Şuanda 103 konuk çevrimiçi
BugünBugün2355
DünDün2340
Bu haftaBu hafta6677
Bu ayBu ay6677
ToplamToplam10475101
Türkiye'nin ANC'si HDP, Mandela'sı Demirtaş'tır PDF Yazdır e-Posta
Cabir Hasan tarafından yazıldı   
Perşembe, 14 Haziran 2018 18:55


Güney Afrika tarihi dendiğinde hemen akla gelen, “apartheid” adı verilen beyaz azınlığın yönetici- üstün konumda olduğu, politik ve sosyal hemen her alanının siyah-beyaz ayrımı üzerine oturtulduğu bir yönetim biçimi akla gelir

Apartheid Rejimi 1948 yılı sonrasında Güney Afrika’da Ulusal Parti’nin iktidara gelmesiyle başlayan, kurumsallaşarak ilerleyen ve ırk ayrımına dayanan bir rejimdi. Rejim 1948 yılı itibariyle başlayarak 1990’lı yıllara kadar devam etmiştir. Birçok insan çeşitli işkencelere uğramış, hayatını kaybetmiş ve evlerini terk etmek zorunda kalmıştır. Aslında 1948 yılından Güney Afrika’da siyah beyaz ayrımcılığın her ne kadar Aparthein Rejimiyle gelmiş gibi gözükse de aslında 1948 öncesinde ayrımcılığın olmadığı anlamı cıkmaz dolaysıla 1948 öncesinde belki 1948 Apartheid rejimin dönemi kadar açık ve çıplak bir şekilde yansıttığı kadar yansımıyordu.

(...)1950’lerde ırkçı rejime karşı ülkede mücadele etmekte olan önde gelen kuruluşlar birlikte çalışmak üzere bir araya gelerek bir birlik oluşturdular. Birlik; ANC, Afrika Ulusal Kongresi, GA Hint Kongresi, GA ırkçılığa karşı olan beyazların örgütü Demokratlar Kongresi, Renkli Halklar Örgütü, GA, Ticaret Sendikalarından oluşmaktaydı.

Birlik, ülke çapında yaptığı çalışmalarla, ırkçı rejime karşı halkın taleplerini saptadı ve siyahların politik ve sosyal alanda eşitliğini dile getiren “Özgürlük Bildirgesi” ni 1955 yılında kabul etti. Özgürlük bildirgesi ilkeleri özgürlük döneminde yapılacak anayasaya temel oluşturmaktaydı..(..)

GA Hükümeti Birlik Kongresi hareketini vatana ihanet ve hükümeti yıkma amaçlı bir örgütlenme olarak değerlendirdi. Ve Birlik Kongresi’nin Başta Nelson Mandela ve arkadaşları olmak üzere 156 üyesini yargılamaya başladı. Ülkede büyük ilgi yaratan 1956’dan 1961’e kadar süren yargılama sonucu iddialar kanıtlanamadığı için tüm yargılananlar beraat etti.

Şu anki Erdoğan Türkiye’si aslında 1948 Güney Afrika beyazların ırkçı Apartheid rejimini yaşıyor desem yanlış olmaz sanıyorum.

16 yıllık İktidar süreci içinde AKP bugün Türkiye’de 1948 güney Afrika’nın ırkçı rejimi zencilere karşı yaptığı ayrımcılığı ve ötekileştirme anlayışını sürdürüyor. Bugün AKP Alevi ve Kürtlere karşı ırkçılık ve din ayırımı yapıyor. Yapmaya da devam etmektedir. İkinci hatta üçüncü sınıf muamelesine tabi tutulan Aleviler ve Kürtlerin yaşam haklarını yok etmek için var gücüyle 16 yıldan beri yapmaya çalışmış, birçok konuda başarılı olmuştur. Örneğin Tüm devlet kurum ve kuruluşlarından Alevi kökenli insanlar tasfiye edilmiş, yerlerine beyaz Türkleri temsilen sim siyah İşitçi zihniyetine sahip olanları devletin en alt kademesinden en üst kademelerine kadar yerleştirildi.

