Şuanda 149 konuk çevrimiçi
BugünBugün1301
DünDün3402
Bu haftaBu hafta9025
Bu ayBu ay9025
ToplamToplam10477449
Devletsiz annelerin faili meçhul çığlığı PDF Yazdır e-Posta
Vicdan Kayır tarafından yazıldı   
Pazartesi, 09 Mart 2015 21:20


Çocuk ölümlerinin toprağı bu ülke.

Kayıplar, faili meçhul cinayetlerin ölüm tarlaları var..

Çocuklarının kemiklerine ulaşmaya çalışan anne ve yakınları ‘yas’ bile tutamıyorlar.

Açıkta kalmış, mezarsız ölülerine kavuşmak için  mücadele, direniş yaşanıyor;  Cumartesi günleri  İstanbul-İstiklal -Galatasaray Lisesi önünde..

Onlar zulümle, işkenceyle gözaltında devletin katlettiği gençler, çocuklar…

1995 yılından bu yana Anneler ve yakınları Cumartesi olmuş, çığlıklar sürüyor…

 

Ölüm acıdır, kabuk tutmayan  yürek kanıyor her daim!..

Ölülerini usulüne göre gömme hakkını elde etmek  ve katliamcıların cezasız kalmaması adına bu eylemler…Mezara gider gibi anneler ve yakınları kar/kış/sıcak demeden Cumartesi buluşuyorlar..

Ellerinde kayıplarının fotoğrafları, -gözaltına alındıktan sonra ulaşamadıkları tarihlerin yer aldığı- bol kırmızı karanfilli bir tarlanın tülbent yoğunluğunda isyan var…

Evlatlarına, yakınlarına karşı son görevlerini yaparak   vedalaşmalarına engel var, yıllardır…Kör –asit kuyularda, bilinmeyen  kuytularda  yatıyor çocukları, kardeşleri, babaları , eşleri, yakınları…

Bu ülkede  Annelere zulüm ve işkence yapılır mı?!  Unutulur mu? Çocuklarının cesetlerini almaya giden annelerin, çocuklarının kadavralarının bile paramparça edilip teslim ettiği bir ülke burası…

 

Susmayan Cumartesi onlar…

Faili meçhul-kayıp çocuklarının   kemiklerini toprağa saklamayı isteyen  Cumartesi Anneleri/İnsanları onlar!. 

Galatasaray Lisesi’nin önünde  519. buluşmalarında sesleri kulağımı yakıyor, gözleri ise deliyor içimi..

Kara güleç gözleriyle bir esmer adam kırmızı karanfili  uzatıveriyor.…

Boncuklu oyalı  beyaz yemenili bir annenin karagözlerinde, çocuğunun gözaltına alınmasından 30 küsur yıl  geçmiş.. Hiç bihaber yok. Bilinen bir gün gözaltına alındığı …

Onların gözbebekleri mezar. Çocuklarının kemiklerini istiyorlar, ruhlarını huzura kavuşturup,  toprağa saklayıp, mezar taşı yapmak istiyorlar!. Katillerin cezalandırılmasını, hesap sorulmasını istiyorlar. Ve tüm failler  kırmızı karanfillerin yayıldığı hiç yaşlanmayan çocuklarının fotoğraflarında  vücut buluyor sanki!..

Polis  zulada  bekliyor !..Annelerden korkuyor !... Bir dönem ‘turist görüntüsünü bozuyor’ diye ‘gaz sıkılan, saçlarından çekilerek zulme uğrayan Cumartesi Anneleri onlar.

 

”DEVLETTEN NEFRET ETTİM”

 

Ah ki bir Anne konuşuyor 34 yılın sesi o Hanife Yıldız…

Diğer annelere ‘sizden daha çok acı çekiyorum’ derken, Devlette güvenip adli birnedenle aranan oğlunu kendi elleriyle karakola teslim etmesinin isyanı var Hanife Anne de…34 yıldır faili meçhul cinayetlerde çocuğunun kemiklerine dair bir iz arıyor. Failleri belli!...

Hanife Yıldız  “34 yıl önce devletten nefret ettim..  Devlete ve insanlığa seslendik. Devlet sesimizi duymadı. Devlet mi bize düşman biz mi devlete düşmanız? Devlete taş atmadık, polise taş atmadık, sadece adalet arıyoruz. Yıllardır burada bize verilen karanfiller, çiçekler ellerimizde kurudu’ sözleriyle devletsiz annelerin/insanların faili meçhul çığlığı oluveriyor…

 

Faili Meçhul cinayetlerin hesabını soran Cumartesi  Anneler, babalar, ağabeyler, kardeşler, eşler,  Susurluk’tan, Şemdinli’ye, Ergenekon’un işkence-katliamlarını hatırlatıyorlar.

 

Sadece kendi seslerinin acısıyla değil, Berfin Elvan’ın katledilmesiyle koşturuyorlar Elvan Anneye… Yangınına sarılıyorlar, katledilen, işkenceye maruz kalanların da çığlığı her Cumartesi Anneleri …

Yanan yüreklerin adresi burası….   Gözaltında, işkencede- faili meçhul cinayetlere kurban giden o genç çocuklarının kemiklerini arayan Cumartesi Anneleri/İnsanları insanlık  ders veriyor, İstanbul’un göbeğinde..

 

1995 yılında gözaltında öldürülen Hasan Ocak’ın annesi Emine Ocak…Oğlunun bedenini kimsesizler mezarlığında bulanlardan….Cumartesi Annelerinin öncülüğünü yapan Ocak ailesi onlar.

90’lı yıllarında ilköğretim çağındaki çocukların devletin güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınıp, işkenceli sorguda öldüren, kuyulara gömen, helikopterlerle uçurumlardan atanların ülkesi burası…

Onlar çocuktu.3 yaşındaki Dilek Serin,'Davut Altunkaynak (12), Seyhan Doğan (13) ve Nedim Akyörı'ün (14),
İlyas Diril (14), Münir Sarıtaş (13), İkram İpek (14), Orhan Yakar 'ı (l5) …..

 

Unutmak mümkün mü, , gerilla oğluna kazak ördüğü için 25 ay boyunca elektronik kelepçeyle ev hapsinde tutulan 77 yaşındaki Nazife Babayiğit’i…

‘Barış süreci mi? Önce annelerle barış yapmayı başarmak gerek…

Devletsiz kalan  Anneler, çocuklarını arıyorlar…