Şuanda 33 konuk çevrimiçi
BugünBugün1801
DünDün1865
Bu haftaBu hafta10116
Bu ayBu ay42815
ToplamToplam10204869
Erdoğan'ın Almanya ziyareti PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Çarşamba, 19 Eylül 2018 21:39


Erdoğan bu ayın sonunda Almanya’ya iki günlük ziyaret gerçekleştirecek ve konu bir süreden beri hem partilerde hem de kamuoyunda tartışılıyor. Almanya kamuoyu Erdoğan’dan hiç hoşlanmıyor ve resmi ziyaret bu konuda herhangi bir değişiklik yapmayacaktır. Türkiye’deki rejim insan haklarından, demokrasi ve hukuktan uzak bir rejim olarak biliniyor ve resmi ziyaret bu konuda da herhangi bir değişikliğe neden olmayacaktır.

Almanya ile Türkiye arasında yoğun ticaret ve yatırım anlaşmaları var. Türkiye’nin en büyük ihracatı Almanya’ya yönelik olduğu gibi bu ülkeden yüksek miktarda ithalat da yapmaktadır. Almanya Başbakanı Merkel geçenlerde yaptığı bir açıklamada, Türkiye ekonomisinin sağlıklı olmasının Almanya’nın çıkarına olduğunu belirtti. Almanya isterse Türkiye ekonomisini iyice zora sokabilir, ama böyle yapmayı düşünmüyor. Ek olarak, Erdoğan’ın ziyaretinin ardından çok sayıda iş insanından oluşan bir Alman heyeti Türkiye’yi ziyaret edecek ve büyük ihtimalle yeni yatırım anlaşmaları gündeme gelecektir. Bunlardan bir tanesinin demiryolları olması muhtemeldir ve şimdiden TC demiryollarının modernleştirilmesi ve hızlı tren konusunun Siemens’e verilmesi konuşuluyor.

Almanya’nın böyle davranması normaldir, tabii ki çıkarı yönünde davranacaktır, Türkiye pazarı Almanya için iyice açılacaktır.

Hayret ettiğim sol örgütlerin tutumudur.

Erdoğan gelince protesto gösterileri yapılacak, burası tamam da bunların bir şeyi değiştirmeyeceği sanırım biliniyordur.

Biliniyor mu, pek emin değilim açıkçası…

Almanya hükümeti Erdoğan’ı çağırdığı için eleştiriliyor, Erdoğan rejiminin işbirlikçisi olmakla suçlanıyor.

Almanya başka ne yapacaktı?

Orada çıkarı var ve çıkarının gereğini doğal olarak yapacaktır.

Almanya dünyanın önde gelen ihracatçı ve yatırımcı ülkelerinden birisidir. Türkiye pazarı da Almanya için önemlidir, hem iç pazar olarak hem de bu ülke üzerinden Ortadoğu ülkelerine ihracat yapılması açısından önemlidir. Yeni üretim tesisleri için yatırım yaparlar, bir bölüm iç pazar için üretilirken bir bölüm de çevre ülkelere ihraç edilir.

Erdoğan iki yıl önce Alman hükümetine faşist mi demişti; unutulur gider…

Karşılığında ülkede tutuklu birkaç Alman vatandaşı serbest bırakılır, mesele kapanır.

Bir yandan, Almanya emperyalisttir, diyeceksiniz, bir yandan da soldan yana tavır almasını isteyeceksiniz. Bu iki talep birbirine uymaz. Açık bir şekilde ifade edildi: Türkiye ekonomisinin kriz içinde bulunmaması Almanya’nın çıkarınadır. Bu kadar ithalat ve ihracat yapıyorsanız ve bu kadar da yatırımınız varsa ve yeni alanlar da önünüzde açılıyorsa, bunlardan yararlanacak ve devlet başkanını da ülkeye davet edeceksiniz…

Almanya’nın soldan yana tavır almasını herhalde beklemiyorsunuz…

Protesto edilir ancak Alman sanayisinin yatırım planları bundan etkilenmez.

Tersini beklemek olacak iş değildir…

Yanlış hatırlamıyorsam İsviçre’de yapılan HDK-A Kongresi’nde; Türkiye’deki yönetimle işbirliği içinde olan Avrupa hükümetlerinin tutumunu değiştirmek için bu ülkelerdeki demokrasi güçleriyle işbirliği yapılması gerektiğinden söz edilmişti.

Böyle bir belirleme geçmişe aittir, geçerli değildir.

Bulunduğunuz ülkedeki sol ve demokrasi güçleriyle işbirliği yaparak hükümetlerin tutumunu değiştiremezsiniz ya da çok az etkileyebilirsiniz. Ancak solun bu ülkelerde iktidara gelmesiyle birlikte tutum değişikliği söz konusu olabilir.

Almanya’da esas olarak Sol Parti ve biraz da Yeşiller Erdoğan’ın ziyareti ve genel olarak ülkedeki durum hakkında sürekli açıklama yapıyorlar ama çoğunlukta değiller ve bu sözler hükümet politikasında önemli bir değişikliğe neden olmuyor.

Almanya dünyanın önemli silah ihracatçısı ülkelerinden birisidir, Türkiye de silah sanayisi ve ihracatı konusunda önemli adımlar atıyor. Alman silahlarına ve silah teknolojisine ihtiyaçları var. Silah ihracatı ve teknoloji satılması çok kazançlıdır. Bazen muhalefetin bastırması ve protestolar sonucunda bu konuda küçük kısıtlamalar yapılır ama esasta fazla bir şey değişmez. Bu yeni değil, yıllardan beri böyledir. En fazla “Bizden aldığınız silahları şu bölgelerde kullanmayın” denir ve kullanan da usturuplu kullanır.

Bunlar bilinmeyen şeyler değildir.

Protestolara diyeceğim yok ama bunları da bilip hayallere kapılmayalım…