Şuanda 57 konuk çevrimiçi
BugünBugün2533
DünDün3402
Bu haftaBu hafta10257
Bu ayBu ay10257
ToplamToplam10478681
Recep de Alevi olmuş, vay halimize! PDF Yazdır e-Posta
İrfan Dayıoğlu tarafından yazıldı   
Pazar, 21 Temmuz 2013 18:11


 

‘’Sofu olan taşa döner, biz döneriz yâre karşı

Hakkı insanda bulmuşuz, dönmeyiz duvara karşı’’

(Kul Ahmet)

Yandaki deyiş en özlü bir biçimde Aleviliği tarif ediyor, bu deyişteki Alevi tarifini kabul edenler ancak bu yola girebilir. Ne Tayyip, ne de TC egemenlik sisteminin savunucusu hiç bir akımın temsilcisi tarihi boyunca zalimlere biat etmemiş bir geleneği kendi yarattıkları bir Alevilik tanımlaması içine hapsederek asimile edemezler.  Tayyip’in de, ona karşı çıkar görünerek Alevileri yedeklemeye çalışan TC’nin kurucusu CHP’nin de esas derdi Alevilerle, toplumun diğer dönüştürücü dinamiklerinin buluşmasını önlemektir.  Yapılan danışıklı bir dövüştür. Aleviler ve Alevi kurumları bu oyunu bozacaktır.

Gezi kalkışmasıyla iyice köşeye sıkışan Tayyip Erdoğan, her gün yeni bir hamle yapmasına karşın bir türlü gündem belirleyemez hale geldi. Hem de basın yayının tamamına yakınını yandaşları vasıtasıyla satın almasına karşın. Sosyal medya egemenlerin başına bela olmuşa benziyor. Artık toplumun ötekileştirilenleri, ya da Tayip’in deyimi ile kendisine karşı olan öbür yarı, kendi yandaşlarından birçoğunu da yanına alarak, yavaş yavaş AKP iktidarının sonunu hazırlıyor.

Bu önümüzdeki seçimlerde AKP’nin yeniden iktidara gelmesi durumunda bile geçerli bir tesbittir. Çünkü  Gezi kalkışmasından ve Kürt Özgürlük Hareketinin kendi insiyatifi ile başlattığı çözüm hamlesinden sonra,  AKP’de tüm öncülleri gibi, artık toplumu eskisi gibi yönetemeyecektir.

Tayyip buyurmuş “Alevilik Aliyi sevmekse ben dört dörtlük Aleviyim” diye .  Soruna sadece bu gözle bakarsak adam haklı. Çünkü Ali’de diğer birçok halife gibi Muhammedin akrabası, amca oğlu ve damadıdır. İslam adına kılıç sallamış, İslamın yayılması için görev yapmıştır. Bu açıdan her müslüman aliyi sever. Ama her müslüman Aleviyi sevmez. Alevinin kestiğini yemez, Aleviye kız vermez, Alevi ile komşu bile olmaz. Çünkü Alevilik İslam değildir ve Aliseverlik hiç değildir.

Ali döneminde İslamda mezhep de, tarikat ta yoktur.  İslam’da ayrılık dört halife sonrasıdır. Ve tüm ayrılıklar da iktidar kavgası yüzündendir. Bu Ali için de Ali’nin evlatları için de böyledir. Oysa bugün adına genel olarak Alevilik denen inanç akımı  köklerini bin yıllar öncesinin doğa inançlarından almaktadır. Yani Anadolu ve Mezopotamyanın Kürt ve Türkmen kızılbaşlarının inancının İslamla ilişkisi sadece takiye içeriklidir. İslamın kılıç zoruyla yayıldığı bir dönemde yaşamlarını sürdürme içgüdüsü ile Aleviler biz de islamız demişlerdir ama kendi inanç ritüellerinden bugüne kadar asla taviz vermemişlerdir.

