Şuanda 17 konuk çevrimiçi
BugünBugün214
DünDün1270
Bu haftaBu hafta8462
Bu ayBu ay5887
ToplamToplam10216229
Afrin değil saray yönetimi düşecektir! PDF Yazdır e-Posta
İrfan Dayıoğlu tarafından yazıldı   
Çarşamba, 17 Ocak 2018 18:17


Erdoğan Kürt halkına karşı tüm cephelerden topyekûn savaş başlatma arzusunu gizlemiyor. Kürtlere yönelik saldırı planlarını bir bir uygulamaya çalışıyor. Şimdi de Afrin’e saldırarak Suriye’de kalıcı işgalciliğe El Bab’tan sonra Afrin’i işgal ederek ikinci bir adım atmaya çalışıyor. Kürt halkı ise karşı devrimci, faşist, ırkçı saldırı dalgasına karşı yaşadığı tüm alanlarda topyekûn direniş için sokaklara çıkarak mücadeleyi yükselterek Afrin’i sahiplenmeye kararlı görünüyor. Kürdistani kurumlar ülkede ve yurt dışında Kobanê ruhunu bir kez daha canlandırarak direnişi büyüteceğinin işaretlerini veriyor.

 

Başta Kürt halkı ve dostları olmak üzere TC faşizmine karşı olan, demokrasi ve insan haklarını savunan, bölgeye barış gelmesi için çaba gösteren güçler; Kobanê için verdikleri özverili mücadeleyi örnek alarak Efrîn’i de seferberlik ruhuyla sahiplenmeye devam etmede kararlı görünüyorlar.

Nitekim KCDK-E yaptığı basın açıklamasında “başta BM ve uluslararası kurumlara ve ilerici insanlığa çağrımız Türkiye’nin Efrîn’e saldırı planına karşı sesiz kalmamanızdır. Sessiz kalmak bu işgal planına onay vermek olacaktır. AKP faşizminin yarattığı insanlık düşmanı DAİŞ’i büyük özveri ve fedakârlıkla Kürtler mücadele ederek durdurmuştur. Tüm insanlığında DAİŞ zihniyetli AKP’nin Efrîn saldırısına karşı Kürt halkıyla dayanışmasını yükseltmeye çağırıyoruz.

KCDK-E olarak başta Avrupa’daki Kürdistanlılar olmak üzere tüm parçalardaki ve farklı görüşteki onurlu, namuslu yurtsever Kürtler Kobanê ruhu ile diktatör Erdoğan ve işgalci Türk ordusuna karşı Efrîn’i sahiplenmek için dünyanın her yerinde direnişi yükseltmek için acilen sokaklara çıkarak mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz.”

Kürtleri bir kez daha teslim alabileceklerini sanan sömürgeci bölge devletleri bilmelidir ki; Kürt halkı ve dostları nasıl ki tarihi Kobane Direnişini sahiplenip tüm dünyaya mal ettiyse, Afrin'e yapılacak bir saldırıya karşı geliştirilecek olan tarihi Kürt direnişini de sahiplenecek ve dünyaya mal ederek, çağın karanlığının temsilcilerini tarihin çöplüğüne bir kez daha süpürecektir.

T.C devlet yetkilileri ve Erdoğan'ın bizzat kendisi, işbirlikçileri çetelerle birlikte "Afrin Seferi" başlatacağına dair naralar atmaktadır. Afrin topraklarını bombalamakta, kapalı kapılar ardında Esat ‘da dahil Kürtlerin bölge halkları için örnek teşkil eden ortak yaşam projesine karşı olan tüm güçlerle pazarlıklar yapmaktadır. Kimine göre İdlib’i Afrin karşılığında satmakta, kimine göre ise ABD ve Rusya ile anlaşarak Kürtleri Fırat’ın batısı ile sınırlamaya çalışmaktadır.

Bu son günlerde Türk devleti bir kez daha Efrîn’e yönelik sesini yükseltti, Kürtlere ağır tehditler savurdu. Savuruyor. Efrîn’in ilçelerine yönelik top atışlarını yoğunlaştırdı, sınırdaki asker sayısını arttırdı. Şimdiye kadar Rusya sessiz kaldı, herhangi bir açıklama yapmadı. Bu sessizlik, top atışlarını onayladığı anlamına geliyor. Türkiye bu şekilde Efrîn’e girebileceğini ve orada kalabileceğini düşünüyor. Ama aynı zamanda Efrîn’de onu büyük bir tuzağın beklediğini de biliyor. Efrîn’in kendisine mezar olacağından korkuyor. Bu yüzden de her türlü baskı ve tehditle halkı korkutuyor, bu şekilde savaş baskısı altında tutmak istiyor.

16 Ocak gecesi Türkiye ilk defa Afrin’e hava saldırısı düzenledi ve bölgedeki aktörler Türkiye’ye karşı hala ciddi bir uyarı ya da açıklama yapmış değiller. Kürtler bir kez daha sırtından hançerlenirse önümüzdeki süreç herkes için cehennem olabilir. Kürt güçleri Afrin halkını asla yalnız bırakmaz. Savaş Afrin dışına yayılır, Kürtlerin yaşadığı her alan başta olmak üzere bölgenin tümü direniş eylemlerine sahne olabilir.

Erdoğan gelecek seçimleri alabilmek için “Afrin Zaferi”ne muhtaçtır. Risk alarak bu hedefine varmak istediği anlaşılıyor. Ancak bilinmelidir ki; Afrin halkı başta olmak üzere Kürdistan'ın dört parça halkı bu "sefere" karşı dimdik ayaktadır. Belki Afrin'e giriş olur ancak oradan çıkış olanaklı değildir.

Nasıl ki DAİŞ çeteleri Kobane’ye gömülmüşlerse, Erdoğan ve işbirlikçisi çeteler de Afrin'e gömülecektir. Kısacası Erdoğan’ın Afrini işgal ederek Kürtlerin kazanımlarını yok etme hesabı da tutmayacaktır.

Unutulmasın bugün bir kaç günde Afrin'i yerle bir edeceğini söyleyen Erdoğan, dün "Kobane düştü düşecek" demişti. Ancak Kobane değil, Rakka düştü. Şimdi de Afrin düştü düşecek diyor. Bizden uyarması; Erdoğan dikkat etsin bu sefer de sakın Saray yönetimi düşmesin!