Şuanda 132 konuk çevrimiçi
BugünBugün98
DünDün3402
Bu haftaBu hafta7822
Bu ayBu ay7822
ToplamToplam10476246
Ankara'nın suç örgütü onurlu(!) çıkış yolu mu arıyor? PDF Yazdır e-Posta
İbrahim Yalçın tarafından yazıldı   
Pazartesi, 19 Ekim 2015 07:37


Ankara çete’sinin suç dosyası oldukça kabarık.

Uluslararası terör örgütlerine( Işid bunların en başındadır) yardım ve yataklıktan tutunuz, ülke içerisindeki katliamların birinci derecede sorumlusu olduklarına ilişkin hemen her gün yeni ve inkar edilemez bulgular çıkıyor

Son olarak, Ankara’ın orta yerinde barış mitinginde patlayan kiralık canlı bombacıların ses kayıtları, katliamın asıl sorumlusu olarak sözünü ettiğimiz çete ve elebaşısını gösteriyor

Onlar istedikleri kadar hedef şaşırtmaya, ortalıgı bilgi kirliliğine boğmak suretiyle mağdur’ları oynamaya, kafalarda soru işaretleri yaratıp, ‘’ cambaza bak’’ maskaralıkları ile halkı aldatmaya devam edebileceklerini sansınlar.

Başarı şansları her geçen gün tükeniyor.

Çete ve lideri’nin 13 yıldır oynadığı ve ısrarla oynanmaya devam ettiği oyunun ‘’kod’ları içerde ve dışarıda büyük oranda deşifre olmuştur.

Çete ve reisi mercek altına alınmış olup koşar adım yolun sonuna gelinmektedir.

Yaklaşan seçim sonuçları nasıl olursa olsun sonuç değişmeyecek,

400 değil, daha fazlası bile fayda etmeyecek, tükeniş süreçi devam edecektir.

‘’Işid ile aramızda 360 derece fark var.... Işid saldırırsa PYD’yi yok ederiz’’(!) diyebilen geometri özürlü ve ne söylediğini bilmez duruma düşmüş olanların siyasi sorumluluk taşıyabilme yetileri kalmamış demektir.

Hal böyle olunca sorulması gereken soru şudur; -Ankara çetesinin ele başı bu durumun farkında mıdır? Farkında olmaması düşünülemez.

Farkında olduğuna ilişkin güçlü veriler bulunuyor.

Baksanıza, tarafsız olması anayasa gereği iken bunu yapmıyor: Suçlu’luk psikolojisi ile hareket ediyor , ‘’en iyi savunma’’nın saldırı olacağı yanılgısıyla, her fırsatta ve önüne gelen herkese ‘’Saldırmak zorunda’’ kalıyor. Saldırmak zorunda kalınmış olması,suçlu’nun bilinç altına yerleşmiş olan suçlu’luk psikozunun dışa vurumudur.

İşlediği,İşledikleri suç’ların, dolayısı ile de ceza’larının ağır, çok ağır olduğunun farkındalar. Ankara çetesi’nin bugün içinde bulunduğu durum içler acısıdır.

Çok güçlüymüş gibi gösterilme gayretlerine karşın gerçek durum bunun tam tersi yönündedir.

Özellikle de çete elebaşının, yapayalnız kalmış bir sefil durumuna düştüğüne ilişkin güçlü emareler bulunuyor.

Suç örgütü çete elebaşısının konuşmalarının satır aralarında bunu görmek hiçte zor değil. Yanı başında yüzlerce yağdanlık, arkasında devasa büyüklükte medya aygıtı ve onlarca ‘’gazeteci’’ kılıklı tetikçi zevat’a rağmen yeteri kadar savunulamadığının telaşı içerisindedir.

O nedenle olsa gerek, mikrofonu eline alır almaz önce kendisini, ailesini savunuyor. Muhtarları topluyor kendini savunuyor.

Kıbrıs’a giden suyun başında bile Sedat Peker adlı bir pisliğin ağzı ile konuşuyor, sağa sola efelenerek kendini savunmak zorunda kalıyor.

Hep yalan söylüyor.

Bölücüler diyerek bölücülük yapıyor.

Özgürlükten söz ederken açık açık özgürlük ve barış düşmanlığı yapıyor. ‘’Askeri vesayeti kaldırdım, darbeci geleneği tarihe gömdüm’’ sahte nutukları atarken, özellikle son birkaç aydan bu yana, askeri bir darbeyi kendisi ve başını çektiği suç örgütü çete için tek kurtuluş yolu görmeye başladığını özellikle belirtmem gerekiyor.

Siyasi yorumcuların sıkça sözünü ettikleri, Ankara çetesi’nin ısrarla  izlemekte inat ettiği kaos stratejisinin nedenlerinin birde bu açıdan irdelenmesi gerektiğinin çok gerçekçi olacağını düşünüyorum.

Yazılı ve görsel basında zaman zaman dile getirilen kaçtı-kaçacak söylemlerinin sanıldığının aksine abartılı, zorlama söylemler olarak görmemek gerektiğini söylemek istiyorum.

Ankara çetesi’nin, kendince ‘’onurlu’’bir kaçış planı şu an itibarıyla mümkün görülmüyor..

Çete başı ve şürekası için onur’lu(!) bir kaçış için en uygun ortamın ‘’askeri bir darbe’’ sonucunda ancak mümkün olabilirlik tezinin yabana atılmaması gerektiğini düşünüyorum.

Askeri bir darbe sonucunda ülkesini terk etmiş ‘’mağdur’’ ‘’demokrat’’ lar maskesi altında sığınmak isteyecekleri in’lerinde ‘’itibar’’ görebilmek hayali ile hareket etmediklerini kim iddia edebilir ki?

Çete elebaşı ve şürekasının, inat ve ısrarla sürdürmeye çalıştıkları kaos ve kargaşa stratejilerinin bir büyük ve çok gizemli bir amacı olmalı...

Umarım yanılıyorum.

Umarım başaramazlar.

Umarım ‘’onurlu’’bir çıkış yolu bulamazlar...