Ama söylediğim gibi işi sadece Aliseverlik ve Ehlibeyt sevgisi olarak ele alma gafletine düşersek bugün Tayyip, yarın da başka müslümanlar ortaya çıkar ve bizden daha çok Alevi olduklarını söylerler. Bizim işimiz inancımızı kendi tarihsel kökleri ile buluşturmak olmalıdır. Cumhuriyet döneminde Alevi inanç yerlerini kapatan, Aleviliği toptan yasaklayarak, inancını yaşamak isteyenlere türlü eziyetler eden CHP ise Tayyip’ten daha fazla  Aleviliğe düşmandır. Bizi etnik ve inançsal kimliklerimizden koparıp « Öz Türk ve Öz Müslüman » haline getiren bu kemalistlerden başkaları değildir. Bizim isimlerimizin başına Mustafa, ya da Kemal adını ekleterek bizi katillerimize sevdalı hale getirenler yine bu sahte laiklik sevdalısı CHP zihniyetidir.

Bugün Aleviler bir kez daha tarihsel bir yanlış yaparak, Tayyip diktatörlüğünden kurtulma adına onun ikizi olan CHP diktasına hizmete koşmaya çalışıyorlar. Evet ne yazık Alevilere ki,  doğru tutum almayarak, islam şeriatı özlemcisi Tayyibi bile bu topraklarda « ben dört dörtlük Aleviyim »  diyebilir hale getirdiler.

Alevilik tarihinin en kritik eşiklerinden birinden geçmektedir. Ya özgürlük sevdalısı evlatlarımızın ardından giderek, özgür ve demokratik bir ülke yaratıp, bu vesileyle kendi öz köklerimizle buluşup inancımızın devamını sağlamanın şartlarını yaratacağız, ya da bizim ağzımıza bir parça bal sürerek bizi özümüzden koparıp egemen İslam ideolojisi içinde inançsal köklerimizden, egemen Türkçülük ideolojisi içinde ise  etnik kimliklerimizden koparmak isteyen egemen TC zihniyetinin aracı olarak yok olup gideceğiz.

Yaratılan tüm bu sahte gündemler Alevileri düzen sınırları içinde tutma oyunlarıdır. Tayyip kükrüyor “ben dört dörtlük Aleviyim” diyor. Türkçülüğün baş mimarı CHP’liler çıkıyor “vay sen Alevi olamazsın, sen Alevi katilisin, Sivas’ta alevileri yaktınız v.b” sloganlarla Kızılbaş Kürt ve Türkmen Alevilerini, Arap Nüsayrilerini kendi cellatlarına sevdalandırıyorlar. Ey CHP’liler, 1921’de Koçgiride AKP’mi vardı? 1937-38 Dersim soykırımında AKP’mi vardı? Maraşta, Malatyada, Elbistanda, Çorumda AKP mi vardı?

Bu yaptıklarınızdan dolayı biz Alevilerden bir özürü bile esirgerken, neden mal bulmuş mağribi gibi Tayyip’in sözlerinin üstüne atlıyorsunuz? Buna hakkınız var mı? sizing Aleviliğe bakışınız ile, Tayyip’in ve AKP’nin bakışı arasında hangi idaolojik veya teorik farklılık var?  ikiniz de Aleviliği öz islam görenlerden değil misiniz? Bizim bildiğimiz öyledir. Hatta Kürt ve Alevi kökenli olmasından dolayı başınıza bilinçli bir projenin ürünü olarak lider seçilen Kemal Kılıçdaroğlu,  ağzının dolusu Kürt ve Alevi olduğunu söyleyemiyor. Kendisini bu kimliklerinden dolayı aşağılayanlara cevap bile veremiyor ve yarım ağızla atalarının Horasandan gelen Türkler olduğunu söylüyor.  Yani Aslını inkar ederek siyaset yapabiliyor. Bu büyük bir riyadır.

Şimdi sözümüz Alevilere ve Alevi kurumlarınadır. AKP liderinin bu sözlerine karşı çıkardığınız sesin birazını da, bizi Koçgiride, Dersimde, Maraşta , Sivasta kırımlardan geçiren egemen TC zihniyetinin asli savunucusu CHP’ye karşı  neden çıkarmıyorsunuz?  Egemen ideolojinin savunucuları el birliği içinde AKP’si MHP’si, CHP’si, İP’si, biz Alevilerin evlatlarımızın gerçekleşmesi için kan verdiği, can verdiği, uğruna işkencelerden geçirildiği, hapisler ve sürgünler yaşadığı; demokrasi, sosyalizm, halkların kendi kaderlerini belirleme hakkı, eşitlik özgürlük gibi değerlerle bütünleşmesinin önüne duvar örmektedirler.

