Şuanda 340 konuk çevrimiçi
BugünBugün257
DünDün3402
Bu haftaBu hafta7981
Bu ayBu ay7981
ToplamToplam10476405
Mahpushane Çeşmesi PDF Yazdır e-Posta
Cahit Çelik tarafından yazıldı   
Pazartesi, 09 Kasım 2015 19:30


Ramazan muhabbeti başlayınca Engin Erkiner ile birlikte karar verdik. Azcık sevap kazanmak için hapishanede bulunan 200 kişiye birer kitap gönderelim, dedik. Kitap gönderilecek kişilerin adını adresini www.gorulmustur.org adlı internet sitesinden aldım. 600 liraya kıydım. 200 kişiye 200 kitap gönderdim. Kitaplar Engin’den, hammaliye benden. Sevabın çoğu bana yazılmıştır diye düşünmeye başladım. Hapishanelerden mektuplar kartlar fakslar gelmeye başlayınca koltuklarım kabardı. Yazılanları okudukça yanlış yaptığımı anladım. Herkes beni kendisi gibi sanıyordu. Hatta bazıları beni suç ortağı yapıyordu. Dört duvarın dışına çıkmak istiyordu. Arkadaşlarına yoldaşlarına dostlarına selam gönderiyordu. Oysa benim onlara yazılacak hiçbir şeyim yoktu. Onlarla tartışmaya giremezdim. Aslansın kaplansın, koç gibi yatacaksın, diyemezdim. Gelecek güzel günler için umut veremezdim. İşte o yüzden, beni suç ortağı yapan dört mektubu yırttım attım ve kalan mektupları kartları faksları duyarlı insancıklarla paylaşmak istedim.

MESUT DENİZ [1 Nolu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, B-2/7/39, 06930 – Sincan / Ankara] : « Sevgili Cahit, kocaman bir merhaba sana. Göndermiş olduğun kitap elime ulaştı. Elimde adres bilgilerin ve göndermiş olduğun kitap dışında birşey yok. Dönem dönem dışarıda bize kitap göndermek için kampanyalar düzenleniyor. Öyle bir şey olabileceğini düşündüm. Ama senin gönderini aldığım zaman diliminde sağımdaki solumdaki yoldaşlara herhangi birşey gelmedi. Kampanya süreçlerinde bir çoğumuza aynı zaman diliminde gelirdi kitaplar. Belki hatırlayamadığım bir tanıdıktır ya da ortak tanıdıklarımız vardır gibi düşünceler geçti aklımdan. Keşke bir kâğıda ya da kitabın başındaki boş sayfaya durumu açıklayan birkaç satır da karalasaydın. Neyse, hem gönderdiğin kitabın elime ulaştığımı haber vermek ve hem de teşekkür etmek amacıyla birkaç satır karalayayım dedim. Kendine iyi bak. » 27 Temmuz 2015

ERGİN ATABEY [F Tipi Cezaevi, B1-7-25, Bolu] : « Bir mahpus için gönderilebilecek en iyi şey kitaptır. 1999’dan beridir tutsağım. Ağırlaştırılmış hapis cezası (idamın yeni versiyonu) verildi. Şu an tek kişilik hücrede tutuluyorum. Özgür ülkede buluşmak dileğiyle. » 02 Ekim 2015

SÜLEYMAN GÜLTEKİN [F Tipi Kapalı Cezaevi, A-11, Hacılar – Kırıkkale] : « Sevgili heval, gönderdiğin kitabı aldım. Bizler iyiyiz. Gündemi takip etmeye çalışıyoruz. Gidişat pek iyi görünmüyor. Sana ve şahsında herkese çok ama çok selam gönderiyorum. » 10 Eylül 2015

MUSTAFA KOCATÜRK [F tipi Hapishane, B-24, Hacılar – Kırıkkale] : « Merhaba. Ben TDP davasından 12 yıldır duvarların ardındayım. Geçen yıl Newroz günlerinde kardeşim Resul ile birlikte (Resul 20 yıldır içeride !) tutulduğumuz memleketimiz Fatsa’ya yakın olan E tipi hapishaneden sürgün sevk zulmüyle Kırıkkale F tipine getirildik. Giresun’dan önce Erzurum E ve H tipi, Tekirdağ F tipi, Bolu F tipi, hapishanelerinde kaldık. Gezi gibi ve 6-7 Ekim gibi görkemli günlerimizi dikkate alınca hapishane günlerimiz pek fazla sürmez gibi görünüyor. Mücadelemizin geleceğine daha bir umutla bakıyoruz. » 6 Eylül 2015

SALİH GÜN [F Tipi Kapalı Cezaevi, B.T-5, Hacılar – Kırıkkale] : « Merhaba. Geçen hafta hücremin mazgalı açıldı ve imza karşılığında bana bir paket uzatıldı. Paketi açıp baktığımda mazgal kapanmıştı ama, daracık hücreme dışardan kocaman bir pencere açılmıştı. Zira paket bilmediğim tanımadığım bir dostun hevalin yoldaşın yandaşın gönderdiği bir kitaptı. Ben 2005’ten bu yana 11 yıldır tek kişilik hücredeyim. Fiziki olarak yalnızım. Ama bugüne kadar yalnızlık duygusuna kapılmadığımı ve yalnızlık çekmediğimi rahatlıkla belirtiyorum. Yalnızlık, sevdiklerin ve toplum tarafından unutulmak veya yok sayılmaktır. Dolayısıyla, her ne kadar daracık bir hücrede ve katı bir tecrit ve izolasyon altında olsak da, bugüne kadar dostlar hevaller yoldaşlar bizleri yalnız bırakmadılar. Bu nedenle, sizin de  bir dost heval yoldaş olduğunuzu tahmin etmekten ziyade hissedip biliyorum. Önümüzde Kurban Bayramı var. Çocuk cesetlerinin sahile vurduğu, bebelerin bile keskin nişancılar tarafından vurulduğu, ülkenin iktidar uğruna sevaş alanına çevrildiği, kardeş kavgasının yaşatıldığı, dağların taşların sokakların bombalandığı, çiçeklerin kan ve barut koktuğu bir süreçte bayramın anlamı var mı, bilemiyorum. » 07 Eylül 2015

FERAT BAŞKAN [1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi, İzmit – Kocaeli] : « 7 Haziran’dan sonra AKP’nin despotik rejiminin sona gelmesiyle, iktidarı bırakmak istemeyen Saray zatı, Türkiye’yi uçurumun kenerına getirdi. Hiçbir diktatörlük sonsuz olamaz. Her devrimin özgürlüğün bir bedeli vardır. » 16 Eylül 2015

SELVİ KALEN [E Tipi Kapalı Cezaevi, A-3, Kırşehir] : « Uzun yıllardır cezaevinde (17 Ekim’de 21’den 22’ye girecem) olmam dolayısıyla, bir şeyler öğrenmeye kişisel gelişim üzerine kafa yormaya çalışan biriyim. İlkokul 6. Sınıfa kadar okumuştum, devrim saflarına katılmadan önce. Açık öğretimden lise ve ardından üniversite sınavı derken Sosyoloji bölümünü bitirmek üzereyim. Malatya Ünönü Üniversitesi uzaktan eğitim 2 yıllık Bilgisayar programcılığı bölümünü 2,5 yılda bitirebilme şansım da oldu. Burada tek kalıyorum, biraz tercih meselesi. Kalan 9 yılda kişisel yoğunlaşmaya gayret ediyorum. S.Bovyera’yı çok duydum ama temin etmek mümkün olmadı. Her türlü sosyalist yayının gönderilmesi halinde alabilmem mümkün. Bir de, Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği CİSSTD’in Mahpus Hakları El Kitabı’na ihtiyacım var. » 30 Ağustos 2015

SERKAN KAYA [1 Nolu F Tipi Hahishane, B2-60, Sincan – Ankara] : « Göndermiş olduğun kitabı aldım. Kitap için teşekkür ediyorum. Görüşmek umuduyla, umutla ve dirençle kalın. » 7 Eylül 2015

