Şuanda 33 konuk çevrimiçi
Acilciler videoları - ilk değerlendirme PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Pazartesi, 19 Ağustos 2024 21:20


Yazı yazıldığı sırada benimki 10975, bir hafta sonra yayınlanan İrfan’ınki 5553 kere izlenmişti. İlk günlerdeki artış hızı doğal olarak yavaşlayacak ama her gün biraz artacaktır.

Bendeki 165 beğeniye de biraz şaşırdığımı belirtmeliyim.

Lazkiyeli Muhabarat pislik yapmadan duramadığı için yoruma kapattık.

Mutlaka yorum yazmak isteyenler bana Facebook üzerinden gönderebilirler.

Üç konuyu belirteceğim.

Birincisi; hayatım boşunca hiçbir zaman “önder”, “lider” gibi sıfatlar kullanmadım. Buna başkaları karar verir. Çok sayıda insan böyle görüyorsa yapabileceğim bir şey bulunmuyor.

İkincisi; yıllar önce İbrahim Yalçın ile tartıştığımız bir konuydu. www.enginerkiner.org sitesi yayına başlayıp büyük ligi de görünce “örgüt mü kuracaksınız?” sözleri duyulmaya başlamıştı. O zaman demiştim ki; hayır! 25-30 yıldır bir şey yapmamış insanlarla ne örgütü kuracaksın? Yıllar önce birlikte olabiliriz ama geçti o günler…

İnsanlar son birkaç yılda ne yaptılar, değerlendirmeyi buna göre yapmak gerekir.

Ya da şöyle denilebilir: biz birtakım tiplere önderlik yapacak kadar düştük mü?

Bu insanların önemli bölümü devrimci değil, açıkça lümpendir.

Ne işimiz var bu insanlarla?

Kendilerine düşman değiliz ama birlikte iş de yapmayız.

Beni ya da bizi ne olarak gördüğünüz sizin sorununuzdur; bizden uzak durun!

Eskileri toplayarak yeniden örgütlenmeye yönelenlerin durumlarını görüyoruz. 25-30 yıl önce bir grup insanla aynı örgütte olman, bugün de o insanlarla çalışabileceğin anlamına gelmez.

Onlar artık başka insanlar ve birbirinize olan yabancılaşmanızı “geçmişte en büyük örgüt olmakla”, ya da şu veya bu eylemi yapmış olmakla ortadan kaldıramazsınız.

Bu insanları dışlamıyorum ama 25-30 yıl sonrasındaki koşullarda işe yarar insanlar olduklarını göstermeleri gerekiyor.

Aksi durumda boşuna uğraşırsınız, zaman ve enerjinizi boşuna harcarsınız.

Bu bağlamda bir takıp tiplerle hiçbir işim olamaz. Git başımdan birader, ne halin varsa gör!

Uzak geçmişin önemli bölümü dökülmüş insanlarını toplamak, onları heyecanlandırmak için başvurulan tipik yöntem anma törenleridir. Maşallah, ölüm yıldönümlerinde anılmaları yetmedi, doğum günlerinde de anılmaya başlandılar…

Ortak bir tarihi sürekli bilince çıkarmaya çalışmak, bu insanların önemli bölümünün bugünün görevlerine uygun oldukları anlamına gelmez. Uğraşırsınız, çabalarsınız, yorulursunuz ve ortada bir şey yoktur…

Üçüncüsü; anmaları sevmiyorum. Şimdilik 60’ın üzerinde kitap ve 273 video bulunuyor. Bunlar fazlasıyla yeterlidir… Devamları da geliyor.

Gördükleri ilgiden memnunum. Ülkede iki yıl iki aydan beri düzenli olarak ve değişik konularda video yayını yapan başkası bulunmuyor.

İnsan övünecekse bunlarla övünmelidir, yoksa 45 yıl önce ne yaptığıyla değil…

Unutmayın, 12 Eylül’den sonra 44 yıl geçti…