Bugün başka şeyler yazacaktım. Erkenden kalktım ki, bu söz sabahın saat 4'ü dür. Önce facebook kontrolü yaptım.

Hani kaçırdığım bir şey var mı, göremediğim başka haber falan, alıştırdılar ya, “evde kal,” dışarı çıkma, kendi kendini hapset, coronayı evde bekle, o zaten, mutlaka gelecek.

Yaşlıları ve hastaları götürecek, deniyor. Ben kendimi genç hissediyorum, ama, yaş altmış beş, sınırdayız. Corona azraili geldi kapıya, köy, izalasyon için daha iyi, lakin, ilişkilerde temizlik kuralları ve öpüşmeler, el sıkmalar, rastgetire.

İki gündür aile ilişkilerinde bunları yasakladık. Buna rağmen kızım Ankara'dan geldi kucakla, öp, oğlum İstanbul'dan geldi sarıl, derken virusu kaptın.

Şu an delil yok, diyelim ki, kaptın, mezarını kaz, ölüme hazırlan!

Dramatize ediyorum, ancak, durum bu, psikolojimiz bozuldu. Mal mülk,para, altın buna hayretmiyor. Şu an bunu durduracak ilaçlarda yok.

Virusu yaratan Tanrı(!) ilacını satmıyor.

Yaşlılar ve hastalar ölsün.

Ortalık temizlensin, kendi aileyin ve toplumuyun faşisti ol. Hastaları ve yaşlıları defterden sil.

İşte bu hale geldik.

Bir röportaj izlemiştim; Azrail gelse eşinizin mi, sizin mi, canını önce alsın ? Diye.

Şimdi kapıya geldi sayılır. Ananın ve Babanın canını mı, eşinin mi, senin mi, çocuklarının mı?

Bu cenderenin her yanı kötü.

Korkmuyorum. Direncimi artırdım, vitaminlerimi alıyorum. Kendimi güçlü hissediyorum. Corona bana bulaşacak, bunu da biliyorum.

O Corona geldiğinde ben de onu halledeceğim, pardon, devireceğim.

Korkunun ecele faydası yok, dostlar. Bunu başımıza tebelleş eden azrail namussuzu, aşıları da hazırlamış, fakat çoğumuzun ölmesini bekliyor.

Bu azrailin adı Para ve onu yönetenler. Global EGEMENLER.

Onlar aşılarını çoktan yaptılar. Bizim aşıları yetiştirebilirse, Fidel'in ülkesi Küba verecek.

Ne demişti CHE, “ Ölüm nereden ve ne şekilde gelirse gelsin, hoş geldi sefa geldi”

İyi de biz geç kaldık, devrimi yapamadık.

Ah Corona, ah Corona, işleri yarım bıraktırdın. Senden ve yaratıcından hesap sormalıyız.....