Şuanda 253 konuk çevrimiçi
BugünBugün1362
DünDün3402
Bu haftaBu hafta9086
Bu ayBu ay9086
ToplamToplam10477510
7 Haziran seçim sonrası PDF Yazdır e-Posta
İhsan Sağmen tarafından yazıldı   
Çarşamba, 10 Haziran 2015 20:24


Haziran 2015 seçimi koalisyonu işaret etti. Aynı zamanda AKP’nin despot politikasına da dur dedi. HDP’nin parlamentoya girerek, dengeleri değiştirmesi, başkanlık isteyen Erdoğan’ın hayallerini kursağında koydu. Kaçak saraydan dışarı çıkıp günlük hayatı etkilemesini kısıtladı. Diyarbakır’daki saldırılara bakılırsa, terörü yönlendirilerek dumanlık gün yaratıp ortalığı bulandırmak istiyorlar. Eski içişleri bakanının (E.Ala) eylem günlerinde  gizlice valiliklerde görülmesi devletin tepesinin bu işlerle bulaştığını gösteriyor.

Demek ki, ilk olarak, bu şer odağı tehlikesinin durdurulmasına yönelik bir politika geliştirmek gerekiyor. Tehdit ve saldırılar devletin başından yönetilirse iç savaş çıkar ve orta doğuya döneriz. Bu aşamada CHP, MHP, HDP’nin oturup düşünmeleri gerekiyor. Devletin kontrolü tek adamın elinden alınıp bir sisteme bağlanmasının en akılcı çizgi olduğunu düşünüyorum. Eğer Türkiye halklarının ezilen demokratik güçleri tam örgütlü ve etkin aşamada olsa idi, onlar bu işi yapabilirdi. Parlamentonun işe yaramadığı, en önemli yetkilerin bir kişiye verildiği yerde demokrasi yoktur. O nedenle milliyetçiyim diyen MHP, oturup üç defa düşünmesi lazım. Aksi takdirde gelecekte kendi varlığı ve milli dedikleri söylemler tartışılır hale gelebilir.

Oluşacak koalisyon veya oluşumların önünde acilen çözülmesi gerekenler ve uzun vadede düşünülmesi gerekenleri şöyle sıralayabiliriz; Cumhurbaşkanının yetkilerinin ve harcamalarının sınırlandırılması ve yargılanabilir duruma getirilmesi.

Adalet; soruşturma ve yargılamanın bağlılıktan kurtulması, özel kuvvet verilmesi. Savcılar ve hakimlerin örgütlenmelerine dışarıdan müdahale yapılmaması ve cumhuriyet savcılarının üst kurullarının yetkili savcı sorgulamasını yapabilmesi. Yani, sorgulayan ve yargılayanın üst kurumunun denetleme ve yargılama  hakkının olabilmesi. Soygun ve hortumlamalar, bankacılık sistemi derhal kontrol altına alınmalıdır.

Yüksek seçim kurulunun yasaları uygulamama ve seçimin adaletsiz olduğunun delilleri ortaya konduğunda, başkanlığa cezai işlem uygulanmalı oluşan haksızlıktan sorumlu tutulması.

Diyanetin kaldırılması, devletin din ile ilişkisinin kesilmesi, inananların vergilerini giderler için eşit biçimde verilmesi dışında hiçbir organizasyonda yeri olmamalı. İbadet edenlerin talebi olduğunda din işlerini yürüten, imam, dede, papaz vb öğreticilerin kayıt altına alınıp aylığının verilmesi sabitlenmelidir. İbadet yerlerinin su ve elektriğinin ücretsiz kılınması şart olmalıdır. İbadet edenin yeri, cami, cem evi, havra, kilise vb. fark etmemelidir.

Eğitimde seçme sınavları kaldırılmalı, ezbercilikten vazgeçilmeli, pratik eğitim sistemleri ve özgür üniversitelere, araştırmacılığa  geçilerek kalitenin üst düzeye çıkarılması esas olmalıdır.

Asgari ücret tespiti üç kişilik ailenin tüm kira ve mutfak tespitleri ve ulaşımı hesap edilerek yapılmalı, insanca yaşamın önü açılmalıdır. İşsizlik parası minimum da olsa işsizlere ödenmelidir. İşyeri açmak isteyenlere teşvik verilmelidir.

