Şuanda 230 konuk çevrimiçi
BugünBugün1350
DünDün3402
Bu haftaBu hafta9074
Bu ayBu ay9074
ToplamToplam10477498
Özgürlüğümüz, örgütlülüğümüz kadardır! PDF Yazdır e-Posta
İrfan Dayıoğlu tarafından yazıldı   
Pazartesi, 08 Eylül 2014 16:41


Kürdistan topraklarının en kadim inancına mensup Ezidi Kürtlere 21. yüzyılda reva görülen zulüm, bu bölgenin tüm ilerici güçlerini bir kez daha düşündürmelidir. Bölgenin azgınlaşmış gericiliğine ve bu gericiliği kullanarak bölgeyi dizayn etmeye çalışan batılılara ve doğululara (Çin, Rusya vb.) karşı halkların birleşik devrimci direnişinin örgütlenmesi seçeneğinden başka seçenek bulunmuyor.

 bugün IŞİD şahsında somutlaşan zulüm makinesi yarın başka isimler altında devam edecek veya ettirilecektir. bu zulme karşı duruşun yegane yolu tüm toplumsal kesimlerin kendi oz savunma güçlerini oluşturmasıdır. insan tanıkların anlatımlarını dinlediğinde isyan ediyor. Bu çağda bize bu zulmü reva görenler bulundukları hiç bir alanda rahat etmemelidir.

 Onların zalimliklerini durduracak olan kendi öz savunmasını oluşturmuş tüm toplumsal kesimlerin birleşik direnişidir. Elbette çaresiz kalındığında insanlar zorunlu olarak kendilerine zulüm yapanları sahneye sürmüş olanlardan medet bekler hale geliyor. Zaten amaçlanan da budur. Bugün IŞİD'i Suriye'de, Irak'ta, Lübnan'da sahaya sürenler, bunu unutmuş gözükerek, bu beladan kurtulmanın yolunu arar görünüyorlar. Aynı güçler düne kadar bu zulüm makinesini beslemekteydi. tıpkı Afganistan'da El Kaide ve Taliban çetelerini destekledikleri gibi.

 Batılı ve doğulu emperyalistler 3. Dünya Savaşını ortadoğu'da ve dünyanın başka geri bölgelerinde, kendi topraklarından uzakta sürdürmektedir. Bu bölgenin halkları ise bu oyunu görmeden, farklı inançtan olmayı, farklı etnisiteden olmayı neden göstererek birbirini boğazlamaktadır. Özellikle İslami gericilik dünyanın başına bir bela olarak sarılmış görünmektedir.

İslam adına halklara bu zulmü yaşatanlara karşı, ilk önce müslümanların karşı çıkması gerekirken, bugün IŞİD zulmünü açıktan lanetleyen bir tek İslam ülkesi göremezsiniz. Vahim olan budur. Böyle devam edildiğinde, batılılar yarın tüm Müslümanları terörist ilan ederse şaşırmayın. Çünkü bugünkü somut tutumlarıyla İslam ülkelerin bunu hak etmektedir.

Şimdi bölgemizde IŞİD dizginlenmeye çalışma adı altında harekete geçen emperyalistler, aslında IŞİD'e karşı oluşabilecek devrimci bir direniş cephesini de önlemeye çalışacaklardır. Denilebilir ki, asıl amaçları da budur. İşler kendilerinin istediği gibi gitmediği için strateji değiştiriyorlar. Düne kadar devirmek için binbir türlü oyun oynadıkları Suriye yönetimi ile de facto işbirliği yapacaklardır. Yine düne kadar önlemek istedikleri İran güdümlü Şii yayılmacılığı ile bugün ittifak yapacaklardır.

 Onlar için önemli olan kendi çıkarlarıdır. Bölge kan gölüne döndüğü halde hala BM müdahalesi gündeme getirilmemektedir. Hala tehdit altındaki Kürt halkı ve diğer azınlık halkların korunması için tedbirler alınmamaktadır. Hala ABD'li gazetecilerin başını kesenlere karşı ciddi bir askeri müdahale yapılmamaktadır. Yani kısacası onlar için ne kadar insan öldüğü, ne kadarının yerinden yurdundan edildiği çok ta önemli değildir. Önemli olan Petrol bölgelerinin korunması, barajların kontrole alınmasıdır.

 Bugün IŞİD'e karşı kahramanca bir direniş sergileyen Rojava ve Güney Kürdistan halkının sırtını sıvazlayıp, iyi işler yaptınız diyenler. PKK olmasaydı IŞİD yüzbinlerce Ezidiyi katledecekti diyenler, sıra askeri ve ekonomik yardıma gelince, bu direnişi örgütleyenleri atlayarak, işlerin bu düzeye gelmesine sebep olanları silahlandırmakta, maddi yardımları bizzat zulme ve katliama maruz kalanlara değil, onları bu hale getirmede rol alan işbirlikçi güçlere yapmaktadır.

 bugün bölgemizin içinde bulunduğu kan deryasından, zulümden, sürgünden ve talandan kurtulabilmesinin biricik yolu başta da belirttiğimiz gibi, bölgenin tüm mazlum halklarının ve azınlık inanç mensuplarının .birleşik devrimci öz savunma güçlerinin oluşturulmasından, ortak bir direniş cephesi kurmaktan geçiyor.

 Bunun dışındaki tüm tutumlar niyetler ne kadar iyi olursa olsun, bizi önünde, sonunda bölge gericiliğinin ve batılı gericiliğin hizmetine sokar.