Şuanda 136 konuk çevrimiçi
BugünBugün1294
DünDün3402
Bu haftaBu hafta9018
Bu ayBu ay9018
ToplamToplam10477442
Bir belge ve Mihrac Ural adlı sahtekar PDF Yazdır e-Posta
İbrahim Yalçın tarafından yazıldı   
Perşembe, 18 Kasım 2010 07:18


BASIN AÇIKLAMASI:2

ANAP VE GÜVENLİK KUVVETLERİNİN BİLİNÇLİ İHMALLERİ SONUCUNDA HAYATINI YİTİREN EMEKCİ MUSTAFA YILDIZ’IN AİLESİNE ÖRGÜTÜMÜZCE YAPILACAK 500.000 TL’LİK YARDIM HAKKINDA:

         Faşist askeri diktatörlüğün devamı ANAP’a anladığı dilden bir ders vermek, sakladığı çirkin yüzünü ortaya çıkarmak, gelişen halk muhalefetini biçimlendirmek ve sahte kanallara akmasını önlemek, demokrasi demogojisini engellemek ve emekçi halklarımıza alternatifin devrim olduğunu göstermek için başlattığımız ‘’BÜYÜK BALIK OPERASYONU’’nun birinci evresi başarıyla sonuçlanmıştır.

 Ne var ki, İstanbul Fatih ilçe şubesi’ne konan bomba bir teknik aksama nedeniyle zamanında patlamamıştır. İstenmeyen can kaybının önlenmesi için ANAP ve polis yetkilileri uyarılmış yayın organlarına bilgi verilmiştir. Uyarılarımızın  dikkate alınmaması, büyük ihtimalle de kasıtlı olarak gereken önlem alınmamış ve bir işçinin katline neden olunmuştur. Emekci kardeşimiz MUSTAFA YILDIZ’ın katlinden ANAP ve polis sorumludur.

Yaşamını yitiren emekçi kardeşimiz MUSTAFA YILDIZ, bizlerin bir parçasıdır. Acısını duyuyoruz. Ailesine ve tüm halkımıza başsağlıgı dileriz.

Örgüt genel sekreterimiz Mihrac URAL yoldaşımızın talimatı gereğince emekçi kardeşimiz MUSTAFA YILDIZ’ın ailesine 500.000 (beşyüz bin)TL. Yardımda bulunacağız. Yardımımız ‘hürriyet’ gazetesi aracılığıyla ulaştırılacaktır. Beyanımızın gazetelerde yayınını takiben teslimin nasıl ve nerede yapılacağı ‘’Hürriyet’’ bürolarına duyurulacaktır.

                            THKP-C (ACİLCİLER)

                            Basın Sözcüsü

                            Bedrettin MAHİR

                           ( örgüt mührü ve imza)

 

Evet, fazla söze ne gerek, BELGELER konuşuyor. Yukardaki ‘’Basın açıklaması’’nın aslı elimde duruyor. Mihrac URAL  tarafından kaleme alındı. Altında kendi adı ve imzası bulunuyor. Bu Belgeyi Gazetelere faks’la geçen benim. Bu konu’da Hürriyet gazetesi ile telefon’da konuşan kişi de benim.

Daha önce yazdım. Bir kez daha yazıyorum. Acilciler Merkez komitesi’nin ‘Büyük balık operasyonu’ ile ilgili bir kararı olmamıştır. Büyük balık operasyonu, adından da anlaşılacağı gibi, bir gizli servis operasyonudur. Bu operasyon bir MUHABARAT operasyonudur ve amacı da Türkiye-Suriye arasında, Su sorunu yüzünde baş gösteren bir anlaşmazlık üzerine yapılmış bir ‘’GÖZDAGI’’operasyonudur.

Büyük balık opeasyonu iki başlıdır. Bir yanı Suriye ve Muhabarat, öte yanı, Türkiye ve MİT’tir.