M. SALİH ERDEN [E Tipi Kapalı Cezaevi, C-11, Gümüşhane] : « Sevgili Cahit heval merhaba. Göndermiş olduğun Belma’ya Mektuplar adlı kitabı aldım. Biliyorsunuz, biz mahkûmlar için her kitap dış dünyaya açılan bir penceredir. Bu pencereyi bize açtığın için teşekkür ediyorum. Selam ve saygılarımı sunuyorum. » 04 Ağustos 2015

EROL ZAVAR + MAHMUT SONER [1 Nolu F Tipi Hapishane, C-10-95, Sincan – Ankara] : « Yolladığınız Belma’ya Mektuplar kitabı elimize ulaştı, teşekkür ediyoruz. Dostça paylaşımın güzelliğini yaşadık. Bu kadar politik ayak oyunlarının döndüğü burjuva toplumun çürüdüğü zamanlarda, direncin güzelliğini yaşatan bu paylaşımlar, karanlığı yaran ışık demetleri oluyor. Kitabı ikimize de yollamışsınız, ikimiz de aldık. Aynı hücreyi paylaştığımız için biri yeterliydi. Bu yüzden, biz de kitabın birini başka arkadaşlarla paylaştık. » 7 Ağustos 2015

SÜLEYMAN EROL [2 Nolu F Tipi Hapishane, B-64, Kırıklar – İzmir] : « Belma’ya Mektuplar isimli kitabı yaklaşık iki ay sonra aldım. Ben de Cephe davasından 20 yıldır hapishanedeyim. Benim memleket Manisa’nın Akhisar Kırkağaç Soma ilçeleridir. Bu üç ilçede büyüdüm, esnaflık ettim, mücadeleye girdim. Dergi dağıttım, tutuklandım, işkence gördüm. Dergi dağıtmak (Kurtuluş) nedeniyle Akhisar davasından tutuklandım. Eylül 1995’te yakalandım. Manisa terör şubesinin terörüne maruz kaldım. 1,5 yıl hapis yattım. Kasım 1996’da tahliye oldum. Ege dağlarına  çıktım. Yaklaşık bir yıllık kırsal mücadelesinden sonra, 1998’in Kasım ayında, Denizli Tavas’ın Balkıca ve Yorga köyleri dolayında çatışmada yakalandım. O günden bu yana hapishanedeyim. 20 yıl oldu diyelim. Bergama – Buca ve 14 yıldır da F tipindeyim. 10 yıldır tek başıma tutuluyorum. 2004’te sonuçlanan davamızda bana idam verildi. Bu nedenle, 2005’ten bu yana ‘Ağırlaştırılmış Müebbet’ olarak tek tutuluyorum. Son 10 yıldır yemek getiren ve sayım yapan gardiyanların dışında insan yüzü görmedim. Evet, eskiden hapishanelerde baskı ve şiddet uygulanıyordu ama ‘10 yıl boyunca insan görmedim’ diyen yoktu. Bu anlamda, F tipleri tüm zamanların bulunagelen zulüm yöntemlerinin ince ince süzülmüş bir sentezidir. F tipinin mimarisi binası ve işleyiş biçimi, fiziksel şiddete gerek bırakmıyor. Gayet hijyenik, sessiz ve temiz bir şiddet uygulanıyor. Bu insansız beton çölünde, 10 yılları aşan temiz yalnızlığında, kendi yaşam ateşini yalnızca kendin harlayabilirsin veya söndürürsün. Hücre kapısının beri yanında, neyi ne kadar yapacağın veya yapmayacağın sana kalmış. Sıkılmak, hastalanmak, kafayı duvara vurmak, geçmişe yanmak, bol bol anti-depresan içmek serbest. Sigarayı tellendirip maç izleyerek ömür tüketenler de var, öf ulen öf naraları atanlar da. Kütüphanedeki tüm kitapları devirip anlamayanlar ve gece gündüz Kur’an hatmedenler de az değil. Böyle olunca, komün yaşamı da tek kişiden ibaret oluyor. Sofran dolabın gelirin giderin gazeten kitabın öğrendiğin bildiğin her şey tek kişide kalıyor. Anılardan çıkagelen veya rüyalarına dalıveren dostlarını düşmanlarını tek başına konuk ediyorsun. Onları bıraktığın yerde ve bıraktığın gibi durduğunu sanıyorsun. Öyle olmadığını öğrendikçe şaşırıyorsun. 24 yaşımda iken  atılıverdiğim Buca zindanının ardından gelip geçenler ne vakit hakkıyla yazılmış anlatılmış olur, bilmiyorum. Amma ve lakin, ben henüz bu anlamda borcumu ödemiş sayılmam. Yaşım 44 oldu, bakalım ne kadar yolum kaldı. Annem ve babam Soma’nın Bayat köyünde yaşıyor. Babam 1950 doğumlu, işçi emeklisi. Yılda bir kez ziyarete geliyorlar. Onların telefon numarasını vereyim, belki hal hatır sorarsınız. Sadık – Necmiye Erol, +90 534 868 0962. Hani santralden dolayı zeytinlikleri kesilen Yırca köyü var ya, bizimki hemen yanında, 3 km filan. Ayrıca, madende hem köylülerimiz ve hem de tanıdıklarımızı yitirdik, 301 canımızın arasında. Babamın 1000 lira olan emekli aylığını 100 lirasını tırtıklıyorum. Açıköğretim Fakültesi Sosyoloji bölümüne devam ediyorum. İkinci sınıf bitti, üçe devam edeceğim. Geçtiğimiz 4 dönem boyunca bölüm birincisi oldum. Sosyolojiyi pek sevdim. Olanaklarım ve ekonomik durumum el verirse sosyoloji alanında yüksek lisans ve doktora yapacağım. Hapishaneden yapılabiliyormuş. DGM’den idam cezası verilen son dava bizimkisi oldu (Kasım 1998’de Ege’de Denizli Tavas kırsalında DHKP-C çatışmaları, Ege Balkıca davası ya da ordunun Kamçılı Harekâtı). » 22 Ağustos 2015

M. NURİ ÖZEN [2 Nolu F Tipi Cezaevi, Kırıklar – Buca – İzmir] : « Merhaba… Gönderdiğiniz kitabı aldım. Çok anlamlı ve değerli bir paylaşım. Duyarlılığınız için yürekten teşekkür ederim. Cok sevindirdiniz. » 27 Ağustos 2015

KASIM KARATAŞ [T Tipi Cezaevi, A-6, Karabük – Zonguldak] : « Engin Hoca’nın Belma’ya Mektuplar kitabını aldım. Gönderilen kitaplar gecikmeli olarak veriliyor. O nedenle, cevap yazmak da biraz gecikti. Kitabı okumaya başladım ve 300’üncü sayfaya geldim. İlgi çekici ve hayli öğretici olduğunu söyleyebilirim. Engin Hoca’yı daha önceden gazete ve dergilerdeki yazılarından tanıyorum. Belki yüzyüze görüşmüşte olabiliriz. Ben 1986-1991 yılları arasında Avrupa’da bulunduğum dönemde, Almanya İsviçre Fransa Hollanda’da Engin Hoca çevresiyle görüşüyorduk. Ancak, aradan geçen yıllar ve o dönemin koşulları itibarıyla gerçek kimlik bilgilerini gizleme ihtiyacı dolayısıyla, yüzyüze tanışıp tanışmadığım konusunda kesin bir şey söyleyemem. Bu vesileyle, Engin Hoca’ya selam ve saygılarımı iletiyorum. Ayrıca, siz değerli dostlara selam ve saygılar sunuyorum, çalışmalarınızda başarılar diliyorum. » 12 Ağustos 2015