Tayyip’e karşı çıkmak bu değerlere sahip çıkmakla birleştiğinde anlam kazanır.  Egemenler bizi hep katillerimizle buluşturmaya çalıştılar. Bizi kendilerine hizmet edecek bir kesim olarak hazırlamaya çalıştılar. Biz ise her dönem toplumsal muhalefetin en önünde yer alarak, bizi kendilerine benzetmek isteyen egemenlere kafa tuttuk. 1980 öncesinin devrimci muhalefetinin en ön saflarında biz olduk, 1984  Kürt Özgürlük  devriminin başlatıcıları arasında yine en önde olduk. 30 yıllık özgürlük savaşında en değerli evlatlarımızı kaybettik. Bugün de aynı noktadayız.  Tayyip’in şahsında bu egemenler sistemine kafa tutmamız gerekmektedir. Bir egemeni yere çalarken, bir başkasını ayağa kaldıranlara destek olmamalıyız. Alevilere düşen CHP saflarını hızla terk etmek ve kendi safını kendi yaratmaktır. Kürt özgürlük hareketi  Alevileri  nesne olmaktan çıkarıp, sürecin öznesi haline getirmiştir. Bugün ortada Alevilerin haklarından bahsedilinebiliniyorsa bu içinde evlatlarımızın, kardeşlerimizin, yoldaşlarımızın da aktif yer aldığı Özgürlük Hareketinin yarattığı kazanımlar sayesindedir. Dün esamesi okunmayan, aşağılanan, dışlanan Alevinin bugün adı var, haklarından bahsediliyor. Açılımlara konu oluyor. Artık güçlerimizi birleştirmenin ve kazanmanın zamanıdır.  Yeter ki, doğrudan ayrılmayalım ve bizi birkaç kuru övgüyle veya birkaç kuruşluk maddi çıkar ile düzene bağlayanların oyununa gelmeyelim.

Aleviler bu coğrafya da Kürtler ile birlikte en çok baskı ve zulme uğrayan  toplumsal kesimi oluşturmaktadır. Bu iki kesimin ve bunların yanında devrimci demokratik hareketin, ötekileştirilen kadınların, işçilerin, gençlerin, öğrencilerin, aydınların buluşmasını istemeyenler bu düzenin devamında çıkarı olan egemen siyasettir. Bu siyasetin pratik uygulayıcıları da bugünün düzen içi partileridir. Aleviler artık birilerine karşı, bir başka egemenin oy deposu olmaktan kendini çıkarma zamanlarının geldiğini görmelidir.  

İşte egemenler Gezi ruhunun ortaya çıkardığı bu başkaldıran, isyan eden, haksızlığa boyun eğmeyen, her inançtan ve her siyasetten insanın, haksızlığa ve zorbalığa karşı çıkanların birleşebileceğini ispatlayan eyleminden korkuyorlar. Bugün bu bağımsız başkaldırı ruhunu kendisine malzeme yapmak isteyen sağdan ve soldan birçok çevrenin de ortada dolaştığı gerçeğini göz ardı etmeden Gezi’nin direnen ruhuyla, Kürt halkının ve Kızılbaş Alevilerin güçleri ortak platformlarda buluşursa egemenlerin düzenini başlarına çalabiliriz.

Artık herkes, sağcısı solcusu bugünden sonra eski siyasi argümanlarla iş yürüterek başarılı olunamayacağını bilerek siyaset yapmak durumundadır. Biz işimize bakmalıyız. Bugün karizması çizilmiş Tayyip’in, yarın bir başka egemen çevrenin ortaya atacağı gündem saptırma amaçlı girişimlerinin ardından sürüklenmeden hareket etmeliyiz. Kendi gündemimizi kendimiz yaratabilirsek toplumsal bir güç haline gelebiliriz.