Az önce okudunuz. ‘’Büyük balık operasyonunun birinci evresi başarıyla tamamlanmıştır’’ diyor. Evet gerçekten de başarı(!) ile tamamlanmıştır.  Bu operasyonun Türkiye ayağı başarıyla(!) tamamlanmıştır. Başarı. Operasyona katılan, katılmayan 83 kişinin yakalanmasıdır. Çok açık ve net yazıyorum. Kaçakçı ALİ HAMAM ( ALİ BOZCA) bu operasyonda polisle işbirliği yaptığı bilinmesine rağmen, yoldaşlar arasında kurye olarak görevlendirildi.

Ben bu olayı ilk kez açıkladığım zaman, Mihrac Ural inkar etti. YALAN dedi. Yalan olmadığını, O günün MİLLİYET gazetesinde çıkan Ali Hamam fotoğrafını yayınlayarak ispat ettim. CEVAP VEREMEDİ. Sustu.

ALİ HAMAM (ALİ BOZCA) şu an ANTAKYA’da yaşıyor. ANTAKYA’lı devrimcilere sesleniyorum. Yakalayın bu adamı, konuşun. Mutlaka konuşacaktır. Konuşacak ve itiraf edecektir. Mihrac URAL’ın kim olduğunu size anlatacaktır.

Zafer GÜNDOGDU ( B.D.) ya sesleniyorum. Şu an ‘’ben hiçbir şeye karışmıyorum. Çoluk çocuğum la birlikte kendi yaşamımı ikame ediyorum) dediğini biliyorum. Buna rağmen sesleniyorum. Yüreğinde en küçük bir devrimci ahlak kırıntısı kalmışsa eğer, ALİ HAMAM (A. BOZCA) gerçeğini açıklamalıdır. Süleyman UĞUR gibi, ALİ HAMAM’ı da birlikte sorguladık.

Neler anlattı? Bunu söylemelidir.

Buna rağmen hala YALAN söylemeye devam eden MİHRAC URAL adlı soysuz düşkün’ü korumaya devam ediyorsa eğer, ‘’evet koruyorum’’ diyebilme cesaretini de gösterebilmelidir.

Salih, (Kemal Bayram) için konuşmak anlamsızdır artık. Silik ve kişiliksiz bir kişi olduğunu, başkalarına değil Öz oğlu’na sorup öğrenebilirsiniz.

Büyük Balık operasyonu, ACİLCİLER örgütünün son ferdine kadar bitirilerek, değerlerinin Mihrac URAL adlı çift yönlü ajan’a bir hırsız görevliye devredilmesi operasyonudur.

Mihrac Ural için hiç bir değer yargısı ve ahlak anlayışı yoktur. Onun bildiği tek bir şey vardır. PARA...

YUKARDAKİ BELGEYİ OKUDUNUZ..

Belgeyi yazan kendisi, Örgüt genel sekreterimiz Mihrac URAL yoldaşımızın talimatı gereğince emekci kardeşimiz MUSTAFA YILDIZ’ın ailesine 500.000 (beş yüz bin)TL. Yardımda bulunacağız. diyor(!) ya. Bunu yazan kendisi, Kendisini referans gösteren ve yoldaşımız diye bahsettiği kişi de kendisi, üstüne üstlük,  açıklamanın altındaki isim ve imza da kendisi.

Güler misin ağlar mısın...

En kısa zamanda, Hürriyet gazetesi aracılığıyla ilişki kurulup bu para verilecektir diyor.  

Aradan, 23 yıl geçti.

Ne oldu..?

Verildi mi? HAYIR...

Verilmeyeceğini biliyordum. ‘’Vermeyeceksin ve bizim de, Avrupa’dan bu parayı verecek bütçemiz yoktur. Kendimizi, tüm kamu oyu önünde, yerine getirmeyeceğimiz bir söz’le bağlamayalım’’ dedim.

