Şuanda 396 konuk çevrimiçi
BugünBugün1446
DünDün3402
Bu haftaBu hafta9170
Bu ayBu ay9170
ToplamToplam10477594
7 Haziran ve HDP gerçeği PDF Yazdır e-Posta
İbrahim Yalçın tarafından yazıldı   
Pazar, 14 Haziran 2015 09:33


7 Haziran genel seçim sonucu bir  değil birden çok gerçeği apaçık ortaya koydu.

Bunların en  başında, Eylül rejiminin dayattığı yüzde on’luk seçim barajının,  özgürlükçü ve radikal devrimci muhalefet tarafından paramparça edilmesidir.

Devrimci-demokratik halk muhalefetine yasal siyaset kanallarını tıkayarak onu sistem dışına itmek suretiyle marjinalleştirip etkisizleştirme projesi bertaraf edilmiştir

Bu güne kadar sözümona ‘’demokrasi’’ çığırtkanlığı yaparak, ‘’milli irade ve halk egemenliği’’ yalanlarıyla  gasp edilmiş  TBMM sıralarındaki koltuklarda  halkın gerçek temsilcileri oturacaktır. Koltuk gaspı yapanlar   kulaklarından tutularak kapı dışarı edilmişlerdir.  

Öte taraftan, HDP’nin seçim öncesi ‘’SENİ BAŞKAN YAPTIRMAYACAĞIZ’’ söylemi başta bir kısım aklı evveller tarafından ‘’samimi’’ görülmeyerek kara propagandaya malzeme olarak kullanılmıştı.  Onlar, HDP’nin de kendileri gibi olduğunu sanarak bu söylemin seçim yatırımı olduğunu söylediler.. Özellikle CHP medyası ve Halk TV’nin çokbilmiş yorumcuları (Bunların başında Halk TV genel yayın müdürü Hakan Aygün bulunuyor) bunu özellikle ve sistemli bir şekilde yaptılar. Her fırsatta, ‘’ HDP ye verilecek her oyun AKP ye verilmiş olacağı’’  yalanını tekrarladılar.  HDP’nin Tayyip Erdoğan’la başkanlık için anlaştığını,  HDP’nin AKP iktidarının devamı için ona destek olacağını söylediler.

Yalancıların mumu yatsıya kadar bile yanmadan söndü.

6 haziran akşamına kadar, HDP’nin AKP ile ortaklık kuracağını vaaz edenler,  bugünlerde, CHP’nin AKP ile ortaklık kurmasında sakınca görmediklerini utangaç da olsa dillendiriyorlar.

Deniz Baykal’ın Erdoğan’la görüşmesini ne kadar da masumane bir görüşmeymiş gibi gösterme çabalarına bakar mısınız....

Böyle bir görüşmenin bir başkasıyla, örneğin, Demirtaş’ın, bırakınız Erdoğan’la görüşmesini, böyle bir olasılığın  olabilirlik  spekülasyonunun ortaya atılması  bile   bunlar için yeterli olacak ve  ‘’ biz dememiş miydik’’ diye ortalığı velveleye vereceklerini tahmin etmek zor olmasa gerek. Bugün bakıyoruz da Baykal-Erdoğan görüşmesini, ’’Saray’ da değil. dış işleri konutunda...’’ diyerek aklamaya çalışıyorlar.

Çoğunlukla samimiyetsiz ve ikiyüzlüler. Yandaş medyanın öteki yüzünü temsil ediyorlar.

7 Haziran seçim sonucunu ‘’demokrasinin zaferi olarak ilan eden CHP ve  medyası, seçim öncesi söylemlerini unutmuş HDP’nin başarısını sahiplenme yarışına girmiştir.

İstedikleri kadar ‘’emanet oy’’safsatası ile bu başarıya ortak olmaya çalışsınlar. HDP bu dik başlı ve radikal muhalefet anlayışını sürdürmeye devam ettikçe, onların ‘’emanet ‘’ sandığı oylar kar topu  misali artarak çoğalmaya devam edecektir.

AKP’nin 13 yıldır  sürdürdüğü gerici ve faşizan iktidarını yıkan  gerçek muhalefetin ne CHP nede MHP olmadığı,AKP  gericiliğini  gerileten ve  uzun vadede de  bertaraf edecek olan  asıl gücün, özgürlükçü, radikal HDP muhalefeti olmakta olduğu gerçeği, Türkiye halklarının hafızasına kısa bir süre sonra çok daha iyi kazınacak ve bu durum HDP’yi yakın gelecekte iktidarın tek ve vazgeçilmez alternatifi konumuna yükseltecektir.

AKP’nin söyleyebileceği fazla bir sözü  kalmamıştır. Tüm devlet olanakları ve bürokratik yapısını tepe tepe kullanmıştır.  Denenmesi gereken her türden pis yöntemi denemiş.   Gayri meşru her yola  başvurmuş, akla gelebilecek  her türlü anti-demokratik yola sapmaktan sakınca görmemiş olmasına karşın alnına kazınan HIRSIZ  VE YOLSUZLUK lekesini silememiş yüzde dokuz oy kaybetmiştir.

AKP  yolun sonuna gelmiştir. Bundan sonrası çıkmazdır.  Kaos kargaşa ve hesaplaşarak parçalanma sürecidir.

Sadece AKP değil, HDP’nin Dik başlı yürüyüşü devam ettiği sürece bundan en çok CHP tabanı etkilenecek ve  bu tabanın önemli bir kesiminin umudu hiç kuşkusuz HDP olacaktır.

HDP bir ilki başarmıştır. Başta  Kürt Özgürlük hareketi olmak üzere Türkiye’nin bu güne kadar yok saydığı görmezden gelerek dışladığı azınlıklarını, Türk solunun ezici bir çoğunluğunu, demokratik sol ve ilerici  devrimci sivil toplum kuruluşlarını, aydınlarını, aydınlık yüzlerini yan yana getirerek kol kola yürüyebilme başarısını gösterebilmiştir.  

Burunlarından kıl aldırmayan keskin ‘’komünistler’’ tarafından  ‘’milliyetçilikle” suçlanmasını  ciddiye almamış, ulusalcı Türk solu faşistlerinin ‘’ terör ve bölücüler’’ yaygarasına prim vermemiş. Devletin akıl almaz zulüm ve zorbalığına boyun eğmeden yoluna devam etmiştir..

İnadında ısrar ederek sabır ve direncinden bir adım gerilememiştir.

HDP, 68,78 ve özelliklede Gezi kuşağı ruhunun sesi soluğu olabilmenin bilinciyle  hareket etmiştir .

7 Haziran Genel seçimi, Türkiye halklarının bu sese ses, bu soluğa nefes olduğunun büyük sinyalini vermiştir.

Büyük önder Mahir Çayan’ın Öngörüsü bir kez daha doğrulanıyor.

‘’Sempati güvene, güven desteğe’’ dönüşerek çoğalacağız.

Bu daha başlangıç…

Birlikte başaracağız...