A. VAHAP AYDEMİR [2 Nolu F Tipi Cezaevi, Kırıklar – Buca – İzmir] : « Yollamış olduğun kitabı aldım, çok teşekkür ediyorum. İçerde ansızın bir mektup veya bir selam almak veyahut yaptığınız gibi bir sürpriz yapmak insanı sevindiriyor ve çok güzel bir duygu yaratıyor. Bizlerin durumu genel anlamda iyidir. Öyle çok ciddi bir sorun ve sıkıntı yok. Süreci takip etme ve günlük okumalar derken günler geçiyor. Biz içerdekiler belli bir arayışla mücadelemizi sürdürüyoruz ama, asıl siz dışarıdaki güzel insanlar daha çok emek verip mücadele yürütüyorsunuz. Değerli yoldaşım, ilk namem olduğu için kısa tutuyorum. Buradaki arkadaşların da selamı var. Özgür yarınlarda görüşmek umuduyla. » 21 Ağustos 2015

MEHMET AKPOLAT [L Tipi Kapalı Cezaevi, A-2/3, Kalkandere – Rize] : « Merhaba. Gönderdiğiniz kitabı aldım. İçtenliğiniz için teşekkür ediyorum. Tüm düşlerinizin gerçekleşeceği özgür yarınlar diliyorum. » 31 Ağustos 2015

SEYİT OKTAY [E Tipi Cezaevi, C-12, Siirt] : « Öncelikle selam ve sevgilerimi saygılarımla birlikte yolluyor, Belma’ya Mektuplar kitabını aldığımı bildirmek istiyorum ve teşekkür ediyorum. Tanışmasak da yüreğinde veya aklında bize yer veren tüm dostları içtenlikle kucaklıyorum. 22 yılı aşkındır içerdeyim, gerisini belirtmeye gerek yok. Henüz kitabı okuyamadım, okuyunca fikirlerimi yazmaya çalışırım. Özgür yarınları birlikte yaratacağımıza inanıyorum. » 28 Temmuz 2015

CEMAL ÖZGÜL [E Tipi Kapalı Cezaevi, D-1, Elazığ] : « Merhaba. Burada bulunan arkadaşlar adına sizleri selamlıyor, çalışmalarınızda üstün başarılar diliyorum. Gönderdiğniz kitaplar elimize geçti. Duyarlılığınızdan dolayı sizlere teşekkürlerimizi iletiyoruz. Bizler iyiyiz. Zindanların sıcaklığı artmaya başladı. Bu sıcaklıkta önemli olan sizlerin iyi olmasıdır. Kendinize iyi bakın. Tekrar görüşmek dileğiyle, sizlerin şahsında tüm çalışanları selamlıyor, sevgilerimizi gönderiyoruz. » 29 Temmuz 2015

DENİZ ŞAHİN [F Tipi Ceza İnfaz Kurumu, Bolu] : « Bana göndermiş olduğunuz Belma’ya Mektuplar kitabını aldım. Teşekkürler. 16 yıldır zindandayım. Suruç’luyum. Durumumuz dışarıdaki mücadeleyle gelişmelerle paraleldir. Olumlu ya da olumsuz gelişmeler bizi etkiliyor. Ama kendimizi günlük gelişmelere göre konumlandırmıyoruz. Genel gidişatla mecburen ilgili oluyoruz. Yoksa başka türlü yürümez. Şiarımız, mutlaka özgürlük kazanacaktır. Tüm arkadaşlara ve dostlara selamlar. » 28 Temmuz 2015

REMZİ YANAR [E Tipi Kapalı Cezaevi, D-11, Bolu] : « Hevalımın koca dünya böyle zalim. Bu entersiyonal cıvıl cıvıl gül bahçe rengindeki toplumsal gerçekliğimizi unutamam. Bu şartlarda ilgin için teşekkürler. Kendini bana tanıtırsan iyi olur. Ben 14 yıl Bursa cezaevinde kaldım. 2003’te çıktım. Kısmi metropollerde kaldım. 2012’de ülkeye giriş yaparken yakalandım, vs. Neyse, aynen bir mektubunu bekliyorum. En içten selam ve sevgiler. » 28 Temmuz 2015

A. FUAT KOP [1 Nolu F Tipi Cezaevi, A-20, Buca– İzmir] : « Merhaba Cahit yoldaş. Siz yürekli insanların biz içerdekileri unutmayıp arada bir de olsa sormaız takdir edilir bir durum. Biz içerdekiler iyiyiz tabi genel anlamda yaşanan can sıkıcı olaylar dışında. Göndermiş olduğunuz bir adet kitap elime ulaştı. Teşekkür ediyorum. Kitabı büyük bir zevkle okuyacağım. Tüm yoldaşlara ve dostlara selamlar. » 27 Temmuz 2015

BEKTAŞ MORKOÇ [F Tipi Kapalı Cezaevi, C-74, BOLU] : « Merhaba. Göndermiş olduğunuz kitabı aldım. Esaret altındayken insan, hücrenin mazgalı açıldığında en çok da kendisine uzatılan bir mektuba, bir kitaba kavuşmanın sevincini yaşar. Çok sevindim. Teşekkürler. Tabi o anda duyulan sevince bir miktar da merak karışır. Doğrusu, adımı adresimi nasıl edindiğinizi merak ettim. Gerçi bunun bir önemi yok ama yine de merak ettim işte. Kitabı aldığım günün akşamı okumaya başladım. Farklı bir zaman aralığında da geçse aynı mekânlarda yaşanmış kesişen ve benzeşen hayat hikâyelerimiz. En iyi dilekler, dostça selamlar. » 27 Temmuz 2015

AKİF İPEK [F Tipi Cezaevi, B-1/45, Bolu] : « Sevgili Taylan Cahit Heval, merhaba. Bundan 5-6 gün önce odamın kapısının mazgalı açılarak Engin Erkiner’in Belma’ya Mektuplar isimli kitabı verildi. Gönderinin üzerinde senin adın ve adresin vardı. Tabi seni tanımıyorum ve kim olduğun konusunda en ufak bir fikrim de olmadığı için, kafamda kim bu arkadaş, bana niye kitap gönderdi gbi sorular oluştu. Bana Deli Dalgalar insiyatifinde yer alan arkadaşlar tarafından aralıklarla Ankara’dan ve İstanbul’dan kitaplar gönderiliyor. Ama onlar gönderdikleri kitabın 2’nci veya 3’üncü sayfasına kendi amblemleri olan ‘Okunmuştur. Deli Dalgalar’dan sevgilerle’ yazan kırmızı ve siyah kaşelerini vuruyorlar. Senin gönderdiğin kitapta böyle bir kaşe olmadığı için, Deli Dalgalar adına mı gönderdin, yoksa kendi adına mı, bilmiyorum. Şayet bu inisiyatifin üyesi değilsen beni nereden tanıdığını doğrusu merak ettim. Değerli dost, ben Elazığ’ın Karakoçan ilçesindeyim ve ceza evinde bu ay 22 yılı bitirip 23’üncü yılı da cezaevinde geçirmeye devam edeceğim. Bursa, Bayrampaşa, Ümraniye, Tekirdağ ve Edirne cezaevlerinde kaldım. 8 yıldır da bu cezaevindeyim. Kendinle ilgili bir şey yazmadığın için, nerelisin, ne iş yapıyorsun, evli misin, bekâr mısın, kaç yaşındasın gibi konularda hiçbir fikrim yok. Yazarsan, memnun kalırım. Yazmazsan, kararına saygı duyarım. Biliyor musun, 1992 yılında geçirdiği trafik kazasında vefat eden ve öğretmen olan abimin adı da Cahit’ti. Evet, Cahit arkadaş, gönderdiğin kitabı aldığımı bildirmek ve teşekkür etmek için kısaca bir şeyler yazmak istedim. » 27 Temmuz 2015