Fabrika ve madenlerde iş yeri emniyeti sağlanmalıdır. Emniyeti devlet denetlemelidir. Denetçiler sağlıklı denetim yapmadıysa cezalandırılmalıdır. Avrupa’da sigortalama ve emniyet yasaları ve kuralları ele alınıp incelenmeli ve işyeri emniyetçileri sorumlu tutulmalıdır.

Gösteri ve yürüyüş yasası serbestçe uygulanmalı, müdahale edilerek arbede yaratılırsa kolluk kuvveti sorumlu tutulmalı ve özgürlüğü ortadan kaldırmaktan cezalandırılmalıdır.

Alevi, Hristiyan, Kürt, Süryani, Çerkez, Ermeni, Rum ayrımı yapılmamalı, inanç ve milletlere saygın olunmalı.

RTÜK ve TV kanallarının sorumlulukları haber alma özgürlüğü çerçevesinde ve denetlenmesinde yeniden gözden geçirilmelidir. Düşünce özgürlüğü esas alınmalıdır.

 

1 Mayıs işçi bayramı serbest  olmalı ve istenilen yerde yapılmalıdır.

Suriye ve Irak komşularımızın iç işlerine karışılmamalı, yapılacak yardım insani yardım dışına çıkılmamalı. Silah ve diğer iaşeler gönderenler kişi ve kuruluşlar çok yüksek şekilde cezalandırılmalıdır (MİT tırları).

Çevrecilik özendirilmeli, toprak, su, orman korunmalı, suyu kirleten fabrikalar derhal kapatılmalıdır. Atık su projeleri geliştirilmeli, devletin hantallığının ortadan kaldırılması şart olmalı.

Enerjinin güneş ve rüzgardan, ya da yer altı kaynaklarından sağlanmasına yönelik pratik adımlar atarak yaygınlaşmasının sağlanması ve dışa bağımlılıktan kurtulunması gerekir.

Medyanın, internet dahil özgürleştirilmesi, havuz medyası tipi çıkar ve mafia ilişkisi dağıtılmalıdır. TRT sorumluları tutuklanmalı, tarafsız yayıncılık esas alınmalıdır. Vergi veren halkın taraflı yayına girmesi başlı başına cezai işleme tabidir.

Sendikaların üzerindeki baskılar kaldırılmalı, İş güvenliği iş yeri emniyetini işyerlerinde çalışan işçiler komite kurarak denetlemeli. İş yerine bildirdikleri emniyet ve iş güvenliği şikayetleri patronlar tarafından yerine getirilmiyorsa hapis cezasıyla cezalandırılmalıdır.

İşçi grev hakkını işyeri komiteleriyle de yapabilmeli bunun yasal güvencesini açıklamalıdırlar.  Sendikasız da greve gidile bilinmelidir.

Vatandaşlık ve çifte vatandaşlık yeniden gözden geçirilmeli, 12 Eylül sonrası yurt dışında sürgün olanların zaman aşımından yararlanması mutlak olmalı ve başka ülke vatandaşlığını alanlar otomatik Türk vatandaşı sayılmalıdır.

Geçmişin katliamlarının araştırılması ve mağdurlara ödeme yapılması, yapan görevlilerin insanlık suçu işlediği nedeniyle cezalandırılması, Eyleme emir veren ve bir fiil yapanlara en ağır cezalar verilmesi şart olmalıdır.

Türkiye’de Barışın oluşması için insanlık suçu hariç diğerlerinin affedilmesi, silahların bıraktırılması ve barış sürecinin çalıştırılması, Anayasa dahil buna uygun yasaların parlamento tarafından yapılması mutlak olmalıdır.

Yukarıda saydıklarım, aydın, demokrat, devrimci, sosyalist, işçi ve köylü tarafından dikkate alınmalıdır. Ülkemize barışın gelmesini istiyorsak, bu coğrafyada huzur içinde olacaksak, bunlar, asgari olarak en azından yapılmalıdır.

Koalisyon oluşturacaklara duyurulur. Bu ülke hepimizin, herkes elini taşın altına soksun. İşte o zaman aydın geleceklere kavuşuruz.