Şuanda 62 konuk çevrimiçi
BugünBugün729
DünDün2294
Bu haftaBu hafta6701
Bu ayBu ay40438
ToplamToplam10156993
Rojava kadın devrimini yaşatalım PDF Yazdır e-Posta
Nuray Bayındır tarafından yazıldı   
Cuma, 21 Kasım 2014 20:49


25 Kasım’ın Kadına karşı şiddetle mücadele günü olması vesilesiyle kaleme aldığım bu değerlendirmeyi okuyucularımla paylaşmak istedim.

Kürt coğrafyasında dünyanın ilk ve en hapsamlı kadın katılımlı devrim süreci yaşanıyor. Bu devrimi Rojava Kadın Devrimi diye adlandırmak yanlış olmaz. Dünya egemenleri en çok bu devrimden ve Kapitalist modernite’nin kıskacında kıvranan topluluklar üzerinde olası etkilerinden korkuyor... Çatışma Bölgeleri İnsanlardan boşaltılmış alanlar haline getirildi. Yaşam alanlarından kopmak istemeyerek Direnen İnsanlık Kobane’de sıkıştırılmak istendi.

 YPG’li Kürt gençleri aylardır Işid çeteleriyle amansız bir savaşın içinde... Bu kahramanca direniş sayesinde Kobane halkı ve mücadelesi şimdiden bütün dünyanın umudu oldu.

 Kobane’de süren eşitsiz savaşın sonucu ne olursa olsun, kazanan Kobane direnişçileri şahsında bütünüyle insanlık olacaktır. Kobane’nin düşmesi yanlızca Rojava devrimini tehlikeye sokmayacak özgürlük ve demokrasi değerlerini savunan tüm insanlık tehdit altında kalacaktır.

En az üç yıldır eli kanlı Işid çetelerinin bölgede palazlanmasında AKP iktidarının büyük rolü olmuştur. Hala Kobane’de süren savaşa adam sağlamak için Dünyanın birçok yerinden çete devşiren İşid’e savaş bölgesine geçiş için Türkiye’den kolaylık sağlandığı belgeleriyle ispatlanmıştır.

Işid katliamlarının başladığı 15 Eylül’den bu yana yüz binlerce insan yerlerinden yurtlarından edildi. Binlercesi katledildi. Esir alınan kadınlara tecavüz edildi. Yüzlercesi pazarlarda mal gibi satıldı.  Diğer yandan; ABD’li , İngiliz  Fransız kökenli esirlerin medya önünde katledilişinden sonra her nedense  batıda büyük kitlesel tepkiler oluşmadı. Ancak başını ABD’nin çektiği koalisyon güçleri Kobane insansızlaştırıldıktan sonra havadan ışid mevzileri bombalanmaya başladı.

Orta doğuda kanlı kaos ortamının yaratılması ve sürdürülüyor olması kimlerin işine yarıyor? Bölgedeki  alt üst oluşlar gerçekte kimler tarafından ve ne için yapılıyor? Hangi plan, proje dahilinde yapılıyor? İslami Cihat örgütlerinin yıllardır burada örgütlenişine ve yayılışına sürecin buraya sürüklenmesi için mi göz yumuldu ve desteklendi? Bu insan kıyımı nereye kadar sürer? Gibi  sorulara cevapları komplo teorileri yaratmadan bölgeyi ve dünyadaki siyasi, ekonomik ve politik gelişmeleri yerinde ve zamanında izleyenler verebilir. Mümkün olduğu ölçüde dünya ve bölge gerçeklerini görerek yapılabilecek yorumlar bizi doğru sonuçlara götürecektir.

Orta Doğu ateş çemberi bölge ülkelerinin yüzyıllardır birbiri içine girmiş ve birbirini etkileyen, tetikleyen iktidar sorunları ve çıkar hesaplarıyla örülmüş durumda. Kadına yabancı erkek egemen şiddetin en yoğunlaşmış şeklini ifade eden Işid çetelerine karşı mücadele veren Kadın Savunma Birlikleri(YPJ) temsilcileri sadece kendileri için mücadele etmediklerini bütün insanlığın ve dünya kadınlarının sesi, kulağı olmak istediklerini belirtiyorlar.

Bu güne kadar söz konusu coğrafyada kadının varlığı tartışılmıyordu bile. Ancak özgürlüğü  için mücadele eden kadın bu çemberin dışındaydı ve belirgin bir saygınlığa sahipti.

 İnsanlık ve kanlı çatışmaların içinde yaşandığı topraklar tanıktır ki, buralarda kadın ile birlikte bütünüyle insan yaşamı  yok ediliyor. Bizi ilgilendiren en büyük sorun budur.

Son yıllarda Rojava Kürdistan’ında kadının özgürleşme mücadelesinde kat edilen mesafeden hiç kimse haberdar değildi. Bölgede kadınlar lehine yaşanan gelişmeler ve yürütülen çalışmaların kalitesiyle birlikte kısa sürede yaratılan insanlık değerleri hiç de azımsanmayacak boyutta.

Devrim ile birlikte kadınlar toplumsal siyasal, askeri alanda, hayatın tüm alanlarında  her yerdeler.
O evinden çıkmayan kadın şimdi silahını almış ve kendi topraklarının asayişini sağlıyor. Yaralanıyor, şehit düşüyorlar. Ama bunların hepsini herhangi bir baskı olmadan kendi iradeleriyle yapıyorlar.

