Şuanda 40 konuk çevrimiçi
BugünBugün861
DünDün2294
Bu haftaBu hafta6833
Bu ayBu ay40570
ToplamToplam10157125
Sosyalizmde kişi putlaştırması PDF Yazdır e-Posta


 

 

Herkes bundan şikayetçi ama bunu beslemekten de geri kalmıyor.

Mesela Marksizm veya Marksizm-Leninizm’den söz ediliyor.

Teorinin adının kişi adlarıyla anılması da kişi putlaştırmasının başka bir çeşidi değil midir?

Liberalizmin Adam Smith’çilik olarak anıldığını hiç duymadım.

Keza neo liberalizm de Friedman’cılık veya Hayek’çilik olarak anılmaz.

Sadece Keynesçilik’te bir teori kişinin adıyla anılır.

Teorileri kişi adlarıyla anmak, kişiyi kutsallaştırmanın, onu dokunulmaz duruma getirmenin bir çeşididir. Her görüş zamanla değişir, değişmek zorundadır. Dahası hatasız teori yoktur, her teorinin hataları –kimisi pratik içinde- ortaya çıkar ve aşılmaya çalışılır. Teorileri kişi adıyla anmak teorinin kalıplaşmasına, donmasına da yol açar; değişim zorlaşır.

Marksizm-Leninizm ile başlayınca Stalinizm neden olmasın? Keza Maoizm ve Hocacılık (Enver Hocacılık) da,,,

Her sosyalist ülkenin lideri de kendisini ülkesinin Lenin’i yerine koyar ve Leninizm’in gölgesinde kendini putlaştırma yolunda ilerler.

SSCB’de Lenin’den alıntı yapmadan yazı yazılamıyorsa benzeri Jivkov’dan alıntı yapmanın zorunlu olduğu Bulgaristan’da neden olmasın?

Leningrad ve Stalingrad adlı kentler varsa, Türkmenbaşı adlı kent neden olmasın?

Fidel Castro ölümünden sonra adının hiçbir yere verilmemesini vasiyet etmiş; çok da iyi yapmış.

Adam yaşarken zaten yapacağını yapmış, adının şuraya buraya verilmesine ihtiyacı mı var?

Yaşanılan çok sayıda olumsuz deneyden sonra bu dersi çıkarmış.

Castro’nun Dinle Yankee ve Tarih Beni Beraat Ettirecektir dışında yapıtı bulunmuyor. Bir de çok sayıda konuşması var.

Fidel Castro’nun teorik yapıtı yoktur, olması şart da değildir.

Ho Chi Minh’in de durumu böyledir.

Adı ölümünden sonra birleşik Vietnam’ın başkentine verilmişti. Saygon yerine Ho Chi Minh kenti…

İnsanların tarihte önemli rol oynamaları için önemli teorik yapıtlara sahip olması şart değildir.

Burada “neden böyledir?” sorusunun sorulması gerekiyor.

Sosyalizmde kişi putlaştırması ya da bununla sonuçlanacak uygulamalar neden yaygındır?

Bu kadar yaygın bir uygulama kişilerin niyetleriyle açıklanamaz.

Eğer birbirinden çok farklı ülkelerde yaşayan sosyalistler sürekli aynı uygulamayı yapmışsa, bunun teorik temellerinin olması gerekir.

Sosyalizm, yeni bir dünyanın kurulmasını, yeni bir insanın yaratılmasını amaçlar.

Bu amaç sürekli gelişmek zorunda olan büyük bir teorik birikim olmadan gerçekleşemez.

Sosyalizmin ve komünizmin işçi sınıfı dahil herhangi bir sınıfın kendiliğinden eylemiyle kurulamayacağı 1900’lü yılların başlarında önce Kautsky ardından Lenin tarafından ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Tarihi kitleler yapar ama bu kitleler parti ve o partinin iyi teorisyenleri olmadan kendiliklerinden fazla bir şey yapamaz, en fazla ekonomik çıkarlarını iyi savunma noktasına kadar gelişebilirler.

Lenin olmasaydı, Ekim devrimi gerçekleşmezdi.

İşçi sınıfı ve asker elbisesi içindeki köylülerin nereye kadar gidebilecekleri büyük oranda kendiliğinden gerçekleşen Şubat 1917 devriminde görüldü: Çarlık devrildi, burjuvazi iktidara geldi ve umutlar da ona bağlandı.

Lenin yarı feodal bir ülkede sosyalist devrimin gerekli olduğunu savunurken en fazla kendisinin 1905 yılındaki görüşlerini savunan Bolşeviklerle uğraştı. Lenin (1917) Lenin (1905)’e karşı gibi bir durum ortaya çıktı.

Büyük teoriler kolektif üretilmez, tek kişi tarafından yazılır.

Marx ve Engels yıllarca birlikte çalışmıştır ama onların bile kolektif yapıtı azdır: Komünist Manifesto ve Alman İdeolojisi

Kapital, Marx’a ait iken; Anti Dühring, Ailenin Devletin ve Özel Mülkiyetin Kökeni gibi yapıtlar Engels’e aittir. Başka yapıtlar da sayılabilir ama bu kadarı yeterlidir.

Fidel Castro’nun Küba devrimindeki belirleyici rolünü Che anlatır.

Tito’nun önemli teorik yapıtı yoktur ama Yugoslavya’nın kurulmasındaki büyük rolü kabul edilir.

Sosyalizm tarihinde kişiler kapitalizm tarihindekinden daha önemlidir.

Sosyalizmin kapitalizmden çok daha fazla teoriye ihtiyacı vardır. Bu teori yeni toplum ve insanı hedeflediği için de özellikle yaratıcı olmak zorundadır.

Tarihte çok sayıda örneğinin görüldüğü gibi böyle bir teori de kolektif üretilmez.

Lenin tek başına kuşkusuz pek bir şey yapamazdı. Ekim devrimini işçiler, köylüler ve onların önderi Bolşevik partisi yaptı ama Lenin olmasaydı da bu devrim gerçekleşemezdi.

Sosyalizm tarihinde kişilerin önemli yer tutmasından kişi putlaştırmasına kolayca gidilebilir. Suya sabuna dokunmayan yapıtlar vermiş parti önderleri de sosyalizmin bu özelliğini kendi lehlerine kullanabilirler (Jivkov gibi).

Bununla nasıl mücadele edilebilir?

Her teorinin belirli bir ömrünün bulunduğu, her teorinin zaman içinde yetersizleşeceği, değişmek zorunda olduğu kabul edilirse; kişi putlaştırmasına karşı güçlü bir zemin bulunmuş demektir.

Kişiler sosyalizme teorik ve pratik temelde büyük hizmetler yapmış olabilirler ve bunun da her zaman belirtilmesi gerekir, ama kişi putlaştırması, kişinin mutlaklaştırılması ayrı bir durumdur. Buna karşı en iyi önlem, kişinin ve görüşlerinin uzun veya kısa bir dönem sonrasında geçersizleşeceğinin ya da eski önemini kaybedeceğinin bilinmesi, sürekli vurgulanmasıdır.

Tarihin bir döneminde önemli rol oynamış kişilerin de putlaştırılmaya hiç ihtiyacı yoktur.