Şuanda 359 konuk çevrimiçi
BugünBugün1427
DünDün3402
Bu haftaBu hafta9151
Bu ayBu ay9151
ToplamToplam10477575
İnsanlığın onur kalesi; Kobane geçilmez! PDF Yazdır e-Posta
Bayındır-Dayıoğlu tarafından yazıldı   
Pazar, 19 Ekim 2014 15:00


Kobane direnişi tarihin tanıklık ettiği gibi, bölgesel bir direniş olmaktan çıkmış ve dünya çapında örnek alınacak  bir  direnişe evrilmiştir. Kobane direnişi gerici DAİŞ katilleri karşısında bir Kürt direnişi olarak başlamış ancak şimdi gericiliğe, barbarlığa, ortaçağ karanlığına karşı bir insanlık direnişine dönüşmüştür. Kobane’de direnen insanlıktır. Kobane’de savaşanlar insanlığın ortak çıkarlarını temsilen savaşıyorlar. Barbar DAİŞ çeteleri orada insanlığın ortak değerlerini ayaklar altına almaya çalışıyor. Bölgenin tüm gerici güçleri, uluslar arası çıkar grupları birleşmiş, DAİŞ gericiliğini bölge halklarının başına bela etmiştir. Ancak hevesler kursaklarda kalmış, Kobane’de kimsenin öngöremediği görkemli bir direnişle karşılaşılmış ve bir çok çıkar grubunun hesapları alt üst olmuştur.

Bundan dolayı başlangıcından bu yana Kürt halkını yalnız bırakan dünya gericiliği, yaratılan uluslar arası duyarlılık sonrasında DAİŞ katillerine karşı bazı adımlar atmak zorunda kalmıştır. Yine dünyanın dört bir yanındaki devrimci-demokratik çevreler de harekete geçerek kamuoyunda Kobane için bir duyarlılığın oluşmasını sağlamış, Kürt halkının görkemli direnişini dünyaya duyurmada aracı olmuşlardır.

Nasıl ki, dün dünyanın bir çok bölgesinde faşizme karşı dünya devrimcileri kahramanca direniş sergilemiş ve enternasyonalist direniş birlikleri oluşturmuşsa, bugün Kobane’de de yapılması gereken aynı şeydir. Nitekim temsili de olsa dünyanın bir çok yerinden gelen devrimciler Kobane direnişine katılarak desteklerini sunmaktadırlar.

MLKP savaşçısı Paramaz Kızılbaş  Kobane direnişinde gösterdiği kahramanca duruşuyla enternasyonalist dayanışmanın sembolüdür. Yanıbaşında bir halkın toptan imha edilmek istendiği bir ortamda Paramaz yoldaş örnek davranışıyla karanlığa boğulmak istenen Türkiye toplumunun umut ışığı olmuştur. Artık onun yolundan bölgemiz gericiliğine karşı savaşmak için onlarca devrimcinin yürüyeceğinden eminiz.

Paramaz Kızılbaş Kobane direnişine katılmak için yola çıktığında ardında bıraktığı mektubunda şunları söylüyor:

”Ben bir hayat yaşadım ve hayatıma giren herkesten çok şey öğrendim; öğrendiklerimle bir tercih yaptım, hakikate veya hakikatlere şahit oldum ve hayatın diyalektiğinde öbür kutba geçtim, hayırlara vesile olmasını dilerim. Sıradan bir insan olarak doğdum, sıradan bir insan olaraktan da sizinle vedalaşıyorum. Sizi sıkça yarı yolda bırakmış olduğumu, bazen hoyratça davranmış olduğumu ve üzdüğümü, üzmüş olduğumu biliyorum. Beni son kez affedin.

Sıradan bir genç olarak sıradan çelişkilerden dolayı, sadece bir tercihte bulundum; her şeyden önce bu tercihi kendim için yaptım. Ulvi bir inanç için yola çıkmadım, ulvi olmayan insanlarla hayatı, büyüsüz bir dünyayı, şeyleşmiş bir dünyayı büyüklemek istedim o kadar. Çelişkilerimin aşılamayacağını, zira bunlar toplumsal oldukları için ancak insanın çelişkilerini örgütlemeyi, daha üst bir mertebede toplumsallaştırmaya çalışabileceğini öğrendim. Hayatımda hakikate vardığım en yakın nokta budur.