Aleviler de, kendileri için bir güç olmanın yol ve yöntemini aramalıdır. Tayyip ne kadar Alevi, bir başkası ne kadar Alevi tartışmasına girip asıl gündemden koparsak  bir kez daha düzen savunucularının payandası olmaktan kurtulamayız. Tayyip’in “dört dörtlük Alevi” olduğu söylemine takılıp kalacağımıza, bu sözleri söyleme cesareti verdiğimiz için dönüp kendimize bakalım. “biz öz müslümanız, öz Türküz, soyumuz maveraünnehri’nden geldi” gibi söylemleri söyleyen Tayyip değil, Bizim içimizdeki aslını inkar eden kınalı kekliklerdir. Aleviliği Aliseverliğe indirgeyen Tayyip değil, sahte soy secereli düzen görevlendirmesi dedelerimizdir. Kızacaksak onlara kızalım. Tayyip sadece durumdan vazife çıkarmış ve bizi en zayıf halkamızdan yakaladığını zan ederek vurmaya çalışmıştır.

Ancak herkesin unuttuğu bir şey var, bugün Aleviler hangi biçimde kendi tarif ederlerse etsinler. Hala aynı semahı dönüyorlar, aynı deyişleri söylüyorlar, aynı güneşe ve ateşe inanıyorlar. Hala  öz aynıdır. Ancak bu inançsal ritüeller ve gelenekler gelecek kuşaklara aktarılamazsa bizi büyük tehlikeler beklemektedir.  Alevi ozanları inancımızın bugünlere gelemesinin temel taşıyıcılarıdır.  Tayyip’e soralım bakalım “Aynayı tuttum yüzüme Ali göründü gözüme” diyebilir mi? “Ali evvel Ali Ahir, Ali batın Ali zahir’ diyebilir mi?  İşte Alevinin inandığı Ali bu dizelerde gizlidir. Oysa Tayyip’in ve birçok Alevi geçinen düzen savunucularının Ali’si ayrıdır.

 

Daha iyi anlaşılması için ozanlarımızdan bir kaç dize ekleyelim:

 

‘’Diz çöküp yerlere dinlemem vaazı, kıble denen taşa etmem niyazı

Peçeli sarıklı kara yobazı, Arap çöllerine süresim gelir’’

(Mahmut Erdal)

 

‘’İnan ki sözlerim haktır, din iman güzel ahlaktır

İbadetin şekli yoktur, türlü şekil göstermişler’’

(Aşık Ali Metin)

 

‘’Hakiki ibadetin hiçbir vakit, kayıt ve şartı yoktur’’

(Şeyh Bedreddin)

 

‘’Bütün evren semah döner, aşkından güneşler yanar

 Aslına ermektir hüner, beş vakitle avunmayız’’

(Hüdayi)

 

‘’Sorun bana aklı olan, gönülmü iy kabe mi iy

 Ben aydırım gönül iydir, gönüldedir hak durağı’’

(Yunus Emre)

 

‘’Sofu olan taşa döner, biz döneriz yâre karşı

Hakkı insanda bulmuşuz, dönmeyiz duvara karşı’’

(Kul Ahmet)

Işte takiyyeden sıyrılmış gerçek erenlerin, Hakkın  Yolu olan Aleviler doğaya, tanrıya ve insana böyle bakıyorlar. Varın siz söyleyin kim dört  dörtlük Alevi diye. Ama eğer bu topraklarda İslam Şeriat özlemcileri bile Aleviliği tarife çalışır hale gelmişse ve bu tarife uyguln olarak ta kendilerini « dört dörtlük Alevi »  görüyorsa biz önce aynayı kendi yüzümüze tutmalıyız ve suçu da kendimizde aramalıyız. Acaba biz nereden bu Hak yolundan saptık ta, Hayatının her döneminde Hakka saldıranlar Hakkı savunur hale geldiler ?

Onun için yazının başlığını öyle koydum, Tayyip te Alevi olmuş vay halimize ! dönelim kendimize bakalım o zaman.