NEVZAT ÖZTÜRK [F Tipi Ceza İnfaz Kurumu, B2-1/54, Bolu] : « Sevgili Cahit merhaba. Hiç beklemediğim bir anda ve bilmediğim yerden kitap geldi. Bana biraz sürpriz oldu. Birileri tarafından anılmak füzel bir duygu. Sürpriziniz bana anlamlı ve değerli geldi. Hafızamı biraz zorladım, ama çıkaramadım. Bundan dolayı da fazlasıyla sevindim. Önemli olan da hiç beklemediğin bir yerden manevi değeri yüksek bir şeyin sunulmasıdır. Kitabını aldığım gün yaşamını yitiren gençler için yastaydım. Farklı düşüncelere daldım. Yani hem yası ve hem de sevinci iç içe yaşadım. Her şeyin gönlünüzce olmasını diliyorum. Umutla kal. » 28 Temmuz 2015

TONGUÇ OK [2 Nolu F Tipi Ceza İnfaz Kurumu, Adalet Şubesi, Kocaeli] : « Sayın Cahit Çelik, merhaba. Posta yoluyla gönderdiğiniz kitap, Engin Erkiner’in Belma’ya Mektuplar kitabı, bugün elime ulaştı. Teşekkür ederim. İlk fırsatta okumaya çalışacağım. Tanışıyor muyuz, bilmiyorum. Hafızama güvenirim ama sizi hatırlayamadım. Unutmuşsam kusura bakmayın. Bir kez daha teşekkür ediyor, sevgi ve selamlarımı iletiyorum. » 23 Temmuz 2015

COŞKUN AKDENİZ [1 Nolu F Tipi Cezaevi, C-Tek-59, PK : 101, Tekirdağ] : « Engin Erkiner’in Belma’ya Mektuplar kitabı geçen hafta elime ulaştı. Türkiye’deki siyasal yapılanmaların iç farklılaşmaların anlama açısından katkısı olacaktır. Mektuplar özel algı ve refleks yapılarını iyi verirler. Bu kitaptan bu manada sonuçlara ulaşmak mümkündür. Genel için ifade ediyorum. Çünkü henüz kitabı okumadım. Bu kartı kitabın bana ulaştığın bildirmek ve paylaşımın için teşekkür etmek için yazdım. Neşeyle kal. Sevgilerimle. » 9 Ağustos 2015

ZEYNEL FİRİK [1 Nolu F Tipi Hapishane, C-84, Tekirdağ] : « Sevgili Cahit, bu aralar doğanın ekosistemi kavurucu sıcaklarla uğraştırırken insanı, aynı zamanda egemenlerin toplum üzerinde korku dağları yaratıp, her çeşit baskı aygıtlarını devreye koyarak, ezilen halkların itirazlarını ellerinden almak istiyorlar. Kürt halkının Rojava-Kobane zaferi, İŞİD denilen canileri ve destekçilerini hüsrana uğratırken ezilen dünya halklarına da umut ve azim olmaya devam ediyor. Suruç’ta katledilen 81 insanımızın tüm amaçları Kobane’yi yaşanır hale getirmekti. Sınırların olmadığı özgür yarınlarda buluşmak arzusuyla, sana ve tüm dost yüreklere selamlarımızı ve sevgilerimizi gönderiyorum. Kendinize iyi bakın. » 04 Ağustos 2015

A. SELAM SOSİN [T Tipi Kapalı Cezaevi, B-1, Şırnak] : « Merhaba Cahit heval. Öncelikle sonsuz selam saygı ve sevgilerimi yolluyorum. Umarım ve dilerim iyisin. Sen de bizi soracak olursan, iyiyim iyiyiz. Değerli heval, göndermiş omduğun kitap ve dergileri aldık. Gerçekten bizim için sürpriz oldu. Çünkü ilk olarak senden kitap aldık. Bir de birbirimizi tanımıyoruz Zaten bizi ençok da sevindiren bu oldu. Bilmiyoruz, belki de bizi uzaktan tanıyorsun. Neyse, bu o kadar önemli değil. Önemli olan, senin bu duyarlı ve sorumlu yaklaşımındır. Ben de bir teşekkür etmek için bu satırları yazmak istedim. Tekrar sana Botan’ın kalbinden sonsuz selamlarımı yolluyorum. Yaşamında başarı ve mutluluklar diliyorum. Kendine iyi bak. » 03 Ağustos 2015

MUSTAFA KORKMAZ [E Tipi Kapalı Cezaevi, C-4, Elbistan – K.Maraş] : « Göndermiş olduğunuz Belma’ya Mektuplar adlı kitabı aldım. Teşekkür ediyorum. Cezaevindeki insan için bir kitabın anlamını içerdeki insan çok iyi anlar. Kitabı aldığım gün okumaya başladım. İki günde bitirdim. Yazarı gıyaben tanıyorum. Makalelerini okumuştum. Kitap için tekrar teşekkür ediyorum. Yaşamınızda mutluluk ve çalışmalarınzda başarı diliyorum. Selam ve sevgilerimle. » 27 Temmuz 2015

RESMİYE VATANSEVER [Kadın Kapalı Hapishane, C-4, Sincan – Ankara] : « Sevgili Cahit merhaba. Dostların arasında, güneşin sofrasında olabilmek ne güzel. Tutsaklar olarak kendimizi yalnız hissetmiyoruz. Bunda katkısı olan güzel dostlarımız bizleri mutlu ediyor, en çok da Gezi’den bu yana ağır örtüyü üstünden atan emekçiler ve halkımız. Elbette gençlerle gurur duyuyoruz. Kürt Türk ve tüm insanlarımız daha fazla kenetleniyor. Kavga devam ediyor. Kayıplarımızla öfkemiz büyüyor. Yolladığın kitap için teşekkürler. Henüz okumadım. Okuduğumda tekrar yazmayı istiyorum. Sevgiler. » 10 Ağustos 2015

DENİZ TEPELİ [Kadın Kapalı Hapishane, C-4, Sincan –  Ankara] : « Cahit arkadaş merhaba. Sizi tanımıyoruz. İsminizi daha önce duymadık. Ama zindanda olmanın böyle bir yanı var. Hiç tanımadığınız ve ağırlaştırılmış müebbet aldığımız için bundan sonra da tanışma karşılaşma olasılığımızın olmadığı sayısız değerli arkadaş dost ve yoldaşlarla yollarımız kesişir. Bu çoğunlukla onların ilgisi duyarlılığı ve paylaşımcılığı sayesinde olur. İşte geçtiğimiz haftalarda sizin yolladığınız Belma’ya Mektuplar adlı kitap da dışarıdan içeriye kurulan bir köprü ve içeriden dışarıya açılan bir pencere oldu. Çok teşekkürler. Bizleri tek tek tutuyorlar. İnsan sosyal bir canlı. İnsanın evriminde ve insanlaşmada sosyallik kilit bir noktadır. İşte bunu bilen egemenler de yalnızlaştırma üzerine politikalar oluşturarak halkları ulusları mezhepleri yalnızlaştırmaya çalışırken siyasi tutsakları da yalnızlaştırarark insan olmaktan uzaklaştırmaya çalışıyor. Oysa biz burada ‘tekiz’, tek tutuluyoruz, fakat asla ve asla yalnız değiliz. İnsanı yaşatan kelimeler vardır. Paylaşım ve dostluk bunlardan bazılarıdır. Bunlar bizleri çoğaltandır. Duvarlara inat, dostluğunuzu süzüp getirdiniz kitabınızla. Çok teşekkürler. Dostlukla hoşça kalın. Devrimci selamlar. » 09 Ağustos 2015

EYLEM BAŞ + ZELİHA BULUT + FADİME ÖZKAN [Kadın Kapalı Hapishane, A-10, Gebze – Kocaeli] : « Duyarlılığınız için teşekkür ederek merhaba demek istiyorum. 09 Temmuz 2015 tarihinde postaya verdiğiniz Belma’ya Mektuplar adlı kitap elimize ulaştı. Henüz okuma fırsatı bulamadığımızı üzülerek ve özür dileyerek söylemek istiyorum. Ancak kitabın giriş bölümünü ve yazar hakkındaki bilgileri okuduğumda ilgiye değer bir kitap olduğu fikrine vardım. Duyarlılığınız için yeniden teşekkür ediyor ve yazar Engin Erkiner’e başarılar diliyorum. » 28 Temmuz 2015

