröristlik yapmak anlamına geldiğini bilir. İkinci özellik, «Mehmet Ağar'ın DYP Mersin İl Başkanı Yardımcısı» olmaktır. Mehmet Ağar'ın Suriye hesabına casusluk ve teröristlik yapmayacağını herkes bilir. Üçüncü özellik, «polis teşkilatının beyninde arşivde "Gizli" dosya görebilmiş ilk "devrimci"» olmasıdır. Devrimci olan, "polis teşkilatının beyninde arşivde Gizli dosya" göremez. Görüldüğü gibi, kıyaslama yapılan üç özellikten sadece olumlu özellik yargılama konusu yapılmıştır. 

 

İddia-9] "Orospunun doğurduğu memoş minnoş olur.", 

 

Yanıt-9] Anlam bakımından birbirini tamamlayan yedi cümleden beşincisini diğerlerinden ayırmak ve bu cümleden "müşteki" Mehmet Yavuz'a hakaret edildiği anlamak için mantıklı olmak yetmez. Her mantığın bir karşıtı vardır. İddia konusu cümlenin karşıtı, "Orospunun doğurduğu memoş minnoş olmaz." cümlesidir. Öyle ise, sormak gerekir. Burada itiraz edilen nedir?

 

İddia-10] "Bu bölüm, Cesur Tavşan veya Bitli Canavar namıyla meşhur manyak Memo için yazılmıştır.", 

 

Yanıt-10] Anlam bakımından birbirini tamamlayan yedi cümleyi atlayacaksın, sekizinci cümleyi alacaksın, bu cümleden hakaret suçu çıkaracaksın. İşte ben buna, tangır tungur langır lungur boş iddia derim. 

 

İddia-11] "Manyak Memo, "karısını kızını satan" sözüne kızmış. "Ulan Hurda, ya bunu mahkeme huzurunda kanıtlarsın, ya da bedelini ödersin!.." diye tehdit etmiş.",

 

Yanıt-11] Masalda veya gerçek yaşamda, emekli öğretmene "Ulan Hurda" demek serbest, masal kahramanı manyak kişiye "manyak" demek yasak, olur mu? 

 

İddia-12] "O soruyu soran yavşak, mahkemeye gidemez. Giderse, sula ibnenin anasını bacısını karısını kızını baldızını. Parası benden!.." şeklinde hakaret içerikli yazılar yazdığı, 

 

Yanıt-12] Savcı, on cümleden oluşan bir bölüm masalı ikiye bölmüş, arada bağlantı sağlayan üç cümleyi çıkarmış, sözün başını sonunu birbirinden ayırmış, masal kahramanlarından birinin diğerine söylediği sözden "müşteki" Mehmet Yavuz'a hakaret edildiğini anlamış. Peki, nasıl anlamış? 

 

İddia-13] müştekinin de şüpheli hakkında şikayetçi olduğu, 

 

Yanıt-12] Herkes şu veya bu kişiden şikâyetçi olabilir. Şikâyetçi olmak ile haklı olmak farklı şeydir. Yani, şikâyetçi olan her kişi haklı ve şikâyet edilen her kişi suçlu olmayabilir. 

 

İddia-14] Şüphelinin alınan ifadesinde üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği, yazının masal olduğunu, anlattıklarının hayal ürünü olduğunu belirttiği anlaşılmıştır. 

 

Yanıt-14] Anlaşılmış ise, hiçbir şahit ispat delil olmadan niçin dava açılmıştır? Miro Masalı niçin yargılama konusu yapılmıştır? Yazılanlar masal değilse, niçin dava dosyasına konulmamıştır?

 

İddia-15] Yapılan soruşturma sonucunda şüphelinin üzerine atılı suçu işlediği, hakkında kamu davası açmaya yeterli delil ve emare bulunduğu anlaşılmıştır. 

 

Yanıt-15] Dava dosyasında hiçbir delil yoktur. Olsaydı, dava dosyasına konulması gerekirdi. Savcı, Miro Masalı'nı okumadan anlamadan, "müşteki" şahsiyeti memnun etmek için, dava açmıştır. Yargılama konusu yaptığı masalı dava dosyasına koymadığı için, açtığı davanın altında kalmıştır. 

 

İddia-16] Şüphelinin üzerine atılı suçtan yargılanmasının mahkemenizce yapılarak, eylemine uyan sevk maddeleri gereğince cezalandırılmasına, alacağı hapis cezasının kanuni sonucu olarak hakkında TCK 53. maddesinde belirtilen tedbirlerden birinin uygulanmasına karar verilmesi kamu adına iddia ve talep olunur. 

 

Yanıt-16] Miro Masalı yazarı ile masaldaki "masal yazarı" birbirine karıştırılmıştır. Yalan yanlış uydurma iddia ile dava açılmıştır. Şahit ispat delil olmadan suçlama yapılmıştır. Daha doğrusu, açıkça iftira atılmıştır.