Söke’de kaçak doğmuş, Türkiyeli bir Duisburglu, Claubergli; Türkiye’deyse her neysem işte o olaraktan hiçbir şeyden pişman değilim. Hayatta her musibet kazanımcı olduğunda insana katkılar sunan bir fırsatmış aslında. Tek derdim asla büyümemek, büyüklerin dünyasının bir parçası olmamaktı, hep çocuk kalmak yani… Şimdi tıpkı Peter Pan gibi Neverland’e gidiyorum, asla büyümemek üzere. Bundan daha çok beni mutlu eden bir şey olamazdı.

Türkiye’nin batısında sıradan emekçi insanların hayatını büyüleyecek, sıradan kahramanlar çıkaracak büyük bir çıkışın tohumlarını, hakikat arayışçılığının öncü ve artçı örgütünü yaratmanız dileğiyle.

Her yürek devrimci bir hücredir!!!

Hayalgücü iktidara!!!”

Paramaz Kızılbaş bu direnişe katılırken kendine seçtiği isimle bile bir mesaj vermektedir. Bu coğrafyanın ötekileştirilenlerinden Ermenilerin ve Alevilerin adını alarak Hakikat Arayışına bir başka coğrafyada değil, bölgemizde başlanması gerektiğine işaret etmektedir. Paramaz bu örnek enternasyonalist tavrı ile sözün bittiği yerde olunduğunu ve eyleme geçmenin zorunluluğunu gözümüze sokuyor.

Kobane’de direnmenin insanlığın geleceğini sahiplenme eylemi olduğunu bu tutumdan daha iyi ne gösterebilir ki?  Paramaz yoldaşlarına ve tüm devrimcilere bir görev yüklüyor. “Hakikat arayışçılığının öncü ve artçı örgütünü yaratmanız dileğiyle” diyerek bizi tarihsel bir seçimle karşı karşıya bırakıyor.

Kendisini devrimci diye adlandıran bu coğrafyanın insanları elbette ki, “hayalgüç”lerini iktidara taşıyacak bir örgütlülüğü oluşturma gerçeği ile karşı karşıya olduklarının bilincindedirler. Kobane direnişi sıradan bir direniş değildir. Kobane’de tarihin en görkemli direnişini yürüten insanlar da sıradan insanlar değildir. İşte bu direnişe canıyla, bilinciyle katılan Paramaz Kızılbaş’ta sıradan olmadığını pratiğiyle gösterdi.

Kobane direnişi Rojava’da başlatılmış bir halklar devrimini, bir inançlar devrimini, bir sınıflar devrimini, bir kadın devrimini koruma ve yaşatma direnişidir. Bunun için bir insanlık direnişidir. Paramaz yoldaşın tutumu da bu coğrafyada yaşayan devrimcilerin takınması gereken doğru tutumdur.

Direnişin başladığı günden bu yana DAİŞ katillerinin direnişi kıracağını sanan, buna inanarak  Kobane’nin düşmesi üzerine yorum yapanlar büyük yanıldılar. Biz baştan beri inatla belirttik. Kobane düşmez dedik. Bunu söylerken bizi hayalci görenler oldu. Ama biz yine inatla hayalleri olmayanların devrimci olamayacağını da vurguladık. İşte Paramaz Kızılbaş’ın “hayal gücü iktidara” şiarı bugün Kobane’de gerçeğe dönüşüyor. Düne kadar Rojava devrimini tanımamakta ısrar eden uluslar arası güçler bugün PYD ile PKK ile doğrudan görüşüyorlar. Kürt Özgürlük Hareketi artık bölgesel bir aktör oldu.

Bu durumu anlamayan sözüm ona Marksistlerimiz ise hala PKK emperyalistler ile uzlaşıyor ninnisini söyleyerek arkadan nal toplamakla meşguller. Kobane için kılını kıpırdatmayacaksın, bir kitlesel gösteriye bile katılmayacaksın, Kobane’nin ne zaman düşeceği üzerine yorum yapmakla meşgul olacaksın, sonra da PKK öncülüğündeki Kürt hareketini emperyalist işbirlikçisi olmakla suçlayacaksın. İnsana hadi ordan zevzek derler.

