Haydar Kılıç tarafından yazıldı
|
Cuma, 21 Haziran 2013 19:09 |
Biliyorum uzun yazı okuyucuyu sıkar. Konuyu ikiye bolup sizi fazla yormayacağım. Konu son olaylar ve yarattığı toplumsal şoklar. Birbirini kesmeyen parelel dogrular demeti "Tayyip Erdogan'in ve AKP iktidarının ezberlediğimiz toplumu biçimlendirmesi" diye kısaca özetlenecek hazir şablon. A dan Z ye söylenen türkü bu. Sebep mi sonuç mudur diye bir soru yöneltilse eminim ki 100 de 100 e varan cevap, " sebeptir" denecektir. Itirazim var. Ben tersini düşünüyorum.
Tarih 15 AĞUSTOS-2004. YANLISA DÜSEN TARIH
Başlık oldukça garip gelir bir çoğumuza. Tarih yanlışa düşer mi? DÜŞER. Tarih; doğa ve toplumdaki değişim-dönüşümün zamansal ifadesidir. Doğa gibi toplumlarda belli kurallara gore işler. Doğanın işleyişi bilimsel olarak toplumsal işleyişe göre daha fazla çözülmüştür.
Toplum-Bilim dendiği zaman bilimselliğin son derece az , olasılıkların son derece fazla olduğunu akildan çıkarmamak gerekir. Toplumlarda da bilimselliği son derece yüksek durumlar ve kurallar da vardır (Zıtların birliği gibi) Her şey karşıtı ile birliktedir. Tez varsa, anti-tezde mutlaka olacaktır.Tez ve anti tezin sentezlenmesiyle değişim-dönüşüm sağlanacaktır. Eğer bir zaman diliminde,hayata tek taraflı bir tez egemense, karşıtı yok denecek kadar cılızsa o toplumda TARİH YANLISA DÜŞMÜŞ, tarih tıkanmış demektir.
Yanlışa düşen tarih, talihinde tıkacıdır. Bir dostun da dedigi gibi: "....Silahlı mücadele hareketinin dünyadaki genel yenilgisine, Turkiyedekide eklendi. Başkalarından daha ağır bir bedel ödememize karşılık, ben önemli bir hata yaptığımızı düşünmedim.Zira doğruluğun ölçütü kazanmak sa eğer,sosyalist hareket dünya çapında yenildi.Yani biz sosyalistler olarak baska türlü davransaydık da kaybedecektik. Hiç kimsenin kazanamadığı bir zamanı yaşadık, yaşıyoruz...."(ENGİN ERKİNER) Dünya yeni bir dengeye dogru hızla yol almakta.Yeni denge; denge yasasının dogal sonucu olarak hareket halinde bir karamsarlık bütünü olacaktır.Turkiyede bu bir ara evredirVe yaşanması zorunlu bir süreçtir.. Zamanın ruhu bu evrede sekillenecek ve yaşanacaktır.
Gelecek, değişimin degerlerini belirlemek, eski değerlerin yerine koymakla şekillenecek.Zamanın ruhundan kasıt budur. Bu nedenle, tüm toplumsal şekillenişler zamanın ruhunu yaşamadıkça olması gereken olgunluğa iradi kimliğiyle varamaz.....
Yukarıdaki tarihte BİRGÜN GAZETESİ'nde kaleme aldığım bu yazıyı (Ben demiştim.ukalalığımi haneme eksi olarak yazın yine) güncel gelişmeler ışığında bir kez daha yorumlayın.
İyi de simdi ne diyorsun diyeceksiniz. Haklisiniz.
O da gelecek yazıya kalsin....
Benim notum: Daha iyi yenilmemiz gerekirdi demeyi de ihmal etmemiştim. (E.E.) |