RIDVAN YUSUFOĞLU [T Tipi Kapalı Cezaevi, B-3, Şırnak] : « Göndermiş olduğunuz kitabı aldım. Duyarlılığınız, ilginiz ve dayanışmacı paylaşımlarınızdan dolayı teşekkürlerimi iletiyorum. O gün bana tam 118 kitap gelmişti. Sizinki de 119’uncu oldu. İyi oldu, güzel oldu. Bu tür anlamlı katkılar değerlidir. Biz içerdekileri sevindirir. Deli Dalgalar’ın değerli insanları-aktivistleri bu konuda muhteşem duyarlı ve güzeldirler. Bir kez daha teşekkürlerimi iletiyorum. » 04 Ağustos 2019

ENVER BAYSAL + RAMAZAN KIZILDAĞ [1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi, A-Tek/7, Tekirdağ] : « Merhaba. Gönderdiğiniz kitaplar elimize ulaştı. Dostların ve yoldaşların sıcak duygularının bu biçimde hücrelerimize ulaşması oldukça moral ve güç verici oluyor. Ayrıca, dışarda koşuşturmanın içinde olan devrimci yüreklerin bizleri yalnız bırakmama çabası bizlere daha fazla dik durmanın, umutla özgür yaşama tutunmanın yükümlülüklerini de hatırlatıyor. Yeniden yangın yerine dönen ülkemize barış, halklarımıza eşitlik ve özgürlük dileklerimizi paylaşmak istiyoruz. Gönderdiğiniz kitap için teşekkür ediyoruz. Devrimci selam ve saygılar. » 10 Ağustos 2015

ERGİN AKTAŞ [9 Nolu Kapalı Cezaevi, C-2/5, Silivri] : « Merhaba heval Cahit. Öncelikle iyi olmanı umut ediyor, selam ve sevgilerimi yolluyorum. Yaklaşık bir hafta önce sizden bana posta ile bir adet kitap geldi. Sizinle daha önce tanışıyor olabilir miyiz noktasında hafızayı yokladım, lakin hatırlayamadım. Sanırım gıyabında bir tanıma durumu var. Burada önemli olan, bir tutsak için en önemli şeyin kitap olduğunu bilme inceliğidir. Yüksek duyarlılığınızdan ve yollamış olduğunuz anlamlı hediyenizden dolayı çok teşekkür ederim. Devrimci selam ve saygılar. »  10 Ağustos 2015

SİNAN SUTPAK [E Tipi Cezaevi, B-10, Elbistan] : « Merhaba değerli dost Cahit Çelik. Öncelikle selam ve sevgilerimi iletiyor, iyi olmanızı diliyorum. Gönderdiğin çok değerli hediye, Engin Erkiner’in Belma’ya Mektuplar kitabı, elime geçti. İçerde olup sevdiklerine ve özellikle de sevgilisine mektup yazmanın ayrıcalığını bilen biri olarak kitabı okuyacağım. Bu vesileyle gelecek güzel günlerde buluşmak, kutsal günleri birlikte kutlamak umuduyla selam ve sevgilerimi gönderiyorum. İlginizin cezaevindeki biri için, özellikle de on yıllarını içeride geçirmiş biri için, ne anlama geldiğini çok detaylı yazmanın gereği var mı, bilmiyorum. Sevgiyle özlemle özgür günlerde buluşmak umuduyla. Hevaliniz Sinan Sutpak. » 27 Temmuz 2015

SAVAŞ KARAMAN [1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi, A-29, Tekirdağ] : « Değerli candostum ve arkadaşım Cahit, özgür yarınlara olan inancımla merhaba. Öncelikle seni en içten en sıcak ve en derin devrimci duygularla selamlıyorum, sevgi ve saygılarımı yolluyorum. Her açıdan iyi moralli ve sağlıklı olmanı diliyorum. Sizler gibi dostlar dışarıda iyi sağlıklı olduğu müddetçe bizler de esaret altında iyi olmaya çalışıyoruz. Bana yollamış olduğun kitabı aldım. Göstermiş olduğunuz paylaşımdan dolayı sonsuz sevgi ve teşekkürlerimi yolluyorum. Diğer dava arkadaşlarımın da selamlarını iletiyorum. Kendinize ve o dost yüreklerinize iyi bakın. Özgür yarınlarda ve özgür ortamda buluşmak umuduyla. » 31 Temmuz 2015

RESUL BALTACI [T Tipi Kapalı Cezaevi, C-7, Siverek – Urfa] : « Birkaç gün önce bana gönderdiğin Belma’ya Mektuplar adlı kitabı aldım. Uygun bir zamanda ve sakin kafayla okuyacağım. Engin Erkiner’i gıyaben tanıyorum. Yazılarını okumuştum. Heval Cahit, özgür kardaşlık, mutlu ve eşit yaşam koşullarının ışığı dalga dalga yayılıyor. Kimi tcci egemen ve katil zihniyetler önümüzü kesmek istiyorlar. Suruç’ta 32 genç, 32 can, 32 yürek, 32 devrimci hayince katledildi. Hergün bir yerde çocuklarımız katlediliyor. Devlet bütün gücüyle Kürt halkına ve değerli devrimci dostlara kirli bir savaş açmıştır. Cahit arkadaş, belki merak edersin yaşadığımız koşulları. Bu cezaevi daha yeni sayılır. Bizler iki ay önce diğer cezaevlerinden getirildik. Şu an burada 90’a yakın siyasi arkadaş var. Bu arkadaşların çoğu uzun senelerdir cezaevinde özgürlük kavgası veriyor. İki aydır diş ağrılarım var. Kelepçe açmıyorlar. Tedavi etmiyorlar. Ağrıkesici haplarla idare ediyorum. Sevgili Cahit arkadaş, biraz da sizi sormak istiyorum. Umarım sağlığın moralin iyidir. Kaç yaşında olduğunu bilmiyorum. Belki de öğrencisin. Kürtçe okuman yazman varsa, sana Kürtçe yazarım. Bir de benim Kürtçe şiir kitabım var, El Penaberim, bu yıl yayınlandı. Ben bir fotoğrafımı gönderiyorum. Sen de bir fotoğrafını görderirsen iyi olur. Bu ilk mektup olduğu için kısa kesiyorum. Bir kez daha kitap için teşekkür ediyorum. Sizi yoldaşça kucaklıyorum. » 03 Ağustos 2015

MUSTAFA SEYDO [T Tipi Kapalı Cezaevi, C-3/2, Tokat] : « Bana gönderdiğiniz kitabı bugün aldım. Bu güzel kitapla beni sevindirdiniz. Güzel yüreğiniz sağ olsun. Umarım durumun sağlığın yerindedir. İyi olmanı can-ı gönülden diliyorum. Ben de iyi sayılırım. Bu ortadoğu cehenneminde her şeye rağmen yarınlara dair barış ve özgürlük umutlarımızı hep canlı tutuyorum. Kendine çok iyi bak. Herkese çok selam, sevgi ve saygı yolluyorum. » 24 Temmuz.2015

