Şuanda 176 konuk çevrimiçi
BugünBugün2601
DünDün3402
Bu haftaBu hafta10325
Bu ayBu ay10325
ToplamToplam10478749
Kürt halkına had bildirmek kimsenin... PDF Yazdır e-Posta
İrfan Dayıoğlu tarafından yazıldı   
Salı, 22 Ekim 2013 20:52


KÜRT HALKINA HAD BİLDİRMEK KİMSENİN HADDİ DEĞİLDİR…

Türk Başbakanı Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, İmralı'ya gidecek heyerleri kendilerinin belirleyeceğini, bu konuda herkesin haddini bilmesi gerektiğini belirtti. Erdoğan şöyle dedi:

"İmralı'ya kim gider kim gelir bunun kararını vermek hükümete aittir. İster gönderir ister göndermez. hiçbir zaman şu ya da bu nedenle hükümete kimsenin rota çizme yetkisi yoktur. Bu yetki hükümetindir, Adalet Bakanlığı'nındır. Herkes haddini bilecek haddini bilmesi halinde hukuk içinden bundan istifade etme fırsatını bulur. Bizim yetkilerimizin ne olduğununu biliriz. »

İşte Erdoğan Sultan’ın açılım politikası, işte Kürde ve tüm ötekilere bakış felsefesi, « haddinizi bilin, bilirseniz size sunduğumuz kadarıyla bu « haklardan » faydalanırsınız, »  örneğin sizi Öcalan’la görüştürürüz, hasret giderirsiniz, ya da sadece postacı olursunuz. istersek Kürtçe konuşabilirsiniz, bunlar için anayasa, babayasa değiştirmeye, kanun kararname çıkarmaya gerek yok, bizim sözümüz yeter, biz varsak size hak var ona göre bizimle uğraşmayın.

Her sözünde medeniyetten, insanlıktan dem vuran Sultan Erdoğan sıra insan olmaktan çıkan haklar konusuna gelince hemen sınırları belirliyor. « kimse bize rota çizmeye çalışmasın bu yetki hükümetindir » diyerek sorun çözmek için muhataba gerek olmadığını, kendileri lütfettiği için İmralı ile heyetlerin görüşebildiğini, « haddini bilmeyenlerin » ise zaten bir daha İmralıya gidemediklerini belirtiyor.

Şimdi Kürt halkı ve onun öncüleri soracak ve tavır alacaktır. Bundan kuşkumuz olmamalıdır. Al lutfünü başına çal, kendine de başka mektupçular bul. Kürt halkının sivil siyasal önderleri senin postacın değildir. Onlar bu sürecin  tarafıdır ve bu süreç senin tekelinde değildir. Buyur tek başına çalıp oynayacaksan hodri meydan. « Kürt halkına ve temsilcilerine had bildirme sana mı düştü ?” asıl haddini aşan sensin, sultanlık hayallerini kursağında bırakacağız  ve seçimlerde senin haddini bildireceğiz.

Evet şimdi biz Kürtlere  düşen Erdoğan Sultanı ve partisi AKP’yi Kürdistan’da sandığa gömmektir. Eğer bu seçimlerde Erdoğanı geriletebilirsek, onun Sultan olma hayallerini de mezara gömmüş olacağız.  Bu kadar haddini bilmez hale gelen, kendine sevdalı bu hastalıklı ruh hali ile Erdoğan, bu koca ülkeyi yönetmeye ehliyetli değildir. Şimdi tüm Türkiye’nin ve Kürdistan’ın siyasi hareketlerine, emekten, ezilenden, ötekileştirilenlerden yana  kurumlarına düşen ana görev ; güçlerini birleştirip, demokratik bir seçim bloku yaratarak, AKP’ye dur demektir. Bugün durdurulamazsa yarın geç kalmış olacağız.

BDP Erdoğan’ın bu haddini bilmez söylemine en sert tutumu almalı ve bu sözü onlara yedirmeden İmralı adasına gidişi tek taraflı durdurmalıdır. Kimsenin Kürt halkıyla ve öncülerinin onuruyla oynama hakkı yoktur. Buna yeltenenlere de hadleri bildirilmelidir. Her seçim dönemi öncesi oynanan aldatmaca paketleri onların başlarına çalınmalıdır. Kürt halkı tek başına da kendi sorunlarını çözecek yetenekte ve güçte olduğunu göstermelidir. Artık Kürdistan coğrafyası dört parçasıyla çizilen sınırları aşacak, kendi demokratik haklarını kurumlaştıracak örgütlü güce ulaşmıştır.

Bırakalım Erdoğan ve şürekası düşünsün, 35 yıllık savaşta en büyük bedeli ödeyen Kürt tarafının uzattığı barış elini tutmayarak,  Kürt halkının dişiyle tırnağıyla elde ettiği kazanımları, bir lutüf gibi sunup, bu  hakları kendileri  istediği için verdiklerini, isterlerse de vermeyeceklerini tekrarlamaktan utanmayan Erdoğan’ı yalnız bırakmak boynumuzun borcu olmalıdır. Hayatın her alanında halkları öz örgütlülüğüne kavuşturarak en iyi cevabı verebiliriz.

Erdoğan bu tehditleri yaparken, etrafındaki kral soytarıları da, artık bendinden boşanmışçasına fetva üzerine fetva vermekteler. Kimisi Alevi düşmanlığı yapmayı görev edinmiş, kimisi kılık kıyafet düzenlemesi işini üstlenmiş, kimisi ağırdan ağırdan şeri hukuk kurallarını meşrulaştırma uğraşı içinde, bu konulara uygun yandaş medyaları aracılığıyla fetva yayınlıyorlar, kıyafetleri kendilerine uymayanları, inançları farklı olanları işinden aşından ediyorlar.

AKP ve Fetullah Hareketi işini iyi yapıyor, bir yanda  tüm siyasal akımların içine sızıyor, bir yandan da bir kesimi bir başka kesime karşı kullanmada mahir. Ulusalcı kesimleri Kürtlere karşı kullanıyor. Kürtleri kemalistlere karşı kullanmaya çalışıyor. İnançlı Kürtleri PKK çizgisine karşı çıksınlar diye kışkırtıyor. O zaman bu oyunlara alet edilenler veya edilmek istenen kesimler durup düşünmeli ve bu ikili iktidara karşı güçlerini birleştirmelidir. Tek slogan olmalı « Erdoğan’a Geçit Yok «  Artık Erdoğan ve ekibi  halklarımızın başına bir kez daha bela olmaktan çıkarılmalıdır. O zaman Hadsizlere haddini bildirmiş oluruz.