Doğanın gereği her cisim ve canlı evrim geçirir. Doğanın olmazsa olmaz, diyalektiğin koşulunda insan doğduğu andan itibaren ölüm saatinin sayacı da sonunu getirir.
Kimisi yaşlılığını tamamlayarak hayata gözlerini yumarken, kapitalizmin vahşi kar sisteminde yediğimiz, içtiğimiz, havasını soluduğumuz oksijenin bile fiyatı vardır… İnsanlığa yaydığı bu mülkiyetçi-egoist- sistem kanser illeti ile yayılır ölümü erken yakalatır, zamansızdır o saatin sayacı artık… Ne acıdır ki, komünist yoldaşlarım, Mehmet Koç’un, İsviçre’de yaşayan Kemal Yıldırım yoldaşımın ardından 12 Eylül zindanlarının direniş abidelerinden İbrahim Yalçın’ı da 13 Nisan saat 14.30’u gösterirken kapitalizmin eseri olan pankreas kanseri sonucu kaybettik…
Kolay değil, İbrahim Yalçın yoldaşımla omuz omuza 28 yıl aynı umut ve hedeflerimiz için mücadele verdik. Dostluk bu, kimi birbirimizi yerden yere vurarak, eleştirerek kimi zaman gelişen devrimci süreç açısından farklı düştüğümüz anlar da dair birbirimizden kopmadık. Faşizmin en acımasız olduğu 12 Eylül zindanlarında kendisine karşı insanlıktan çıkmış tüm faşizmin vahşetine karşı koyduğu tavır ve Acilciler direnişini anlının akıyla, bir Acilciye yakışır bir şekilde düşmana diz çöktürmüştür… Ben burada İbo yoldaşa methiyeler dizmeyeceğim. Zira onun en nefret ettiği şey birilerine olur olmaz methiyelerin dizilmesidir. Neysen osun, derdi. İbo yoldaşta gördüğüm en büyük özellik içinde yanan devrim ateşiyle tertemiz saf yürekli oluşudur. Devrim ve sosyalizm uğruna yapmayacağı hiçbir şey yoktur. Dediğim gibi biz yoldaşlar birbirimizin hatalarını acımasızca eleştirirken, bir olay karşısında gözümüzü kırpmadan siper eden yoldaşlık ilişkimiz, bağımız var, var olacaktır da.. İhanete, ayak oyunlarına karşı hep böyle olduk, olmaya da devam edeceğiz. Kendini bilmez ali cengiz oyunlarını oynayan bir çoğunluğun da notunu verdik, iki ip üzerinde sinsi çıkarlar peşinde koşanları, art niyet yaklaşımlarını çok iyi bilenleriz. İbo yoldaşı yıldızlara gönderdiğimiz bu gün bir kez daha gördük. Hasta yatağında İbo yoldaşıma sorduk, geçmişin çapsız-üçkağıtçı sahte devrimcilerinden kimileri ziyaret etmek istediklerini…Bu çapsız, sahtekarlara Seyit Rıza’nın sözleriyle duygularını dile getirirken; “onların hilelerine oyunlarına karşı baş edemedim amma bunu da bilsinler ki yıldızlara giderken bile karşınızda diz çökmedim, çökmeyeceğim buda onlara ders olsun “ sözleriyle reddetti. İbo yoldaşın bu inancı devrimcilere bir örnektir. İbrahim yoldaş hep benim hayatımı yazmak istedi kimi nedenlerden dolayı hayata geçiremedik ama sana söz veriyorum bu istemini en kısa zamanda hayata geçireceğim… Sen rahat uyu yoldaşım. Yoldaşların seni asla unutmayacak unutturmayacaktır. Seni çok seviyoruz İBO…
|