NESİMİ KALKAN [E Tipi Kapalı Cezaevi, D-10, Mardin] : « Cahit Arkadaş, Mezopotamya’nın kadim taş kentinden, Ağustos’un sarı sıcağıyla esmerleşen devrimci duyguların sevgisiyle merhaba. Mardin, Mérdîn, Merîa, Marîya … yaşanmaya değer bir kent, ama zindanda değil. 23 yıllık zindan belleğimi –ki bu süre en az 15 bin insana tekabül eder- epey zorlamama rağmen sizi çıkaramadım. En sonunda, şu an yanımda oturmuş gazete okuyan ve benim gibi 23 yıldır içerde olan Fırat Arzu arkadaşla birlikte, seni içeri girmemiş arkadaşlardan dostlardan biri olma ihtimaline bağladık. Değerli dost, sevgili arkadaşım, göndermiş olduğun kitap için teşekkür ederim. Engin Erkiner üstadımızı yanılmıyorsam, ünlü ismiyle Sağmalcılar’da, diğer adıyla Bayrampaşa’da 1992’de görmüştüm. Biyolojik olarak ‘yaşlı’ olsa da, ruhen biz gençlerden çok daha canlı ve coşkuluydu. 68 kuşağı, biz ise 80 kuşağı idik. Ama devrimci romantizmde bizlerden çok çok ilerideydi. Ondaki bu devrimci aşksal ruhu ve özgür duygu yoğunluğunu kitabında ve sesur yürekli mektuplarında da görmek mümkün. Özelini ifade eden cesur yürek mektuplarını kitaplaştırıp genç kuşaklarla paylaşması da takdire şayan bir edebiyat eylemidir. Genelde böyle edebi ürünler yazarının ölümünden sonra ortaya çıkıyor. Ama Engin hocamız bu klasik tabuyu yıkmış oluyor. Keşke bir ulaşım adresi olsaydı da bu duygu ve düşüncelerimi kendisiyle paylaşsaydım. Şayet senin ulaşım imkânın varsa bu kısa nameyi paylaşmanı isterim doğrusu. Değerli Cahit arkadaş, ben 1973 Cizre doğumluyum. Mem û Zin’in, Meleyé Cizîrî’nin, ilk Kürt balerin olan Leyla Bedirxan’ın, ilk Kürt sanatçısı Meryem Xan’ın, ilk Kürtçe alfabenin üstadı Celaled Bedirxan’ın hemşerisiyim. Evliyim ve bir kız çocuğu babasıyım. 19 yaşımdan beri özgürlük arayışçısı bir Kürt PKK’li olarak zindandayım. Ve şimdi 43 yaşımdayım. Tam 23 yıl oldu. 1992’de Bursa’da yakalandım. Ben içeri düştüğümde kızım Béritan 6 aylıktı. Sırasıyla, Bursa ezel tip, Sağmalcılar, Sakarya, 17 Ağustos depremi nedeniyle bir daha Bursa, Edirne F tipi, Silifke M tipi, Mardin E tipi, Diyarbakır D tipi, Erzurum H tipi, Antep H tipi, Ankara F tipi, şu an yine Mardin E tipi (ayrıca 3 ay Metris T tipi) cezaevlerinde kaldım. Tam emin değilim ama, devrimci siyasi tutsak olarak cezaevlerini gezme rekoru bende olsa gerek. Bu yüzden, özellikle de kadın yoldaşlar, Tatar Ramazan’a atfen ‘Kürt Tatar Ramazan oldun’ diye takılıyorlar. Basında ve sosyal medyada görmüş olmalısınız. Durumu ağır olan hastalardan biriyim. Ömür boyu sürecek olan ‘çölyak’ hastasıyım. Heyet raporlarıyla ‘Kalıcı ve sürekli hasta hali olup düzenli bakım diyeti (glutensiz beslenme) tam yapılmazsa ölümcül risk mevcuttur’ denmesine rağmen, A.Tıp Kurumu skandal olan ‘… olsa bile, henüz hastalığı onu bırakmamızı sağlayacak evreye gelmediğinden şu aşamada talebin reddi uygun görülmüştür’ diyerek cevap verdi. Şimdilik bu kadar olsun. » 04 Ağustos 2015

SERDAR GÜZELÇAY [9 Nolu Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, C-17, Silivri – İstanbul] : « Merhaba. Değerli dost, henüz kim olduğunuzu kesin olarak bilmiyor olsam da, Songül Çelik yoldaşa yakın çevreden bir arkadaş olduğunuzu düşünüyorum, bizleri düşünerek kitap gönderme inceliğinde bulunmuş olmanız karşısında kayıtsız kalamazdım. Paketin üzerinde adresiniz vardı. İki satır da olsa teşekkür etmek istedim. Sevgili Cahit kardeşim, özellikle biz politik tutsaklar açısından kitapların anlamını ve önemini çok iyi bildiğiniz anlaşılıyor. Kitaptan ziyade bu konudaki hassasiyetimizi gözetmiş olmanız bizi sevindirdi. Bu incelikli yaklaşımınızdan dolayı sonsuz teşekkürlerimi sunuyor, o dost sevgisiyle çarpan yüreğinizden öpüyorum. En kısa zamanda özgürlük halayında buluşmak dileğiyle sizleri ve şahsınızda tüm değerli dostları bir kez daha selamlıyorum. » 11 Ağustos 2015

HASAN ŞAHİNGÖZ [1 Nolu F Tipi Hapishane, C tek 55, Tekirdağ] : « Cahit bey merhaba. Göndermiş olduğunuz Belma’ya Mektuplar kitabını aldım. İlginizden ve kitap göndermiş olmanızdan kaynaklı çok teşekkür ediyorum. Özgür günlerde görüşmek buluşmak dileğiyle, selam ve sevgilerimle. » 6 Ağustos 2015

NECMETTİN TURAL [2 Nolu F Tipi Cezaevi, A4-12, Sincan – Ankara] : « Merhaba. Selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Belma’ya Mektuplar adlı kitabı aldım. Bu duyarlı yaklaşımınzdan dolayı teşekkür ediyorum. Kitabın içerden yazılan kitap olması daha dikkat çekicidir. Bana/bize gelince iyi sayılırız. Genelde okuyoruz. Sizin gibi duyarlı yaklaşımları görünce daha mutlu oluyoruz. Şimdilik bunları yazıyorum. Umarım daha sonra yazışırız. Tekrardan selamlar sevgiler. » 03 Ağustos 2015

HAYDAR SÖNMEZ [H Tipi Hapishane, C-1, Erzurum] : « Sevgili Cahit düşdaş merhaba. Beni bizi soracak olursan, gayet iyiyiz. Hatta 18 yılını dört duvar arasında geçirmiş biri için fazlaca iyiyim. Daha iyi olmak için elimden geleni esirgemiyorum. Buralar bizim uğrak duraklarımız. 4’üncü konukluğum oluyor. 17 yaşımdan beri adresimin açık ve belli olduğu tek mekân. Sevgili düşdaşım, sebebi ziyaretim tahmin ettiğin gibi gönderdiğin kitabı aldığımı bildirmek ve teşekkür etmek içindir. Engin düşdaşı gıyaben tanıyorum. Ama kitaplarından hiçbirini okumamışım. Mahpus mektupları da manidar olmuş. Geldiğinde bir göz gezdirdim. Bazılarını okudum. Takdir edersin ki, hepsini bir defada okumam olanaksız. Bunun için zamanım yok. Ama masamın köşebaşında duracak. Arada bir çalışmalardan mola verince okurum. Kitap için teşekkür ederim. Sevgili düşdaşım, sanırım sen beni gıyaben de olsa tanıyorsundur. Mahsuru yoksa ben de seni tanımak isterim. Yazarsan sevinirim. Uzun yıllar mahpus olunca, buralar da evimiz yurdumuz oluyor. Ona göre bir yaşam örgütlüyoruz. Ben felsefe üzerine yoğunlaşıyorum. Zamanımı azami ölçüde verimli kullanmaya çalışıyorum. Kitap armağan etmek istersen, felsefe içerikli olması daha makbul olur. Hem okumam kolay olur, hem çalışmalanımdan sapmamış olurum. Çevrendeki düşdaş yüreklilere özel selam ve sevgilerimi söylersin. Özgür gelecekte buluşuncaya değin, sağlık başarı ve umutla kalın. Asla düşsüz kalmayın. » 02 Ağustos 2015

