Dinin, daha çok öne sürülerek, insanı, düşündürmeden, hazır, kalıpçı, idealist veya metafizik kavramlarla, aklını ve fikrini geliştirmeyecek kuşatma altına almak, bu yolla, oluşturacakları, sürü yapısını, çoban gibi güderek, rahat olacakları, kulcu, köleci, efendilik düzenlerini, devam ettireceklerini zanneden, bir egemen efendi, derebey sultası yaratmak istemektedirler.

Münferit bir olay da olsa, İstanbul’da, bir okula, astırılan, “Her çocuk Müslüman doğar”  sözünün, ne kadar bilim dışı ve savsata söz olduğunu, özellikle bu çağda anlamamak mümkün mü?

Bunun karşıtı olan doğma düşünceleri dizmiş olsak, slogan düzeyinde görünse de, oluşacak tablo, her bir sloganın diğeriyle ne kadar çeliştiğini vurgulamak açısından, not düşmek istiyorum;

Her doğan yeni çocuk Müslüman doğar.

Her doğan yeni çocuk Hristiyan doğar

Her doğan yeni çocuk Yahudi doğar

Her doğan yeni çocuk, nasıl isteniyorsa, öyle doğar saçmalığı, o söyleyen din ahlakının, sapkınlığını, dar, diktacı ve baskıncı teorisini ortaya koyar.

Şimdi buna, ben her yeni doğan çocuk Alevi doğar, desem, şovenist, tutucu olduğumu göstermez mi?

Kaldı ki, Alevilikte, insana inanma, kamil insan, yetkin insan, bilginin, us’un, yani, aklın, insanda varlığını kabul eden, ibadetini hakka, cemal, cemale kendine yapan, inanç toplumu olmasına rağmen, sosyal ve dayanışmacı açık toplum olmasına rağmen, en çok hak etmesine rağmen, söylemem yanlış olmaz mı?

Toplumun çelişkilerini işleyen, sosyal Darvinci düşüncenin bile, incelemekte aptalca gördüğü, bu kadar temel ve tali çelişkinin olduğu, fakat bunlar yokmuş gibi, ilkel, teslimiyetçi, kandırılmış bir topluma ne demeli? Bu sapkınlık, bu koyun sürüsü olaya ne demeli? Kendi efendisinin arkasının kıllığını kabul etmiş, kendini sıfırlamışlara ne demeli?

Fiziksel ve zihinsel olarak, kendi ırkına zarar veren böyle, canlı türü(!) var mı bilmiyorum, fakat, bizim ülkemizde bunlardan çok var. Kendini birey görmeyen, toplumun parçası olduğunun, bilinç, bilgi, bilim, teknoloji,  kavramlarından uzak, düşünmeyen, söyleneni yapan, Genetiği, İsrail ve Amerikan, GDO’lu tahıl ve yağlarıyla değişime uğratılmış. Evrimci süreci programlanmış, sosyal olamayan, Asosyal toplum yapısı maalesef ülkemizde var.

Ahlak ve kültürün, gelenek ve göreneklerle çatıştığı, yerine, determinist, veya evrimci süreç yaşatılarak, değiştirildiği dünyamızda, çağdaş modern kültürün oturtulduğu, süreçler de yaşanırken, bizlerin bundan nasip almamasını neye bağlayacağız, anlamakta zorlanıyorum.

Otların ve çiçeklerin, botanik alanda atmosferini ayarlayarak, ses, renk, ışık, havasının dozajları ayarlanarak, hatta manyetik alan ve  müzikle bile, ot ve çiçek yetiştirebilen, iddialara göre onunla diyalog bile kurulabilen çağımızda, her doğan Müslüman doğar diyebilecek, dinci dangalaklık, medeniyetlere beşiklik yapmış, kültürün anasının vatanı Anadolu’da olması, sapkınlıktır, sapkınlık, yazıklar olsun!

Her yeni doğan bebek, insan doğar.