Aklı başında Türkiyeli her devrimci-demokrat bugün Kobane’de direnenlerle dayanışma için bir şeyler   yapmaya çalışıyor. Bizim için aslolan bu tutumdur. Kendisini en büyük Marksist gören, en büyük teorisyen zanneden marjinal tiplerin değerlendirmelerinin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Kobane’de kazanan bölgede de kazanacaktır. DAİŞ çetelerinin ve destekçileri AKP Türkiyesinin, Suudi ve Katar gericiliğinin  Kobane’nin, Rojava’nın düşmesi için çabaları bundandır. Ama gelişmelerin seyri göstermektedir ki, bölgenin gericileri Kobane kapılarında yenilgiye uğramıştır. Bugün Kobane direnişi dünya çapında bir kabul ve meşruiyet kazanarak, insanlığın beyninde ve yüreğinde haklılığını ispat ettirmiştir. Kobane geçilmez olmuştur. Katiller sürüsü DAİŞ çeteleri ve onların destekçileri Kobane kapılarında yiğit kızlarımız ve oğullarımızın kahramanca direnişi karşısında hezimeti yaşamaktadır.

Biz bu gerçekliğe inanarak Kobane düşmez dedik. Savaşın geldiği bu aşamada elbette tehlike hala büyüktür. Ancak Kobane halkı son ferdini bu direnişte kaybetse bile bu savaşı Kürt halkı kazanmıştır. Bizim çok akıllı aydın bozuntusu entel gevezelerin anlayamadığı işte budur.

Kuru, duygusuz, hayalleri olmayan inançsız birey olmayı aydın olma zan edenlerin, 3o yıldır sürmekte olan Kürt Özgürlük Hareketini anlamaları elbette beklenemez. Bugün hala 40 yıl öncesinin gerçekliğiyle hareket edenler dünyanın değiştiğini anlamamakta ısrar ediyorlar. Oysa dünya değişmiştir. Dünün sosyalist ülkeleri bugünün emperyalistleri oldular. Herkes bu yaşananlardan dersler çıkarıyor. Ancak dünde yaşamakta ısrar edenler bizim ülkemizde yaşanan büyük değişimin de farkında değiller.

Kürt halkının yaşadığı devrimsel değişimi göremeyen bu zatlar, bugün Paramaz’ın örnek devrimci tutumunu da anlamaktan uzaktadırlar. Oysa artık bilinmelidir ki, Kürt halkı bugün bölgenin en devrimci dinamiği olarak sahnededir. Artık büyük abi pozlarına bürünerek, Kürt hareketine akıl vermenin, Kürt hareketini dışarıdan dizayn etme çabaları boşunadır. Bizim bazı entel solcularımız gibi AKP iktidarı da Kürtleri dizayn ederek bu sorunu çözeceği yanılgısı içindedir.

Kürt halkı bugün kazandığı mücadele deneyimi ile bölgenin kaderinde söz ve karar sahibi haline gelmiştir. Kobane bugün direnebiliyorsa, bu 30 yıllık Kürt Özgürlük Mücadelesinin kazanımları, deney ve tecrübeleri sonucudur. Kürtler bu bölgede sosyalizmin yıkıldığı, gericiliğin bir karabasan gibi halkların üzerine  çöktüğü bir ortamda, 1984  Ağustos atılımı ile bölge ilerici güçlerinin umudu oldu, sevinci oldu.

Paramaz Kızılbaş halkların kurtuluşuna olan inancıyla bu umut ışığını daha da büyütmek ve Kürt halkının mücadelesini, kendi halkının mücadelesiyle buluşturmak için Kobane direnişinde yer alarak tarihi bir örnek davranış sahibi olmuştur. Kobani’de bir tarih yazılıyor. Rojava’da bir halklar, inançlar, sınıflar ve  kadın devrimi yaşanıyor. Paramaz Kızılbaş hepimiz adına örnek tutumuyla bu görkemli tarihe adını altın harflerle yazdırdı.

Bugün Kobane’de direnenler insanlık adına direniyorlar, insanlığın kurtuluş reçetesinin tarihini yazıyorlar. Hiçbir karalama bu gerçeğin üstünü örtemez. Kendisine devrimciyim diyen herkes bu görkemli direnişte üzerine düşeni yerine getirmelidir.

Bölgenin tarihini yazacak olanlar artık Kobane öncesi ve sonrası diye yazacaklardır.