AHMET BİLGE [E Tipi Kapalı Cezaevi, C-4, Elbistan – K.Maraş] : « Değerli Cahit arkadaş, dilerim iyisiniz. Geçen gün gönderdiğiniz Belma’ya Mektuplar isimli kitabı aldım. İlgi ve duyarlılığınızdan dolayı çok teşekkür ederim. Sizin gibi dostlar zaman zaman kitap gönderiyorlar ve bu biz içeridekiler için sevindirici bir şey oluyor. Memleket yine toz duman, anlaşılan erken seçimler kapıda. Zaten mevcut atmosfer de bunun hazırlığı için olsa gerek. Kendinize iyi bakın. Sevgi ve saygılarımla. » 27 Temmuz 2015

ŞAMİL CAMEKÂN [1 Nolu F Tipi Ceza İnfaz Kurumu, PTT Cezaevi Şubesi, İzmit – Kocaeli] : « Kitabı aldım, ilk adresine ismine baktım, kim gönderdi diye. Benim için değerlidir, dostluğu dayanışmayı merhabayı kitaba sarıp sarmalayıp hapishaneye göndermek. Şimdi adresi bu kadar tanıdıkken, ismine bakınca anımsayamadım. 15 yıl öncesinin Alibeyköy’ünü Karadolap’ını düşündüm, orada tanıdığım insanları arkadaşları anımsamaya çalıştım, ama seni çıkaramadım. Alibeyköy’ün Karadolap’ın çok değiştiğini söylüyorlar. Böyle beklemediğim anda bir dostun arkadaşın merhabasını almak insanı sevindiriyor. Gönderdiğin hediye kitabı okumaya birkaç gün içinde başlayacağım. Bugünlerde sıcaklarla uğraşıyorum. Öğle hiç havalandırmaya çıkamıyoruz desem yeridir. Beton ısınıyor, sıcaklık iki katına çıkıyor. Su serperek etkisini biraz azaltıyoruz. Yazın böyle sıcakla, kışın da soğukla mücadelemiz sürüyor. Sağlıcakla ve umutla kal. » 1 Ağustos 2015

İHSAN TÜZÜN [Kapalı Cezaevi, C-3-21, Silivri – İstanbul] : « Merhaba heval Cahit. Selamlar saygılar. Umarım ve dilerim ki iyisiniz. Göndermiş olduğunuz Belma’ya Mektuplar adlı kitabı aldım. Duyarlılığınız için teşekkür ederim. Tanışmasak da, dışarıda güzel insanların bulunması sevindirdi. Biliyorsunuz, cezaevlerinde kitap en büyük dost oldu bizlere. Yaşamdan soyutlanmış ve ağır tecrit edilmiş haldeki biz tutsakların hayatı kitaplardan öğrenmesi dışında ellerinde maalesef birşeyleri yok. Bu yüzden kitap hediyeniz anlamlı oldu. Hayatın hep yüzünüze gülümsemesini dilerim. Umut ve güzel bir gelecek dileklerimle. » 3 Temmuz 2015

ERCAN BİNAY [T Tipi Kapalı Hapishane, A-4, Bafra – Samsun] : « Cahit bey merhaba. Göndermiş olduğunuz kitabı on gün kadar önce aldım. Mutlu oldum. Çok teşekkür ediyorum. Yaşamış olmalısınız, insan acılarını mutluluklarını bazen ifade edemiyor. Gönderdiğiniz sadece bir kitap değildir. Kitaptan ötesini ifade ediyor. Bendeki karşılığı, yüreğe dokunan değerli ve anlamlı bir pratiktir. Yüreğe dokunmalar da insanı mutlu ediyor. Çok yazarsam bu güzel davranışınızı bozacakmışım gibi hissediyorum. Bu nedenle kısa tutuyorum. Biliyorum, karşılık beklemiyorsunuz. Lakin, insan bir şeyler yapması gerektiğini hissediyor. Olanca içtenliğimle bir kez daha teşekkür ediyorum. Çalışmalarınızda başarılar diliyorum. » 3 Ağustos 2015

AYHAN KAVAK [D Tipi Cezaevi, 4-3, Diyarbakır] : « Cahit arkadaşa, yerle yeksan olacağının ümidiyle bu soğuk ve izbe mezbeleden merhaba. Cuma günü göndermiş olduğun Engin Erkiner’in Belma’ya Mektuplar kitabını aldım. Duyarlılığın için en içten teşekkürlerimi sunarım. Yakın dönem devrimci insanların evrak–ı metrukasının kitaplara dökülmesi oldukça öğretici ve gerekli bir durumdu. Daha önceden, yıllarca önce, Engin Erkiner’in Yolun Sonu romanını okumuştum. Tabi o vakitler İstanbul’da yaşıyordum. Tekrardan çok sağol diyor, selam sevgi ve saygılarımla başarı ve esenlikler dilerim. Gönlünüzden yüreğinizden özgür yaşam ateşi ve güneş eksik olmasın. » 03 Ağustos 2015

HALİL GÜNDOĞAN [1 Nolu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Sincan – Ankara] : « Sevgi ve dostluk ile merhaba. Surç’taki vahşetle yitirdiklerimizin acısı çökmüş yüreğimize. Bunun dışında iyi ve güçlüyüz değerli dost. Burada üç gün üst üste aynı saatte sloganlar haykırarak katliyamcıları ve ‘iş’ verenleri lanetledik. Yitirdiklerimize ideallerini gerçekleştireceğimize dair verili sözümüzü bir kez daha nakşettik semaya. Değerli dost, duyarlılık gösterip gönderdiğin Engin Erkiner dostumuzun Belma’ya Mektuplar isimli kitabını üç gün önce aldım. Seninle şahsen tanışmıyoruzdur herhalde. İsmin hiç tanıdık gelmedi. Ortak dostlarımız vesile olmuş olmalı. Kitabı aldığımı bildirmek ve teşekkürlerimi iletmek istedim. Haydi güzelliklerle kalın. Ortak dostlara selamlar sevgiler. » 25 Temmuz 2015

M. ŞİRİN TEKMENÜRAY [1 Nolu F Tipi Cezaevi, A-26, Kırıklar – Buca / İzmir] : « Cahit arkadaş merhaba. Öncelikle en içten sıcak duygularla selam ve saygılarımı sunuyorum. Değerli dost, göndermiş olduğun kitabı aldım. Duyarlılığınız için ayrıca çok teşekkür ediyorum. Sizin gibi değerli dostlarımızın iyiliğini asla unutmayacağız. Bu dört duvar arasında uzun süre ayakta kalmayı başarabilmişsek, dostlarımızdan aldığımız manevi güç sayesinde olmuştur. Suruç katliamı aslında dostluklara yapılmış en alçakça bir saldırıdır. Halkların dayanışma gücünden korkan karanlık güçler katliam yapmaktan geri kalmadılar. Bu halkların kardeşliğine yapılan saldırıları nefretle kınıyor, katillerden mutlaka hesap soracağımızı şehit düşen genç yoldaşlarımıza söz veriyoruz. Çalışmalarınızda üstün başarılar diliyorum. » 30 Temmuz 2015

NİHAT BERTAN [1 Nolu F Tipi Cezaevi, C-85, Tekirdağ] : « Merhaba. Engin Erkiner’in Belma’ya Mektuplar isimli kitabı bugün elime ulaştı. O andan bu yana ‘hangi arkadaş veya dosttur, bu kitabı bana gönderen’ diye düşünüyorum. Doğrudan tanışıklığımız yok sanırım. Şayet yanılıyorsam, bunu uzun cezaevi süreci ve yaşlanmaya doğru gidişin bir belirtisi kabul et lütfen. Kitap için çok cok teşekkürler. Okuma fırsatım olmadı. Okuduğum her anda sizi anıp duyarlılığınıza minnettarlığımı ifade edeceğimi bilmenizi istiyorum. Tekrardan selamlıyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Esen kal. » 29 Temmuz 2015