Rojava devriminden önce de Kürt kadını  yıllardır mücadelenin içindeydi bu mücadelenin sonunda gelinen noktada Rojava devrimi dünya çapında yarattığı moral değerleriyle birlikte kadına nefes oldu. Yıllardır içlerinde gizledikleri acıları yoksunlukları ortaya çıkardı. Bugün Kadınlar Rojava’da egemen erkek zihniyetine karşı onurlu kahramanca bir duruş sergiliyorlar.

 Avrupa’da Kürt kadınları yıllardır kadın merkezli toplumsal gelişmeyi hedefleyen çalışmalar yaptılar. gerici değer yargılarının toplumsal yaşamdaki etkilerine karşı mücadele verdiler. Büyük bedeller ödeme pahasına Kürt kadını bulunduğu her alanda örgütlü olmanın avantajıyla kendi iradesini güçlendirdi ve ev yaşamının dışına çıktı. Kadının örgütlü olduğu alanlarda kurumlaşmalarını yarattılar. Kadın evleri, Kadın Meclisleri var. Rojeva’da Kadın Akademileri kuruldu. Kadın Meclisleri faaliyetlerini kesintisiz sürdürüyorlar.

Dünyanın neresinde olursa olsun kadının sorunları özde aynı, değişmiyor. Sorunun temelde zihniyet sorunu olduğu kadınların bilincinde çok açık.  Erkek egemenliğine karşı çok yönlü bir savaş sürüyor.

Arzu Demir’in Efrin’den bildirdiği bir haberde : ‘’Kadın akademileri, kadın merkezleri, kadın meclisleri, kadın iş atölyeleri devrimle birlikte kuruldu… Rojava'da her kurumda oluşturulan kadın birliklerinin yanı sıra kentle ilgili alınan kararlara kadın bakış açısını taşımak için kadın meclisleri oluşturulmuş durumda. Halk Meclisi'nin bulunduğu her yerde bir de kadın meclisi oluşturuluyor. Meclis üyesi kadınlar, tüm Rojavalı kadınlara devrimin örgütlenmesinde neden yer almaları gerektiğini anlatıyor… Rojava'da kadınlar bir yandan mevzilerde devrimi savunurken, diğer yandan da yoğunlaşmış bir şekilde sürdürülen eğitimlerle, cins bilinci kazandırılmaya çalışılıyor’’deniliyor.

Bu gün Kuzey Kürdistan’da Kürtçe eğitimin özgürce yapılabilmesi için halkın sokaklara çıktığı göz önüne alındığında Rojeva’da kaydedilen gelişmenin ve kazanımların mahiyeti ortaya çıkıyor. Kadınların eğitim seferberliğinin hemen hemen tamamını üstlendiği bu devrim sürecinde ‘’ kadınlar, ya dil merkezinde öğretmen olarak kurs veriyor ya da Dil Akademisi'ne giderek, okullarda resmi olarak öğretmenlik yapmak için gerekli eğitimleri alıyor’’.

Kadın Akademilerinde devrime aktif katılıma hazırlanan kadınlar eğitim saatlerinde kapıda klaşinlerle nöbet tutuyor. Kadın Akademilerindeki eğitimin özünü ‘’Kadının kendi gücünün farkına varması’’ oluşturuyor.

Yukarıda anlatıldığı gibi bu güne kadar kadının mal olarak satıldığı bir coğrafyada bu devrim yaşanıyor.

 İşte sistemini kadının köleliği üzerinde kurmuş egemen güçlerin işine gelmeyen tam da budur. Kürt Özgürlük Hareketi öncülüğünde yaşanan kadın devrimi bu sistemi kökten değiştirecek devrimci bir öz taşıyor.

En ileri demokrasinin yaşandığı iddia edilen batılı ülkeler dahil dünyanın hiçbir yerinde kadın erkek eşitliğini tümüyle yaşamsallaştıran devrimci öz taşıyan böyle bir devrim yaşanmamıştır. Kürt hareketinin tüm kurumlarında kadın ve erkek eşit temsil edilmektedir. İşlerliğe konulan Eş başkanlık sistemi bu temsiliyetin özünü yansıtıyor.

Son günlerde Türkiye’de AKP iktidarı HDK ve DTK bileşenlerinde uygulanan eşbaşkanlık sistemini önlemek için yeni düzenlemeler peşine düştü.

Bu gün Türkiye siyaset arenasında esas  mücadele; bir tarafta kadını hapseden, kadını kuluçka makinesi yerine koyan islamo faşist AKP zihniyeti ile kadının toplumsal yaşamda eşit ve özgürce yer aldığı demokratik özgürlükçü bir toplumsal projenin hayata geçmesi için samimiyetle savaşan güçler arasındadır.

Bölgemizde yaşanan gelişmelere de baktığımızda birbiriyle çatışan güçler bile sıra kapitalist sistem dışında bir çıkış yapmak isteyen Kürt Özgürlük Hareketine geldiğinde bu hareketin insanlık için yarattığı kazanımları bir an önce yok etmek için aralarında birleşebiliyorlar. Tıpkı Kobane’de olduğu gibi...

Sonuç olarak; beş bin yıllık erkek egemen toplum zihniyetine karşı gelişen bir devrim hareketinin dünyanın tüm gericileri tarafından boğulmak istendiği coğrafyamızda Rojava Kadın Devrimi  insanlığın umut ışığı haline gelmiştir.

Gelinen noktada dünyamızda tüm ilerici ve devrimci hareketlere düşen Rojava Kadın Devrimini sahiplenmek ve yaşaması için mücadele etmektir.