Şuanda 306 konuk çevrimiçi
BugünBugün2071
DünDün3402
Bu haftaBu hafta9795
Bu ayBu ay9795
ToplamToplam10478219
Engin Erkiner merhaba PDF Yazdır e-Posta
Cahit Çelik tarafından yazıldı   
Cumartesi, 11 Aralık 2010 23:17


Miro Masalı biter bitmez, Mihrac Ural beni suçlayıcı bir yazı yazdı. Yazdıklarından kafayı yediği belli oluyor. Suçlamaları değerlendirmek için kısa bir yazı yazdım. Ben de az fena değilmişim. Özel Harp’çi MİT’çi değil, faşist turancı dinci milliyetçi ulusalcı paranoyacı düşkün biriymişim. Hepsini anladım ama, milliyetçi olmakla ulusalcı olmak arasındaki farkı anlayamadım. Bu konuda beni aydınlatır mısın? Daha iyisi, sen bu yazıyı yayınlar mısın?

 

Yüksel Eriş haberin olsun,

 

a.) MHP’li Ülkü Ocakları üyesi bir faşist,

b.) BBP gençlik kolları Alperen Ocakları üyesi bir Turancı,

c.) Milli Gençlik Teşkilatı üyesi bir milliyetçi-dinci,

d.) Ulusalcı bir modern faşist,

e.) Tümünün sentezi bir “paranoya”cı,  

 

işte böyle beş özelliği olan bir kişi, Feriköy Mezarlığı'nda seni vatan toprağına ekmiş. Bu kişinin adı, Cihat Çelik'miş. Ayrı Mahluk yazarı Mihrac Ural, 61 yıllık Cahit'i Cihat yapmış. Kendisine sorulan asıl soruyu gözden kaçırmak için çalıyı dolanmış. 

 

http://acilciler-thkpc.blogspot.com/2010/12/cihat-celik-ve-test.html

 

Cahit veya Cihat, şimdi bir daha soruyor. Yüksel öldü mü, öldürüldü mü? Yüksel'den sonra örgüt lideri olduğunu söyleyen soytarı, Yüksel'in cenazesine niçin gelmedi? Daha sonra, Yüksel'in mezarına niçin bir sümüklü mendil bile bırakmadı? Yüksel Eriş blogu duyurusu yapmadı? Yüksel Eriş'in son beş saatini aydınlatmak için ne yaptı? 

 

İkincisi, Cahit Çelik, "Yüksel Eriş …  Apo'yu ve Apocu'ları sevmezdi." dediği için, "faşist" "turancı" "dinci-milliyetçi" "ulusalcı modern faşist" paranoya"cı olmuş imiş. Mihrac Ural denilen yarım akıllı, o cümleden bu sonucu çıkarmış. Alıntı yaptığı yazının adını bile yazmamış. Apo'nun Yüksel sanarak övgü düzdüğü kişiye, Cahit Çelik’e, dil uzatmış. 

 

["Şahsen tanıma imkanı bulduğum Yüksel Eriş yoldaşın candan, son derece insani yoldaşlığını asla unutmayacağım. 12 Mart´tan sonra, birlikte uzun bir süre aynı odada, uzun ve son derece candan, samimi tartışmalarımız oldu. Son derece enternasyonalist bir özü onda da bulduğumu belirteyim. Bu yoldaşa karşı, bu bir görevdir. Bunu belirtmek görevdir. Ve bu yoldaşlar, çıkışımızın temel cesaret kaynaklarıdır. Onlardan aldığımız cesaret, son derece yüreklendiriciydi. Ulusal sorunda da öyleydi, faşizme karşı soylu çıkışta da öyleydi." 

 

(Abdullah Öcalan, THKP-C (Acilciler) 1. Kongresi açılış konuşması 21 Kasım -1 Aralık 1986)   http://acilciler-thkpc.blogspot.com/2010/01/159dosya-baskan-ocalan-ve-yuksel-eris.html  ]

 

Üçüncüsü, Kurtuluş Cephesi avukatlığı yalakalığı yapmış. Mihrac Ural'ın yazdıkları çuval dolusu samandır demediğim için, kendisini görmediğimi sanmış. “Günay Karaca son nefesine kadar Mihrac Ural'ın uzantısıydı. Sağmalcılar'da büyük Firar gündeme gelince, Günay'ın ve Haydar'ın kuyruğuna bastım. İkisini de dışarı bırakmadım." deyişimden, kendine pay çıkarmış. Günay’ın düşmanı olduğumu sanmış. Haydar'a kuyruk sallamış.

 

Dördüncüsü, “Yüksel'in üç yoldaşına birden soruyorum. Yüksel'den Ermeni Soykırımı diye bir söz duydunuz mu? İlker'de Mahir'de Ermeni Soykırımı diye bir şey var mı? Öyle ise, niçin yalan atıyorsunuz?”  diye sormuştum. Engin Erkiner “O zaman bu konuyu bilmiyorduk!..” dedi. Rıza cevap vermedi. Mihrac Ural saldırıya suçlamaya geçti.

 

Son olarak, Miro Masalı'nı ben yazdım. Miro'nun ciğerini bilirim. Ciğeri peş para etmez. Kesip attığım tırnağım kadar değeri yoktur. Yüksel Eriş'i "faşist" "turancı" 'milliyetçi-dinci" "ulusalcı modern faşist" "paranoya"cı bir pislik vatan toprağına ekmişse, Yüksel'in arkadaşları yoldaşları dostları adına gözünden iki damla yaş süzülmüşse, öperim o pisliğin elinden gözünden. 

 

Mihrac Ural’ın ciğerini görmek için,  http://mirocan.blogspot.com  adresini ziyaret ediniz.