RAMAZAN ŞEVKET YILMAZ [1 Nolu F Tipi Hapishane, PTT Şubesi, PK : 50, Kandıra – Kocaeli] : « Sayın Cahit Çelik, öncelikle selamlarımı gönderiyorum. Göndermiş olduğunuz E.Erkiner’in Belma’ya Mektuplar isimli kitabı aldım. Çok teşekkür ederim. İsmimi kimden aldınız bilmiyorum. Fakat bu şekilde tanışmış olmamıza da memnun oldum. Çalışmalarınzda başarılar dilerim. Saygılarımla. » 30 Temmuz 2015

MEHDİ BOZ [F Tipi Hapishane, C-102, Edirne] : « Cahit arkadaş merhaba. Öncelikle sıcak bir pazar gününün sabahında sana ve sizlere dêm baş diyor, selam ve saygılarımızı gönderiyorum. Bana göndermiş olduğunuz kitap elime ulaştı. Teşekkürler, sağ olun, var olun. Duyarlılığınızın bizleri hayli sevindirdiğini belirtmek istiyorum. Ben de, biz de, gayet iyiyiz. Tüm baskı ve zorluklara rağmen yaşam darcık hücrelerden akıp gidiyor. Yaramaz bir durum yok. Arkadaşların da selamları var. Evet, Cahit arkadaş şimdilik kısaca böyle diyeyim. Kendine kendinize çok iyi bakınız. Tüm güzel insanlara bolca selamlar sevgiler. » 02 Ağustos 2015

NİHAT YAĞIZ [1 Nolu F Tipi Cezaevi, A-8, Kırıklar – Buca / İzmir] : « Cahit arkadaş merhaba. İyi olmanızı umuyorum. Bu kartı, gönderdiğiniz kitabı aldığımı bildirmek ve teşekkür etmek için kaleme alıyorum. Kitap ve ilginiz için teşekkür ederim. Kobani ve Suruç’taki katliamlarla yeni bir sürece halk ve hareket olarak girmiş bulunuyoruz. Barışçıl demokratik çözüm arayışlarımızın güncel politik çıkarlarla heba edilmesi çatışmalı bir dönemin de kapılarını aralamış oldu. Basit bir mücadeleyle bunu da aşacağımıza inanıyorum. Dostlarımızın halklarımız birliği, desteği ve dayanışma hazırlığı özlediğimiz ülke ve bölgenin yaratılmasına yol açacaktır. Bu inanç ve duyguyla sizleri selamlıyor, esenlikler diliyorum. Devrimci selam ve saygılarımla. » 29 Temmuz 2015

ÖNDER ÇARKÇI [1 Nolu F Tipi Hapishane, 03-57, Kocaeli] : « Embaz Cahit, öncelikle selamlarımı sevgilerimi yollayayım. Seni çıkaramadım. Ama düşünmen yeter. Ayrıca kitap için teşekkürler. Ben 1996’dan beri ‘ağırlaştırılmış’ yatıyorum ; Devrimci Yol davasından. CHP’liyim. ‘Yarın Gezetesi’ne yazıyorum. Bir dahakine kendini tanıtırsan iyi olur. Şimdilik bu kadar. Binan di wesîye de. Bi gıramî. » 30 Temmuz 2015

KADRİ ALKOÇ + MUHİTTİN PİRİNÇÇİOĞLU [T Tipi Kapalı Cezaevi, A-4, Karabük] : « Öncelikle tüm dostlara arkadaşlara en içten selam ve sevgilerimizi gönderiyoruz. Adımıza gönderdiğiniz Engin Erkiner’in Belma’ya Mektuplar kitabını (2 adet) aldık. Duyarlılığınız için teşekkürler. Çalışmalarınızda başarılar diliyor, hepinizi selamlıyoruz. » 10 Ağustos 2015

YUNUS OKUYUCU [2 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi, Kırıklar – Buca / İzmir] : « Merhaba, iyi olmanızı diliyor, selam ve saygılarımızı sunuyorum. Göndermiş olduğunuz kitap elime ulaştı. Çok teşekkür ederim. Güzel ve akıcı bir kitap. Yazarın yüreğine sağlık. Tekrardan teşekkür ederim. Kendinize çok iyi bakın. » 11 Ağustos 2015

MEHMET İLDEM [9 Nolu Kapalı Cezaevi, C-16, Silivri – İstanbul] : « Cahit arkadaş merhaba. Öncelikle en içten selam ve sevgilerimi yolluyorum. Her anlamda iyi ve moralli olmanı diliyorum. Ben yaklaşık 22 senedir PTT davasında tutukluyum. Aslen Mardin Kızıltepe’liyim. Yaşım 55’i geçkindir. Ağır Müebbet cezası almışım. Tahliye olmama daha on sene gibi bir süre var. Gönderdiğiniz kitap elime ulaştı. Bu düşüncenizden dolayı size teşekkürlerimi sunuyorum. Biliyorsunuz, biz tutuklulara gönderilecek en büyük hediye kitaptır. Zira hapishanelerde biz siyasi tutuklular zamanımızın yoğun bir bölümünü okuma yazma ve araştırma ile geçiriyoruz. F tipi koşullarında tecriti kırmanın yegane yolu budur. Adresime nereden ulaştığınıza dair bilgim yok. Ama tahminim, burada bulunan dost örgütten arkadaşların adresimi size ulaştırmasıdır. Bu faksı size bir teşekkür babında yazıyorum. İmkânlarınız dahilinde sizinle mektuplaşmak ve paylaşımlarda bulunmak isterim. » 6 Ağustos 2015

FESİH NARDAN [1 Nolu F Tipi Cezaevi, Tekirdağ] : « Sevgili Cahit merhaba. Dilerim iyisin ve her şey yolunda. Bizler iyicene. Ben yolladığın kitapları aldım. Teşekkürler. Israrlı istemelerine dayanamadım, muhabbet kuşumu yeğenime verdim geçen hafta. Onsuz zor geçiyor. Ben ona o da bana çok alışmıştı. Daha şimdiden sabahları beni uyandırmalarını özledim. Kal sağlıcakla. » …

ERDAL SÜSEM [F Tipi Kapalı Hapishasine, B1-49, Edirne] : « Sevgili Cahit merhaba. Anlık ve günlük yokladığımız mail kutumuz yok. Siber dünyanın geniş ölçekli avantaj ve kerametlerinden nasiplenemiyoruz. Siyah beyaz fotoğrafların tadındayız. Postadan tanımadığım insanlardan mektup gelince ya da kitap gönderilince, viran bir koyun sahilinde mantarlı şişede mektup bulmuş havasına giriyorum. Belma’ya Mektuplar kitabı için teşekkürler. Bir dönemin ruhunu ilişkilerini siyasal ve sosyal hareketlerini resmetmede iyi veriler veren bir eser. Sevgiliye yazılan mektupların renginden ve kokusundan ırak geldi bana. Tek taraflı verildiğinden Belma’nın ne yazdığını bütünlüklü bilmesek de karşılığında yazılanlardan çıkartılıyor. Yazar açısından cüretli bir kitap. Sevgili Cahit, sana çerden çöpten, çay posasından, kuş gübresinden toprağını ürettiğimiz çiçeklerden ufak bir kolaj gönderiyorum. Dilerim beğenirsin. Birazdan şafak atacak, kırlangıç zamanında kuş curcunasıyla hapishane uyanacak. Sayımda mektupları yetiştirmek için burada bitiriyorum. Sağlıcakla kal. » 9 Ağustos 2015

Sözün özü özeti, içeridekilerin dışarıdakilerden farkı yokmuş. Kitap gönderilen her üç kişiden ikisi ‘gönderdiğin kitabı aldım’ bile dememiş. Diyenler ise, varını yoğunu cömertçe ikram etmiş. Herkes kendi payını alsın. Üzerimde selam kalmasın. Beni merak eden, www.cahit-celik.blogspot.com adresine baksın.