Beyaz dediğimiz kadar siyah düşüncesiyle harmanlanmış bir zihniyetin halkları bölerek bir birine karşı düşman etmek için kullandıkları en iyi metot; milliyetçi anlayışını kullanarak aynı zamanda körükleyerek diğer halklara karşı kullanma metodudur. Hepimizin bildiği ve gördüğü gibi Kürt halkının yerleşim yerlerini yerle bir eden AKP diktasının baskısı sonucu köyünü, yurdunu terk etmek zorunda kalan Kürtler yurt dışı, metropol ve farklı şehirlere göçe zorlanmıştır. Haliyle insan geçimini sağlamak için elbette çalışmak zorunda, dolaysıyla çalışmak için metropollere giden Kürt emekçilerin AKP’nin körüklediği Milliyetçilik anlayışı sonucu Kürt işçilerin nasıl saldırıya uğradığına hepimiz şahidiz. Samuel Jonsonun dediği gibi " Milliyetçilik bayım, şerefsiz bir politikacının son sığınağıdır ! "

Dolaysıyla bu gün kendi dikta rejimini ayakta tutmak için kurdukları milliyetçi cumhur ittifakı dedikleri ırkçı ittifak bunun en açık göstergesidir. Bütün yaptıkları Osmanlı entrika oyunlarına karşın bir türlü baş edemedikleri gerçek diktaya karşı tek başına çıkan; HDP’ye karşı çeşitli oyunlar oynanması da boşuna değil. RTE HDP’ye karşı yaptığı açık ve gizli konuşmalar aslında AKP'yi Güney Afrika Irkçı rejimi olan Apartheide, HDP'yi de ANC, Afrika Ulusal Kongresine benzetiyorum. Zira ANC nasıl ki güney Afrika’da Irkçı rejimine karşı tüm renkleri bağrında taşıyarak ırkçı rejime karşı savaştı ve Irkçı rejim ANC’yi vatan haini olarak suçlayıp kendi ırkçı rejimini sürdürmek ve halkları susturmak için ANC yöneticilerini tutuklayıp susturmak istediyse, bugün Türkiye’nin Apartheidi olan AKP aynısını tüm renkleri bağrında tek bir çatı altında toplayan HDP’ye karşı her zaman yapmış, yapmaya da devam ediyor. HDP’yi vatan haini ilan ettiği gibi tüm HDP kurum ve kuruluşlarına karşı adeta savaş açmış, Birçok HDP milletvekilleri tutuklatılmış, başta Selahattin Demirtaş’a karşı kin ve nefret tohumlarını ekerek işi İdam algısını yaratmaya kadar götürmüş bir AKP diktası karşısındayız. Artık Tüm yasaları kendisi için ayarlayan dikta bugün bile 7 Haziran yenilgisini unutmamış, halen 7 Haziran yenilgisinin verdiği korkuyla yeni yeni 24 Haziran Osmanlı entrikalarıyla HDP’ye karşı oynama peşine düşmüştür. Dediğim gibi AKP raydan çıkmış durumda bugün böylesi bir süreçte elleri kolları bağlanan HDP’ye karşı İdam algısını oluşturmaya çalışmak sadece korkunun verdiği söylemdir.

Irkçı Güney Afrika Rejimi olan Apartheid Rejimine karşı savunmasında Nelson Mendela şöyle kısa bir açıklama yapmıştı:

“Yaşamım boyunca hayatımı siyahların mücadelesine adadım. Beyazların üstünlüğüne karşı mücadele ettim, siyahların üstünlüğüne karşı mücadele ettim. Tüm insanların bir arada, uyum içinde, eşit fırsatlarla yaşadığı demokratik ve özgür bir toplum düşüncesini kutsal bildim. Bu, benim yaşamayı ve başarmayı ümit ettiğim idealdir. Fakat eğer gerekirse, uğruna ölmeye hazır olduğum idealdir.”

Güney Afrika ırkçı rejimine karşı bunu söyleyen Nelson Mandela’nın tutumu, bugün Türkiye’nin Apartheid Rejimi AKP’nin İdamla korkutmaya yıldırmaya çalıştığı Selahattin Demirtaş da Nelson Mandela’nın Güney Afrika Irkçı rejimi Apartheid Rejimine karşı söylediği gibi Irkçı AKP rejimine karşı aynı şeyleri söylemektedir. RTE bir taraftan HDP ve Selahattin Demirtaş korkusunu yenmek, diğer taraftan cahil ırkçı milliyetçilerin duygularını okşamak için İdam algısı yaratma söylemine karşın; HDP'nin Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisine yönelik sözleri hakkında 'Erdoğan seçilirse beni idam ettireceğini söylüyor. 2018 Türkiye’sinde bir Cumhurbaşkanı adayının seçmene vaadine bakar mısınız? Ben canımı, halkımızın uğruna bin defa kurban ederim. Tek bir adım da geri atmam' yanıtını verdi.

ANC Güney Afrika ırkçı rejimi olan Apartheid rejimini yerle bir etti. Biz de Türkiye’nin ANC’si olan HDP ile Türkiye’nin Apartheid rejimi olan AKP’yi yerle bir edebiliriz.