Şuanda 462 konuk çevrimiçi
BugünBugün1483
DünDün3402
Bu haftaBu hafta9207
Bu ayBu ay9207
ToplamToplam10477631
Je suis Charlie (Ben Charlie'yim) PDF Yazdır e-Posta
Bayındır-Dayıoğlu tarafından yazıldı   
Pazar, 11 Ocak 2015 21:40


Bu gün Fransa’da insanlık tarih yazdı.

Paris’in hemen hemen tüm sokaklarını dolduran milyonlar; düşünceme karışma, fanatizme, diktatörlüğe, faşizme geçit yok , ifade özgürlüğümüzden vazgeçmiyoruz, hepimiz Caharlie’yiz sizden korkmuyoruz dedi.

 Milyonlarca insan , dünyanın her köşesinden milyonlarca insan biraraya geldi bugün …

Paris caddeleri, ara sokakları, büyük meydanları yaşam tarzlarına , düşünce ve inanç özgürlüğüne sahip çıkan ; her türlü aydımcılığa, faşizme ve yahudi düşmanlığına karşı çıkan insanların ayak seslerine sahne oldu.

 Fransızlar yeri ve zamanı geldiğinde her türlü gericiliğe karşı birlikte güçlü bir karşı çıkış sergileyebileceklerini gösterdiler. Renk, cins, etnisite, inanç, ideoloji ve yaş farkı yoktu bugün Paris’te. Yediden yetmişe herkes sokaklara aktı. Kadınlar bebeleriyle geldiler .Yaşlılar gençleşti , çocuklar büyüdü bugün.

 Paris Paris olmaktan üç Kürt kadın özgürlük savaşçısının katledilişinden bu yana ilk kez bu kadar mutlu oldu. Charlie Hebdo mizah dergisi Karikatüristlerinin çağın vebası insanlık düşmanı bir ideolijiye kapılmış cellatlarca katledilmesi toplumda büyük bir infiale yol açtı.

Mevcut batılı iktidarların hataları, kapitalist modernitenin tekellerin çıkarları için ortadoğu başta olmak üzere dünyanın bir çok bölgesinde gerici güçleri desteklenmesi, sadece düşünce özgürlüğü çerçevesinde düşüncelerini açıklayan insanların katledilmesine gerekçe yapılamaz. Nitekim milyonlar düşünce özgürlüğü kapsamında görüşlerini bir mizah dergisi ile dile getiren insanların katledilmesini kabullenmedi.

Bir görüşü kabul etmeyebilirsiniz, bazılarının düşünceleri sizi inçitmiş olabilir ancak bundan dolayı insanları katletme hakkınız olamaz. En fazla siz de düşünce özgürlüğü kapsamında bu derginin yaptığı karikatürleri protesto edebilirsiniz. Demokrasi bilinci olan hiç kimse bu tür yaptırımları kabul etmez. Gelişmiş toplumlarda insan öldürerek düşüncelerinizi kabul ettiremezsiniz sonunda işte böyle milyonları karşınızda bulursunuz.

 Bugün İslam adına yapılan her katliam en çok müslümanlara zarar vermektedir. Bu açıdan bu tür caniliklere karşı ilk önce müslümanlar karşı çıkmalıdır. Ancak İslam coğrafyasının batıya en yakın yeri olan Türkiye’de bile adının önünde, gazeteci, araştırmacı, bilim adamı yazılı bazılarınca katliam yapan iki kardeş alkışlanmakta ve katliamın sorumlusu olarak ölen insanların düşünce özgürlüğü çerçevesinde çizdiği karikatürler gösterilebilmektedir.

Yine Kobane’de Şengal’de binlerce Kürt katledilirken, (ki bu insanların büyük çoğunluğu katledenlerle aynı inanca, Sünni İslam inancına sahiptirler) müslüman devletlerden ciddi hiç bir kınama ve karşı tavır alış olmamıştır. Burada da başta AKP devleti olmak üzere bölgenin diğer Sünni İslam inancı ağırlıklı devletleri açıktan veya el altından IŞİD’i desteklemeye devam etmektedir.

Bugün Paris’te Charli Hebdo dergisini basarak 12 kişiyi katledenlerle, dün Pariste üç yiğit Kürt kadını’nı öldürenler, Kobani’de, Şengal’de Kürt halkını katledenler aynı ideolojik argümanları kullanan güçlerdir. Bunlar müslümanları temsil eder diye işin içinden sıyrılmak olmaz. Eğer bu insanlık düşmanı cellatlar islamı temsil etmiyorlarsa, müslümanlar bulundukları her yerde sokaklara dökülmelidir. Ama görünen odur ki, böyle olmamaktadır. Utangaç bir biçimde terörü lanetliyoruz diyerek ve ardından ‘’ama bunu kullanarak islamofobi yapılıyor’’ argümanını öne sürmek iki yüzlülüktür. Teröre, düşüncelerinden dolayı insan katletmeye amasız fakatsız karşı çıkılmalıdır.

 İşte Paris’te 11 Ocak 2015 günü olan budur. Milydnlarca insan hep bir ağızdan « Hepimiz Charliyiz » diyerek cellatlara meydan okumuştur. Milyonlarca insan hiç bir gerekçenin bu katliamı haklı çıkaramayacağını haykırmıştır. Her inançtan, her etnisiteden ve hemen her görüşten (ırkçılar ve faşistler hariç) insanlar hangi gerekçeyle olursa olsun insanları düşüncelerinden dolayı katletmenin kabul edilemeyeceğini pratik tavırlarıyla, sokaklara çıkarak göstermişlerdir.

 Bir gün önce üç yiğit Kürt kadının katledilişinin ikinci yıldönümünde alanları dolduran Kürt halkı ve dostları Charle Hebdo’ya yönelik katliamın sorumlularının da aynı karanlık güçler olduğunu bellirterek katledilen Karükatüristlere sahip çıkmışlardı. Bu gün de Republique meydanına Sakine, Fidan ve Leyla’nın fotoğraflarının olduğu bayrakları, ‘’Kürdüm, Charlie’yim dövizleriyle örgütlü bir giriş yaparak Fransızların taktirini ve dostluğunu kazandılar. Fransa bu yürüyüşle Paris katliamı karşısındaki sessizliğini bozdu.