Her zaman yaptığını yaptı ve ‘’yoldaş, namus sözü veriyorum hemen vereceğiz’’dedi.

Namus sözü verdi. Namussuz çıktı...

Hatırlarsanız, H.Şenol ile çetleşirken yazıyordu. ‘’Acilcileri ehlileştirdim, bundan sonra halka zarar vermek yok dedim’’ diyordu.

Acilciler’in, kendisinden önce, ‘’halka zarar veren eylemler yaptığını’’ anlatmak istiyordu. Utanmaz adam’a soruyorum. Acilciler’in hangi eylemi halka zarar veren eylemlerdi?

Tüm Türkiye kamu oyu önünde, sırf ‘’anı kurtarmak’’ ve hava atmak adına, YALAN söyleyip,  örgüt birimlerini bağlayıcı yazılı beyanda bulunan ve beş dakika geçmeden, söylediği her şeyin tersini yapan adam, Bu örgütün güvenilirliğini zedeleyerek yoldaşlarına ihanet etmiş olmadı mı.?

Büyük balık operasyonu olarak adlandırılan, Gizli servisler operasyonunda görev almış olan  yoldaşlarımızın tertemiz duygularını, kişisel çıkarları için kullanmış olmadı mı?

Bu ahlaksız adam, bu operasyonun iç yüzünü açıkladığım zaman, ‘’beni savunun’’ diye feryat ederek, ihanet ettiği yoldaşlardan, bana karşı açıklama yapmalarını yalvarırcasına istemedi mi?

Bir tek yoldaş’tan olumlu bir cevap alabildi mi?

Alamadı ve yüz üstü bırakıldı.

O şimdi, işlediği suçlar, yaptığı ihanetler ve çaldığı dolar’larıyla baş başadır.

Mihrac Ural ihanetleri, Halka ve devrimcilere zarar veren eylemlerdir.

Acilciler örgüt ismini kullanarak verdiği zararlar, bu örgüte emek vermiş yoldaşlarımızın, devrimci fedakarlıklarını kirletmeye yönelik eylemlerdir.

Mihrac Ural, her şeyin farkındadır. Yaptığı her eylemin ihanet olduğunun bilinci içersindedir. Bu bakımdan olsa gerek, kendi yaptıklarını, başkalarının yaptığını iddia ederek suçlamaya kalkmaktadır. Bu bir AJAN TAKTİGİDİR:

Mihrac Ural için her şey para’dır.

Kendisi PARA’ya tapar ama, başkalarını Para’ya tapmakla suçlar.

Mihrac Ural hırsızdır ama, Başkalarını hırsız olmakla suçlar.

Mihrac Ural gizli servislerin kucağında oturur ama, Başkalarını gizli servislerin elemanı olmakla suçlar.

Mihrac Ural, devrim ve devrimcilerin düşmanıdır ama, başkalarını karşı-devrimci olarak suçlar

Mihrac Ural, tek fiske yemeden polis’le anlaşmış ve ‘’acilcileri ehlileştirme’’ sözü vermiştir ama, başkalarını polis’le anlaşmakla suçlar.

Mihrac URAL, Kürt halkının, Kürt özgürlük hareketinin azılı düşmanıdır ama, başkalarını Kürt düşmanı olmakla suçlar.

Mihrac Ural, Ahmet YİĞENLER’i yazar ve YOLDAŞ (!) diye söz eder. Utanmaz adam. Ahmet YİĞENLER’in elini kolunu bağlayarak başına silah dayayarak işkence ettiğinden söz etmez.

Mihrac Ural, Ahmet KAYA’yı yazar ve YOLDAŞ(!) diye söz eder. Utanmaz adam. Ahmet KAYA’yı haftalarca kandırdığından ve Marsel KHALİFE ile ortak kaset çalışması yaptıracağız diye sahte telefon görüşmeleri yaparak Ahmet KAYA’nın yanında Suriye’ye herhangi bir tanıdığına telefon ederek ARAPÇA konuştuğu için, ne konuşulduğunu anlamayan Ahmet KAYA’ya ‘’Marsel KHALİFE ile konuştuk’’ diye yalan söylediğinden bahsetmez.