 

Sayın Yargıç,

 

Okumadan anlamadan yargılama konusu yaptığınız Miro Masalı’ndan üç bölümü birlikte okuyalım ve bir soru soralım: 

 

Miro Masalı, Bölüm-184) 

 

« Mehmet Yavuz, “Mustafa Burgaz, okul çıkışında yanıma gelerek akşam bir toplantıya katılacağımızı söyledi. Mihrac da evdeydi. Daha sonra adının Yüksel Eriş olduğunu öğrendiğim kişiyle tanıştık. Konuşmalar gece yarısına kadar sürdü. Örgütsel yapı içinde yer alacağımızı ifade ettik. Yüksel bu beyanımızdan sonra temel malzemeleri kullanarak saatli bombanın nasıl yapılacağını gösterdi.” demiş. Dikkat edilsin, akşamdan geceyarsına kadar konuşmuşlar, altı saatte görüşbirliğine varmışlar. Yüksel yeni yoldaşlarına “temel malzemeleri kullanarak saatli bomba” yapmayı öğretmiş. Peki, “temel malzemeler” ne imiş? Mehmet Yavuz onu da, “çantasından çıkardığı pil, kablo, saat ve flaş ampulü” diye yazmış. Yani, karpuz kabuğundan kamyon yapar gibi, “flaş ampulüyle bomba" yapmış. Yapar be!.. » 

 

Miro Masalı, Bölüm-185) 

 

« "Şalterli elektrik işkencesi" olur da, "flaş ampulü bombası" olmaz mı? Flaş ampulü deyince, insanın aklına 21 w ampul gelir. 21 w yerine 15 w ampul kullanabilirsin. Daha küçüğü flaşı çalıştırmaz. 15 w flaş bombası yapmak için,  v . a = w  formülü geçerliyse, 12 v . a = 15 w olabilmesi için, kaç amper elektrik gerektiğini hesaplayabiliriz. Bilinmeyeni bulmak için, eşitliğin bir yanındaki çarpan diğer yana bölen olarak geçer ve formül, a = w/v olur. Yüksel Eriş'in bildiği bütün piller 1,5 volt olduğuna göre, formül  a = 15 w / 1,5 v olur. Buradan, 15 w flaş bombası yapmak için 10 amperlik pil kullanmak gerektiğini anlarız. 10 amperlik pil bizim buralarda yok, sizin oralarda var mı? Cesur Tavşan rüya görmüş olmalı. Şimdi ben buna manyak desem, bana kızar mı?.. » 

 

Miro Masalı, Bölüm-186) 

 

« Miro'nun fedaisi yavuz hırsız yalancı manyak Memo, "İte bak, yattığı yere bak!.." atasözünü unutursan, "Nebil'i onuruna kavuşturma gibi asil çaba…" içinde olursan, ölüsü dirisi olmayan biri için anıt mezar yaparsan, aliyi veliyi akıllıyı deliyi mezarlıkta toplarsan, boş mezarın başında çiftetelli yalellim ellik oynarsan, devrimcilik demokratlık yalanı atarsan, onu bunu ırkçı ayırımcı olmakla suçlarsan, devleti milleti herkesi tehdit edersen, elbette yaptığın manyaklığın hesabını vereceksin. Aynı manyaklığı Suriye'de yapsaydın, hemen oracıkta nalları dikerdin, sorgusuz sualsiz eşşek cennetine giderdin. » 

 

Masal kahramanı Miro’nun fedaisi yalancı manyak Mehmet Yavuz ile “müşteki” Mehmet Yavuz aynı kişi ise, Savcı bu üç bölümü niçin gözden kaçırmıştır? 

 

Görüldüğü gibi, şikâyet konusu edilen sözler bir masaldan alınmıştır. Masal kahramanlarından birinin diğerine söylediği sözler yargılama konusu yapılmıştır. Daha önemlisi, Miro Masalı'ndaki "masal yazarı" ile "Miro Masalı'nı yazan yazar" birbirine karıştırılmıştır. İddia makamı, Miro Masalı'nı okumamıştır veya okuduğunu anlamamıştır. Okumadan anlamadan öğrenmeden bilmeden söylenmiş her söz iddiacılık yapmaktır. İddiacılık yapmak ile İddianame yazmak arasında fark yardır. İddianame belgeye bilgiye delile dayanır. Şahit ispat delil yok ise, doğru dürüst hüküm kurulamaz. 

 

Sayın Yargıç,

 

Savcı'nın iddialarına dayanak yaptığı Miro Masalı dava dosyasına konulmamış. Miro Masalı'nın hangi bölümünden alıntı yapıldığı bile İddianame'ye yazılmamış. Dava dosyasına konulmayan delil "Yok!.." sayılır. Buna rağmen, Miro Masalı'nda "müşteki" şahsiyete hakaret ettiğim kanaatine varılmış. Daha önemlisi, suçun "alenen" ve "basın yayın yoluyla" yapıldığı anlaşılmış. Ek Savunma istenmekle, ilk duruşmada yazılı olarak verdiğim ifade Savunma sayılmış. Bu kadar yanlış yapmak için, ayarlanmış kurgulanmış cingöz camgöz olmak yetmez. İnsan olana bundan fazlası söylenmez. 

 

Bu durumda yapabileceğiniz üç şey var. 1) İddianame'de yer alan iddialar kanıtlanamadığından bereat hükmü vermek, 2) Şahit ispat delil savunma olmadan hüküm kurmak, 3) Miro Masalı'nı dava dosyasına koymak ve sonuçlarına katlanmak. 

 

İfadem budur. Başka diyeceğim yoktur.

 

CAHİT ÇELİK »

 

 

3)  Avukat tayin edilmesi  için, İstanbul Barosu'na müzekkere yazılmasına karar verildi. 

 

4) Ceza alırsam, duhuliye bedeli belli olacak. 

 

5) Miro Masalı devam ediyor. Yeni bölümler,  http://mirocan.blogspot.com  adresinde ziyaretçi bekliyor. 

 

 

İyilik sağlık dileklerimle…  CAHİT ÇELİK