Şuanda 183 konuk çevrimiçi
BugünBugün2608
DünDün3402
Bu haftaBu hafta10332
Bu ayBu ay10332
ToplamToplam10478756
Köprüler atılıyor PDF Yazdır e-Posta
İhsan Sağmen tarafından yazıldı   
Cuma, 31 Mayıs 2013 18:33


İstanbul’daki yeni köprü yapımıyla ilgili çok sayıda tartışma çıktı, bunun ardından gezi parkı, başbakanın inatlaşması ve yeni konu, Yavuz Sultan Selim hikayesi ve Alevilik, AKP işte bu gündemleri bilinçli olarak yaratıyor.

Orta doğuda, istenen Alevi ve Sünni çatışması, eğer Türkiye’de çıkarılırsa bu iş ABD’nin istediği formatta bir savaş olacak, işte başbakan bu ortamı hazırlıyor.

Alevi halkının alnından kaşıyor. Demokratik çıkışları ve gösterileri dahi kabul etmiyorlar. Bırakın Aleviliği onunla ilgisi olmayan halkın, en ufak gezi parkı direnişini bile gaza boğdular. Dediğimizi yaparız havası var sürekli, şu an kuvvetli alternatifte yok, bunu da biliyorlar, PKK de barış sürecine girdi, derken,  muhalefetin ağırlığı yok. Amerika’nın istediği çizgide gidiyoruz, bu çizgi Alevi ve Sünnilerin birbirine düşürülme çizgisi, varlığı kabul edilmeyen halkın yapacağı şey silahlı kalkışım seçeneğine düşürülmek.

Böyle bir şovenist kalkışımı, silahlı boyutta sürdürmek için, baskıcı iktidar tam uygun, ama, bu Alevi halkın kaybı anlamına gelir, bunun için oyunda yanlış bir satranç taşı var. Şah derken, mat olma durumu söz konusu, o nedenle hazırlanan ortam AKP’nin tuzağıdır.

Alevilik ile oynamak, hem CHP, hem de az da olsa, MHP’liler ve işçi partisini kontrol etme anlamına geliyor. Niçin sorusuna bilindiği gibi onların oy potansiyelleridir de onun için demek gerekir. Alevi halk AKP’ye oy vermiyor artık, yönelimleri anti AKP’cilerdir. Kamuoyu yoklamaları bu doğrultuda, madem ki, bize oy yok, bizde böyle cezalandırırız diyorlar.

Aleviler, PKK’nın savaştığı dönemde ona yedeklense veya bağımsız başkaldırsaydı, bu gün barış sürecinde masaya oturmuş olacaktı. Bu gün için bu çok geç kalmış bir tespit.

Sermaye zaten devlet aracılığıyla, CEM vakfını kurdurarak denetlemeyi, Demirel zamanında başlatmıştı. Geriye kalanında örgütlenmesi uzun sürecekti, nitekim de öyle oldu. İstenen çizgide, Alevi halk sünnileştirildi, ya da etkisizleştirildi.

Şimdi üçüncü asma köprünün temeli atılıyor ve adına, kırk bin aleviyi kestirmiş ve bir o kadarını adalara sürdürmüş, karıları kızları sizlere helaldir, diyerek fetva çıkarılmış, ışık insanları Alev e ve ışığa,  veya Hz. Ali’ye inanan bu köylü emekçi halkına, bu gün ona düşman padişahın ismi verilerek, barış köprüsü yerine savaş köprüsü açılışı yapılmıştır.

Bu, Alevi halka bir meydan okumadır.

O köprü, Pir Sultan ve Şeyh Bedrettin’lerin köprüsü olmalıydı. O zaman barışı ve kardeşliği yakalayabilirdik.