Ahmet KAYA’nın, Paris’de, GRIGNY’de Haydar YILMAZ ile birlikte kapıyı çarparak evini terk edip. NANTES şehrinde kalan DENİZ’in evine gittiğinden bahsetmez.

Utanmaz adam, Ahmet KAYA’dan YOLDAŞ(!) diye bahseder. Ahmet KAYA senin nereden yoldaş’ın oluyormuş? Söyler misin. Ahmet KAYA ile senin ortak bir yönünüz var mı? Bu ortak yönden haberi olan başka bir acilci varmı?

Deniz konuşmalıdır. Ahmet KAYA’nın Mihrac Ural soytarısı hakkında ne düşündüğünü açıklamalıdır. Ahmet Kaya’nın ismini kullanarak, tertemiz hatıralarını kirletmeye çalışan bu soytarıyı susturmak için konuşmalıdır. Konuşmadığı, Ahmet Kaya gerçeğini açıklamadığı zaman, Ahmet Kaya’nın hatırasına kötülük yapmış olduğunu bilmeli ve konuşmalıdır. Deniz, Ahmet Kaya’nın hatıralarına saygı duyan bir kişiliktir. Bu bilinçle, sorumluluğunun gereğini yapmalı ve  bildiklerini kamuoyu önünde açıklamalıdır.

Gülten’in, Bu konuda konuşmak istemediğini biliyorum.  Deniz’in konumu bu anlamıyla Gülten’den farklıdır. Mutlaka konuşması gerek. Gereğini yapmalıdır.

Mihrac Ural, Başkalarını ölü konuşturucusu olmakla suçlar ama, kendisi hep ölü’lerle yoldaş olur, diri’lerin düşmanıdır.

PKK Genel Başkanı Abdullah ÖCALAN, ’’HAKİKATLERİ ARAŞTIRMA  KOMİSYONU’’ kurulması önerisinden söz ediyor.  

Bu konuda kararlı ve samimi beyanatlarda bulunuyor.

Umarım, bir gün MİHRAC URAL ile ilgili bildiği hakikatları AÇIKLAR ve o zaman, Kürt düşmanı bir gizli servis elemanı olarak bildiğimiz Mihrac Ural gerçeği KARŞISINDA, hala ‘’üç maymunlar’’ı oynamaya çalışan, ‘’soytarının soytarıları’’ da uyanmış olurlar...

 

Büyük balık operasyonu olarak adlandırılan gizli servisler operasyonu gerçeğini son kez yazıyorum.

İddia ediyorum. Bu operasyonda görev alan ve yakalanan 83 kişi içersinde, 3 kişi dışında 79 kişiden benim iddialarımı eleştirecek ve söylediklerime karşı çıkacak 4. Bir kişiden karşı yönde bir açıklama gelsin. Bütün sözlerimi geri alacağım.

Mihrac URAL ile ilgili daha önce sözünü ederek ısrar ettiğim KOMİSYON ÖNERİMİ GERİ ÇEKİYORUM...

Erkan ULAŞAN haklıdır. NE KOMİSYONU..? Böylesine yüzsüz ve arsız bir Ajan’ın komisyona çağrılması boşuna bir çaba olacaktır. Ortada ispatlanacak ne var ki? Her şey ayan beyan meydandadır. SUÇLAR SABİT ve DELİLLER kendi itirafıdır.

Mihrac Ural sorununu biz kendi içimizde çözeceğiz.

Türkiye sol’unda bir değil, yüzlerce Mihrac Ural bulunuyor.

Bizim(!) Mihrac Ural yakalanmıştır. Darısı(!) diğer Mihrac Ural’lların başına...