Şuanda 375 konuk çevrimiçi
BugünBugün2718
DünDün3402
Bu haftaBu hafta10443
Bu ayBu ay10443
ToplamToplam10478866
Reyhanlı katliamı çözümsüzlüğün önünü açmak için yapıldı PDF Yazdır e-Posta
İhsan Sağmen tarafından yazıldı   
Perşembe, 23 Mayıs 2013 05:25


Türkiye ve Suriye yönetimleri, savaşın boyutunu üst noktaya taşımak için giriştikleri yarış, yüze yakın insanın ölümü ve bir o kadar yaralanmayla sonuçlandı.

Bu boyuttaki bir patlama, kime yapılırsa yapılsın, kim tarafından gerçekleştirildi ise gerçekleştirilsin, insanlık ve halk düşmanlığıdır. Gaddarlığın ve faşist anlayışın pratikteki görüntüsüdür. Birkaç gün bekleyip konu üzerinde yazmadım ve gelişmeleri bekledim, zaten böyle bir olay olacağını  önceden kestirmiştim.

Kanal URFA televizyonu, Reyhanlı’daki patlamadan iki gün önce; Özgür Suriye ordusunun haberlerini verirken, Mihraç Ural’ın adını kullanarak onun katil ve yok edilmesi gereken bir insan olduğunu vurgulayarak, “Youtube” da yayınlanan konuşma ve görüntülerini verip, başına yüz bin lira para konduğunu vurguladılar.

Bu haberi duyunca dikkatimi çekti ve çeşitli tanıdığım insanlara ilettim ve bunun arkasında bir hareket gelişebilir diye düşündüm. Sonuçta öylede oldu,  reklamını(you tube) internette yapan Mihraç’ın kendini hedef yapması çok iyi kullanıldı, sonuçta ACİLCİLER ve  Alevi halka zarar veren bir propagandaya sebep oldu.

THKP-C Acilciler’in 1988 yılından sonra faaliyetlerinin durduğunu iyi bildiğimden, şimdiye kadar sayısı ona varan örgüt bildirisini genel sekreter imzasıyla yayınlayan, Mihraç Ural’ın sıkışınca böyle bir örgüt şu an yok, demesi tam bir komedi oldu. Yıllardır Engin Erkiner çeşitli yerlerde bu doğrultuda yazı yayınlamasına rağmen hep reddediyordu. Demek ki, gerçekler reddedilse de, sonunda kabul edilebiliyormuş. İster korkudan, ister yanlış olduğunun farkına varmak olsun, artık, Acilciler diye bir örgüt yok, ama, onu basit insanların dillerine düşürtmeyen ve geçmişini savunan onlarca insan var.

Reyhanlı patlamışından on gün sonra, Lübnan’da iç çatışmaların olması tesadüf değildir. Irak, Tunus, Pakistan, Mısır, ve diğer ülkeler sıraya gireceklerdir. Suriye bilindiği gibi karıştırıldı, İran bu çizgiye doğru itilmektedir. Bu da yüzbinlerce insanın ölümü demektir.

Orta doğuda müsaade edilen ılımlı İslam, Sünni İslam dır. Müsaade yi yürüten Türkiye, İsrail’dir. AKP her ülkede olmalıdır, yeni akım budur. Yani yukarıdan yönetilen devletler mekanizması, ABD ve AB çıkarlarını gözeten devletler ve ideolojilere izin verilmektedir. Yeniden dizayn edilme diye söylenen budur.

12 Eylül’ 1980’de, bu ortam askerlere hazırlatıldı, onları deliğe süpürdüler, şimdi yeşil sermaye kullanılıyor, onlar palazlanınca, yakında başka güçler hizmetçi olarak çıkabilir.

Reyhanlı patlaması tüm orta doğuyu, Alevi Sünni çatışması olarak tetikledi. Geriye gidiş ve anlamsız savaş tuzağı işlerine yaradı.Ama, Alevi ve Sünniler bu tuzağa düşmemeliler. Kan gölünde boğulmak hem insanlığı bitirir, hem de, emperyalizmin böl yönet politikasına alet olmuş olunur.

Korkarım ki, bazı şeyler yaşanacaktır.

Bizler, bu olumsuzluklara rağmen, barışı, kardeşliği ve bir arada yaşamayı savunmalıyız.